Elâzığ ağzı

Elâzığ Ağzı (veya Harput Ağzı), Türkiye Türkçesi ağızlarının doğu grubunda yer almaktadır. Kullanılan kelime ve telafuzlar temelini, şu anki Elâzığ ili sınırları içerisinde bulunan tarihi Harput'tan alır.

Kelimelerin Bazı Telafuzları

Elâzığ ağzı telaffuzlarına genellikle -yor eki atılır.

Kelimelerin çoğunda 'k' harfi değiştirilerek 'g' şeklinde telafuz edilir.

Bazı Kelimelerin Elâzığ Ağzı Karşılığı

Günlük hayatta kullandığımız bazı kelimelerin Elâzığ Ağzı karşılığı şöyledir:[1]

Söylenen Kelime Kelimelerin Karşılığı
Ayancah Merdiven
Ayınmah Uyanmak, kendine gelmek. Fark etmek, sezmek. Bir zarara uğrayacağını anlayıp önlemek
Baboş Yiğit, delikanlı,çocuk ve gençlere sevgi ifade eden hitap.
Basduh Pestil, Üzüm ya da Dut şırasından yapılır. Erik ezmesindende yapıldığı olur. Bağ-nişe-erük basduğu gibi isimlere ayrılır.
Bıldır Geçen Yıl.
Bibi Hala
Cısdıbıldah Çırıl çıplak.
Cıncıh Temiz, çok temiz.
Çağa Çocuk
Çağam Yavrum, çocuğum.
Çüt Çift, iki kişi beraber.
Densüz Akınsız, izansız, münasebetsiz.
Devresü Ertesi.
Diyesin Acaba.
Diyeze/Eze Teyze
Dönbek Darbuka
Dutunu Dut'un çukur taş içinde dövülüp un haline getirilmiş hali.
Enselemek Kovalamak.
Erçel Yaramaz, huysuz çocuk.
Erişte Makarna gibi kesilip, çorbası yapılan kurutulmuş hamur.
Eşgere Aşikar, açık.
Evermek Evlendirmek.
Eyreti İyreti, emanet.
Farşımalamat Gizli yapılan bir işin açığa çıkması. Rezil olmak.
Gakgo Ağabey, büyük kardeş.
Gakgoş Abi, kardeş anlamında hitap.
Garnağıssi Karın ağrısı (Beddua)
Garış Beddu'a. Garış vermek: Beddu'a etmek.
Gaynata Kayın baba, kayın peder.
Gıggılik Tepe, zirve, en uç yükseklik.
Gırnata Kılarnet
Gişi Koca, eş.
Gurabiye Bisküvi, kuru pasta. Gurabiye çocuğu: Kibar, nazik.
Gurut Suyu süzülmüş yoğurtun kurutulmasıyla yapılan bir yemek malzemesi.
Güvegi Damat
Gövüllenmek Sevdalanmak.
Hımik Burnundan, genizden konuşan.
Hıllike Giyimine özen göstermeyen.
Horata Laf söz..
Horata etmek Laflamak.
İsot Biber
İtürmüşüm Unutmuşum.
Kırtik 1- Pek az, azıcık. 2- Kullanılmakla az bir parça kalmış sabun. (Bir kırtik kalmış)
Kortik Çukur.
Gumbik Küçük tümsek.
Küvre Sünnet olan çocuğu kucalayan.
Loğ Dam toprağını şıkıştırmakta kullanılan taş silindir.
Makaraları koyvermek Topluca gülmek.
Mahna Bahane.
Mezre/Mezire Mezra, Şehir Harput'ta iken şimdiki Elazığ'ın yerinin adı. Yakın zamana kadar, Harputlular ve çevre köylüler Elazığ'a mezre veya Mezzire derlerdi.
Mıkayyet olmak Sahip çıkmak, sahip olmak.
Mıhaşer/Mıkaşer Kabuğu çıkarılmış ve iki parçaya ayrılmış kara nohut. Erişte çorbasına konulur.
Mozik Topaç
Orcik Cevzili sucuk. Üzüm şırasından yapılan bulamaca, ipe dizilmiş ceviz badem içi dizisi birkaç defa batırılıp kurutularak yapılır.
Örken Kalın ip halat.
Ösgemek Özlemek.
Pırçikli Havuç
Pirpirim 1- Semizotu. 2- Çok yaşlı ya da düşkün kişi.
Sufat Surat, sima.
Sitil Bakraç, kova.
Şeve Camdan yapılmış bilezik.
Şeve gırmah Hareketli, edalı ve işveli bir şekilde oyun oynamak.
Şılombu patlatmak Gaz yapmak, osurmak, yellenmek.
Taka Duvarda yapılmış kapaksız küçük dolap.
Tavlanmah Şişmanlamak.
Tavlu Şişman.
Tevekkeli Akılsız, saf, sehlük.
Tump İki tarla arasındaki sınır belirleyen toprak yükseklik
Tosbağa Kamlunbağa.
Usulcanah Yavaşca, sessizce.
Utmah Oyunda ya da kumarda kazanmak.
Utuzmah Oyunda ya da kumarda kaybetmek.
Ürkütmek 1-Hayvanı korkutup kaçırmak. 2-Çalmak aşırmak.
Üsgüre Derin çorba kasesi.
Yatsı Mehli Yatsı namazı vakti.
Yalavuz Yalnız
Yarennik Şaka.
Yarennik etmek Şakalaşmak.
Zokah/Zuvah Sokak.
Zurba Kuş sürüsü. Sürü. Kalabalık..

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 8/20/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.