Guillaume Apollinaire
Guillaume Apollinaire | |
---|---|
Apollinaire (sol) and André Rouveyre, 1914. | |
Doğum |
26 Ağustos 1880 Roma, İtalya |
Ölüm |
09 Kasım 1918 (38 yaşında) Paris, Fransa |
Meslek | Yazar, sanat eleştirmeni |
| |
İmza |
Guillaume Apollinaire (d. 26 Ağustos 1880 - ö. 9 Kasım 1918), İtalyan asıllı Fransız şair, yazar ve sanat eleştirmeni.
Hayatı
Gerçek adı Wilhelm Albert Włodzimierz Apolinary Kostrowicki olan Apollinaire Polonyalı bir anne ile İtalyan bir babanın oğludur. 1880 yılında Roma'da doğdu. Monako'daki Collège Saint-Charles'da Fransızca öğrenim gördü. 1902'de Paris'e yerleşti, Cannes ve Nice'de çeşitli okullara eğitimine devam etti. Edebiyat ve resim çevrelerinde sık sık görünmeye başladı.
1903'te Le Festin d'Esope adlı dergiyi kurdu.Fransa'da Pablo Picasso, André Derain, Marie Laurencin ile tanıştı. Daha sonra Almanya Rhineland'e giderek, bir süre öğretmenlik yaptı. Bu yıllarda şiirleri Fransız modern şiirleri arasındaydı. 1911 yılında Pablo Picasso ve Georges Braque ile birlikte Kubist Oda 41'in düzenlenmesine yardım etti. Böylelikle resim eleştirmenliğine ağırlık verdi. İlerleyen yıllarda edebiyata özellikle şiirlere bir resim akımı olan kübizmi oturttu. Kübizme duyduğu ilgi ile birlikte sürrealizm benimsedi.
Apollinaire'in Tiresias'ın Memeleri adlı oyunu tanımlamak için kullandığı sürrealist dram ifadesi sürrealizm akımının isminin esin kaynağı oldu.
İlk inceleme yazılarını ve şiirlerini çeşitli ressamların gravürleriyle birlikte yayınladı. 1913'te geçmiş 15 yılın şiir seçkisi olan Alcools'u yayınladı.Daha sonra kübist ressamların resimlerini analiz ettiği Kübist Ressamlar adlı eseriyle kübizmden ayrılıp,kuramlarını ve öncülüğünü kendisinin yaptığı Orphizmi benimsedi.
1911 yılında Mona Lisa tablosunu çaldığı şüphesiyle bir hafta gözaltında tutuldu, suçsuz olduğu anlaşılınca serbest bırakıldı. Apollinaire, I. Dünya Savaşı'nda ağır yaralandı ve 1918'de Paris'te gripten öldü.
Arkadaşı Henri Hertz aşağıdaki konuşmanın ona ait olduğunu söylemiştir.
Açılın ey mezarlar! Müzelerdeki ölüler, saraylarda şatolarda ,manastırlarda paravanların altındaki cesetler! İşte gelmiş geçmiş bütün zamanların anahtarlarını taşıyan efsanevi bekçi. En sağlam kilidi bile zorlayıp açıyor ve sizi bugünün dünyasına,paranın soylu kıldığı teknisyenlerin,hamalların arasına karışmaya çağırıyor. Şovalyenin zırhları kadar güzel olan otomobillerinde kendinizi evinizdeymiş gibi hissetmenizi, uluslararası yataklı vagonlarda yerinizi almanızı,ayrıcalıklardan hala gurur duyabilen insanlarla kaynaşmanızı istiyor sizden. Ama uygarlık fazla süre tanımayacak onlara.