Babalar Operasyonu
Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından yeraltı dünyasına yönelik olarak 11 yıl ara ile düzenlenen iki operasyonun ortak adı.
Birinci Babalar Operasyonu
İlk Babalar Operasyonu, 12 Mart Muhtırası ardından dönemin İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Faik Türün’ün emri ile Milli İstihbarat Teşkilatı’nda görev yapan Mehmet Eymür tarafından başlatılmıştı. Eymür, dönemin İstanbul Emniyeti Mali Şube Müdürü Vural Yener ile koordineli bir şekilde çalışarak, yeraltı dünyasının önemli aktörlerinden Uğurlu, Bezal, Mirza ailelerini, Zihni İpek’i, Muhammet Akil Çubukçu’yu ve çok sayıda uyuşturucu ve silah kaçakçısını gözaltına almış, sorgulamış ve mahkemeye sevk etmişti.
Gözaltına alınan kişilerin evlerinde üst düzey bürokrat ve askerler ile samimi pozlarda çekilmiş resimler ve mektuplar bulunduğunu anlatan Eymür, bu asker ve bürokratların bir kısmının kaçakçılardan rüşvet aldığının ifadelerde yer aldığını; ancak Faik Türün’ün isteği doğrultusunda, sola karşı başarılı mücadeleleri yüzünden ‘kahraman’ olarak görülen bu kişilerin isimlerinin ifadelerden çıkartıldığını söylemekteydi. Eymür bu talebin arkasında yeraltı dünyası ile bürokratlar arasında bağlantı kuran gazinocu Fahrettin Aslan’ın olduğunu da ileri sürüyordu[1].
İkinci Babalar Operasyonu
İkinci Babalar Operasyonu, ilkinden 11 yıl sonra, 9 Şubat tarihinde düzenlendi. İkinci operasyonun başında da Mehmet Eymür vardı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra, kaçakçılığın terörün başlıca unsurlarından biri olduğu kanaatine varan devlet yetkilileri MİT Kaçakçılık İstihbarat ve Harekat Daire Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile yakın koordinasyon içinde olayların üzerine gitmesine karar verdi. Haziran MİT Müsteşarlığı bünyesinde Kaçakçılık Şubesi kurulmuş ve şube müdürü olarak Mehmet Eymür atanmıştı. Kaçakçılık konusunda Atilla Aytek’in başında olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve İstihbarat Daire Başkanlığı ile çok yakın koordinasyonu başlayan MİT Kaçakçılık Şubesi, 9 Şubatta Dündar Kılıç, Behçet Cantürk, Vahit Kaynar ve Abuzer Uğurlu’yu sorguya alınması teklifini Genelkurmay Başkanlığı’na yapmış, teklifin uygun karşılanması üzerine gözaltına alınan babalar, sorgulandıktan sonra Ankara Sıkıyönetim Mahkemesine sevk edilmişti. Ankara'da sıkıyönetim'in kaldırılması ile Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesinde görülmeye başlayan davalar yılında beraat kararı ile sonuçlandı ve tutuklu bulunan sanıklar Dündar Kılıç ve Behçet Cantürk serbest bırakıldılar.
Daha sonra Susurluk Kazası'nda hayatını kaybedecek olan emniyet müdür yardımcısı Hüseyin Kocadağ Babalar Operasyonunda tutuklanan sanıklardan Cantürk ile ilişkili olduğu için meslekten uzaklaştırıldı, Danıştay kararıyla mesleğe döndü.
Kaynakça
- ↑ Orhan Gökdemir ve Talat Turhan, Mehmet Eymür, s.21