Daçya Savaşları
Daçya Savaşları | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Trajan sütununda Daçya Savaşlarını simgeleyen kabartma | |||||||||
| |||||||||
Taraflar | |||||||||
Daçya | Roma İmparatorluğu | ||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||
Decebalus | Trajan | ||||||||
Güçler | |||||||||
İlk savaşta yaklaşık 40 bin İkinci savaşta yaklaşık 15 bin |
İlk savaşta yaklaşık 150 bin İkinci savaşta yaklaşık 200 bin | ||||||||
Kayıplar | |||||||||
Bilinmiyor | Bilinmiyor |
Daçya Savaşları, 101-102 ve 105-106 yılları arasındaki dönemde Roma İmparatorluğu tarafından Daçya’ya karşı düzenlenen iki askeri seferi anlatır. İmparator Trajan döneminde Daçya tehditini azaltmak ve verimli bölgeleri fethetmek amacıyla yapılmıştır.
Daçya bölgesi Jül Sezar döneminden bu yana Romalıların gündeminde olmuştur. Makedonya’nın kuzeyindeki bölgede yaşayan Daçyalılar MS 85 yılında Tuna Nehrini aşarak Moesia Superior[1] bölgesine saldırınca Romalılar müdahale etmiş ve Daçyalıları 88 yılındaki Tapae Muharebesinde yenerek barışa zorlamışlardır. Daçya kralı Decebalus anlaşma sonrasında Roma egemenliğini tanıyarak Roma sınırlarını koruyan bir konuma indirgense de mağlup edilememiş bir direniş unsuru olarak kalacaktır.
Bağımsız hareket eden Daçya kralına karşı Trajan 101 yılında düzenlediği ilk seferde kalelerden oluşan başkent Sarmizegetusa Regia'yı tehdit edecektir. Barış için aman dileyen Daçya kralı savaşsız geçen sürede güçlerini toplayıp yeniden Romalılara saldırır. Bunun üzerine 105 yılında Trajan yeniden Daçya üzerine yürür. Başkenti muhasara altına aldıktan sonra ele geçirir ve şehri yakıp yıkar. Daçya’daki ayaklanmayı bastran Trajan Roma topraklarını doğuda genişletmek amacıyla Partlara saldırır.
İlk çatışmalar
Daçyalıları ilk kez bir araya toplamış olan, MÖ. 82 ila MÖ.44 yılları hüküm süren Burebista döneminden beri Daçyalılar Roma egemenliğini tehdit eder olmuştur. Jül Sezar bölgeye sefer düzenleme planları yapsa da Burebista’nın ölümünün ardından Daçya topraklarında iç çatışmalar çıktığından sefere gerek kalmamıştır. Güçlü kralın ölümünün ardından dört kolu ayrılan Daçya aşiretleri tehdit olmaktan uzaklaşır. Marcus Antonius ile Augustus arasında yaşanan iktidar mücadelesinde Daçyalılar Antonius’u destekledikleri için iç savaştan zaferle çıkan Augustus bölgeye sefer düzenleyecektir. MÖ. 29 yılında bölgeye gönderilen Marcus Crassus komutasındaki Roma Ordusu üç Daçya kralını öldürecektir.
Yaklaşık yüz yıl süren barış döneminin ardından MS. 85-86 yıllarında Daçya kralı Duras Moesia’ya saldırarak buradaki Romalı yönetici Oppius Sabinus’u öldürür. Roma egemenliğine doğrudan yapılan bu saldırıya İmparator Domitian lejyonlarıyla Moesia’da denetimi kurduktan sonra MS. 87 yılında Daçya topraklarına saldırır. Cornelius Fuscus komutasındaki 5 Roma lejyonu Tapae Muharebesinde pusuya düşürülerek yenilir. Daçyalı komutan Diurpaneus, bu zaferinden sonra cesur anlamındaki Decebalus adını alır ve kral ilan edilir.
88 yılında Roma askeri harekâtı bu kez Tettius Julianus komutasında devam eder. Bugünkü Bucova köyünün bulunduğu bölgede yaşanan muharebede Daçyalılar yenilir. Decebalus barış teklifinde bulunsa da reddedilecektir. Sonrasında Roma eyaleti Germania Superior’da yaşanan karışıklık nedeniyle lejyonların buraya gönderilmesi gerekince Romalılar Daçyalılarla barış yapmak durumunda kalır. Barış antlaşmasının ardından Decebalus Roma himayesi haline gelir. Bu sebeple Roma sınırlarının korunması gerekçesiyle yüklü miktarda mali yardımın yanı sıra teknik destek ve en son teknoloji ürünü silahları alır.
Gerekçeler
Milattan sonra 1. yüzyılda Roma, Avrupa çapında düzenlenen askeri seferlerin ekonomik ağırlığının altından kalkmakta zorlanır durumdaydı. Roma’nın Daçya bölgesine gözünü dikmesinde bölgede olduğu iddia edilen zengin altın kaynaklarının varlığı etkili olur. Ayrıca önceki muharebelerdeki Roma zaferlerine rağmen Daçyalıların Roma egemenliğine tam boyun eğmemiş olmaması da yeni Daçya seferleri için gerekçe olmaktaydı. Bunun yanı sıra Daçya’nın diğer asi kavimlere göre Roma açısından farklı bir yeri bulunuyordu. O dönemde Roma egemenliğine baş kaldıran örneğin İspanyollar veya Galyalıların tersine Daçyalılar bölgedeki zengin demir madenleri nedeniyle kılıçlara sahiptir. Neredeyse tamamı kılıçlı yüzbinlerce savaşçıya sahip bir ulus karşısında Roma lejyonlarının teknolojik avantajları en aşağıya seviyeye inmekteydi. Bu sebeple bu dönemde en tehlikeli olarak tanımlanan düşmanların başında Daçyalılar gelmekteydi. Kendisi de askerlik mesleğinden gelen imparator Trajan savunma savaşı yapmaya müsait olmayan Roma Ordu yapısını da dikkate alarak zorlu da olsa Daçya üzerine yürüme kararı alacaktır.
İlk savaş
Senatodan düzenleyeceği askeri sefer için onay alan Trajan 101 yılında artık Daçya üzerine yürümeye hazırdır. Bu sefer sırasında Roma savaş teknolojisi en son gelişmeleri başarıyla kullanmıştır. Ordunun önünden ilerleyen iki lejyon yol boyunca tüm Daçya yerleşim yerlerini ateşe vererek ilerlerken esas muharebe 102 yılında olur. Tapae Muharebesinde yenilen Decebalus Roma’dan ateşkes talep eder. Anlaşmanın şartları gereğince Decebalus kuzeydeki göçebe kavimlerin Roma topraklarını istila etmesine önlem olarak daha fazla Roma yardımı alır. Roma topraklarını istiladan korumak için aktarılan kaynaklar bir kez daha Roma karşıtı ayaklanma için harcanacaktır. Çok geçmeden Decebalus bir kez daha Roma egemenliğine baş kaldırır.
İkinci savaş
İlk savaşın yaralarını saran Decebalus, bir süre Roma egemenliğine boyun eğer gözükse de Tuna Nehri bölgesindeki Roma topraklarına yağma saldırıları düzenlemeye başlar. Duruma derhal müdahale etmek isteyen Trajan 105 yılında bölgeye ikinci seferi düzenler. İlk savaş sırasında olduğu gibi işgalci için hiç uygun olmayan şartarda savaşmka durumunda kalan Roma lejyonları Daçyalılar karşısında ağır kayıplar vererek ilerler. Daçya başkenti Sarmisegetusa merkezli müstahkem mevkileri sırasıyla alan Roma Ordusu ilk başlardaki güçlü Daçya direnişini kırar. Decebalus iktidarına karşı çıkan Daçyalı asiller Roma ile işbirliği yaparak direniişi zayıflatınca mağlubiyet kaçınılmaz olur. Düşen başkentten kaçan Decebalus yakalanacağını anlayınca intihar eder. Bu gelişmelere rağmen Roma işgaline karşı Daçya direnişi devam edecektir. Daçyalı asillerin işbirlikçileri sayesinde Daçya hazineleri Romalıların eline geçecektir.[2]
Sonuç
Daçya Savaşlarının zaferle sona ermesi Roma Orduları için çok önemli bir başarı olarak değerlendirilmiştir. Trajan zaferlerin şerefine 123 gün boyunca sürecek eğenceler tertip etmiştir. Daçya’nın zengin maden kaynaklarının Roma egemenliğine girmesi Roma ekonomisine çok ihtiyacı olan desteği verecektir. Özellikle bugün hala yıkıntıları görülebilen Roșia Montană madenlerinde yoğun madencilik çalışması yapılmıştır. Zaferin ardından 100 bin Daçyalı erkek esir edilerek Roma’ya getirilmiş ve ayaklanan kavimlere gözdağı verilmek istenmiştir. Roma lejyonlarından Lejyon XIII Gemina ve Lejyon V Macedonica Daçya’da kalıcı olarak üstlenmişler ve zorunlu hizmet süreleri tamamlanan Roma askerlerinin bölgede Daçyalı kadınlarla evlenmesi özendirilmiş, ödül olarak fethedilmiş Daçya toprakları verilmiştir.[3] Daçya topraklarının güney kısmı resmen imparatorluk topraklarına katılmış, kuzey kısmı ise bağımsız olsa da hiçbir zaman ayrı bir devlet olamayacaktır. Daçya Savaşlarındaki zaferler Trajan’ın otoritesini artırmış ve görece huzurlu bir büyüme döneminin başlangıcı olmuştur.