Şehsüvar Bey
Melik Muzaffer Şehsüvar Bey (?-1472, Kahire) Dulkadiroğulları Beyliği'nin dokuzuncu hükümdarı. 1467-1472 yılları arası hüküm sürdü. Dulkadiroğlu Süleyman Bey'in oğullarından biridir.[1]
Ağabeyi Şahbudak'ın, beyliğin başına geçmesinden sonra Osmanlılara sığındı ve Çirmen sancakbeyliğine getirildi. Ancak Türkmen ileri gelenleri, kardeşinin katlinde parmağı olduğu gerekçesiyle Şahbudak'ın beyliğini tanımadılar ve Osmanlı sultanı II. Mehmed'den, himayesindeki Şehsüvar Bey'in gönderilmesini istediler. Bu müracaat üzerine bu beyliği Memlüklere karşı himayesine almak isteyen II. Mehmed tarafından bir fermanla Bozok ve Dulkadir Türkmenleri'nin başına bey tayin edildi. Memlüklerin himaye tekliflerini reddetti ve mücadeleye başladı. Defalarca Memlük kuvvetlerini mağlup etmeyi başardı. Memlük Sultanı Kayıtbay, II. Mehmed'e mektup yazarak Şehsüvar Bey'e verdiği desteği çekmesini istedi. II. Mehmed'in Karaman seferine katılmadığı için Osmanlı himayesini kaybetti. 1471 yılında Memlüklerle yaptığı savaşı kaybetti. Sığındığı Zamantı Kalesi'nde Memlük kuvvetleri tarafından kuşatılarak yakalandı ve 1472 yılında Kahire'de idam edildi.[2]
Ali ve Kasım adında oğulları vardı.
İdamı
Memlük himayesini kabul etmeyen Türkmen Dulkadir Beyi Şehsüvar Beyin yakalanıp Kahire'de idam edilmesi şöyle anlatılır:
"Başkent Sultanın talimatı gereğince muhteşem bir şekilde bayraklarla donatılmıştı. Şehir kaynıyordu zira herkes Şehsüvar'ın geçişini görmek istiyordu. Geçit yolu üzerindeki evler dört eşrefiyeye(Memlük parası), dükkanlar ise bir eşrefiyeye kiralandı. Haya etmelerine rağmen genç kızlar bile Şehsüvar'ı görmek istiyorlardı.x
Bu Şehsuvar ki o kadar çocuğu öksüz bırakan ölüm ve yağmaların mesulü idi. Kumandan Yeşbek'in korteji 24 Ağustos 1472 tarihinde Kahire'ye girdi. Sadece Emir Timraz kenarda duruyordu; o, Şehsüvar'ın yakalanış şeklinden utanç duyuyordu.
Şehsüvar'ın üzerinde siyah bir elbise başında büyük bir sarık vardı. Boynunda zincirli bir halka takılı idi. Yanında onun zincirine tutunmuş olarak Melik Zahir Çakmak'ın eski Memlüklerinden Emirül aşere Tenem Dad at üzerinde seyran ediyor, önünde ise hepsi 20 kadar olan beyaz giysili, başları sarıklı, her biri boğazlarındaki halkalardan zincirli muhafızlara bağlanmış kardeşleri, akrabaları ve adamları ilerliyordu. Bütün Kahire halkı Babü'n Nasır'dan Babü'l Maderrec'in merdivenlerine kadar yerleşmiş olan erkek ve kadın şarkıcıları seyrederek eğlenmek için dükkanların önünde toplanmıştı.
Davul ve zurnacılar dükkanların önlerine dizilmiş,çalgıları ta kaleden işitiliyordu.
Böyle fevkalade bir olayı her zaman görmek mümkün olmadığından unutulmaz bir gün yaşandı.
Şehsüvar Bey'in kardeşleri ve akrabaları da tamamen çıplak olarak develer üzerine bindirilmişti. Bu vaziyette Babüz Züveyle'ye kadar götürüldüler.
Sultan Kayıtbay, Şehsüvar Bey ve kardeşlerini astırmak için Mısır'ın dört kadısından da fetva almıştı.
Onunla birlikte kardeşlerinden Erdivane, Hüdadad ve Yahya, Babü'z Zeveyle'de asıldılar. Diğer kardeşleri İsa, Yunus ve Selman ise asılmak üzere Babü'n Nasır'a götürüldüklerinde yakışıklı ve çok genç yaşta olduklarını gören halkın onlara acıyarak öldürülmelerine karşı çıkmaları üzerinde idam sehpasından geri indirildiler.
Şehsüvar Bey ile Kahire'ye götürülen maiyetindeki diğer Türkmen Beylerine gelince onlar da kılıçla iki parçaya ayrılarak öldürüldüler.[3]
Kaynakça
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: Şah Budak Bey |
Dulkadiroğulları Beyi 1467-1472 |
Sonra gelen: Şah Budak Bey |