İzmir Milli Kütüphane

İzmir Milli Kütüphane, İzmir'in Konak ilçesinde, adını verdiği Milli Kütüphane Caddesi'ndeki tarihi binada hizmet veren ve Türkiye'nin Milli adını taşıyan ilk kütüphanesidir.[1]

23 Nisan 1912 tarihinde, daha sonra İzmir Milli Kütüphane Cemiyeti adını alacak olan sivil bir örgüt çatısında toplanan bir grup aydının girişimi ile Beyler Sokağı’nda, Salepçizade Konağı'nın selamlık bölümünde hizmet vermeye başladı. Kütüphaneye gelir sağlaması için 1926 yılında Elhamra Sineması’nın açılmasından sonra bu işletmeden elde edilen gelirle bir kütüphane binası inşa ettirildi. Ülkede bir sivil toplum girişimi ile kurulan ilk kütüphane olan kurum, 29 Ekim 1933 tarihinden beri Mimar Tahsin Sermet Bey’in yaptığı neo-klasik binada hizmetini sürdürür[2]. Halen, Türkiye’nin altı derleme kütüphanesinden birisidir. Milli Kütüphane Vakfı’nın malıdır ve onun yönetimindedir[3].

Koleksiyon

Kütüphanede 2009 yılı itibariyle 670.000 adet kitap, 4800 adet dergi, 7400 adet gazete bulunur.[4]

Değerli yazma eserler

İzmir Milli Kütüphane’de Arapça, Türkçe, Farsça dillerinde yaklaşık 4000 eser içeren bir yazma eserler koleksiyonu mevcuttur.[5] Koleksiyondaki eserler arasında yer alan Enveri’nin Düsturname’si (1464-1465) özellikle önemlidir. Katip Çelebi'nin Cihannüma adlı eserinin İbrahim Müteferrika tarafından basılmış ilk baskısı, Aristo’nun 1531 tarihli Gutenberg basımı eseri, 72 adet Kur’an bu koleksiyon içinde yer alır.[5]

Kütüphane Binası

Kütüphane binası, Neo-Klasik Türk Mimarisi tarzına uygun olarak yapılmış iki katlı bir yapıdır ve Elhamra Sineması ile birlikte bu mimari ekolün İzmir'deki en önemli simgesidir. Türkiye'de kütüphane olarak planlanmış az sayıda binadan birisidir. Tarihi eser olarak değerlendirilebilecek bir eserdir.[6] Birinci katta yönetim odaları, bir depo, bir genel okuma salonu, ödünç verme servisi, fotokopi odası, özel okuma odası, cilt onarım odası; ikinci katta ise iki kitap deposu, konferans salonu, çocuk kitaplığı bulunur.[3]

Tarihçe

Kütüphanenin Kuruluşu

İzmir’de Milli Kütüphane’nin kuruluşu için ilk defa 1911 yılında İzmirli avukat Kadızade İbrahim Bey’in öncülük etmiş ancak mali yetersizlikler nedeni ile bu proje hayata geçememişti[7]. Kütüphane, ertesi sene matematik öğretmeni Mehmed Celaleddin Bey öncülüğünde hizmete girdi. “Celal Hoca” adıyla bilinen Mehmet Celaleddin Bey, zamanın İzmir Eytam (Yetimler) Müdürü Abidin Bey’e ve Maksudoğlu Edhem Bey'e bu düşüncesini açmıştı[8]. Kurucular, oluşturacakları kütüphaneyi yaşatacak geliri sağlamak üzere bir sinema kurmayı; kütüphanenin yerini temin için hayırsever “Salepçioğulları” ailesine başvurmayı kararlaştırdı[8]. Böylece Beyler Sokak’ta bulunan Salepçioğulları Konağı’nın selamlık bölümü ücretsiz olarak kütüphane için tahsis edildi. Kitaplığın oymalı dolapları Sanatlar Mektebi'nde Girit'li oymacı İbrahim Bey tarafından yapıldı[8]. Kütüphane, 1911 yılında İbrahim Kadızade’nin isteğiyle oluşturulan “İlm-ü İrfan Encümeni” tarafından (sonradan "İzmir Milli Kütüphane Cemiyeti" adını aldı)[3] 23 Nisan 1912’de hizmete sokuldu.

Gelir amaçlı düşünülen açık hava sineması kütüphane kurucularının gerekli malzemeleri temin etmesinden sonra İbrahim Kadızade’nin kefaleti ile kiralanan bir arsa üzerinde hizmete girdi. 1912–1914 yılları arasında kütüphaneye 4.000 eser sağlandı[8].

Kurucular

İttihat ve Terakki

Salepçizade Konağı’nın harem kısmında siyasi çalışmalarını sürdüren İzmir İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kütüphaneyi fırkanın bir organı haline getirmek istemesi üzerine, bunu kabul etmeyen Celeleddin Bey Kütüphane İdare Heyeti’nden ayrıldı; işgal yıllarına kadar sadece ilmi heyet reisliği yaptı[9]. Bu dönemde Sanatlar Okulu’nda görevli Sezai (Söker) Bey İdare Heyeti Başkanlığı yaptı, heyete bazı İttihatçılar katıldı[8];kütüphane İttihat ve Terakki’nin bir kolu olarak çalıştırıldı.

1. Dünya Savaşı Yılları

1914-1918 arasında İzmir Valisi Rahmi Bey, kütüphane ile yakından ilgilendi. Üzerinde kütüphane binası ve kütüphaneye gelir sağlayacak tesisler inşa edilmesi için arsa tahsis etti. Binaların proje ve planları Kolordu Mimarı Tahsin Sermet Bey'e yaptırıldı[8]. Halkın desteği için kampanya açıldı ve inşaat başlatıldı. Patinaj ve eğlence yeri ile sinema binasının duvarları tamamlanıp kütüphanenin temelleri yükseldiği sırada I. Dünya Savaşı yenilgi ile sona erdi. Vali Rahmi Bey’in İzmir’den ayrılıp İstanbul’a gitmesi ile üç yapının da inşaatı yarım kaldı[3].

Mütareke Yılları

I. Dünya Savaşı’nın sonlandığı dönemde Sezai Bey’den kütüphane başkanlığını alan Celaleddin Bey, yeni bir yönetim kurulu oluşturdu. Mütarekeden sonra İzmir’i işgal eden Yunan kuvvetleri kütüphaneye el koyarak “Milli” sözcüğünü değiştirmek istedi[3]. Vali Nurettin Paşa’nın kurdurduğu “Cemaat-i İslamiye” adlı dernek de, kütüphanenin adının “İslam Kütüphanesi” olarak değiştirilmesi için uğraştı[3]. Polise götürülüp sorgulanan Celal Hoca, “milli” sıfatında ısrar edince tutuklandı. Genel Vali Steryadis’in kitaplara el koyacağını ve kütüphanenin kapatılacağını kesin bir dille ihtar etmesi üzerine Celal Hoca ve İdare Heyeti, “"Milli” sıfatını kaldırarak “Şehir” adını koymayı kabul etti[8].

Kurtuluş Savaşı Sonrası

İzmir’in Yunan işgalinden kurtulmasından sonra kütüphanenin levhası değiştirildi, yeniden “Milli” adlı ile hizmet vermeye başladı. Bitişiğindeki sinemadan ve sinemanın jeneratörü ile yakın çevreye sağlanan elektrikten kütüphane için gelir elde ediliyor, kitap sayısı arttırılıyordu[8].

Artan kitaplarla birlikte kütüphanenin yeni bir binaya geçme ihtiyacı büyüdü. Öncelikle sinemanın inşası üzerinde duruldu ve İpekçi Kardeşler Film Şirketi’nin 6 yıllık kira karşılığı sinemanın inşaat masraflarının büyük bölümünü üstlenmesi sonucu 1926’da sinema hizmete girdi[7]. Başlangıçta adının “Milli Sinema” olması düşünülürken, işletmecinin isteği ile Elhamra adı kullanıldı[8].

Sinema inşaatından sonra kütüphane binası inşaatı üzerinde çalışma başladı. Temeli yarım kalmış olan kütüphane binası belediye tarafından istimlak edilmiş olduğundan, kütüphane inşaatı için sinemanın yanındaki arsa satın alındı ve üzerinde bugünkü kütüphane binasının inşaatı başladı [8]. Kütüphane, Cumhuriyet’in 10. Yıl kutlamalarının yapıldığı 29 Ekim 1933’de yeni binasına taşındı.

Atatürk’ün Ziyaretleri

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, İzmir Milli Kütüphanesi’ni 1931 ve 3 Şubat 1933’te henüz inşaat halinde iken ziyaret etmişti. Üçüncü ziyaretini konuğu İran Şahı Rıza Pehlevi ile birlikte 23 Haziran 1934 tarihinde yaptı ve kütüphanenin tamamlanmış halini Şah’a da gösterdi[2].

Derleme kütüphanesi

21 Haziran 1934 tarihinde 2527 sayılı Basma Yazı ve Resimleri Derleme Yasası TBMM’de kabul edildi. Yasanın 8 nci maddesi uyarınca Türkiye’de her türlü baskı usulleriyle basılıp neşredilen eserlerden birer nüshası yasada belirtilmiş derleme kütüphanelerine gönderilecekti; yasada belirtilen kütüphanelerden birisi de İzmir Milli Kütüphane oldu.[3][10] Kanun gereği, Derleme Müdürlüğü tarafından bir araya getirilen tüm yayınlar İzmir Milli Kütüphane’ye gönderilir.

Derleme kütüphanesi niteliğini yitirme ihtimali

2008’de hazırlanan "Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu Tasarısı"’nda bütçe, bina ve personel sorunları nedeniyle İstanbul Devlet Üniversitesi Kütüphanesi ile birlikte İzmir Milli Kütüphanesi, derleme nüshası gönderilecek kütüphaneler arasından çıkarılmıştır.[2] Tasarının yasalaşması halinde İzmir Milli Kütüphanesi, derleme kütüphanesi olma özelliğini yitirecektir.

"Milli" Ünvanı’nın Resmi Olarak Verilmesi

Kütüphaneye Milli Ünvanı’nın resmi olarak verilmesi, 23 Eylül 1939 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleşti[3].

Vakıf Haline Dönüşmesi

Milli Kütüphane Derneği, 15 Şubat 1978’de vakıf haline dönüştü ve tüm malları vakfa devredildi[3].

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 9/29/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.