Abdulgaffar Han
Abdulgaffar Han (unvanıyla birlikte Han Abdulgaffar Han), veya ona takılan ismiyle Badşah Han ("Hanların Şahı"), (1890-1988) ünlü Peştun politik lider. Hudutların Gandhi'si olarak da anılmıştır.
Hayatı
Han Abdulgaffar Han, 1890 yılında güçlü bir Peştun aşiretinde doğdu. Kan davası ve iç çatışmalarla adını duyuran hudut bölgesinde ve "vahşi" olarak nitelenen Peştunların eğitilmesi için daha genç yaşlarında çeşitli çalışmalara koyuldu. En büyük hayali halkının yaşam şartlarını geliştirmek ve onlara modern bir eğitim imkânı sağlayabilmekti. Bunun dışında İngiliz yönetiminden hoşnut değildi ve tüm etnik halkların ve farklı din mensuplarının bir arada yaşayacağı bağımsız bir Hindistan taraftarıydı. 1920'lerde Khudai Khidmatgar ("Allah'ın hizmetçileri") isimli grubu kurdu. Giydikleri üniforma benzeri kırmızı gömlekler nedeniyle, çevre halkı ve İngiliz yönetimi tarafından "Kırmızı Gömlekliler" (Red Shirts) olarak anılmışlardır.
Dönemin ünlü özgürlük lideri Mohandas Gandhi'nin öğretilerinden fazlasıyla etkilenen Han Abdulgaffar Han bu grubu, Gandhi'nin şiddetsiz direniş öğretisine adadı. Temel amaçları sosyal hizmetlerde bulunmak, eğitim kurumları açmak ve Hindistan'ın bağımsızlık hareketinde şiddetsiz direniş ve sivil itaatsizlik öğretilerine, "satyagraha"ya itaat etmekti. Zaman içinde üye sayısı 100 bine ulaşan Kırmızı Gömlekliler şiddet kullanmayacaklarına dair bir yemin ederek gruba katılıyorlardı. II. Dünya Savaşı gibi, Hindistan'da Gandhi dışında birçok liderin şiddetsiz öğretiye ara verip silahlı bir mücadeleye girmenin o an için gerektiğini savunduğu zamanlarda, Badşah Han ve onun liderlerliğini yaptığı Kırmızı Gömlekliler şiddetsiz direniş öğretisine ve Gandhi'ye bağlı kalmışlardır. Nitekim Abdulgaffar Han hayatı boyunca bu öğretinin en büyük inananlarından olmuştur. Aynı zamanda dindar bir müslüman olan Han'a göre şiddetsiz eylemlilik süreci İslâmın direnişçi ama barışçıl yönüyle birebir uyuyordu. Şiddetsiz direniş öğretisine bu kadar bağlıyken, inançlı olmasının bir nedeni de budur zira ikisinin çeliştiğini düşünmemiştir. Abdulgaffar Han'ın doğduğu coğrafya ve kültür için bir devrim niteliğinde olan kadın haklarını ve şiddet eylemlerini yasaklayan politikası halkı tarafından ilk başlarda kuşkuyla algılanmasına neden olsa da halk çok kısa bir süre de ona tam destek vermiştir.
Hindistan bağımsızlığına ulaştığında ortaya çıkan ve Hindistan'ın ikiye bölünmesini (Hindistan ve Pakistan) öngören "Hindu-Müslüman" ayrılığına başından karşıydı. Ömrü boyu yoğun bir sevgi ve saygı beslediği ve yaşamını her yönden kendine örnek olarak aldığı Gandhi ile bir başka ortak noktaları da budur. Özellikle Müslüman liderlerin çoğu bu ayrılığın şart olduğuna inanırken ve o bu ayrılığa Gandhi gibi kesinlikle karşı çıkmıştır. Hindistan'ın ikiye bölünmesinden ve Pakistan'ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra bağımsız bir Peştunistan hareketinin önderliğini yapmıştır. Hindistan'ın bağımsızlığına kadar dönemin siyasi liderlerinin çoğundan çok daha uzun bir süre hapishanede yatmıştı; Hindistan'ın bağımsızlığından sonra ise yürüttüğü Peştun bağımsızlık hareketi yüzünden de Pakistan hükümeti tarafından sık sık hapse atıldı. Hayatının büyük bir kısmını bu eylemlilik tutkusu yüzünden hapislerde geçirmiştir. Bir süreliğine Afganistan'a sürgüne de gönderilmiştir.
Mahatma Gandhi ile olan arkadaşlığı Gandhi ölene kadar sürdü. Hayatı boyu Gandhi ile beraber düşünü kurdukları birleşmiş bir Hindistan, Bharat inancını yitirmedi. Peşaver'de 20 Ocak 1988'de öldü. "Hudutların Gandhi'si" olarak da anılan Han Abdulgaffar Han vasiyeti üzerine Celalabat - Afganistan'a gömüldü.