Ay'a hiç gidilmediği iddiası

Neil Armstrong ve Edwin Aldrin, Ay Örümceği maketiyle eğitimde. Ay'a inişlerin sahte olduğunu iddia edenler, Ay yüzeyindeki fotoğrafların buna benzer stüdyolarda çekildiğini savunmaktadır.

Apollo Projesi ile insanoğlunun Ay'a ayak basmadığını, aslında tüm projenin bir aldatmacadan olduğu iddiaları kamuoyunda önemli miktarda taraftar toplamıştır. Bu iddialar tarihçiler ve uzay araştırmaları camiasınca kabul edilmemektedir.

Ay sahtekârlığı iddialarının ABD karşıtlığı ile yakından ilgisi vardır. Zira Apollo Projesi, Soğuk Savaş yıllarında ABD ile Sovyetler Birliği'nin giriştiği Uzay Yarışının bir parçasıydı ve ABD'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Özellikle siyasi olarak sol ve ABD dışındaki milliyetçi sağ eğilimli kişiler, Apollo Projesini ABD'nin küresel tahakkümünün bir simgesi olarak görmektedir. Bu kişilerin ABD karşıtı duyguları, Ay'da insanın yürümesi fikrinin getirdiği imkansızlık hissiyle birleşince Ay sahtekârlığı inancına neden olabilir. Ay inişlerinin sahtekârlık olduğunu savunanlar, bu iddialarını çeşitli somut kanıtlarla desteklemeye çalışmaktadır. Ancak şu ana kadar iddiaların geçerliliğinin kesin bir kanıtı ortaya konulmamıştır.

2000'lerin sonlarından bu yana, Apollo programının Ay üzerindeki izleri LROC uzay aracı tarafından yüksek çözünürlüklü fotoğraflarla görüntülenmiştir. Bu fotoğraflarda Ay modülleri ve astronotların bıraktığı izler görülebilmektedir.[1][2] 2012 yılında Apollo görevlerinde Ay'a dikilen ve hala ayakta duran bayrakların fotoğrafları yayınlanmıştır.[3][4]

İddialar

İnsanoğlunun Ay'a gitmediğini savunanların görüşleri aşağıdaki şekilde ikiye ayrılabilir:

  1. Tam sahtekârlık: Apollo uçuşlarının tamamen sahte olduğunu savunanların görüşü. Çeşitli kaynaklarda teknolojinin 1970'lerde henüz yeterince gelişmediği, Van Allen radyasyon kuşaklarının bu yolculuğa izin vermeyeceği gibi iddialarla birlikte yer alır.[5]
  2. Kısmî sahtekârlık / insansız iniş: Bu görüşe göre insanlı bir uzay aracı Ay'ın yörüngesine oturtulmuştur, ancak uzayadamları Ay yüzeyine inmemişlerdir. Bu iddianın dayanağı da Ay'a iniş ve kalkışı gerçekleştirecek teknolojinin çok karmaşık olmasıdır. Bu iddianın bir çeşitlemesine göre, Ay yüzeyine insansız araçlar inmiş olabilir. Sahtekârlık olduğunu savunanlar, Ay yüzeyindeki lazer yansıtıcıları gözlemlenebilir cisimleri bu şekilde açıklamaktadır. Yine bir başka çeşitlemeye göre, Apollo tasarısı yeterince hızlı ilerlemeyince ABD Uzay Yarışını kaybetmekten korktu ve ilk Apollo uçuşlarını sahte olarak düzenledi.

Sahtekârlık için öne sürülen nedenler

ABD'nin böyle büyük bir sahtekârlık yapması için ortaya konan nedenler şunlardır:

1. Uzay Yarışı: ABD, Sovyetler ile büyük bir prestij yarışına girmişti ve kaybetmemesi gerekiyordu. Sahtekârlık teorisyenlerine göre ABD'nin aya gerçekten gitmesi, bu sahtekârlığı düzenlemekten daha pahalı ve riskliydi. Sahtekârlık sayesinde ABD ucuz bir zafer kazanmış oluyordu.

Buna cevap olarak, yine Uzay Yarışı nedeniyle ABD'nin böyle bir sahtekârlık yapmasının daha riskli olduğu, ABD'nin rakibi Sovyetler Birliği'nin elindeki geniş imkânlarla bu sahtekârlığı ortaya çıkartarak bir propaganda zaferi kazanması riskinin büyük olduğu, tüm dünya medyasını ve Sovyetler'in gözü önünde inandırıcı sahtekârlık yapmanın maliyetinin çok yüksek olduğu belirtilmiştir. Sovyetler Birliği, ABD'nin Ay'a ayak bastığının doğru olmadığını asla öne sürmemiştir. Ancak Sovyetler, Apollo Projesi'nin başarıyla Ay'a insan göndermesinden sonra kendi Ay projelerinin varlığını inkâr etmiş, asla Ay'a insan göndermeyi hedeflemediklerini öne sürmüşlerdir.

2. Gündem: Böyle bir nedenin varlığını iddia edenlere göre, o günlerde ABD gündemde olan Vietnam Savaşı'nı gündemden düşürmek istiyordu. Savaşı bir süreliğine unutturmak için ABD'nin karşısındaki diğer süper güç olan SSCB'nin uzay başarılarını geride bırakarak dünya gündemini değiştirmeyi amaçladılar.

Ancak bu durum, sadece iddia edilen sahtekârlık için değil, tarihsel olarak gerçek olan Apollo Projesi için de bir nedendir. Apollo Projesi'nin başarısı, sadece Vietnam Savaşı değil, o dönemde ABD hükümeti aleyhine oluşabilecek tüm hususları gündemde geri plana itmek için Soğuk Savaş koşulları altında bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır.

3. Para: Apollo tasarısına aktarılan para, tasarının başındakiler tarafından alıkonmuş, artan küçük miktarla sahtekârlık yapılmış olabilir.

Bu denli geniş çaplı olduğu iddia edilen bir sahtekârlığın küçük bir bedelle yapılması mümkün değildir

4. Risk: Apollo tasarısı o kadar riskliydi ki, gerçekten denenseydi o dönemin teknolojisiyle başarısız olma ihtimali yüksekti. Bu nedenle yöneticileri sahtekârlık yapma gereği duydular.

Oysa Apollo Projesi'nin çeşitli aşamalarındaki teknolojiler, yani uzaya insan göndermek, uzay giyisisiyle yürüyüş, iki uzay aracının kenetlenmesi, Ay yörüngesine uzay aracı sokmak, Ay'a yumuşak iniş (insansız) vb. Apollo 11'den önce başka uçuşlarda başarılya gerçekleştirilmişti. Ay'a insan göndermenin o dönemin teknolojik imkânlarının ötesinde olmadığı, Sovyetler Birliği'inin de benzeri bir projeyi ABD ile aynı anda yürütmesinden de anlaşılabilir. (Sovyet projesi geç kaldığı için iptal edilmiş, varlığı yıllarca inkâr edilmiş, ancak Sovyetler'in yıkılmasından sonra ortaya çıkarılmıştır.)

İddiaların dayanakları ve cevaplar

İDDİA 1. Aya iniş fotoğraflarındaki ışıklandırmanın yapay olduğu savı. NASA'nın Ay yüzeyinde kullandıkları tek ışık kaynağını güneş olarak belirtmesine karşın fotoğraflarda bu tezi çürüten gölgeler olduğu iddiası.

CEVAP 1. Ay yüzeyindeki tek ışık kaynağı güneş değildir. Güneş ışığı, ay yüzeyinden yansıyarak farklı açılardan gelen bir ışık kaynağı oluşturur. Tüm Apollo inişlerinde gökyüzünde bulunan Dünya da Ay yüzeyini aydınlatan kuvvetli bir ışık kaynağıdır. Dünya, Ay yüzeyini Ay'ın Dünyada görünen ışığından daha kuvvetle aydınlatır.

İDDİA 2. Ay yüzeyinde sıcaklığın -170° ila +150 °C civarında olması nedeniyle aya gerçekten inmiş olmaları durumunda Neil Armstrong ve Buzz Aldrin'in fotoğraf makinelerinin vesaire erimiş veya donmuş olmaları savı

CEVAP 2. "Donma" suyla ilgili bir olayı kast ediyorsa, ay yüzeyinde nem yapabilecek su bulunmadığı için mümkün değildir. Makinelerin kendileri kast ediliyorsa, zaten katı hâlde, yani "donmuş" durumda olan metal, elyaf ve camın tekrar donması riskinden bahsetmenin anlamı kalmamaktadır. Ay yüzeyindeki sıcaklık yüksek olmakla birlikte, fotoğraf makinelerinin aksamını eritecek denli yüksek değildir. Isının fotoğraf filmlerine ulaşması, ısı önleyici optik kaplama ve boyalarla sağlanmıştır.

Uzayda, uçarken veya Ay ve diğer uzay cisimlerinin yüzeyinde fotoğraf çeken insanlı ve insansız çok sayıda başka uzay aracı vardır. Bunların bir kısmı Uzay Yarışı'nda ABD'nin rakibi olan Sovyetler veya başka ulusların araçları tarafından çekilmiştir. Mesela Sovyetlerin Venera araçları Ay'dan çok daha sıcak (457 °C) olan Venüs yüzeyinde fotoğraf makineleriyle çekim yapmıştır. Yine Sovyetlere ait Luna serisi araçlar, Ay yüzeyinde fotoğraf makinesi kullanmış, görüntüleri dünyaya iletmişlerdir.

Apollo 17 LM'nin Ay'dan havalanmasını gösteren televizyon kaydı. Ateş veya duman çıkmadığı görülmektedir. Basınç olmayan uzayda roket motorlarından çıkan gazların arkada görünür bir iz bırakmaması normaldir.

İDDİA 3. Bazı video görüntüleri: Mesela A-15 filminde bir astronotun omuz hizasından cisimleri bırakış sahnesinde cisimlerin hızı ve katettikleri mesafe analiz edildiğinde bu görüntünün ya Dünya'da çekilip yarı hızda oynatıldığı ya da ayda olduğu iddia edilen astronotun sadece 115 santimetre boyunda olması gerektiği iddia edilmiştir. Atmosfersiz ve dolayısıyla rüzgarsız ve oksijensiz ay yüzeyinde Amerikan bayrağının dalgalanması ve LEM örümceklerin Ay yüzeyinden kalkarken ateş ve duman çıkarmalarının imkânsızlığı öne sürülmüştür.

CEVAP 3. Bayraklar astronotların bayrağı dikmesi sırasında titreşimden ve yanından geçerken statik elektriklenme nedeniyle kıpırdamıştır. Bunun dışındaki "dalgalanma" hissi, bayrakların buruşuk gözükmesinden kaynaklanmaktadır. Filmlerde bayrağın (dikilme sırasındaki titreşim bittikten sonra) hareket etmediği görülmektedir.

İDDİA 4. 1969-1972 yılları arasında devam eden Apollo projesinden sonra NASA'nın bir daha aya gitmekteki isteksizliği .

CEVAP 4. Apollo Projesi, Uzay Yarışı'nı kazanmak için yapılmıştı. Yarış bir kez kazanıldıktan sonra pahalı Ay uçuşlarını sürdürmek için gerek kalmadı. Nitekim Sovyetler de yenildikleri ortaya çıkınca kendi Ay projelerini iptal ettiler.

İDDİA 5. Astronotları 6 kere aya götürüp getiren LEM araçlarının bu olaylardan önce veya sonra tarafsız otoritelerce test veya tetkik edilmediği savı.

CEVAP 5. Ay'a inişte kullanılan LM modülü Dünya'ya dönmek üzere tasarlanmamıştır. Başarıyla Ay'a inilen uçuşların LM modüllerinin iniş kademeleri Ay yüzeyinde indikleri noktadadır. Dönüş kademeleri ise görevini tamamladıktan sonra yine Ay yüzeyine düşmüştür. Ay'a iniş yapamayan Apollo 13'ün LM modülü Dünya atmosferine girerken yanarak yok olmuştur. Dolayısıyla bu modüllerin iniş sonrasında kimse tarafından test veya tetkik edilmesi imkânsızdır. Uçuş öncesinde ise tüm modüller pek çok teste tabi tutulmuştur (titreşim, yalıtım, iletişim, vs.)

LM modüllerinin son derece iyi test edildiği, hiçbir uçuşta önemli bir sorun çıkarmamasından da anlaşılmaktadır. Apollo 13 görevi sırasında LM, tasarlandığı başlıca amaç olan Ay'a yumuşak iniş yapmak ve geri dönmek dışında bir amaçla, astronotlar için bir tür cankurtaran sandalı olarak kullanılmış, diğer Apollo modüllerini başarılı olarak Dünya'ya kadar taşımıştır.

İDDİA 6. 1969'ların teknolojisiyle aya canlı yayın yapabilecek TV ekipmanı götürüp çalıştırmanın imkânsız olduğu savı.

CEVAP 6. Apollo projesinin kameraları Westinghouse firması tarafından 1964'te kazanılan bir ihaleyle uzay koşullarında çalışabilecek şekilde geliştirilmiştir. Bu konudaki bir sahtekârlık yapılsaydı, sadece NASA değil Westinghouse firmasını da kapsaması gerekirdi. Dahası, Apollo - Soyuz Test Projesi'nde Sovyet uzayadamlarının gözleri önünde aynı kameralardan çekim yapılmış ve dünyaya iletilmiştir.

1960'ların teknolojisiyle uzayda çekim yapabilecek TV cihazları ve elektronik devreler üretmek mümkündür. Nitekim 1961'de Yuri Gagarin ilk insanlı uzay uçuşu sırasında Sovyetler tarafından üretilen bir TV cihazından kaydedilen görüntüleri dünyaya iletmiştir. Yine Apollo Projesi'nden önce Ay'a iniş yapan insansız Surveyor araçlarının üzerinde de TV kameraları bulunuyordu, o kameralardan yapılan yayınlar da Dünya'ya iletilmiştir. Hatta Surveyor 3 adlı insansız ay aracının kamerası, yayın yaptıktan iki buçuk yıl sonra aynı bölgeye inen Apollo 12 astronotları tarafından sökülerek dünyaya geri getirilmiştir.

Öte yandan Sovyet Luna programındaki uzay araçları da ay üzerinden televizyon yayını yapmışlardır. Bu, o dönemde Ay yüzeyinden TV yayını yapabilecek teknolojiye sahip tek ülkenin ABD olmadığını göstermektedir.

Apollo Projesi'nden iki yıl önce Ay'dan TV yayını yapan insansız Surveyor 3 aracının kamerası. Kamera, Apollo 12 astronotları tarafından ay yüzeyinden sökülerek Dünya'ya geri getirilmiştir. Hâlen Vaşington'daki Havacılık ve Uzay Müzesi'nde sergilenmektedir.
Ay'a iniş yapan LM araçlarına monte edilen TV kameralarından biri.

İDDİA 7. Dünya ile Ay arasındaki Van Allen radyasyon kuşaklarının astronotları öldürmüş olması gerektiği.

CEVAP 7.Apollo uzayaraçları'nın Van Allen kuşağından geçme süresi 4 saatti. Bu süre içinde uzaygemilerinin aluminyum alaşımlı gövdesi, uzayadamlarını korudu. Apollo araçlarının rotası da uzayadamlarının radyasyona asgari miktarda maruz kalmasını sağlayacak şekilde hesaplandı. Bunların sonucu olarak Apollo programına katılan bir kişinin aldığı ortalama radyasyon miktarı, 1 rem'in (10 mSv) altında kaldı. Bu doz, deniz seviyesinde yaşayan birinin üç yılda aldığı radyasyona eşittir.[6]

Dünyadaki tüm fizikçilerin (ABD'nin rakibi Sovyet fizikçiler dahil) gerçekten böyle bir tehlike olsaydı bunu görmemeleri mümkün olamazdı. Apollo uçuşları sırasında radyasyon kuşaklarını bulan fizikçi James Van Allen hayattaydı. Eğer o da varlığı iddia edilen komplonun bir parçası değilse, kendi bulduğu kuşakların uzayadamlarını öldüreceğini açıklaması gerekirdi. Tam aksine, Profesör Van Allen, kuşakların astronotları öldüreceği iddialarını "saçmalık" olarak nitelemiştir.[7]

İDDİA 8. Apollo araçlarda bulunan ve 2 kb RAM, 36 kb ROM kapasitede çalıştığı belirtilen ilkel analog bilgisayarın [Apollo Guidance Computer] modern bir elektronik kol saatinden daha az işlem gücüne sahip olması bakımından aya gidişte yetersiz kalacağı.

CEVAP 8. Apollo uzayaraçlarında kullanılan ana bilgisayar, Apollo Guidance Computer (AGC), analog değil dijital bir bilgisayardı. Bu, 1960'lar için ilkel değil gelişmiş bir bilgisayardı. Görevi, Apollo uzayaracının seyir ve komuta kontrol sistemini (PINGS) yönetmekti. AGC'nin işlem gücü, PINGS'i idare etmek için yeterliydi, ancak uzayaracının rotası ve konumu yerdeki ölçüm tesisleri tarafından daha yüksek kesinlikle saptandığından, belli aralıklarla konum ve rota bilgileri yerden güncelleniyordu. Yani Apollo tamamen kendi içindeki bilgisayara bağımlı değildi. Nitekim Ay'a ilk iniş yapan uzayaracı olan Apollo 11, AGC'nin hata modunda olduğu sırada iniş yapmıştır.

Sovyetler'in bilgisayar teknolojisi ABD'ninki kadar iyi olmadığı için, kendi Ay projelerindeki uzayaracı LK'ya seyrüsefer için programlanabilir dijital bir sistem yerleştiremediler. Onların bulduğu çözüm daha basitti, analog bir hesap makinesi, oluşabileceği düşünülen tüm acil durumları belirlenen sırayla dikkate alıyordu. Ancak bu daha basit çözüm dahi Ay uçuşu için yeterliydi.[8]

İDDİA 9. Fotoğraflarda hiçbir yıldızın görünmemesi, yeryüzünde bile yıldızların görüldüğü halde atmosfersiz ortamda yıldızların daha net görünmesi gerektiği iddiası.

CEVAP 9. Tüm ay inişleri gündüz, güneş gökteyken yapıldı. Son derece çiğ bir ışıkla parlayan ay yüzeyi ve diğer cisimleri net olarak fotoğaflayabilmek için fotoğraf makineleri yüksek enstantaneyle çekim yaptılar. Bunun sonucu olarak parlak ışık altındaki nesneler fotoğraflarda net göründü, ancak nispeten soluk yıldızlar görünmedi. Bu durum, gece aydınlık sokak lambalarının altında yıldızların gözükmemesine benzer. Ay'a yapılanlar dışındaki uzay uçuşlarında da, mesela Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çeşitli milletlerden uzayadamlarının çektiği fotoğraflarda da aynı durum görülür. Apollo uzayadamlarının çektiği parlak zemine bakmayan az sayıda fotoğrafta yıldızlar gözükmektedir.

İDDİA 10: Görüntülerin ağır çekimde çekilmiş olması. Öyleki astronot ayda yürürken ilginç bir şekilde saydamlaşıyor. Bu saydamlaşmanın ağır çekimde olabileceği iddiası komploteorilerinden birisidir.

Uluslararası Uzay İstasyonu'nun Atlantis Uzay Mekiği tarafından Şubat 2008'de Dünya yörüngesinde çekilen yüksek enstantaneli fotoğrafı. Hiçbir yıldızın görünmediğine dikkat edin.
Haziran 1995'te Mir Uzay İstasyonu'nun Atlantis Uzay Mekiği tarafından Dünya yörüngesinde çekilen fotoğrafı. Parlak Güneş ışığı nedeniyle hiçbir yıldız gözükmüyor.
Apollo 16 uzayadamları tarafından Ay yüzeyinden morötesi fotoğraf makinesiyle ve düşük enstantaneyle çekilen bir fotoğraf. Dünya ile birlikte yıldızlar gözüküyor.
Uzay Mekiği'nin Dünya'ya iniş yolunu görüntüleyebilmek için Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan uzun poz süresiyle çekilden bu fotoğrafta bazı yıldızlar gözüküyor. Bu fotoğrafta Dünya, Ay tarafından aydınlatılmaktadır, gece olduğundan Güneş yoktur.

Notlar

  1. "NASA Spacecraft Images Offer Sharper Views of Apollo Landing Sites". NASA. 2 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20150602041001/http://www.nasa.gov:80/mission_pages/LRO/news/apollo-sites.html. Erişim tarihi: 22 Eylül 2011.
  2. "The illuminated side of the still standing American flag to be captured at the Apollo 17 landing site.". Lunar Reconnaissance Orbiter Camera News Center. 27 Temmuz 2012. 18 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20140318041834/http://lroc.sese.asu.edu:80/news/index.php?/categories/2-Featured-Image.
  3. "Apollo Moon flags still standing, images show". BBC News. 30 Temmuz 2012. http://www.bbc.co.uk/news/science-environment-19050795.
  4. "American Flags From Apollo Missions Still Standing". ABC News. 31 Temmuz 2012. http://abcnews.go.com/blogs/technology/2012/07/american-flags-from-apollo-missions-still-standing.
  5. We Never Went to the Moon: America's Thirty Billion Dollar Swindle, Bill Kaysing, Pomeroy, WA, USA: Health Research Books, 2002. ISBN 1-85810-422-X.
  6. Plait, Philip C. Bad Astronomy: Misconceptions and Misuses Revealed, from Astrology to the Moon Landing "Hoax" s. 161-162 John Wiley & Sons, 2002, ISBN 0471409766, 9780471409762
  7. LK, Encyclopedia Astronautica

    İlgili maddeler

    Kaynakça

    This article is issued from Vikipedi - version of the 1/7/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.