I. Carlo (Napoli)

I. Carlo Anjulu
Napoli Kraliyet Sarayı'nda Kral I. Carlo heykeli
Sicilya Kralı
Hüküm süresi 1262 - 1282
Taç giymesi 1262
Önce gelen I. Manfredo
Hohenstaufen Hanedanı
Sonra gelen II. Pedro Aragonlu
Napoli Kralı
Hüküm süresi 1266 - 1285
Taç giymesi 6 Ocak 1266
Önce gelen I. Manfredo
Hohenstaufen Hanedanı
Sonra gelen II. Carlo Napolili
Arnavutluk Kralı
Hüküm süresi 1251- 1285
Önce gelen Yeni kurulma
Sonra gelen II. Carlo Napolili
Eş(leri)

Sicilya Kraliçesi Beatrice Provanslı


Sicilya Kraliçesi Margaret Burgundili
Çocukları Louis Sicilyalı
Blanche Sicilyalı
Konstantinopolis'de İmparatorice Beatrice
II. Carlo Napolili
Filip Sicilyalı
Roberto Sicilyalı
Elizabeth, Macaristan Kraliçesi
Margaret Sicilyalı
Hanedan Kapet Anjou Hanedanı
Babası Fransa Kralı VIII. Louis
Annesi Blanche Kastilyalı
Doğum 21 Mart 1226
Fransa Krallığı
Ölüm 7 Ocak 1285 (58 yaşında)
Foggia, Napoli Krallığı
Defin Paris Sen Denis Bazilikasi
Dini Katolik Hristiyan

I. Carlo Napolili veya I. Carlo Anjulu veya Charles d'Anjou (d. 21 Mart 1226 – ö. 7 Ocak 1285 Foggia).

Carlo Anjulu, Fransa Kralı VIII. Louis ile Blanche Kastilli'nin en küçük oğlu idi ve sonra Fransa Kralı olacak IX. Louis'in ve Toulouse Kontu II. Alfonso'nun küçük kardeşi idi.

1246'dan itibaren Provans Kontu IV. Raymond Beranger'in kızı ve varisi olan Beatrice Provanslı ile evlenmesi dolayısıyla ile "Provans ve Forcalquier Kontu" unvanını taşımaktaydı. Ağabeyi olan IX. Louis 1247'de "Anjou ve Maine Kontu" yaptı. 1262 yılında verilen Papalık izni ile Hohenstaufen hanedanı altında bulunan Sicilya'yi 1266 yılında fethedip Sicilya Kralı unvanını aldı ve bu unvanı 1282 Sicilya Vesperleri savaşından sonra adadan atılmasına kadar taşıdı.

Sicilya fethi ile birlikte 1266 yılında İtalya anakarasının güneyinde fetihle eline geçirdiği arazileri yönetmek için Napoli merkezli bir krallık idaresi kurdu. 1282 Sicilya Vesperleri savaşıyla Sicilya adasından atıldıktan sonra, Sicilya adası üzerinde hükümdarlık haklarından vazgeçmemesine ve yine Sicilya Kralı olmakta iddia etmekte rağmen, bu tarihten sonra adanın kralı sayılmamaktadır. Napoli başkenti olarak idare ettiği araziler üzerindeki hükümdarlığı devam etmiştir. Bunun için kendi ahvadından gelen ve Napoli başkentli güney İtalya'daki arazilerde hüküm sürenler Napoli Kralı olarak anılmaktadır.[1]

Bizanslılardan Arnavutluk'u fethettikten sonra kendini "Arnavutluk Kralı" olarak ilan etmiştir ve tarihçiler bu krallığın (1272–1285) döneminde sürdüğü kabul etmektedirler.

1277'de Maria Antakyalı yerine kendini, sadece Akka'da ufak bir arazide efektif olan Kudüs Kralı ilan etmiş ve Avrupalı tarihçiler 1277–1285 döneminde onun Kudüs Kralı olduğunu kabul etmişlerdir.

Ayrıca (1246–1285) döneminde "Provans ve Forcalquier Kontluğu"; ve (1246–1285) döneminde zamanki Fransız Krallarının veliahtlıkları sırasında aldıkları "Anjou ve Maine Kontluğu" unvanını uzun müddet tasimistir. (1278–1285) döneminde "II. Giyom Villehardouin"'in miras veraseti ile Mora'da bulunan Aceya Prensliği; (1266–1285) döneminde "Tarento Kontluğu" ünvanlarını taşıdığı da kabul edilmektedir.

İlk gençliği

Fransa Kralı VIII. Louis ile Blanche Kastilyalı'nın en küçük oğludur. Babası 8 Kasım 1226'de ölümünden birkaç ay önce 21 Mart 1226'de doğmuştur. Babasının ölümü ile 12 yaşında Fransa Kralı olan IX. Louis'in küçük kardeşidir. Büyük ağabeylerine kontluklar ve malikaneler verilmiş olmakla beraber kendinden büyük olan ağabeyi Filip Dagobert ile Carlo Anjulu'ya hiçbir unvan ve malikane verilmemişti. Fakat 1232'de ağabeyi Filip Dagobert 10 yaşında iken öldü ve diğer bir ağabeyi olup "Anjou ve Maine Kontu" unvanı taşıyan John Tristian'da öldü. Fransa Kralligi veliahtlarina verilen "Anjou ve Maine Kontu" unvanı, sırada bulunan Carlo Anjulu'ya geçti ve bu kontluğu alma töreni ancak 1247'de yapıldı.

Annesi olan Blanche en büyük kardeş olan veliaht olan Louis'i tercih etmekte idi ve babası IX. Louis hayatta iken kendinden sonra sırada olan Robert Artoislı ve Alfons Toulouselu'yu tercih etmekte idi. Bu aile ilişkileri Carlo Anjoulu'nun sadece kendi özverisine dayanma ve başka önemli soyluları şüphe ile karşılamasına başlıca amil olduğu bildirilmektedir.

Provence ve Forcalquier Kontluğu

Provans Kontu olarak I. Carlo Anjulu'nun Hyeres'de heykeli

Provence Kontu olan IV. Ramon Berenguer 19 Ağustos 1245'de öldüğü zaman hiç oğlu olmadığı için Provence arazilerini yaşayan dört kızından en küçük kızı olan Beatrice Provanslı'ya bırakmıştı. Bu verasete başlıca neden Ramon yasamakta iken üç büyük kızı için çok iyi, hepsi bir ülke kralı olan kocalar bulmuş ve onlara büyük meblağlarda drahoma ve çeyiz sağlamış olmasıydı. Dul kalan eşi ve Beatrice'ın annesi olan Beatrice Savoylu'ya hayatı boyunca taşımak üzere "Provence Kontu" unvanını veraset etmişti.

Beatrice Provanslı'ya genellikle politik nedenlerle birçok yüksek soylu talip çıktı. Ama Fransa Kralı olan IX. Loius 28 Mayıs 1234 Beatrice'ın en büyük ablası olan Marguerite Provanslı ile evlenmişti ve küçük kardeşi Carlo Anjulu'nun, karısının küçük kardeşi ile evlenmesi gayet uygun görülmekte idi. Aralık 1245'de Cluny'de yapılan ve Papa IV. Innocentius, Fransa Kralı IX. Louis, Fransa anakraliçe Blanche Kastilli ve Carlo Anjulu arasında yapılan bir toplantı ve anlaşma sonucunda Papa'ya Kutsal Roma İmparatoru olan II. Friedrich tarafından yapılacak bir saldırıya karşı Fransa Kralı'nın askeri desteği vermesi karşılığında Carlo Anjulu ile Beatrice Provanslı'nın evlenmesi kabul edildi. Carlo Anjulu ile Beatrice Provanslı'nın evlenme töreni 31 Ocak 1246'da Aix-en-Provence'da yapıldı. Bu evlilikle Carlo Anjulu yeni karısının miras yoluyla şahsen taşıdığı Provans ve Forcalquier unvanını taşımaya başlayarak "Provence ve Forcalquier Kontu" oldu.

Carlo Anjulu Provence Kontu olunca Paris'den kendine bağlı hesap ve muhasebe uzmanları ve hukuk danışmaları getirerek Provence Kontluğu'nun gayet sıkı olarak merkezsel olarak idare edilmesini sağlamaya hedeflendi. Provans hukuki bakımdan Burgundi Krallığı'nın ve bu nedenle Kutsal Roma İmparatorluğu'nun bir parçası idi. Merkezsel Fransa idaresinden hukuken ve teknik bakımdan ayrı idi. Marsilya, Arles ve Avignon teknik olarak bağımsız bir şehir olup Kutsal Roma İmparatorluğu'na doğrudan doğruya bağlı idiler. Daha önceki Provence Kontları sehirsel yerel idareleri ve yerel soylularin malikane arazilerini gayet hafif kontrolla yönetmişlerdi. Ne yerel idareler ne de soylu asiller Carlo Anjulu'nun zorla uygulatmaya çalıştığı sıkı merkezsel yönetimden memnun oldular. Carlo Anjulu bu uygulamasi ile kendini gayet sevilmez kişi yapmıştı. Örneğin, Carlo Anjulu'nun Marsilya şehrine gönderdiği kendine bağlı memurlar Marsilya şehri idarecileri tarafından şehir sınırlari dışına atıldı. Buna rağmen Carlo Anjulu sehirler ve malikane arazileri üzerinde gayet zayıf merkezi idareye alışmış Provans soylularını onlardan geleneksel vergi borçlarını ve toprak malikane üzerinde ödemeleri gereken baçları gayet sert hic taviz vermeden toplamaya ve bu ödemeleri yapmayan soylularin ellerinden şatolarını almaya koyuldu. 1252 ve 1278'de kontluğun hukuki haklarını ortaya çıkartmak için toprak ve servet sayımları (enquêtes) yaptırdı. Kontluk içinde bulunan önemli ve nisbeten serbest olan şehirlere (yani Nice, Grasse, Marsilya, Arles, Avignon) verilmış olan geleneksel hakları uygulamaktan kaldırdı; kont olarak kendine verilmiş olan hukuki hakları ve kendine verilmesi gereken vergi ve rüsumları çok sıkı takip edip toplatmaya başlattı.

Yeni akrabaları ile de Carlo Anjulu çelişmeler ve çatışmalara girişti. Karısının annesi olan Beatrice Savoylu kocasının mirası ile Forcalquier Kontluğu'nun ve hayat bayunca hak olarak tüm Provence Kontluğu'nun kendine ait olduğunu iddia etmekte idi. Carlo Anjulu kayınvalidesi Beatrice Savoylu'dan Provence Kontluğu yönetim haklarını kendi üzerine aldı. Kayınvalidesi de bunun protesto ederek Forcalquier'a çekildi. Bu aile içi çatışmalarda karısı olan Beatrice Provanslı devamlı olarak kocası Carlo Anjulu'nun tarafını tuttu.

Mayıs 1247'de Carlo ve karısı Anju ve Maine Kontluğu verilmesi törenleri için Provence'dan Fransa'da Melun'a gitmişti. Carlo Anjulu bu nedenle Provence'da bulunmamakta iken hukuken bağımsız üç imparatorluk şehri; kayınvalidesi Beatrice Savoylu ve şikayetçi yerel toprak sahibi soylular bir toplantıda birleşip Carlo Anju'ya karşı kendi hukuki ve geleneksel haklarını korumak hedefiyle bir ittifak ligi kurdular. Fakat Carlo Anjulu bu rakipleri ile uğraşmaya zaman bulunmadı. Çünkü kardeşi Fransa Kralı IX. Louis'nin başını çektiği Yedinci Haçlı Seferi'ne katılmak için kardeşine yemin vermişti. Carlo Anjulu ve karısı Beatrice Provanslı birlikte bu sefere başlamadan önce kayınvalidesinin çekilmiş olduğu Forcalquier'a gidip onunla bir anlaşma yaptılar. Bu anlaşma ile Forcalquier Kontluğu kayınavalidesine verildi; Provence Kontluğu hukuki haklarının üçte bir de hayat boyunca Beatrice Savoylu'ya ait olduğu kabul edildi; Provence Kontluğu gelirlerinin üçte birinin de hayat boyunca Beatrice Savoylu'nun hakkı olduğu onaylandı. Buna karşılık Beatrice Savoylu Aix-en-Chapelle şatosunu kızı ve damadına verdi.

Bundan sonra 1285'e kadar Carlo Anjulu büyük siyasal maceralı bir hayat geçirmesi için gereken mali kaynakların çoğunu devamlı olarak iktisaden gelişip zengin olan Provence Kontluğu'ndan sağladı. Kont olarak kendine verilen hukuki haklar başında (başta tuz üzerinde) "gabelle" vergisi geliri; han, otel ve içki satış yerlerinden alınan guista vergisi; erkeklerin askere çağrılmamak için ödedikleri "guista" bedel ödemeleri gelmekteydi. Toprak sahipliliği hakları yeni kurulmuştu ve gelir getirmemekte idi. Kilisenin topladığı hasat vergileri üzerinde hiçbir hukuki hakkı bulunmamakta idi. Fakat angarya (iş) (Fransızca:"corvée") olarak kontun isteği üzerine zorla yaptırılan, genelde karşılığında para ödenmeyen işten kurtulmak için şehir, kasaba ve köylerde bu hakları para karşılığı üzerine alan kendi kendini yöneten "consolat" birlikleri kurmak ve bu hakları bu birliğin kullanması için elde etmek için Konta verdikleri paralar da önemli meblağlara varmakta idi.

Yedinci Haçlı Seferi'ne katılma ve dönüşten sonra

Carlo Anjulu ağabeyi olan Fransa Kralı IX. Louis'nin lideri olduğu Yedinci Haçlı Seferine katılmıştır. Fransa Kralı IX. Louis bu Haçlı Seferi için büyük mali kaynaklar toplayıp büyük harcamalar yapmıştı. Fransız ve İngilizlerden oluşan bir Haçlılar ordusu başında IX. Louis Fransa içinden büyük törenler ile güney Fransa'ya yürüdü. Bu Haçlılar ordusu 1248'de gemiler ile Fransa güneyindeki Aigues-Mortes limanından yola çıktılar. Bu orduya ile Carlo Anjulu'nun karısı Beatrice Provanslı ve IX. Louis'in karısı olan ve Beatrice'ın büyük ablası olan Kraliçe Margeurite Provanslı'da katılmakta idi. Eylül 1249'da Kıbrıs'e erişip bu adanın yönetimini Fransız haçlılar ellerine aldılar. Haçlı ordusu adanın içlerinde bir ordugahda kışı geçirip altı ay kaldılar. Carlo Anjulu'nun karısı Beatrice Provanslı Mağusa'da ilk çocuğu olarak Louis adı verilen bir erkek bebek doğurdu. Carlo Anjulu'nun kardeşi ve kral IX. Louis'nin küçük kardeşi olan Robert de Artois Paris'te kalan anneleri olan dul anakraliçe Blanche Kastilli'ye yazdığı bir mektupta yeni bebeğin ne kadar zarif ve güzel endamlı olduğundan bahsetmiştir. Fakat bu bebek fazla yaşamadı ve aynı yıl öldü.

Kıbrıs'tan gemilerle giden Fransız Haçlıları Mısır'a Nil Nehri ağzında karaya çıkartma yaptılar. Hemen ilerleyip Dimyat kalesini (Beşinci Haçlı Seferi'nin tam aksi olarak) pek az bir direnişten sonra ellerine geçirdiler. Carlo Anjulu'nun karısı Beatrice Provanslı ve büyük ablası olan Kral IX. Louis'inin karısı Kraliçe Margeurite Provanslı Dimyat'ta kaldılar. Kral IX. Louis ve kardeşleri idaresindeki ordu ile Kahire'ye doğru yürüdü ve Mansura şehri ve kalesi etafında büyük Mansura Muharebesi yapıldı. Kral ve Carlo Anjulu'nun kardeşi olan Robert de Artois bu muharebede kahramanlık göstermekte iken öldürüldü. İX. Louis ordusunun Dimyat'a geri çekilmesine karar verdi. Haçlılar ordusu geri çekilmekte iken yapılan Fariskur Muharebesi'nde Haçlılar ordusu büyük bir yenilgiye uğradı ve imha edilip ordu olmaktan çıktı. Kral İX. Louis bu muharebede esir düştü.

Dimyat'ta bulunan Beatrice bu şehirde, sonra Blanche Sicilyalı adıyla anılacak, ikinci çocuğunu doğurdu. Ablası Kraliçe Margeurite'in de Jean Tristan adı verilen bir erkek bebeği oldu. Dimyat'ta bulunanlar epeyce müddet Kahire'ye yönelip giden (ve yolda yenilip dağılan) Haçlılar ordusundan haber alamadılar. Fakat Fariskur Muharebesi'nde kral IX. Louis'in esir düşmesinden sonra kraliçe Margeurite Mısırlılarla müzakereler başlattı. Eyyubiler Mısır Sultanı Turanşah Haçlıların Fransız Kralı'nın hayatını bağışladı, ama esaretten kurtulması için 500.000 altın fidye vermesini talep etti. Kraliçe Margeurite bu fidye parasının toplanıp Mısırlılara verilmesini ve Kralın serbest bırakılıp Dimyat'a dönüşünü de organize etti. Kralın kardeşi Carlo Anjulu ise dağılan Haçlılar ordusundan kalanlar içinde bir müddet Mısır esir kampında kaldıktan sonra Dimyat'a dönebildi.

Buradan karısı ile birlikte gemilerle Akka'ya geri giden ordu ile 1250 sonlarına doğru Akka'ya geldi. Burada fidyesi verilip Mısır'dan dönen Kral IX. Louis ve diğer Fransız Haçlılar ile tekrar buluştular. IX. Louis Akka'da kalmayı ve burada bir yeni Haçlılar ordusu kurup bu ordu ile Kudüs'ü ele geçirmeyi planlamaktaydı. Gerçekten bundan sonraki dört yıllı Akka'da geçirdi. Ama kardeşi Carlo Anjulu karısı ve genç çocuğu ile Avrupa'ya geri dönmeye karar verdi.

Carlo Anjulu, karısı Beatrice ve yeni doğan çocukları birkaç Fransız soyluları birlikte gemiye Akka'dan ayrıldılar. Önce Sicilya adasına gidip orada Sicilya Kralı ve Kutsal Roma İmparatoru II. Friedrich'in sarayında misafir oldu. Carlo Anjulu imparatordan Akka'da bulunan Fransa Kralı IX. Louis'in Kudüs'ü zaptetme planlarını gerçekleştirebilmesi için onun yeniden kurmak istediği Haçlılar ordusuna kendi ordusuyla katılmasını istedi. Fakat II. Friedrich Papa ile ihtilaf halinde idi. Papa onu afaroz etmişti. Onun için her an Papa'nın teşviki ile kendi aleyhine bir saldırı bekliyordu. Ordusunu Papa'nın gönderebileceği bir orduya karşı ihtiyatta tutmaktaydı. Bu nedenle Carlo Anjulu'nun talebine göre Akka'ya gidip IX. Louis'e Haçlı seferinde destek veremeyeciğini bildirdi. Carlo Anjulu ve karısı bunun üzerine yine gemi ile 1251 ilkbaharında Fransa'ya geçtiler. Lyon'a gidip orada bulunan Papa IV. İnnocentius 1251'de görüştüler.

1251 ilkbaharında Provencens Kontluğu'na bağlı Arles ve Avignon şehirlerinde ayaklanmalar çıkmıştı. Bu ayaklanmaların kendine Provence Kontluğu vergilerinin tamamının verilmemesiden hoşnutsuz olan Beatrice Provanslı'nın annesi Blanche Kastilli'nın teşvik sağladığını düşünmekteydiler. Carlo Anjulu bu ayaklanmaları bastırmak için gayet enerjetik tedbirler almaya başladı. Arles, Avignon ve Barral de Baux'ki ayaklanmacılar Haziran 1252'de Carlo Anjulu'ya teslim oldular. Marsilya ayaklanmacıları ise bir ay daha direndiler ama Temmuz 1252'de onlar da Carlo Anjulu'dan aman dilediler. Carlo Anjulu ayaklanmacılara karşı gayet yumuşak davrandı. Ama bu şehirlerin Provance Kontu'nun hukuki malikane imtiyazlarını kabul etmelerini istedi; kendisini serbest şehir olarak kabul eden Marsilya'dan ise Provence Kontluğu'na tabi olduğunu kabul ettiğini ilan etmesini talep etti.

O yıl Kasım ayında kayınvalidesi Blanhce Kastilli oldu ve kontluk içinde daha devamlı bir barış ve sükunet havası esmeye başladı.

Daha geniş iktidar gücü kazanma hevesleri

1252'de Fransa Kralı olan ağabeyi IX. Louis Akka 'da kalıp daha ülkesine geri dönmemişti. Fransa Paris'den kardeşleri olan kardeşi Alfons tarafından taht naibi olarak yönetilmekteydi. Kasım 1252'de annesi Blanche Kastıllı ölünce Carlo Anjulu ve karısı Beatrice Provanslı Paris'e gidip Fransa'nın yönetimini Alfons ve Carlo Anjulu'nun ortak taht naibi yapılarak kısmen üzerlerine aldılar. Carlo Anjulu Paris'te iken Papa IV, Innocentius'un temsilcileri ile konuşmalar yaptılar. Papa Sicilya Krallığı'nı Kutsal Roma İmparatorluğu'ndan ayırmak peşinde idi çünkü her iki hükümdarlık da şahsen IV Conrad elinde bulunmaktaydı. Papa yeni bir hükümdar hanedani getirmek istediği Sicilya Krallığı'nı krallığını önce Cornwall Dükü Richrad'a teklif etmiş ve bu teklif kabul edilmemişti. Bu sefer Richard Cornwall Dükü'nün kayınvbiraderi olan Carlo Anjulu'ya teklif etmekte idi. Carlo Anjulu bu teklifi ailesi ile konuşunca aağabeyi Fransa Krali Louis bunu kayıtsız şartsız redetmesini, kardeşi Alfons isie bu teklife gayet soğujk olarak bakmasini tavsiye etmisti. Bu hükümdarlık teklifini bir kenara koyan Carlo Anjulu bu sefer de "Flandara ve Hainualt hükümdarlığı halefliği" çatışmaları ile ilgilendi ve Flandralı III. Margaret'in oğlu İ. Jean, Hainault Kontu'na karşı meşru hükümdarlık hakkini savunmaya başladı. II. Margere kendine verdiği destek dolayısıyla Carlo Anjulu'ya "Hainault Kontluğu"' unvanini verdi. Agabeyi Fransa Kralı IX. Louis Doğu Akdeniz'de Kutsal Ülke'ye Haçlı seferinden Paris'e geri geldiği zaman alınan bu karardan hiç hoşlanmadı ve Hainault Kontluğu'nu kucuk kardeşi Carlo Anjulu'dan geri alarak II. Jean'a geri verdi.

Carlo Anjulu bu gelişmeden dolayı agabeyine çok küskündü. Karısı ile birlikte Paris'den ayrılarak Provans'da Forcalquier'e döndü ve karisı da Paris'e olan kırgınlığını kendisine bağlanan bir maaşı almayı kabul etmemekle gösterdi. Marsilya şehri idarecileri bu aile arası çatışmalara Pisa şehri idaresini ve X. Alfonso Kastıllı'yı de ilgilendirmek istediler. Fakat bunlar yaptiklari ile kendilerine pek inanılmayacak birer müttefik olduklarini gösterdiler. Marsilya şehrinde Carlo Anjulu tarafını tutan yerel idareciler kligi şehir idaresini kendi ellerine almak için bir komplo kurdular ve şehrin politik idaresi bu kligin eline geçti. Carlo Anjulu bundan sonraki birkaç yılını nisbetten sessizce bu taşra şehrinde egeçirdi. Ama bu sırada arka plandan Provans'ın sınırlarında bulunan çeşitli asiller ve kalıtsal yörel idarecileri kendi tarafına geçirip kendi iktidar gücünü artırmakla uğraştı. En son ayaklanma Carlo Anjulu'nun Provans'da bulunmadıdği bir dönemde 1262'de çıktı ve Boniface Castelaneli, Hugh Buzlu ve Marseılle şehri idarecileri isyan etiler. Carlo Anjulu hemen hızla geri dönerek bu ayaklanamyi bastırdı ve ayaklanmacılar çeşitli yerlere kaçtılar. Aragon Krali Adil İ. Jaume Aragonlu bir arabulucu rolü oynadı. Marsilya şehri kenti saran surları ve diğer savunmmevzileri yıktırayai ve ellerind ebüluan silahları geri vermeyei kabul etti ve buna karşılık bu şehre karşı hiçbir cezayı müeyyide uygulanmaması kabul edildi. Şaşılacak olarak Provanslılarain bu ayaklanmasının merhametlice ve analayışlı olarak bastırılması ageyt sert bir yönetici olan Carlo Anjulu beklenmedik sonuçlar verdi. Provanslılara bu anlayışlı sonucu hatırlayarak devamlı Carlo Anjulu'yu tutmaya ona ileride yapacağı savaşlarda sadece sözle değil yeni askerler toplamasına yardım ederek ve onun mali harcamalarını karşılamak için finans ve para bularak destek sağladılar. Bu nedenle ileride Carlo Anjulu kendinin idare ettiği ülkelerde çok sayıda Provanslı'yı yüksek memur ve idareci olarak kullanarak Provans'i kendine gösterilen sadakatten dolayı hediyelendirmiş oldu..

1258'de Sicilya Kralı II. Freidrich'in gayrimeşru oğlu olan Manfredo'nun babası ölünce Sicilya Kralliği tahtıni gayri hukuki yollara baş vurarak gasp etmesi ve meşru kral olmasıı gereken Conradın yerine kendini Sicilya Kralı olarak ilan etmesi Ppallık ile Hohenstaiufen hanedanı arasındaki bağlantı şekli değişti. Conradain daha j[küçük çocuktu ve Alplerden kuzeye götürülerek dayısı Yukarı Baverya Kontu yanına gitti. Sicilya Kralı olan Manfredo özellikle Papalık Devleti'ne karşı gayet tecavüzkar bir politik tavır atkındı ve Manfredo'nun gayet yetenekli bir askeri lider olduğu bilinmekteydi,

Papalık ve yeni Sicilya Kralı olan Manfredo arasından konuşmalar başladı ama 1262'de bu müzakerlerde anlaşma olmayıp konuşmalar durduruldu. Bunun üzerine Papa IV. Urbanus Hohenstaufen hanedanını Sicilya Krallığı'ndan uzaklaştırma ana Papalık stratejisi haline geçti. Papa Sicilya Krallığı tacina yine Carlo Anjulu'ya vermeyi teklif etti. Bunu bir gasp olarak gören ve bu iktidar gaspini kabul etmeyen Carlo Anjulu'nun agabeyi IX. Louis, Sicilya Kralı'nı Manfredo'nun bu krallik uzerinde esas meşru hakki olan Conradin'in olmuş olduğu yalanı ile krallik tacini gasp ettiği anlatılınca kardesi Carlo'nun Sicilya Krallığı'na geçmesini tasdik etti.

Temmuz 1263'de Carlo Anjulu ile Papa arasında Carlo Anjulu'nun Sicilya Kralı olmasını kabul eden bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşmanın hükümlerinin çoğu papalık menfaatlerini korumakta idi. Sicilya Krallığı ileride hiçbir zaman Kutsal Roma İmpartorluğu ile birlikte yönetilmeyecekti; kral hiçbir Papalık veya İmparatorluk yönetimcisi olmayacaktı; kral krallığı içinde bulunan kiliselerinin dinsel buldukları konularda kiliselilere hiçbir müdahelede bulunamayacaktı. Buna rağmen Carlo Anjulu bu şartları hiç itirazsız kabul etti. Kendinin başına geçeceği krallığın finansman işleri için, gayet üstün yetenekli ve diğer Avrupali bankerlerle yakın ilişkileri olan Siennalı banker Orlando Bonsignori'yi görevlendirdi. Roma'da Senatör ünvanı taşıyan ve Carlo Anjulu'nun kuzeni olan "Henry Kastilli" Carlo Anjulu'ya Manfredo'ya karşı bir savaşı finanse edebilmesi için borç olarak 40.000 onz altın borç verdi. Carlo Anjulu bu borcu hiçbir zaman geri ödeyemedi. Henri Kastıllı kuzeni Carlo Anjulu'nun ona yaptığı bu büyük yardımı pek az takdir edip bunun için hemen hemen hiç şükranını göstermediği için kuzeni ile arası açıldı.

Sonunda Henri Kastilli Roma'ya gelen Sicilya Kralı olduğunu iddia eden Conradin'e; özellikle onun topladığı orduda bulunan ve Carlo Anjulu'ya karşı Tagliacozzo Muharebesinde bulunan İspanyol şövalyelere parasal ve mali destek sağlamaya başladı. Conradin Tagliacozzo Muharebesi'nde yenilip Carlo Anjulu Roma'ya girdiğinde kuzeni olan Henri Kastilli'yi yakalttı ve 22 yıl Apulia'da bulunan Canosa di Puglia ve Kastrl del Monte kaleleri zindanlarında tutuklattı. Henri Kastilli bu uzun süren tutukluluk döneminde Orta Cağılar'ın şövalyelik ve şövalyelik ruhunu gayet ayrıntılı inceleyen ve o zamanki okuryazar kişiler arasında gayet popüler olarak okunan Amadais de Gaula adli bir roman kitabini hazırladı.[2]

Sicilya'nın fethi ve Sicilya Kralı olma

Benevento Muharebesi, 1266
Charles Anjulu'nun Benevento Muharebesi'nde Manfredo Sicilyali'yi oldurmesi
Son Hohenstaufen Hanedani'na mensup Sicilya Krali Conradin'in 1268'de Tagliacozzo Muharebesi sonunda yakalanip idam edilmesi

Bu antlaşmayı tasdik etmiş olması ile Carlo Anjulu amacına ulaşmak için biraz daha zaman kazanmış oldu. Manfredo'nun orduları Papalık Devleti üzerine yürümekteydiler. Bu nedenle Carlo Anjulu kendine daha uyumlu olacak şekilde bu antlaşmanın müzakerelerle tekrar genişçe elden geçirilerek değiştirilmesini sağladı. Katolik Kilisesi mensupları papazlarına savaş için mali katkılarını yapmalarını isteyen bildiriler gönderilmistiu. Papa Urbanus Manfredo'dan kaçarken Ekim 1264'de Perugis'da hayata gözlerini yumdu. Bu papalık strateji ve politikasının değişmesi ihtimalini ortaya çıkardı.

Carlo Anjulu ise kendi stratejisi ve poltikasını anahatlarını değiştirmemekte gayet kararlı olduğunu herkese göstermek istedi. Bunun için eskiden merhametli ve toleranslı görünmek istemekteyken bunlarin tam tersi bir tutum aldı. Bir yıl önce esir alıdigı ve bir yıl süreyle gayet toleranslı olarak tutuklamış olduğu birkaç Provensli ayaklanmacı elebaşlarını eski tutumunun tam aksini uygulayarak birden idam ettirdi. Carlo Anjulu'nun talihi bu sefer de yaver gitti. Yeni seçilen Papa IV. Clemens Carlo Anjulu'nun kardeşi Alphose'un eski dinsel danışmanı idi ve Carlo'nun Sicilya Krallığı'nı almasını şiddetle desteklemekte içi. Bunun üzerine Carlo Anjulu 23 Mayıs 1266 'da Roma'ya giderek yeni Papa tarfından Sicilya Kralı olarak ilan edildi.

Carlo Anjulu Roma'da gayet iyi karşılandı ve popüler oldu. Roma'nın halk idarecisi olarak Roma Komünü Senatörü seçildi. Carlo Anjulu'nun diplomatik girişimleri Manfredo'nun Kuzey İtalya'da desteğini azaltmıştı. Carlo Anjulu ana ordusunu Alpleri geçirip güneye İtalya'ya geçirmeyi başardı. 6 Ocak 1266'da Carlo ve karısı Beatrice Roma'da bir resmi törenle Sicilya Kralligi taçini giydiler. Carlo Anjulu İtalya'ya gelen ordusunu İtalya'da enerjetik taktiklerle kullanmaya başladı. O zamana kadar gayet yavaş ve ağır harekatta bulunan Menfredo da birdenbire eski tembelce tutumundan sıyrılıp Carlo Anjulu'nun ordusunu karşılamak için ordusuyla aele olarak harekata geçti. Manfredo, eğer Carlo Anjulu'ya daha kararlı ve daha erkenden hücuma geçmezse destekleyicilerinin ve katta ordusunun sadaketni kaybedeceğini düşünmekteydi. Bunun için Carlo Anjulu'nun ordusu 26 Ekim 1266'da Benevento civarındaki dağlık tepelik araziyi biraz dikkatsiz ve hazırlıksız olarak geçmekte iken Manfredo birden bu orduya baskın yaptı. İki ordu Benevento Muharebesi'ne giriştiler. Bu muharebe sırasında Menfredo ordusunun savaş düzeninde ortaya çıkan bir aksaklığıni pekiştirmek için bu kısma yardım için geçmekte iken öldürüldü. Böylece Carlo Anjulu bu muharebede galip geldi. Manfredo da öldürlduğu için artık Sicilya Krallığı'nda Carlo Anjulu'ya karşı çıkan olmadı. Sicilya'da Carlo Anjulu'ya karşı olanrezistans hareketi çöktü. Carlo Anjulu tüm Sicilya'ya hakim bir Sicilya Kralı oldu.

Sicilya Kralı olarak Carlo Anjulu'nun Sicilya'yı yönetimi gayet sıkı oldu. Herkese eşit davranmaktadı. Kimseye özel şartlarla ucuz imntiyazlar vermemekte idi. Provans'daki idaresinde yaptığı gibi kendine yeni tabi olan halktan topladığı vergiler ve imtiyaz verme gelirlerini azamiye çıkartmaya gayret etti. Sicilya'ya Fransa asıllı yeni vergi memurleri ve maliye memurları getirrerek bu prensibin sıkıca uygulanmasını sağlamaya gayret etti. Sicilya da asiller ve halk arasında bu tutumu hoşnutsuzluk yarattı. Fakat bu arada Carlo Anjulu'nun dikkati Kusey İtalya'ya dönmüştü ve bu bölgede iktidar gücünü artırmek için tedbirler alamaya başladı. Bu Papa'yı biraz kuşkulandırdı. O zamana kadar Papalık güçlü ve kendine buyruk Kutsal Roma İmparatorları ile devamlı mücadele etmişlerdi ve bu halde güçlü ve kendine buyruk Sicilya Kralı ile mücadeleye girmek alışılmamıştı. Bunun için Papa Sicilya Kralı olan Carlo Anjulu'ya müdahaleye girişmede çekigen davranmaktadı.

Tam bu sırada Sicilya Kirallığı'ndan uzaklatırılmış Hohenstaufen hanedanının meşru haklarını savunmak için yeni bu hanedan üyesi şampiyon sahneye çıktı. Meşru olarak Hohenstaufen hanedanı Sicilya kralı olması gereken Conradin 1262'den babası Sicilya Kralı ölünce çocuk olarak Almanya'da kalmıştı. Sicilya Krallığına kral seçilme Papalar tarafıdan bir politika oyununa dönüştürülmuştu. Conradın Almanya'da dayısı olan Yukarı Bavyera Dükü II. Louis tarafından yetistirlip eğitildi. 1256'da Swabiya Kontu unvanını aldı. Manfredo 1258'de meşru krallık varisi Conradın'nin ôlmüş olduğu yalanın söylerek Sicilya Kralı olarak taç giymişti. Konradın Florensa'da bulunan (papalık yanlısı) Guelpholar tarafından Manferdo'ya karşı çıkması için İtalya'aya çağırildı; ama Conradın'ın dayısı, naibi ve lalası olan Yukarı Bavyera Dükü II. Louis bunu yeğeni adına redetmişti. 1366'da Manfredo Benevento Muharebesi'nde yenilip Sicilya Kralı Carlo Anjulu olunca bu sefer İtalya'da bulunan (imparatorluk yanlısı) Ghibellinolar Conradın'ı İtalya'yı bu yabancı asıllı kralların baskılı rejimlerinden kurtarmak niyetiyle çağırdılar. Dayısının karşı olmansına rağmen bu sefer conradın İtalya'ya Hohenstaufen hanedanı haklarını korumak için Alplari aşıp İtalya'aya geçti ve Verona'da Sicilya Kralı olmak için meşru hakkı olduğunu ilan etti. Conradın'in ajanları Sicllya'da bir halk ayaklanması başlattılar. Sadece Palermo ve Aquıla Garlo Anjulu'ta sadık kaldı. Bu isyan Carlo Anjulu'nun hükümdar olduğu Italyan anakarasinda Kalabriya ve Apulya'ya ("İtalya çizmesinin burnu ve tapugu") yayıldı. Fakat Papa hala Carlo Anjulu'yu tutmakta idi. Kasım 1267'de Papa Conradın'i afaroz etti. Condarin'e bağlı bir filo Carlo Anjulu'ya sadık olan bir deniz filosuna galip geldi, Conradin 24 Temmuz 1268 girdiği Roma'da büyük bir halk tezahüratı ile karşılandı. Bir büyük ama çok karışık askerden (İtalyan, İspanyol, Romalı, Arap ve Almanlardan) oluşan ordusu ile Karlo Anjulu'ya karşı sefere çıktı. Bu sırada İtalya'da son defa plmak uzere İtalya'da yerleşik olan Araplardan oluşan bir askeri birlik Lucere'da Conradin'in ordusuna katıldı. Bu ordusu ile merkezi İtalya'nın bir dağlık mevkide 23 Ağustos 1268'de Karlo Anjulu'nun çoğunluğu Fransız askerlerden oluşan ordusu ile Taglıaçözzo Muharebesi'ne girişti. Conradın ordusunun İspanyol şövalyeleri başarılı bir ağır süvari taaruzu yapıp önce muhabereyi kazanır gibi oldular. Fakat bunlar Carlo Anjulu'nun karargahında ganimet kavgasına tutuştulr ve Carlo rezervdeki Frnasız birliklerini onlar üzerine sürüp durumunu kurtardı. Bu sefer gayet genç ve tecrübesiz komutan olan Conradın direniş ve karşı hücum yapacağına bu Fransız takviye hücumundan korkup savaş meydanından kaçtı. Conradın Roma'da güvencede olmadığı için gemi ile Cenova'ya geçmek istedi. Ama gemiye daha binemeden yakalandı ve Napoli'de Çarel del'övo zindanında hapis edildi. Carlo Anjulu'nun direktiflerine uyan bir yargılanma sonucu devlete ihanee suçundan idama mahkum edildi. 28 Ekim 1269'da daha 16 yasında iken kafası kesilerek idam edildi.

Bundan sonra Carlo Anjulu güney İtalya'da ve sonra Sicilya'da ayaklanmacılara karşı isyan bastırma harekatına geçti. Bu harekatında gayet merhametsiz hareket etti. İsyancıların eşyalarını; evlerini yakıp, arazilerini tahrip edip ve isayan zanlılarını idam ettirip bu isyanı bastırdı.

Konstantinopolis'de kurulup göçmüş olan Haçlılar Latin İmparatorluğu'nu yeniden kurma hevesleri

Carlo Anjulu ile Konstantinopolis'e gözünü dikmişti. 1204'de Dördüncü Haçlı Seferi sonucu Konstantinopolis'in Haçlılar tarafından işgalinden sonra kurulan, ama 1261'de VIII. Mikhail Palaiologos tarafından sona erdirilen Latin İmparatorluğu'nu tekrar ortaya çıkartmak amacı olmuştu. Bu amacı bilen Bizans İmparatoru VIII. Mikhail Palaiologos bu olasılığa karşı büyük ölçüde alarma geçmişti: Fransa Krali IX. Louis'e bir mektup yazarak Roma ve Latin Kilisesi ile birleşmeye gönüllü olduğunu bildirmişti.

Manfredo'yu Benevento Muharebesi'nde yenip onun tehdidini elimine ettikten sonra hemen Carlo Anjulu doğu Akdeniz'de genişleme stratejisi planlarını uygulamaya geçti. Tarihte bazan Sicilya adasını eline geçiren hükümdar Adriyatik Denizi sahillerini de kontrol etmekteydi. Gerçekten Manfredo Sicilya Kralı iken Korfu adasını ve karısı Helana'nın çeyizi olarak Arnavutluk sahillerinde bulunan Butrinto, Avalonya ve Şuboto şehirlerini de elinde bulundurmaktaydı. Menfredo'yu elemine ettikten sonra Carlo Anjulu 1266'da bu arazileri de kendi eline geçirdi.

Bundan sonra Carlo Anjulu Dördüncü Haçlı Seferi ile Haçlıların Konstantinopolis'i elde ettikten sonra o şehir merkezli kurmuş oldukları ve o zaman sadece bu imparatorluk asillik unvanları üzerlerinde kalmış bazı kalıntıları hala bulunan Latin İmparatorluğu'nu tekrar canlandırmayı amaç edindi. Bu nedenle bu asil kalıntılarıyla birlikte entrikalar yapmaya başladı. Mayıs 1267'de Mora'da Aceya Kontluğu hükümdarı olan ve varissiz olan II. Giyom Villehardouin'le (vekilharcı Leonardo Verulili vasıtasıyla) bir bağlantı kurdu ve onunla "Viterbo Antlaşması" yapıp bu kişinin Aceya üzerinde bulunan malikane haklarını kendi üstüne geçirdi. Ege Adaları üstünde Latin İmparatorluğu malikane haklarını da güya kendi üzerine almak için kendini hala Konstantinopolis Latin İmparatoru unvanı ile nitelendiren II. Boudouin Konstantinopolisli ile de benzer bir antlaşma yaptı. Bu güya hakları güya eline geçirmesi buraların gerçek hakimi olan Bizans Palealogos İmparatorluğu'nun bulunması karşında gayet entipüften hukuk temellere dayanmakta idi. Carlo Anjulu bu gayet zayıf temellere bağlı olan hakların yanında güya bu haklara sahip Latin İmparatorluğu asillerinin varislerinin Carlo Anjulu'nun varisleri ile evlenmeleri şartı da koymuştu ve eğer bu sözde asiller varışsız ölürlerse tüm hakları Carlo Anjulu'ya geçecekti.

Carlo Anjuli'nun karısı Beatrice 23 Eylül 1267'de öldü. Carlo Anjulu hiç beklemeden Macaristan Kralı IV. Bela'nın kızı olan Margaret'le evlenmeye talip oldu. Fakat Margaret bir rahibe olmak istemekteydi (sonradan rahibe oldu ve öldükten sonra Katolik Kilisesi tarafından azize yapıldı.) Bunun üzerine Caro Anjulu 18 Kasım 1268'de Burgundili Eudes'in kızı Tonnerre Kontesi Margaret 'le evlilik yaptı. Fakat Macaristan Krallığı ile evlilik yolu ile münasabetlerini de devam ettirdi. Carlo Anjulu'nun oğlu Salerno Prensi Carlo Macaristan Krallığı veliahtı olan Stefan'nın kızı Maria ile evlendi ve Carlo Anjulu'nun kızı Elizabeth veliaht Stefan'nın oğlu Ladislas ile evlilik yaptı.

Sekizinci Haçlı Seferi

Carlo Anjulu Adriyatik Denizi kıyıları ve güya Doğu Akedniz'de durumunu pekiştirdikten sonra Latin İmpartorluğu'nu tekrar ele geçirmek için yeni bir Haçlılar Seferi yaptırmayı hedef edindi.

Bizans Imparatoru olan VIII. Mikail Palealogos'u çok endişelendirdi. Onun için Carlo Anjulu'nun kardesi Fransa Kralı IX. Louis'e bir mektup yazarak bir Haçlılar Seferi yerine Katolik ve Ortodoks kiliselerinin gönüllü olarak birleşmelerinin ve böylece kurulan tek Hristiyn kilisesinin Kutsal ülkelerin ve Kudüs'ün tekrar Hristiyanlar eline geçirmesinde başarılı olacağını bildirdi. Fransa Kralı IX. Louis Bizans Imparatoru'na inanılabilirliğinden şüpheli idi ama tekrar Haçlılar seferi yapıp Kudüs'ü eline geçirme hevesinden vazgeçmemişti.

Tam bu sırada Tunus'da Hafsidliler devleti hükümdarı olan I. Muhammed El-Mustansır eski yakın Tunus-Sicilya Adası ilişkilerini Carlo'nun Sicilya Krallığı sırasında da devam ettirmek istemekteydi. O zamanki bazı Hristiyan gözlemciler bu hükümdarın o fazla hırslı olduğunu ve Sicilya ile yakın ilişki kurmak için Müslümanlıktan ayrılıp Hristiyanlığı bile kabul edebileceği söylentilerini yaymaya başlamışlardı.

Birçok ipuçlarına rağmen günümüzde elimizde niçin haçlı seferi için Tunus'un hedefin seçildiği ve kimin bunu tavsiye ettiği hakkında belgesel kayıtlar bulunmamaktadır. Tarihçiler birçok düşünceler ortaya koymuşlardır. Birçok tarihçinin kabul ettigi görüşe göre IX. Louis küçük kardeşi olan Carlo Anjulu'ya bu yeni Haçlılar seferi yapma hevesinden uzun uzadıya onunla görüşmeler yapıp konuştu. Carlo Anjulu'yu Konstantinopolis'e bir Haçlı seferi yapma hevesini geciktirmesini istedi. Carlo bu hevesindne vazgeçmemişti ama kardeşinin gayet içtenlikle Haçlı seferi yapma hevesini kendi amaçlarına uygun bir hale sokmaya karar verdi. Bu arihçilere göreK arlo Anjulu kardeşi Fransa Kralı İX. Louis'ye olan büyük etkisi dolayısıyla onun Tunus'a yönelik Sekizinci Haçlı Seferi'nte çıkmasına neden olmuştur.

Fransa Kralı İX. Louis'nin Tunus'a yeni bir daha Haçlı Seferi'ni organize etmesi eskiden özellikle Yedinci Haçlı Seferi'ne katılmış olan pek çok sayıda eski Haçlı şövalye tarafından şiddetle tenkit edildi ve bunlar bu sefere katılmayı kabul etmediler. Bununla beraber bazı önemli Fransız soyluları bu sefere katılacaklarına and içtiler. Bunlar arasında Kralın kardeşi, Sicilya Kralı Carlo Anjulu; kralın Mansura Muharebesi'nde olmuş olan kardeşinin oğlu II. Robert Artoisli; Navarre Kralı II. Theobald; Bretonya Dükü İ. John; March Kontu XVİİ. Hugues de Lusığnan; Soissons Kontu II. Jean; ve Chatillon Kontu III. Guy bulunmaktaydı. Fakat Temmuz 1270'de Tunus'a Fransa'dan Haçlıların gemilerle gelip çıkartma yapmaları sırasında Carlo Anjulu Haçlılar arasında bulunmamaktaydi, çünkü o Sicilya'dan gelecekti.

18 Temmuz'da Tunus'a çıkan Fransız Haçlılar kendilerine yardımda bulunacağını sandıkları hükümdar olan I. Muhammed El-Mustansır'ın kendilerine yardım etmeyeceğini öğrendiler. Haçlılar Tunus kalesini sardılar. Sicilya Kralı Carlo Anjulu'nun gelip bu sefere iştirak edeceği haberini sonradan gelen Tapınak Şövalyeleri Büyük Üstadı getirdi. Bunu üzerine IX. Louis Tunus kalesine daha güçlü bir ordu ile hücum etmenin daha uygun olacağını düşünerek kaleye hücumu bekletti.

Hava gayet sıkıcı sıcaktı ve Haçlı askerlerin çadırlarda kalmaları dayanılmaz olmaktaydı. Su kuyularından getirilen içecek sulari temiz değildi ve içenlerde hastalık yapmaya başladı. Bu hastalık kampdaki Haçlı askerler arasında hızla yayılmaya başladı. Bazı günün kronik tarih yazarları bu hastalığın veba salgını olduğunu yazmışlardır. Fakat büyük olasılıkla pis su içmekten geçen salgın hastalık dizanteri idi. 2 Ağustos'da Kralın Dimyat'ta doğmuş olan oğlu Jean de France (1250-1270) bu hastalığa yakalanıp hayatını kaybetti. Carlo Anjulu gemi ile gelip Tunus'a çıktıktan bir gün sonra da 26 Ağustos'da Kral IX. Louis de bu salgın hastalıktan vefat etti.

Carlo Anjulu kardeşinin oğlu III. Filip'in Fransa Kralı olarak tahta çıkmasını sağladı. III. Filip'in askeri tecrübesi olmadığı için Tunus'daki Haçlı ordusunun efektif komutanı oldu. Carlo Anjulu Tunus kalesini almak için savaşmaktan hoşlanmamaktaydı. Tunus Emiri de zaten hasta idi ve onun savunma ordusu da bu salgın hastalıktan dolayı büyük zayiat görmüştü. Her iki taraf da barış müzakerelerine başlamaya hazırdı. Bu müzakereler 30 Ekim'de bir anlaşma ile sona erdi.

Tunus Emiri Sicilya Kralına 210.000 onz altın tazminat vermeyi ve her yılda bir yıllık tazminat vermeyi kabul etti. Tunus'a Emir'in sarayına sığınmış olan Guelffolar taraftarları Avrupalıları da Tunus'dan atmayı kabul etti. Hristiyan tacirlerin Tunus'da serbestçe ticaret yapmalarına izin vereceğini ilan etti. Tunus'da hala bulunan Hristiyan kiliselerinde Hristiyan papazların serbestçe ve açıkça vaaz verip Hristiyanlık ayinleri yapmalarına izin verdi. Buna karşılık olarak Haçlılar ordusu Tunus topraklarından ayrılıp gideceklerdi.

Fakat gemilerde bile salgın Haçlı askeri öldürmekte devam etti. Bu gemiler Tunus'dan çekilip Sicilya'ya gitmek üzere denize açıldıkları zaman büyük bir fırtına çıktı. Filoda bulunan bazı büyük gemiler ve epeyce sayıda küçük gemiler içindeki Haçlı askerlerle battılar.

Bu Tunus Haçlı Seferi'nden sonra Carlo Anjulu Bizans İmpartorluğu'nu eline geçirmek için bir Haçlı Seferi tertip etmekten vazgeçti.

Arnavutluk Fethi ve Cenevizlilere karşı savaş

Şubat 1271'de Karlo Anjulu Adriyatik Denizi doğu sahillerinde hüküm ettiği arazileri genişletmeye başladı. Böylece önce Dirac limanını eline geçirdi ve çok geçmeden Arnavutluğun içlerini kontrol etmeye başladı. Kendini "Arnavutluk Kralı" olarak ilan etti ve kendine bağlı olan araziler üzerine kendine vekil olan bir Genel Vali olarak "Gazzo Chinardao"'yu atadı. Karlo Anjulu Arnavutluğu Konstantinopolis'i ele geçirip Bizans Impartorluğu'nu yıkıp kendisi imparator olarak Haçlılar "Latin İmparatorluğu"nu yeniden kurmak amaçları için bir üs olarak kullanmak istemekteydi.

Fakat böyle bir askeri kampanyaya başlaması Pap X. Gregorios'un 27 Mart 1272'de papa olarak seçilmesi ile gecikti. Yeni Papa olan X. Gregorios büyük hayaller ve idealler peşinde idi. Doğu Ortodoks Hristiyan Kilisesi ile Roman Katolik Hristiyan Kilisesi'ni birleştirmeyi; bu tek Avrupa Katolik Hristiyan Kilisiesi'nin tek yönetici papası olmaya ve yeniden Haçlılar ruhunu canlandırarak Avrupa ve Balkanlar'dan topladıgi Haçlılar askerleri ile kuracağı yeni Haçlılar ordusu ile, hiç olmazsa antik Romalılar elinde bir zamanlar bulunmuş olan eski Doğu Akdeniz arazi ve ülkelerini fethedip yeniden Hristiyanlaştırmayı hayal etmekte idi. Bu hayallerini gerçekleştirmeye bir başlangiç olarak 1272'de Katolik Kilisesi yönetici mensupları için 1274'de toplantıya başlamak üzere "İkinci Lyon Konsili" yapılacağını ilan etti ve bu toplantıya Katolik Kilisesi'nin yörel dinsel idarecielrini katılmaaa davet etti. Bu Konsil'da yeni bir İmparator seçilmesi için de hazırlıklara başladı.

Carlo Anjulu ile (İmparatorluk yanlısı) Ghibellinolar taraftarlarının yönetimi altında bulunan Ceneviz Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler gayet kötü idi. Bu fena ilişkiler, imparator Mikail Paleologos ile Katolik Kilisesi papasi arasında yakın ilişkilerle Hristiyan kilisesinin birleştirilmesi görüşmelerini gayet olumlu gittiği sıralardan itibaren Carlo Anjulu'nun dikkataini üzerine çekmekteydi. Papa Gregorios papa olduktan sonra Kuzey İtalya'da bulunan büyük şehirlerde İmparatorluk yanlısı Ghibellinolar tarafından çıkartılan ayaklanmalar sayisi artmaya başladı. Carlo Anjullu bu imparatorluk yanlısı ayaklanmalara finansal yardım göndermeye başladı. Bu sırallarda Carlo Anjulu Genova'nın Ghibellinolu yöneticileri ile ilişkilerini artırdı ve onlara dolayısı ile Kuzey İtalya'da Ghibellinolu şehir isyanlarini para ile desteğe başladı.

Lyon Konsil'i güya başarılı bir şekilde sona erdirildiği zaman Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birleştiği ve tek bir Kilsieler Birliği kurulmuş olduğu kabul edilmekte idi. Bunun için Katolik Kilisesi bu kilisesinin politik üolarak stuun olduğu onamlı politik ve askeri liderler olan Carlo Anjulu ile Filip Courtenaylı imparator Mikail ile herhangi bir çatışma yapmamaya zorlandılar. Bu Carlo Anjulu için uygun bir gelişme idi. O sırada kuzey İtalya'nın büyük bir kimsi Ghibellinolar taraftaralarının yönetimi altına girmişti. 1275 yıllı sonlarına doğru Carlo Anjulu güçlerini Piyemonte'den geri çekmeyi zorlanmıştı. Gerçekten de Papa Gregarious da bu gelişmeden tamamiyle memnunsuz değildi. Papa'ya göre Kuzey İtalya sorunları ile ilgili olan papanın kendisi değil yeni seçilmiş Almanya Kralı olan İ. Rudolf Habsburglu idi. Papa Carlo Anjulu'nun kuzey İtalya sorunlarından uzaklaşıp güneydeki sorunlarala uğraşmasını tecih etmekte idi. Papaya göre eğer Carlo Anjulu savaş yapmayı tercih etmekte ise bu savaş uğraşının Doğu Akdeniz'de Haçlılara devletleri alanında olmalıydı. Gerçekten de bu bölgede savaş ile çözülebilecek önemli sorunlar bulunmaktaydı.

Bu görüş doğrultusunda doğu Akdeniz bölgesindeki önemli sorun Papa'nın Kudüs Krallığı kralığına Maria Antakyalı'nın meşru olan hakkını Carlo Anjulu'ya satması ve bu Kralığa meşru hak satışının Kudüs Kralığı en yüksek yönetim organı olan "Kudüs Yönetim Yüksek Meclisi (Haute Cour)" tarafından kabul edilmemesi idi. Carlo Anjulu Kudüs Krallığı krallık meşru hakkını 18 Mart 1277'de satın almıştı ve hemen Kudüs Kralı olduğunu diğer Hristiyan ülkelere ilan etmişti. Kudüs Krallığı başkenti olan Akka'ya kendine vekil olacak "vakılharç (bailli)" görevine Roger San Savarinolu'yu görevlendirmişti. Roger San Savarinolu Akka'ya varınca orada Kudüs Krallığı'na hak iddia aden Kıbrıs Kralı III. Hugh'nun göndermiş olduğu Vekilharç olan Balian Arsuflu'yu görevde buldu. Hemen "Balian Arsuflu"'yu görevden uzuaklaştırdı; görevi kendi üzerine aldı. Bu başkentte bulunan Kudus Krallığı asillerinden yeni kral olan Carlo Anjulu'ya biat etmelerini istedi.

Bu sırada, Papa İV. İnnocentius yerine papa olan Gregarios Carlo Anjulu ile Cenevizliler arasında bir barış kurmuştu.

Bizans'ın Ortodoks Kilisesi ile Katolik Kilisesi'ni birleştirme politikasının yıkılması

Bu sırada. Konstantinopolis'de Katolik Hristiyan Kilisesi ile Ortodoks Hristiyan Kilisesi'nin birleştirilmesi için gereken düzenler gayet büyük zorluklarla karşılaştı. Başta İmparator VIII. Mihail Paleologos ve diğer Ortodoks hiyerarşisi kiliselerin birleşmesini, dinsel alt tabaka papazlara ve alelade halka kabul ettirmekte büyük zorluklar çekmeye başladılar. Bunu zorlarlarsa bir halk isyanı çıkacağından korkup bu birleşmeye zorla kabul ettirmeye çalışmadılar. İmparatorun ve Ortodoks kilisesi hiyerarşisişnin gösterdiği çabalar Papa İnnocentios'u bunlarin zor olduğunu ama içtenlikle yapıldığını inandırdı. Bu nedenle Papa, Carlo Anjulu'nu Konstantinopolis'e işgal edip imparator olma hedefi ile bir askeri saldırmasını yasakladı. Bunu bilen imparator Mihail Arnavutluk'ta 1274 sonlarına doğru bir askeri kampanyaya geçerek Berat ve Butribto kalelerini eline geçirdi. Imparator o yil sonlaraında Mora yarimadasi ve Eubobea (modern Eğriboz Adası) üzerine açİtığı askeri kampanyalarda da bir dereceye başarı kazandı.

Bu siyasi durum fazla kızışmadan birkaç yıl devam edip sürüklenip gitti. Fakat 23 Mart 1291'de Papalık tahtına Papa IV. Martinus'un geçmesi ile durum değişti. Papa IV. Martinus Fransız asıllı bir kardinaldi ve kendinden daha önceki Papalar aksine olarak yakındoğuda durumu bilmemekteydi. Onun için onların muüsamahali tutumlarına karşıt olarak yeni papa Bizanslılara karşı gayet sert tutum göstermekte idi. Bu papa I. Karlo Anjulu'nun Bizans, Konstantinopolis, Ortodoks Kilisesi hakkında yıkıcı planlarını tümüyle desteklemekte idi. Ortodoks Kilisesi ve Katolik Kilisesi'nin birleşmesi projesi doğuda büyük protestoya neden olduğu için uygulanamamakta idi. Bunu bahane bilen Papa bu projeyi ve Bizans'la yapılan antlaşmayı iptal etti. İ. Karlo Anjulu'nun Konstantinoplis'i yeniden ele geçirme planlarini Papa kabul etti. İ. Karlo Anjulu'nun yeniden Konstantinopolis'i ele geçirip Latin İmparatorluğu kurup Ortodoks Kilisesi yerine tek bir Hristiyan Katolik kilisesi kurma girişimlerine büyük bir hevesle destek verdi

Bundan heves alan Karlo Anjulu yeni askeri kampanyaya Arnavutluk'a askeri seferle başladı. Hugh Sullyli adlı bir generali (2000 kişisi sovalye agir süvari olan) 8000 kişilik bir ordu Adriyatik Denizi'ni geçip Arnavutluk'a girdi. 1280'da Epirus Despotluğu'na ait olan Butrinto kalesini ele geçirdi. Sonra 1280-81'de Berat kalesini kuşatmaya aldı. Berat kalesine destek vermek için Mart 1281'de Michael Tarchaneiotes komutanlığında bir Bizanslı yardım ordusu gönderildi. Hugh Sullyli bu ordu tarafından bir baskına uğratıldı ve ordusu dağılıp kaçtı. Hugh Sullyli ise yakalanıp esir edildi. Bu Bizanslı destek ordusu Arnavutluk'un içlerinin de Bizanslılar eline geçmesini sağladı.

Karlo Anjulu 1278'de II. Giyom Villehardouin ölmesi ile yapılan Viterbo Anlaşması ile onun hükümdarı olduğu Achaea Prensliği Prensi olmuştu. Bu Prenslikte vekilharcı ve Prens vekili olan "Galeran İvryli" Bizanslılarla yaptığı ilk savaş olan Skorta Muharebesi'ni kaybetti . Bunu üzerine Karlo Anjulu onu görevinden atıp yerine vekilharaç ve Prens vekili olarak Filip Legonesse'yi getirdi. Bu kadar aksi sonuçlara rağmen, Karlo Anjulu 1298 ilkbaharında bir askeri sefer açarak denizden 400 kadar gemi ile 27.000 süvari şövalyeden kurulu bir ordu ile Konstantinopolis'e gitmek yola koyuldu. Karlo Anjulu bu istila saldırısna Haçlılar seferi adını vermekte idi.

Sicilya Vesperler Savaşı

Fakat Bizans ımparator Mikail Karlo Anjulu'nun bu askeri tehdidini karşılamak için askeri savunma tedbirleri almakla yetinmedi. İtalya anakarasında çalışan (İmparatorluk yanlısı) Ghibellinolar'dan devlet memurları Sicilya Kralı Manfred'in kızı ve varisi olan Constance Sicilyalı ile Aragon Kralı III. Pedro ile evlendiği zaman Sicilya Krallığı'na kaçıp gelmişlerdi. Manfred'in eski Vekilharcı olan John Procideli Sicilya adasında bulunan bu İtalyadan kaçmış olan memurlar ve Pedro Aragonlu ile imparator Mikail arasında görüşmeler ihdas edip Sicilya adasına bir karışıklık ve isyan çıkmasını planladılar. Pedro Aragonlu Barcelona'da Tunus üzerine bir Haçlı Seferi açmak bahanesi ile bir deniz filosu ve ordu toplamaya başladı. Fakat Pedro'nun bu filo toplamasında asıl amacı başka idi. Hohenstaufen hanedanına mensup olan Pedro, John Procideli'ni yaptığı ayrıntılı bir devlet komplosiiu planı ile Sicilya adası hükümdarı olmak ve kendi hanedanının yeniden Sicilya kralliğini yönetmesi hedefindeydi.

Bu komplo planına uyularak 28 Mart 1262'de Palermo'da Sicilya Vesperleri adı verilen bir halk isyanı başlatıldı. Bu isyana katılan büyük halk kütlesi adayı idare etmek için Kapetli Anjulular Hanedanı'na mensup hükümdarların adaya getirmiş oldukları Fransız idarecilere saldırdiler. Bu idarecıların büyük bir kısmı katliamla öldürüldü ve ancak ada halkı tarafından iyi idareci olarak bilinan ancak birkaç Fransız idarecinin hayatları bağışlandı. Diğer büyük Sicilya şehri olan Messina önce bu isyana katılamayıp Karlo Anjulu taraftarı olmuştu. Fakat Karlo Anjulu'nun Palermo'da vekili ve valisi olan Herbert Orleanslı'nın yaptığı diplomatik hatalar nedeni ile 28 Nisan 1282'de Messina şehir de Sicilya Vesperleri isyanına katıldı.Vali Herbert Orleanslı Mattegriffon kalesine çekilmek zorunda kaldı. Bu sirada Messina'da bulunan ve Kudüs Haçlı Krallığı'na takviye asker ve erzak götürmek üzere hazırlanmakta olan Anjulu Haçlılar filosu gemileri de Messina'da yakıldı.

Bu gelişmelerin haberini alan Pedro Aragonlu gayet şaşırdı; çünkü komplo planlarinn göre Sicilya'daki çıkması planlanan isyana tam Karlo Anjulu kendi haçlı ordusu ile Konstantinopolis'e gitmekte olduğu sirada müdahele etmesi planlanmıştı. Fakat Bizans Imparatoru Mikail'e dayanan komplo yapanların ana amacı Karlo Anjulu'nun Bizans üzerine bir deniz filosu ile gitmesini önlemek olduğu için shalk isyanı başlamasını daha öne almışlardı. Pedro Aragonlu yine de Barcelona'da topladığı Haçlılar filosu ve ordusu ile Tunus üzerine gitti. Fakat bu filo ve ordu Tunus'a vardığında bu filonun güya desteğini isteyen ve sonradan Hristiyanlığa dönüş yapmaya yemin veren Tunus'lu devlet komplocularının yakalanıp idam edildiklerini öğrendi.

Pedro Aragonlu bu sonuçsuz işlerle uğraşmakta iken Scilya'da olaylar daha hızlı gelişti. Sicilya'daki isyancılar şehilerlerde kendi kendilerini idare için kurdukları halk komünü idarelerini koruması için Papa Martinus'e başvurdular. Fakat IV. Martinus Karlo Anjulu'nun Fransız memurlarla adayı Fransa'daki menfaatlerien uygun şekilde idare etmesine derinden bağlı idi. Bunu için Papa İV. Martin isyancıları; isyancı komün idarecilerini; İtalya'dan kaçmış olan İmparatorluk yanlısı Ghibellinolar devlet memurlarini ve Bizans Imparatoru Mikail'i toptan afaroz etti. Karlo Anjulu İtalya anakarasından toplamış olduğu ordu ile Kalabriya'ya geldi; buradan Messina Boğazı'nı geçip Messina yakınlarında Sicilya'ya çıkartma yaptı. Messina şehrini kuşatma altına aldı. Ordusu ile kale duvarlarına karşı yaptığı birkaç direk saldırı da başarısız kaldı,

Papa tarafından refüze edilip afaroz edilmsi olan isyancilsr ve isyancı idareciler bu sefer Aragon Kralı Pedro ve karısı Constance Sicilyalı'ya başvurup onların hükümdarı olaup Sicılaya'yı savunmalarını istediler. Aragon Kralı Pedro bunu kabul etti. 30 Ağustos 1282'de donanması ile Trapini'de adaya çıktı. 4 Eylül'de Palermo'da Siçliya Kralı ilan edildi. Fakat Palermeno Kardinalı görevi boştu ve onun için Palermo Katedrali'nde geleneksel olan taç giyme töreni yapılamadı. Aragon Kralığı donanması ve ordusunun Sicilya'ya çıkması üzerine Karl Anjulu Messina Kuşatmasini kaldırdı ve ordusunu tekrar İtalya anakarasaina Kalibriya'ya geri çıkartmak için hazırlıklara başladı, Fakat ya bu hazırliklar yavaş alındı ya da Aragon ordusu ve donanması gayet hızla harekata geçtiği için Karlo Anjulu ordusunun bir kısmı daha karşıya geçmemişken bir Aragonlu saldırısına uğradı. Karlo Anjulu'nun ordusunun karşıya geçmemiş olan kısmı ve ağırlıklarının hemen hepsi imha edildi.

Böylece "Sicilya Vespserleri" isyanı ile Siçlilya Kralığı Anjular Hanedanı bir daha hükümndarlığa geri gelmemek üzere sona ermiş oldu.

Aragon Krallığı'na karşı savaş

İtalya anakarası uxerinde bulunan Calabria'ya çekilmekle beraber poltik strateji bakımindan hala güçlü bir durumda idi. Kuzeni olan Fransa Kralı III. Filip amcasına çok bağlı idi. Papa IV. Martinus ise bu Sicilya ayaklanmasını hem Fransa'nın menfaatlerine hem de kendini Sicilya Krallığı'nın kurucusu ve koruyucusu hissediği ve krallığı kendine tabi olarak kabul ettiği için Papa'nın şahsına ve papalık menfaatlerine karşı olarak görmekte idi. Her iki taraf da bir uzun savaş ortaya çıkarsa her iki taraf da felakat şeklini alacak büyük zararlar doğuracağına inanmakta idi. Onun iki taraf da tedbirlerini savsatarak zaman kazanma taktiklerine başvurdular. 1 Haziran 1283'de Bordeaux'da Aragon Kralı III. Pedro ve Sicilya Kralı I. Carlo Anjulu anlaşarak iki tarafta yüzer şövalyeyi bir meydan çıkararak meydan ortasında, "çarpışmada kazanan haklı" şeklinde Ortaçağlar adalet sistemi prensibine uygun olarak, büyük bir "adlî düello" çarpışması yapılmasını organize ettiler.

Ufak çatışmalar ve baskınlar devam etti. Ocak 1283'de Messina Boğazı'nı gizlice geçen Aragonlu baskıncı birliği Catona'yi bastı ve burada bir otelde bulunan yerel karargahı basarak Alencon Kontu I. Peter'i öldürdüler. Şubatta diğer bir Aragon gerilla birliği Calabria'ya geçti ve II. Karlo Napolili'ye bir baskın düzenlemeyi planmışlardı ama onu bulamadılar.

Bordeaux'da yapılan "adli düello" bir gülünç tiyatro oyununa dönüştü. İki kral düello'nun yapılmakta olduğu meydan değişik zamanlarda geldiler. Birbirleriyle savaşmakta olan şövalyeler arasında kimin galip geldiği belirli değildi. Ama krallar bu düello bitmeden ve bibirleriyle karşılaşmadan meydandan ayrıldılar. Rakibini görmeden meydandan ayrılan her iki kral da kendi tarafının bu "adlî düello"da galip geldiğini iddia edip, adlî bakımdan çıkan sonucun kendilerinin tezinin doğruluğunu isbat ettiğini ilan etti.

Tüm bunlar Aragon kralı III. Pedro ile Carlo taraftarları arasındaki çatışmanın ciddiyetini artırdı. Askeri çatışmalar daha büyük ve önemli olmaya ve iki taraf arasında tansiyon daha da artmaya başladı. Papa Martinüs Aragon Kralı III. Pedro'yu afaroz etti; ayaklanmanan Sicilya'ya karşı savaş ilan etti. Ocak'da bu savaşın bir Haçlı Seferi olduğunu büyük bir ayinle açıkladı. Mart'ta Papa Katolik kilisesi açısından Aragon Kralı III. Pedro'nun mülkleri, toprakları ve hüküm etme bölgeleri üzerinde hiçbir hukuki hakkı kalmadığını ilan etti. Papa IV. Martinus 2 Şubat 1284'de Aragon Krallığı bölgesi ve Valensiya Otonom Bölgesi'nin resmen Carlo Valoisli'ya bağışlandığı buraların hükümdarlığının III. Pedro'dan alınıp Papa tarafından Carlo Valois'ya bahşedildiğini ilan etti.

İtalya'da savaş devam etmekte idi. Ama Calabria'da hiçbir gelişme olmamakta idi. Ama bu sırada Aragon Krallığı donanmasından bir filo Malta adasını blokaja almıştı. II. Karlo Napolili yeni kurulan Provence Kontluğu donanmasını bu blokajı kırmak üzere Malta adası üzerine gönderdi. Fakat bu yeni Provence donanması tecrübeli denizcilerden olusan ana Aragon Krallığı donanmasi tarafından Malta açıklarında karşılandı. Ruggiero di Lauria komutasında Aragon Krallığı ana donanması ile Provence filosu Malta Deniz Muharebesi'ne giriştiler ve Provence donanması imha edildi.

Tam bu sırada Aragon Krallığı yüksek harcamalar dolayışyla mali bir buhran içine girdi ama aynı zamanda III. Pedro bir Fransa ordu ve donanması saldırısı tehdidi altında bulunduğunu anladı. Kral I. Carlo Anjulu yeni asker alıp ordusunun büyütmeyi ve Provence için yeni bir donanma yaptırmayı planmakta idi. Bunların hazırlıklarının tamamlanıp Kral I. Carlo'nun Fransa'dan İtalya'ya dönmesini beklemek için oğlu olan II. Karlo Napolili'ye ancak acil hallerde savunucu askeri çatışmalara girişmesi ve saldırgan harekattan katiyetle sakınması için açıkça emir verdi.

Aragonlu donanma komutanı Ruggiero di Lauria Aragonlu'ların denizde üstünlüğünü elde etmişti. Elindeki filolarla Calabria sahilindeki kıyı şehirlerine bir sıra baskınlarda bulundu. Mayıs 1284'de Aragon donanması nisbeten küçük bir filo ile Napoli limanını kontrol eden Nisida Adasını eline geçirdi. Bu küçük filo ile Nisida'da üslenip Napoli limanını blokaja almayı başardı. Bu denizden blokaj Napolilieri çok kızdırdı ve komutan olan II. Karlo Napolili'den hoşnutsuzluk başladı. Bu sırada Napoli'de bir büyük filo olabilecek yeni gemiler yaptırılmıştı ve bu filo Napoli limaninda korumalı olarak beklemeye başlamıştı. II. Karlo Napolili yanlış keşif raporları almıştı. Bu rapor Aragonlular ana filosunun güneye sahil şehirlerine baskınlar düzenlemek için gitmekte olduğunu bildirmekte idi. II. Karlo Napolili yeni kurulan Napoli filosu ile Napoli limanını kontrol eden Nisida Adasındaki küçük Aragon filosuna hücum edip bu filoyu yenip ve daha ana Aragonlar filosu yardıma yetişmeden Napoli'ye dönüp bu limanda filosunu korumaya alabileceğini kabul edip ona göre blokajı kırma planı uygulamaya koydu. Bu plan babasının açıkça yapmamak için kendine emir verdiği büyük bir saldırgan harekat idi. Aragon ana donanma komutanı Ruggiero di Lauria, II. Karlo Napolili'nin bu planı öğrendi ve ana Aragon donanmasını kuzeye Napoli karşısına gizlice getirdi. II. Karlo Napolili yeni Napoli donanması ile sahilden açılınca kendini gemi sayısı bakımdan çok daha üstün olan Aragonlar ana donanması içinde buldu. Yapılan Napoli Körfezi Deniz Savaşı kısa ve Napoli donanması için gayet yıkıcı oldu. Yeni Napoli donanması denizcileri o kadar tecrübesizlerdi ki bu donanmanın gemilerinin büyük bir kısmı batırılmadan Aragonlular tarafından teslim alındı. Bu gemilerdeki denizciler de esir alındılar. Teslim olup esir alınanlar arasında II. Karlo Napolili de bulunmakta idi.

Yeni Napoli donanmasının bu utandırıcı yenilgisi Napoli'de yönetimci Fransızlar aleyhinde bir halk isyanın çıkmasına neden oldu. II. Karlo Napolili'nin tutsak alınmasından faydalanan Aragonlu donanma komutanı Ruggiero di Lauria Napoli'de tutuklu bulunmakta olan Manfredo Sicilyalı'nin kızı Beatrice'nin tutsaklıktan kurtulmasını sağladı.

6 Haziran'da takviyeli yeni ordusu ile Kral I. Carlo Gaeta'ya ulaştı ve oğlunun sebeb olduğu bu deniz savaşı felaketi haberini hemen aldı. Kendinin açık emrini hiçe alan oğlu II. Karlo Napolili'ya gayet kızgındı. Buradan Napoli'ye yetişinceye kadar Napoli'de ki ayaklanmalar sona ermişti.

Fransa'dan getirdiği ordusu ile Calabria'dan güneye indi. Sicilya adası karsisinda bulunan Reggio Calabria liman şehrine geldi. Buradan ordusu ile Sicilya'ya geçmeyi planlamakta idi. Fakat büyükçe bir orduyu Messina Boğazı'ndan gecerek Sicilya'ya geçirecek sayıda gemi bu limanda bulunmamakta idi. Calabria'dan 3 Ağustos'da ordusu ile geri çekilip Napoli'ya döndü.

Napoli'de Sicilya'ya ordusunu geçirmek ve Sicilya adasında harekat yapabilmak için planlar ve hazırlıklar yapmaya başladı. Bu geçiş ve istilayı yeni yıl başında yapmayı planlamakta idi. Fakat yeni yılda sıhhati gayet bozuldu. 7 Ocak 1285'de Foggia'da vefat etti.

Ölümü ve veraseti

I. Carlo Anjoulu'nun mezar heykeli

Carlo Anjulu hazırladığı vasiyetnameye göre öldükten sonra kendine ait olan tüm ülke toprakların sahipliğini, o zaman Katalonya'da tutuklu bulunan, oğlu II. Karlo Napolili'ye bıraktığını belgeledi. Fakat öldüğü zaman sahip olduğu bu topraklar bir papalık temsilci ile yeğeni II. Robert Artoislı'nın ortaklaşa naipliği altında bulunmaktaydı.

Carlo Anjulu tüm hayatını büyük çabalar harcayarak ya hukuki yollarla ya da askeri yollarla Akdeniz havzasında bulunan bir impartorluk kurma hevesi ile kendine ait topraklar toplamaya hasretmişti. Bu çabaları sırasında yaptıklarından hiçbir zaman kendinde hiçbir hata bulmamış ve daima vicdanen kendinin doğru olduğunu hissetmişti. Bu yaptıkları ile kendini Tanrı'nın bir aleti olarak görmekte idi. Özellikle Papalık haklarını korumada ve Hohenstaufen hanedanı üyelerinin cezalandırılmasında kendini Tanrı'nın ceza verici ve ceza uygulayıcı temsilcisi olarak hareket etmişti. Kendini devamlı olarak bir adil hükümdar olarak görmekte idi. Bu adaletinin gayet haşin, sert, eğilmez bir şeklide uygulanması onun kendi inançları hakkında ve bu inançlar doğrultusunda kendinin devamlı olarak doğruyu seçtiğine en ufak bir şüphesi olmamasına bağlanmaktadır. Sonunda hiç eğilmez, sert ve haşinliği, eline geçirdiği ve idare ettiği ülkelerde öldükten sonra kendinden pek az iyi izlenimler kalmasına ve uyguladığı strateji, tedbir ve yöntemleri devam ettirmek heveslisi olan hiçbir takipci hüküm sürücünün ve yöneticinin onun izinden gitme tutkusu olmamasına neden olmuş ve fetihleri ile elde ettiği sonuçlar da genellikle kalıcı olmayıp ölümü ile ortadan kaybolmuştur.

Buna rağmen yaptıklarının bazıları birkaç yüzyıl tarihte yankılar taşımıştır. Bunların başında Anjular hanedanı ile kurduğu Sicilya adası ve Güney İtalya anakarasını içeren Sicilya Krallığı gelmektedir. Sicilya adasında Anjular hanedanı devam etmemiş ve daha hayatta iken kendi rakibi olan Aragonlular Sicilya Vesperler Savaşı'ndan hemen sonra Sicilya'da yönetimi ele almışlardır. Güney İtalya'da Anjular ve devamı hanedanlar Napoli Krallığı'ni idame ettirmişlerdir. Fakat Carlo Anjulu krallığı stili Sicilya ve Güney İtalya'yı birlikte ihtiva eden "Sicilya Krallığı" 1442-1458 ve 1816-1861 dönemlerine İki Sicilya Krallığı şekilde yeniden tarihe girmiştir.

Carlo Anjulu orta çağlar ortalarında antik Yunan ve Romalı kaynaklara dayalı Rönesans stili bilim ve bilgiler gelişmesinin ilk deneyimini sağlamıştır. Bunu Salerno Universitesi ve Napoli Üniversitesi'nde gayet iyi dil bilgili Yahudi asıllı olan hahamları çevirici olarak kullanmakla yapmıştır. Bu antik diller ve Arapça'dan çeviriler yaparak antik klasik Grek, Romalı ve Arapça eserlerin çevirilerini oratay çıkaran Yahudi asıllı alimlerin başında Palermo'lu Musa gelmektedir, Bu Yahudi çevirici alimler destelerce antik felsefe ve tıp kitablarını o zaman kullanılan Latince'ye tercüme etmişlerdir. Böylece antik kalıcı klasik eserlerin ve o zaman Müslüman kültürünün ürettiği eserlerin ve bu eserlerin ihtiva ettiği bilgilerin Rönesans-öncesi Avrupa'ya erişmesini sağlamışlardır ve bu nedenle Carlo Anjulu'nun araç olduğu bu bilgi ve bilim gelişmesine bazı Avrupalı tarihçiler "Latince-Rönesans" adı vermektediler.[3]

Fakat ortaya çıkartığı savaşlar sadece Sicilya ve güney İtalya'da kötü yankılar doğurmamıştır. Katolik kilsesinin entrikaları ve acayip amaçlı politikaları Hristiyan kilisesini kökünden sarsmıştır. Papa IV. Martinus'in ortaya çıkarttığı Papalık kurallarını uygulatmak için Sicilya'ya karşı olan ve Carlo'nun ölümünden sonra Aragon Kralığı'na karşı yapılan politik Aragonlar Haçlı seferi papanın dinsel otoritesini temelden kırmış; papanın ahlaki etik otoritesinin boş olduğunu ortaya çıkartmış; millet kavramının ortaya çıkartıp birleşik Hristiyanlar Haçlılar seferinin felsefesini temelinden sarsmış ve hatta Papalığın ve Batı Avrupa Hristiyanlığının ikiye ayrıldığı 1309-1377 döneminde Avignon Papaları'nin ve 1378-1417 Katolik Bölünmesi'nin çıkmalarına neden olmuştur.

Eşleri ve çocukları

Carlo Anjulu'nun birinci eşi Kraliçe Beatrice Provanslı

Carlo Anjulu 31 Ocak 1246'da Aix-en-Provence'da bir törenle Beatrice Provanslı ile evlenmişti. Beatrice Provence ve Forcalquier Kontu olan İV. Ramon Berenquer'in ve karısı Beatrice Savöylü'nün en küçük kızı idi. Babası Ramon 19 Ağustos 1245'de olmuştu. Büyük üç kız kardeşi için babası yaşamakta iken çok iyi, hepsi bir ülkenin kralı olan kocalar bulmuş ve bu evlilikleri için çok büyük meblağlara varan çeyiz ve drahoma sağlamıştı. Onun için Ramon verasetini hazırlamakta iken elinde bulunan tüm malikhane ve yönetim haklarını en küçük kızı Beatrice'e devretmişti. Böylece miras yoluyla kendi başına Provence ve Forcalquier Kontu olan Beatrice Provanslı Karlo Anjulu ile evlenince Carlo Anjulu Provence ve Forcalquier Kontu oldu. Beatrice ve Carlo Anjulu'nun çocukları şunlardır:

Beatrice Provanslı'nın ölümünden sonra Carlo Anjulu 1268'de Margeret Burgundili ile evlilik yaptı. Bu evlilikten tek bir çocukları oldu:

Armaları

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Vieusseux, André,İtaly and the İtalians ın the nineteenth century, (Pall-Mall East., 1824), 56
  2. Peter Herde Die Schlacht bei Taggliacozzo
  3. Patai, Raphael, (1977) The Jewish Mind, Scribners, s.156

Dış kaynaklar

Dış bağlantılar

Önce gelen:
I. Manfredo
Hohenstaufen Hanedanı
Sicilya Kralı

1262 - 1282
Sonra gelen:
III. Pedro Aragonlu
Önce gelen:
I. Manfredo
Hohenstaufen Hanedanı
Napoli Kralı

1266 - 1285
Sonra gelen:
II. Carlo Napolili
This article is issued from Vikipedi - version of the 7/4/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.