Hıttin Muharebesi
Koordinatlar: 32°48′13″K 35°26′40″D / 32.80361°K 35.44444°D
Hıttin Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Üçüncü Haçlı seferi | |||||||
Hıttin Muharebesi | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Eyyubiler |
Kudüs Krallığı Antakya Prensliği Tapınak Şövalyeleri Hospitalier Şövalyeleri Aziz Lazarus Şovalyeleri | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Selahaddin Eyyubi |
Lüzinyanlı Guy Trabluslu III. Raymond İbelinli Balian Chatillonlu Raynald † | ||||||
Güçler | |||||||
30,000 [1] |
20,000 [2] | ||||||
Kayıplar | |||||||
17,000 |
|
Hıttin Muharebesi, 4 Temmuz 1187 tarihinde, Birinci Haçlı Seferi'nde Kudüs'te kurulmuş olan Haçlı devleti olan Kudüs Krallığı'nın Kralı Lüzinyanlı Guy'un askerleri ile Selahaddin Eyyubi komutasındaki Eyyubiler ordusunun Taberiye Gölünün batı yakasında Taberiye kalesi yakınında bulunan Hıttin köyü ve volkanik "boynuz" şekilli Hıttin Tepesi civarında yapılan bir muharebedir. Selahaddin Eyyubi komutasındaki Eyyubi ordusu, Kudüs Krallığı ordusunun etrafını sararak imha etmiş; 17.000 Haçlı asker öldürülmüş ve Kudüs Kralı Lüzinyanlı Guy bu muharebe sonunda esir düşmüştür.[3]
Muharebenin arka planı
Chatillonlu Raynald'ın nefret uyandıran eşkıyalık hareketleri Selahaddin Eyyubi'yi çok kızdırmıştı. Kudüs Krallığı'na karşı harekete geçip bu istilacıları Filistin'den atmaya karar verdi. Mısır, Suriye, Ceziriye'ye haber gönderilip Haçlılar devletlerine özellikle Kudüs Krallığı'na karşı bir cihad yapmak için komutası altında birleşmelerini istediğini bildirdi. Bu ülkelerden çok sayıda süvari ve piyade gönüllü Şam'a gelmeye başladı.[4]
Kudüs Krallığı bu arada idarecilerin şahsi çekişmelerine sahne olmaktaydı. Yeni kral olan Lüziyanlı Guy Trablus Kontu olan ve Selahaddin'e daha ılımlı olarak hareket etmeyi kabul eden III. Raymond'un gücünü kırmaya çalışmaktaydı.
Trablus Kontu III. Raymond, karısına ait olan Taberiye Gölü'nün batı sahilinde bulunan küçük bir kale olan Tiberiya'i elinde bulundurmaktaydı. Kudüs Kralı Lüziyanlı Guy'un bu kaleye hücum etmeye hazırlandığı haberi Trablus'lu Raymond'a erişti ve Raymond Selahaddin'den askeri yardım istedi. Selahaddin de bir süvari birliğini bu kaleye takviye olarak yolladı.[4]
30 Nisan 1187'de Selahaddin Raymond'a bir haberci göndererek aralarındaki anlaşmaya uygun olarak Tabariye Gölü etrafında keşif yapmak için ufak bir keşif birliğini Tiberiya civarına göndereceğini bildirdi. Bu birliğin amacının sırf keşif olduğunu ve ne bir çarpışma hedefi ne de sivillere hiçbir hücum yapma hedefi olmadığını da açıkladı. Raymond bunu kabul etmek zorunda kaldı ve kendi arazisinde yaşayanlara bu birliğe yaklaşmamak için uyarma yaptı. 1 Mayıs'ta 7000 kişilik bir Eyyubi süvari keşif birliği Tiberiye önünden sabahleyin geçip akşamleyin geri döndü ve hiçbir olay çıkmadı. Ama civarda bulunan bir Hospitalier ve Tapınak Şövalyeleri keşiş-askerleri Selahaddin ile Raymond'un anlaşmasına katılmamışlardı ve bu anlaşmayı sabote etmek istemekteydiler. Saffuriye köyü civarında birkaç yüz şövalye ve piyadeden oluşan bu asker-kesişler grubu birliği Eyyubi keşif birliğine hücuma geçti; ama Haçlılar çok büyük yenilgiye uğrayıp büyük zayiat verdiler.[4]
Muharebenin gelişmesi
Saffuriye'de bir Haçlı keşiş-asker birliğinin bir Eyyubi keşif birliği tarafından imha edilmesi üzerine, büyük bir papaz olan Trablus Kontu III. Raymond'a gidip onu Selahaddin'le anlaşmadan vazgeçmeye ve Kral Guy'un Salahaddin'e karşı yapmaya düşündüğü harekata katılmaya zorladılar. Bu muharebeye bir karşılık vermek gereğini duyan Kudus Krali Luziyanli Guy ve krallık konseyi Haçlı ordusunun toplanıp hucuma geçmeye karar verdiler. Kudus Krallığı ve diğer yakin Haçlı ülkelerinde bulunan şövalyeler, piyade askerler ve Turkopol hafif süvari birliklerinden oluşan Haçlılar ordusu Akka civarında toplandı. Hemen Saffuriye üzerine yürüyüşe geçtiler.[4]
Diğer taraftan Haziran ortasında Selahaddin de 12.000 kişilik Eyyubi süvari ordusunu ve yeni gönüllü suvari ve piyadeleri Şam ve Taberiye arasında bir orta noktada toplamıştı ve onlara istilacai Hacli devletinin ortadan kaldırılması için bir konuşma yapmıştı. Bu ordu ile Filistin içine ilerledi ve Tabariye Gölü kenarına kadar geldi. Sonra Selahaddin bir kurnazca bir taktik uygulayarak Taberiye kalesine hücum ederek bir gün içinde kaleyi ele geçirdi. Böylece Haçlı ordusunu kendi istediği bir harp meydanında, Taberiye yakınlarında bir düzlükte, muharebeye zorlamış oldu. Selahhadın Taberiye Gölünden çıkan Ürdün nehrini arkasına almıştı ve boynuz şekilde "Hittin" adlı bir volkanik kayadan oluşan bir tepe önünde bulunan Hittin köyü önünde Kudüs ordusunu beklemeye başladı.
3 Temmuz günü Haçlı ordusu Saffuriye'den sabah erken çıkarak genellikle 4 saat çeken Taberiye yanındaki bu mevkiye, hiçbir su kaynağı bulunmayan bir yol takip ederek, gitmeye başladı. Selahaddin'in ufak pusu ve yan hücumlarıyla yavaşlayan Haçlı ordusu ancak akşam üstü susuzluklarını gidermeyi planladıkları Tabariye Golünü uzaktan gören bir sırta vardılar. Hıttin köyü bu sırtın altındaydı ve ilerisinde Tabariyee Gölü ve su bulunmaktaydı. Ama bu mevki ile bu su kaynağı arasında Selahaddin Eyyubi'nin ordusu bulunmaktaydı. Bu nedenle Haçlı ordusu geceyi de susuz geçirdi.
Ertesi gün 4 Temmuz 1187de şafakla beraber Haçlı ordusu önde piyadeleri sırttan aşağıya göle doğru bir hücuma geçti. Susuzluktan çılgın gibi ileri atılan Haçlı piyadeleri Selahaddin ordusu tarafından püskürtüldü. Selahaddin'in ordusu tarafından arkalarından takip edilen Haçlı piyadeleri hızla gerideki atlı şövalyelere doğru düzensiz olarak geri çekilmeye başladı. Bu her iki Haçlı ordusu grubunun durumunu da karıştırdı. Özellikle ağır süvari birliği olan Şövalyeler kendilerine doğru kaçmakta olan Haçlılar piyadeleri arasından onları takip eden Eyyubi birliklerine karşı bir süvari hücumuna geçme imkanları olmadı. Haçlılar hiçbir savunma hattı da kuramadılar. Tepenin arkasından gelen hafif Eyyubi süvarileri tarafından kuşatıldılar. Ama sonuna kadar savaşmakta devam ettiler. Trablus'lu Raymond kuşatmayi yarıp kaçmayı denedi ve onu tanımış olan Eyyubi alt komutanları tarafından kaçmasına karşı konulmadı. Raymond böylece kaçmayı başardı ve Trablus'a gidebildi. En sonunda Hittin köyü civarındaki tepede Kral ve 150 kadar şövalye direniş yaptılarsa da sonunda bu şövalyelerin hepsi ya öldürülüp ya da esir alındılar.
Hittin Muharebesi sonuçları
Eyyubi ordusu Kudüs Kralı'nı esir aldığı gibi Krallık otağını da eline geçirmişti. Haçlı ordusu içinde bulunan Akka Kardinalı öldürüldü ve bu din adamının Haçlılara moral vermek için yanında taşıdığı İsa'nın üzerinde olduğu "gerçek istavroz çarmıh" da Eyyubiler eline geçti. Haçlı esirleri arasında Kral Lüzinyali Guy yanında kardeşi II. Amalrik, Chatillonlu Raynald, Montferrat'lı V. Giyom, Redefortlu Gerard ve birçok Hacli soylular bulunmaktaydı. Bu muharebeye katılan ve imha edilen Haçlı ordusunun 17.000 ölü zayiat verdiği bildirilir.[4]
Selahaddin'in esirleri arasında bulunan Kudüs Kralı Lüziyanlı Guy ile Chatillonlu Raynald Selahaddin'in çadırına getirildiler. Burada Selahaddin Krala kendi eliyle bir bardak su verdi. Kral da suyu içtikten sonra bardağı Raynald'a uzattı ve o da susuzluğunu geçirdi. Fakat Selahaddin tercümanına "Krala söyle bu ihtiyar Raynald'a su veren kendisi olduğunu bilsin" dediği bildirilir. Zamanın geleneklerine göre bir harp esirine, onu esir alan kendi eliyle su verirse esirin hayatı bağışlanmış olmaktadır. Fakat Selahaddin Raynald'in eski ihanetlerini ve nefret uyandıran eşkıyalık hareketlerini af etmeyeceği gayet açıktı.
Bazı tarihçiler Chatillonlu Raynald'ın hemen sonra Selahaddin tarafından şahsen başı kesildiğini bildirirler [5] Bu sonradan batılılar tarafından bir efsaneye çevrilmiştir.[6] Kral Guy ve etrafındaki soylu şövalyelerin hepsinin hayatları bağışlandı. Ama esir alınan keşiş-asker Hospitalier Şövalyeleri ve Tapınak Şövalyeleri'ne İslam dinini kabul etme teklifi yapıldı ve bunu kabul etmeyenler bir ertesi gün idam edildi.[4]
Kudüs Kralı Guy ve diğer esirler Şam'a götürüldüler ve sonunda istenilen fidyeler ödenilerek esirlikten kurtarıldılar. Selahaddin ordusuyla Filistin'de bulunan kaleleri kurtarma seferine girişti. Eylül 1187 ortalarında Akka, Nablus, Yafa, Tebnin, Beyrut ve Aşkelon Eyyubiler eline geçti. Sonra 22 Eylül'de Kudüs kuşatılmasına başlandı. Kudüs Kraliçe Sibylla, Patrik Heraklıus ve İbelinli Balian tarafından 2 Ekim'e kadar savunuldu ama sonunda İbelinli Balian ile Selahaddin arasında yapılan müzakerelerden sonra Haçlılar Kudüs'ü terk ettiler ve şehir tekrar Müslümanlar eline geçti.
Hittin Muharabesinin Haçlılar için hazin sonuçlarının haberi Avrupa'ya Filistin'de bulunan Hristiyan hacılar ve gezginler tarafından ile Sur Piskoposu Joşcius tarafından getirildi. Bu haber Avrupa'da çok büyük bir acı ile karşılandı. Hristiyanlar hemen yeni bir Haçlı seferi planlamaya başladılar. Papa VIII. Gregorius bu yeni Haçlı Seferi için "Audita tremendi" adı ile bilinen bir Papa kararı yayınladı. Fransa'da ve İngiltere'de devlet bu haçlı seferini finanse etmek için özel bir ek "Haçlı Seferi Vergisi" toplama kararı alıp bu vergiyi toplamaya başladılar. Fakat bu Kudüs'ü geri almak hedefli Üçüncü Haçlı seferi adı verilen bu yeni haçlı seferi ancak 1189da başlayabildi ve İngiliz kralı Aslan Yürekli Richard, Fransa Kralı II. Filip ve Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa tarafından üç ayrı kol halinde geliştirildi ama başarısız kaldı.
Popüler Kültürde Hıttin Muharebesi
Filmler
- Kingdom of Heaven(Cennetin Krallığı) , (2005) Fragman
Kitaplar
- Sultan Selahattin El-Kürdi / Reha Çamuroğlu
Kaynakça
- ↑ A. Konstam, Historical Atlas of The Crusades, 119
- ↑ A. Konstam, Historical Atlas of The Crusades, 133
- ↑ http://www.yenikampus.com/forum/arsiv-konu-12113.0-hittin-savaşı.html
- 1 2 3 4 5 6 Maalouf, Amin (çev. Ali Berktay), (2006) Arapların Gözünden Haçlı Seferleri, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayınları, ISBN 975-80-121-6say.187
- ↑ Aslı İmmadeddin (ed.Landsberg) (1888) "El Feth el Kussi fil Fath al Kudsi kaynak: Maalouf, say.194
- ↑ 15 yy. resimli yazma kitabı
Dış bağlantılar
- Maalouf, Amin (çev. Ali Berktay), (2006) Arapların Gözünden Haçlı Seferleri, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayınları, İŞBN:975-80-121-6
- Runciman, Steven (çev. Fikret Işıltan) (1992), Haçlı Seferleri Tarihi: II. Cilt Kudüs Krallığı ve Frank Doğu, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları İŞBN 975-16-0497-4