Mehmed Kemal
Kemal Bey | |
---|---|
Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey | |
Doğum | Osmanlı Devleti |
Ölüm |
10 Nisan 1919 İstanbul |
Mehmed Kemal Bey[1], (ö. 10 Nisan 1919), I. Dünya Savaşı'nın son yıllarında Yozgat mutasarrıfı ve Boğazlıyan kaymakamı olan Osmanlı bürokratı.
I. Dünya Savaşı'nda Rus hükûmeti ile ilişkili Ermeni ahaliden kurulu çeteler Türk nüfusa karşı saldırı ve katliamlar yaptılar. İktidardaki İttihat ve Terakki Fırkası, ilçede bulunan tüm Ermenilerin Suriye'ye sevk edilmesini mülkî amir olarak Kaymakam Kemal Bey’e emretti. Kemal Bey de bu kararı uyguladı. Osmanlı Devleti'nin savaşta yenilmesinden sonra İttihat ve Terakki Fırkası dağıldı ve Hürriyet ve İtilaf Fırkası iktidara geldi. Yeni hükümet İttihat ve Terakki Fırkası ile bağlantılı bürokratları görevden alıp yerlerinde kendine yakın bürokratları getirdi. Kaymakam Kemal Bey tehcir sırasında Ermeni ahalinin ölümünden sorumlu tutularak yargılandı. Suçlanmasının işgalci devletlerin baskısıyla olduğu iddia edilmiştir. Kurulan Âliye Divan-ı Harb-i Örfi'de, "kış gününde vatandaşları can ve mal kaybına uğrattığı, ayaklarına süngüler bağlayarak ölüme terk ettiği" iddialarıyla suçlandı. O ise, "Ben aldığım emri yerine getirdim. Sürgün edilenlere insanî şekilde davrandım. Süngü bağlamadım. Vicdan azabı duymuyorum. Kimsenin ölümü için emir vermedim." diyerek suçlamalara karşı çıktı. Yargılama sonucunda, mahkeme idamına karar verdi.
Dönemin padişahı Vahdettin idam kararını ülkede olaylar çıkabileceğini gerekçe göstererek onaylamaz ve dönemin şeyhülislamından fetva ister. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin verdiği fetva ile infaz, 10 Nisan 1919'da İstanbul Beyazıt Meydanı’nda gerçekleştirilir.
İdamdan sonra TBMM 14 Ekim 1922’de Kemal Bey’i, Urfa mutasarrıfı Nusret Beyi ve Diyarbakır Valisi Reşit Bey’i ‘şehid-i millî’ ilân eder. Bunun üzerine dede Arif Bey Atatürk’ü makamında ziyaret eder. Orada ‘vatanın babası’ iltifatlarıyla karşılanır. Atatürk, torunlarını evlat edinmek istediğini söyler. Arif Bey ise, “Onlar bana oğlumun bediasıdır. Müsaade edin, bende kalsınlar. Nafakalarını karşılamanız yeterlidir.” der. Bu görüşmenin bir sonucu olarak TBMM’de kanun çıkarılır ve Beşiktaş’ta dört daireli bir apartman, Beyoğlu’nda bir ev ve kayd-ı hayat şartıyla tüm çocuklara maaş bağlanır.
Kaynakça
|
|