Almanya'daki azınlıklar
Almanya'nın resmi azınlıkları, 1 Şubat 1998 tarihinde resmen yürürlüğe giren Avrupa Konseyi'nin etnik azınlıkların korunmasına ilişkin Çerçeve Sözleşmesi kapsamında değerlendirilen ve Alman federal hükümeti tarafından bu özellikleri onaylanan, Almanya'daki etnik azınlıklardır.[1]
Almanya'da "resmi azınlık" statüsü taşıyan etnik gruplar ve yoğun olarak yaşadıkları bölgeler şöyle sıralanmaktadır:
- Sorblar, Brandenburg ve Saksonya;
- Frizler, Schleswig-Holstein ve Aşağı Saksonya;
- Danimarkalılar, Schleswig-Holstein;
- Sinti ve Romanlar[2]
Almanya'nın resmi azınlıkları kavramı, milliyet ve etnik azınlık tanımlamalarının ötesinde, başta eğitim ve azınlık dili teşviği olmak üzere, bir takım hakların güvence altına alındığı bir hukuksal statüyü ifade etmektedir.
Danimarkalılar örneğinde olduğu gibi, söz konusu azınlığın komşu bir ülkenin milliyetine dahil olması, Friz ve Romanlar gibi birden fazla ülkeye yayılmış olmaları veya Sorblar gibi kapalı bir etnik grup meydana getirmeleri, bu hukuksal konumda herhangi bir farklı yoruma neden olmamaktadır.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclis, 1993 yılında milli azınlık kavramının şu şekilde tanımlanması önerisinde bulunmuştur:
- bir ülkenin egemenlik alanında yaşayıp söz konusu ülkenin vatandaşlığına sahip olan,
- vatandaşı olduğu devletle kalıcı, sürekli ve sıkı ilişkiler içinde bulunan,
- belirgin etnik, kültürel, dini ya da dilsel özelliklere haiz,
- yaşadığı ülkenin çoğunluk nüfusuna ya da söz konusu ülkenin belirli bir bölgesine [3] kıyasla sayıları daha az olmasına rağmen yeterince temsil edilebilir,
gruplar milli azınlık olarak kabul edilmektedir.
Ancak yukarda belirtilen milli azınlık tanımına 1 Kasım 1995 tarihli Azınlıkların Korunmasına Yönelik Avrupa Çerçeve Sözleşmesi’nde yer verilmemiştir.
Türkler'in durumu
Türkler, Polonya ve Rusya kökenlilerle birlikte Almanya’da „resmi azınlık“ statüsüne sahip olmamalarına rağmen kalabalık bir kitle meydana getirmektedir. Türkler’in sayısı, Alman vatandaşlığına geçenlerle birlikte 3,5 milyonu bulmakta ve böylece tüm göçmenlerin üçte birini oluşturmaktadırlar. Azınlık olarak kabul edilebilmenin temel koşulunun o ülkenin vatandaşı olmak olarak belirlendiği göz önüne alındığında sayıları giderek artan Türk kökenli Alman vatandaşlarının "resmi azınlık" istemiyle ortaya çıkma ihtimali, bazı muhafazakar Alman çevrelerinde endişe kaynağı [4] olmaktadır.
Dış bağlantı
Kaynak
- ↑ Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın azınlıklarla ilgili sayfası
- ↑ İsviçre'deki duruma ilişkin bir rapor
- ↑ http://www.keskin.de/zur_person/veroeffentlichung/veroeffentlichungen/307154.html Alman Meclisi Milletvekili Prof. Hakkı Keskin'in değerlendirmesi