Boule de Suif
Kitap için hazırlanmış kapak | |
Yazarı | Guy de Maupassant |
---|---|
Orijinal ismi | Boule de Suif |
Ülke | Fransa |
Özgün dili | Fransızca |
Seri ismi | Boule de Suif ve Diğer Savaş Hikâyeleri |
Konu(lar) | Fransa-Prusya Savaşı |
Türü | Kısa öykü |
Boule de Suif, (Türkçede bilinen adlarıyla Yağ Tulumu, Toparlak ya da Tombalak) 19. yüzyıl sonlarında Fransız yazar Guy de Maupassant tarafından yazılmış kısa öyküdür. Yazarın kaleme almış olduğu öyküler içinde en tanınmışlardan biri olan Boule de Suif, Fransa-Prusya Savaşı'nın konu edildiği "Boule de Suif et Autres Contes de la Guerre" (Türkçe: Boule de Suif ve Diğer Savaş Hikâyeleri) adlı öykü dizisinin de baş hikâyesidir.
Özet
Öykü, Fransa-Prusya Savaşı'nın yapıldığı 1870'lerin başında geçer. Prusya ordularınca işgâl edilmiş olan Rouen kentinin birkaç sakininin kentten ayrılışını anlatır. Toplumun çeşitli sınıflarından toplam 10 kişi, değişik nedenlerden ötürü ücretini ödeyerek bindikleri bir posta arabası içinde Rouen'dan Le Havre kentine kaçmaktadırlar. Aracı paylaşanlar arasında gerçek adı Élisabeth Rousset olan seks işçisi Boule de Suif (Yağ tulumu), katı demokrat Cornudet, pamuk fabrikası sahibi burjuvalar karı-koca Mösyö ve Madam Carré-Lamadon, sonradan görme dükkân sahipleri karı-koca Mösyö ve Madam Loisaeu, Bréville Kontu ve Kontesi ile iki rahibe vardır. Olumsuz hava koşulları nedeniyle araç çok yavaş biçimde ilerleyebilmektedir ve gün orasına gelindiğinde çok az bir yol alabilmiştir. Araçtaki yolcular önce Boule de Suif'i yaptığı iş nedeniyle küçük görmüşler ancak o yanında getirmiş olduğu bir sepet dolusu yiyeceği bitmek bilmeyen yolda giderek açlık duyumsamaya başlayan diğer yolcularla paylaşınca, ona karşı tutumlarını değiştirmişlerdir.
Yol üstündeki Tôtes köyüne gelindiğinde, araba durur ve yolcular geceyi geçirmek için bir handa kalmaya karar verirler. Araçtakiler, Almanca konuşan memurların sesini duyunca Prusyalılar tarafından ele geçirilmiş bir bölgeye girdiklerini anlarlar. Bu grubun handan ayrılmasına iki gün boyunca izin verilmez ve alıkoyulmakta olan Fransız yolcular iyiden iyiye sabırsızlanmaya başlar. En sonunda Boule de Suif onlara gerekçeyi açıklar. Prusyalı bir komutanın kendisi ile yatmak istediğini ve ancak bunu yaparsa kendisinin ve yol arkadaşlarının serbest bırakılacağını söyler. İlk anda Prusyalı komutana öfkelenen ve Boule de Suif'i destekleyen gruptakiler, zaman geçtikçe komutanın istediği gerçekleştirilmeden oradan çıkamayacaklarını anlarlar ve artık komutanın isteğini yerine getirip onları ve kendisini kurtarmayan Boule de Suif'e cephe alırlar. Sonraki iki gün boyunca akılcı ve ahlakî örnekler vererek işgalci bir Prusyalı ile yatmasının yanlış bir davranış olmayacağına onu ikna ederler ve Boule de Suif komutanın isteğini gerçekleştirince ertesi sabah serbest kalırlar.
Tôtes köyünden ayrılıp Le Havre'a doğru yol alan araçtaki grup serbest kalabilmek için namus timsali kesilerek Boule de Suif'e dil dökerken, yolda giderek Boule de Suif'i umursamamaya başlar ve iğneleyici konuşmalarla onu anarken, alınan kararlarla ilgili olarak da ona bilgi vermezler. Tüm yiyeceğini onlarla paylaşmış olan Boule de Suif ile kendi yemeklerini paylaşmayı da reddederler. Araba geceleyin yoluna devam ederken, demokrat Cornudet ıslıkla La Marseillaise'i mırıldanır ve Boule de Suif ise gece boyu gururunu ayaklar altına aldığını düşünerek gözyaşlarına boğulur.
İnceleme
Öykü genelinde ele alınan konu Prusya savaşına karşı gösterilen Fransız direnişi ve bazı Fransızların savaşa ve işgâlcilere karşı tutumlarıdır. Öykünün ilk yarısında yazar posta arabasını paylaşan, toplumun farklı sınıflarından gelen insanların kişiliklerini irdeler. Öyküde ağır basan nokta araçtakilerin direniş konusunda hoyratça atıp tutmaları ancak korkak bir tavır içinde şehirlerini terk etmeleridir. Yazar öyküde, yalnızca para ve varlıklarını düşünen burjuva çifti ile Bréville Kont ve Kontesi, cumhuriyetçi Cornudet ve gittikleri yerdeki savaş yaralısı Fransız askerlerine hemşirelik yapacak olan iki rahibenin arasında en yurtsever kişinin seks işçisi Boule de Suif olduğunu ön plana çıkarır. Öykünün büyük bir bölümünde Boule de Suif (Yağ Tulumu) olarak anılan ve Rouen şehrinin önemsiz sakinlerinden olan seks işçisinin gerçek adı da ancak kitabın ortalarında okuyucuya bildirilir. Boule de Suif evinde ona rahat vermeyen Prusya askerlerinden yıldığı için bir gün bu askerlerden birine saldırmış ve bu olaydan sonra ölüm kaygısı duymaya başladığı için şehri terk etmek zorunda kalmıştır. Ancak burjuva sınıfını temsil eden Mösyö ve Madam Carré-Lamadon ile Kont ve Kontes eski rahat ve konforlu yaşamlarına geri dönebilmek amacıyla, işgâlden daha az rahatsız bir hâlde şehirden kaçmaktadır.
Maupassant, bu öyküde merkeze uzak kentlerde yaşayan yurttaşların direnişe karşı gösterdiği çabayı över ve bu bağlamda Fransız halkını işgâle karşı kayıtsız kalmakla suçlayan çağdaşlarından ayrılır. Boule de Suif'in yurtseverlik duyguları ve işgâlcilere karşı duyduğu öfke öykünün bütününe egemendir. Prusyalı komutan onu ve yol arkadaşlarını alıkoyduğunda ona yalnızca kendisiyle yatarsa serbest kalabileceklerini söyler. Milliyetçi duygular içindeki Boule de Suif, işgâlci bir Prusyalı ile yatmanın ülkesine ihanet ve gurur kırıcı bir davranış olduğu kanısındadır. Bir seks işçisi için önemsiz olması beklenen böyle bir konuda Boule de Suif sonuna kadar direnirken çıkarlarını düşünen diğer yolcular, bunun onun işi olduğuna, öyle olmasa da ülkesi için bunu yapması gerektiğine onu ikna eder ve Boule de Suif bunu ülkesi ve yol arkadaşları için yaptığına inanarak Prusyalı komutan ile yatar.
Maupassant'ın Fransa-Prusya Savaşı'nı anlatan diğer öykülerinde olduğu gibi Alman askerler tek tip bir imajla okuyucuya aktarılır. Rouen kentini işgâl eden askerler ruhsuz ve kalınkafalı olarak betimlenir. Handa Boule de Suif ve yol arkadaşlarını alıkoyan ve onla yatmak isteyen komutan da aynı şekilde kaba, ahlâk yoksunu ve duygusuz biri olarak anlatır. Ayrıca öykü içinde kimi yerlerde Alman askerlerinin günlük yaşamlarına ilişkin anlatımlar ve eve dönüş için duydukları özlem okuyucuya aktarılır.
Öykünün göze çarpan bir diğer yanı da toplumsal sınıf ayrılığıdır. Öykü boyunca yazar arabadaki yolcuları kimi kötü yanlarıyla itham eder. Soylu Kont ve Kontes Rouen kentinin en yüksek tabakasından olmalarına rağmen zayıf ve korkar olarak aktarılırlar. Üretici sınıfını temsil eden ve pamuk fabrikası sahibi olan Mösyö ve Madam Carré-Lamadon açgözlü, cimri ve maddiyatçı olarak betimlenir. Burjuva sınıfının temsilcisi Mösyö ve Madam Loiseau ise ucuz şaraplar satarak köşeyi dönmüş, para için değerlerinden vazgeçmiş ve rahat yaşamına geri dönebilmek için ülkesine ihanet etmekten çekinmeyecek tipler olarak gösterilir.
Araçtaki iki rahibe önceleri sessiz, sakin ve tanrıya bağlı kişiler betimlenir. Öykü ilerledikçe bir Fransız hastanesindeki savaş yaralısı askerlere yardıma koşan yurtsever kimseler olarak öne çıkarlar. Bu rahibeler daha sonra bu bahaneyi Boule de Suif'in Prusyalı komutanla yatması için öne sürerler. Demokrat Cornudet ise çapkın, içki düşkünü ve Alman karşıtı düşüncelerinden, iş Almanlara karşı durmaya gelince vazgeçmiş bir adam olarak okuyucuya sunulur.
Boule de Suif, normalde insanlarca küçümsenen mesleğine karşın içlerinde işgâle karşı en büyük direnci gösterendir. Toplumca kabul görmeyen bir iş yapıyor olsa da yiyeceğini araçtakilerle paylaşarak bir iyi niyet örneği sergiler ve araçtaki arkadaşlarını ve en önemlisi yaralı Fransız askerlerine yardıma giden rahibleri dinleyerek Alman komutan tarafından kendisine yapılan ahlâksız teklifi kabul eder. Araçtakiler onun sayesinde serbest kalmış olmalarına karşın onun yokluğunda bir eğlence düzenlerler ve yolculuğun geri kalanında onunla ne planlarını ne de yiyeceklerini paylaşırlar. Maupassant öyküsünde o dönemdeki işgâlde gerçek yurtseverliğin, aslında çağdaşlarınca acımasız eleştirilere maruz kalan sıradan halkta olduğu fikrini okuyucuya yerleştirmeye çalışır.