Gemi inşaatı ve deniz mühendisliği
Gemi yapımı suyun üzerinde ilerleyen taşıtların inşaatı için kullanılan bir addır. Tersaneler gibi özelleşmiş merkezlerde yerine getirilmektedir. Gemi yapımı tekniğinin başlangıcı tarih öncesi döneme uzanmaktadır.
Gemi yapımı ve onarımına ilişkin çalışmalar "deniz mühendisliği" olarak adlandırılmaktadır.
Tarihçe
İlk gemiler
İlk gemiler Mısırlılarca inşa edildi. Nil nehrinin ticari olanakları bunu gerek kılmış ve insanı suda yüzebilen taşıtların yapımına sevk etmiştir. Malzeme olarak kamış ve ahşap kullandılar. Bu işe ilk soyunanlar ise halat ve yelken işiyle uğraşanlar olmuştur.
Indus nehri kenarında yaşayan Hintler de ilk gemi inşacılardır. Hatta Türkçede denizde seyr etmek, seyr-ü sefer olarak kullandığımız Navigasyon sözcüğü, kökünü Sanskritçe olan "navgathi" kelimesinden alır.
Zamanla teknelerin inşası, başka deniz uygarlıklarınca, geliştirilmistir. Daha kararlı (Stabil), gövdenin su karşısında gösterdiği direnci azaltan ve daha uzun biçimli tekneler yapıldı. Gemiyle ilk uzun yolculuğun, akdeniz ve karadeniz arasinda yapıldığı bilinmektedir. Yükler içinse, gövdeleri iri olan tekneler geliştirildi. Tamirler ya sular yükseldiğinde ya da sahil kenarlarında yürütülürdü. Sonraları da bu tür işler için özel yerler, yani tersaneler yapıldı. Sanayileşmeyi getiren gelişmeler, sonralari, uygarlıkların iktidar dengelerini de etkili bir biçimde değiştirmiştir. Tabii bu da savas gemilerinin yapımını mecbur kılmıştır.
Modern sanayi öncesi
Avrupa'da gelişmeler; biri Akdeniz'de, diğeride Baltik denizinde olmak üzere iki ayri koldan sürmüştür. Guletler özellikle akdenizin en göze çarpan tekneleri olurken, örneğin bas ve kici ayni sekilde insa edilen kuzey denizi ve Baltik denizi tipi tekneleri, akdenizde de Tirhandil olarak görebiliyoruz.
Wikingler İslanda, Grönland ve daha başka uzak yerlere ulasabilecekleri uzun, simetrik, narin tekneler geliştirdiler.
1300`lü yillarda, ticaretle uğraşsanlar veya korsanlarin, kuzeyden akdenize inmesiyle, gelişmenin iki kolu, artik, melez tekneler üreterek birbirine geçecekti.
19. yy`a kadar tersaneler, sahillerde alip başini gidecekti. Ağirlikla kuzey avrupa ülkelerinde yoğunlasan bu tersaneler, Osmanlilar zamaninda da marmara bölgesinde inşa edilmistir. 1390 da Geliboluda bir tersane, daha sonra, İstanbulda da Haliç Tersanesi 1455 yilinda yapilmislardir. Hatta o dönemlerde Haliç Tersanesi, dünyanin en büyüğü konumundaydi.