Açık hava ressamlığı
Açık hava ressamlığı, (Fransızca: En plein air, açık havada), dar anlamda, kapalı mekanlar dışında yapılan manzara ressamlığı, geniş anlamda ise, manzara resimlerinde açık hava (Fransızca plein air) duygusunun yoğun biçimde sağlanabilmesi.
19. yüzyıl ortalarında Fransa'da Barbizon ekolünün ortaya çıkmasına değin, manzara resimleri açık havada kaba taslaklar halinde biçimlendirilip sonradan atölyede tamamlanırdı. Barbizon ekolünden kimi ressamlar da bunu sürdürdüler. Ancak 1860'ların sonunda, izlenimciliğin öncüleri Claude Monet, Pierre-Auguste Renoir ve Camille Pissarro'nun etkisiyle açık mekanlarda resim yapma geleneği giderek yaygınlaştı.
Monet, 1881'den sonra, güneş ışığının renkler üzerindeki anlık etkilerini yakalayabilmek için, açık havada aynı gün değişik saatlerden birden çok tuval üzerinde çalışmaya başladı. Belli bir manzarayı ilk gün değişik saatlerde ayrı tuvallere aktarıyor, ertesi günlerde ise uygun ışığın ortaya çıkmasına göre sırayla her tuvali ayrı ayrı işliyordu.