Delikli kart

Henüz delinmemiş mavi bir delikli kart.
Delinmiş, sıradan bir delikli kart.

Delikli Kart, üzerindeki belirli noktalara açılan (veya açılmayan) delikler sayesinde sayısal bilgi taşıyabilen karton parçaları. Günümüzde bir veri saklama aracı olarak modası geçmiş olmakla birlikte, 19. yüzyıl boyunca dokuma tezgahlarını denetlemekte ve 20. yüzyılda hesap makinalarında ve bilgisayarlarda kullanıldı.

Bilgiler ekranda yazıldıktan sonra, 90 mm x 215 mm ölçülerindeki bir miktar hiç delinmemiş kart, özel bir makineye yerleştirilir, makine bunlara ekrandaki bilgileri işleyecek şekilde küçük delikler açardı. Aynı kartları okuyan (deliklere uygun çıkıntıları olan) makinelere takılarak okunur, ekrana aktarılırdı. Örneğin bir sayfa yazı yazmak için yaklaşık 65 - 100 adet delikli kart kullanılırdı.

Tarihçe

Delikli kartlar, ilk kez, Jean-Baptiste Falcon'un 1728'de yaptığı dokuma tezgahında kullanıldı. Aynı ilkeden, 1800'lerin başlarında Jakar Tezgahı'nın çalıştırılmasında da yararlanıldı. Delikli kartlarla bilgi işlenmesine ise, 1890'larda, Dr. Herman Hollerith'in (1860-1929) A.B.D'nin nüfus sayımı bürosundaki çalışmalarının bir sonucu olarak başlandı.

A.B.D'nin 1880 nüfus sayımının değerlendirilmesi yedi yıl sürmüş ve nüfus artışı da göz önüne alınınca, 1890 sayımı değerlendirmesinin 1900'den önce tamamlanamayacağı anlaşılmıştı. Bir istatistikçi ve maden mühendisi olan Dr. Hollerith, nüfus sayımı bürosunun topladığı istatistiklerin mekanik yoldan işlenmesi için yeni bir yöntem geliştirdi. Bu yöntemde, 240 kareye bölünmüş delikli kartlar temel alındı. Her kare belirli bir soruya ayrılmıştı. O kare içinde bir deliğin bulunması ya da bulunmaması, söz konusu soruya karşılık bir "evet" veya "hayır" anlamına geliyordu. Kartlar, elle çalıştırılan küçük bir deliciyle deliniyor ve karttaki deliklerden geçerek alttaki cıva dolu küçük kaplara düşen, metal iğneli, elektromekanik bir aygıtla okunuyordu. Metal iğnelerin cıvaya değmesiyle, elektrik devreleri tamamlanıp, kare dizisinin toplamını saptayan bir dizi göstericiyi işletiyordu.

Hollerith'in sistemi ilk kez Baltimore kentinin 1897 sayımında kullanıldı. A.B.D. nüfus sayımı bürosu tarafından 1890 sayımlarındaki sonuçların değerlendirilmesinde kullanıldığında, çalışmaların iki buçuk yılda tamamlanmasını sağladı. Üçüncü kez, 1880 sonuçlarının derlenmesinde kullanıldı. Bu kez işlenen bilgiler, bir öncekinden yüzde 25 oranında fazlaydı. Zaman kazanılmasının yanı sıra, Hollerith makinalarının kullanılması, büroya 5 milyon doları aşkın tasarruf sağladı.

Delikli kartla çalışan makineler

Bilgi işleme hızı, günümüzde elektronik bilgisayarlara bağlı olarak çok artmıştır. Delikli kartla çalışan yalın makinalarda kullanılan elektromekanik yöntemler, bunlarla karşılaştırılınca çok yavaş kalır. Eski makinaların yaptığı işlemler de, toplama ve çıkarma gibi aritmetik hesaplarıyla sınırlıydı. Ne var ki, bunların ve çizelgeleyicilerin işlevleri, bir çeşit ilkel denetim programınca yönetilirdi. Bilgisayarların yaygınlaşmasından önce, çizelgeleyiciler, elektronik hesap birimlerine bağlanarak geliştirildi. Bu, işlem süresini bütünüyle, kısaltmasa da, sistemin daha geniş bir alanda yararlı olmasını sağladı.

Günümüzde bilgisayarlar, geleneksel delikli kart çizelgeleyicilerinin yerini almıştır. Ancak bilgisayarların yan birimleri sayılan kart okuyucular ve deliciler, hâlâ sayım ve istatistik çalışmalarında kullanılmaktadır.

Kart deliciler

Bilgiler, kart deliciler diye bilinen makinalarla kartlara delinir. Kart delicilerin tıpkı daktilodakine benzer klavyesi vardır. Ama bu klavyeyle, harf basmak yerine, kartlar delinir. Delme işlemine, yaklaşık 500 boş kartın makinanın sağ üst köşesindeki kart deposuna yerleştirilmesiyle başlanır. Klavyedeki bir tuşa basılarak, bir kartın depodan, onun hemen altındaki delme yerine gelmesi sağlanır. Delme tuşlarından birine basıldığında, tuş, bir kolon üstünde istenilen düzende delikler delen bir dizi zımbayı harekete geçirir. Zımbalar, elektromıknatıslarla çalışır. Bir kolondaki delikler tamamlanınca, kart ileri alınarak, delinecek ikinci kolona hazırlanır.

Delme işlemi tamamlanan kart, delme yerinin solundaki okuma yerine getirilir. Okuma yerinde, bir kolondaki her delik konumu için bir tane, yani on iki metal dokunucu vardır. Kart, dokunucular ile dönen silindirin arasından geçer. Kolon üstünde bir deliğin bulunduğu durumda, dokunucu, delikten geçerek metal silindire değip devreyi tamamlar. Böylece, zımbalara elektriksel bir itki göndererek, veriyi, delme yerinde bulunan karta deler. Bu işleme ikileme (duplike) adı verilir.

Kart okuma yerinden geçtikten sonra, makinanın sol üstündeki biriktiriciye gelir. Biriktiricideki kart sayısı 500'ü bulduğu zaman, makina kendi kendine durur. Atlama (bir kartı delmeden geçirmek), ikileme ya da alfabetik karakterleri sayısal delikler haline getirme gibi işlemler, otomatik olarak program birimince denetlenir. Bu birimde, bir tambur üstüne yerleştirilmiş bir dizi dişli tarafından okunan, önceden delinmiş denetim kartı vardır. Yaylı kollara takılı olan dişlinin bir dişi, kart üstündeki deliğe girer. Dişin deliğe girmesiyle kol döner ve makinanın denetim devresine bir sinyal gönderen küçük bir anahtarı işletir. Kart delicilerin daha yeni tipleri, bir karta ilişkin bütün ayrıntıları bir bellek aygıtında saklar. Böylece delme işlemine, karta basılacak bilgiler tamamlandıktan sonra başlanabilir. Bu özellik, yanlışların kart delinmeden önce düzeltilebilmesini olanaklı kılar. Alışılmış kart delgi makinalari, bilgi hazırlama diye bilinen işlem için kullanılır. Bilgi hazırlama, bilginin, makinanın işleyebileceği dile delme işlemi, işleticinin ustalığına bağlı olarak saatte 250-500 kart arasında değişir. Ama bilgisayara bağlanmış bir makinayla, dakikada 120 kart delinebilir. İşaret algılayabilen deliciler, kurşun kalemle işaretlenmiş kartlardaki grafit izlerini saptayıp, bilgiyi, makina diline çevirir ve otomatik olarak kartlara deler. Ancak, bu makinaların yerini, günümüzde, optik karakter tanıma gibi daha yeni yöntemler almaktadır.

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 9/23/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.