Himaye-i Hayvanat Cemiyeti

Himaye-i Hayvanat Cemiyet

Sokak köpekleri ve halk

Fransız botanikçi ve gezgin Joseph Pitton de Tournefort, güncelerinde İstanbul halkının bu köpekleri önemsediğinden, köpeklere yuva yapan ve uyumaları için altlarına saman seren hayır derneklerinin varlığından ve yalnızca köpeklere verilmek üzere et satan seyyar satıcılardan söz eder.[2]

Daha yakın tarihlerde İstanbul'u ziyaret eden Mark Twain ise köpeklerin sefilliğinden ve uğradıkları kötü muameleden söz eder. Osmanlı'da batılılaşma hareketlerinin başladığı İkinci Meşrutiyet döneminde Dorina Neave, Twenty Six Year on the Boshorus (Türkçe: Boğaziçi'nde Yirmi Altı Yıl) adlı kitabında semt sakinlerinin sandalcılara para vererek köpekleri karşı kıyıya gönderdiğini, karşı kıyıdakilerin de iki kat para ödeyerek köpekleri geri gönderdiğini anlatır.[2]

Köpek sürgünleri

Himaye-i Hayvanat Cemiyeti'nin kuruluş nedeniyse şehir içinde sayıları 50 bini aşan köpeklerden kurtulmak için devlet eliyle yürütülen resmî çalışmalardır. II. Mahmud döneminde ilk kez köpeklerin şehirden sürülmesine karar verildi.[1][2] Sandallara, kayıklara doldurulan sokak köpekleri Hayırsızada olarak bilinen Sivriada'ya götürüldü. İkinci sürgün ise Abdülaziz döneminde yapıldı ancak İstanbul'un çeşitli yerlerinde yangınlar çıkmaya başlayınca bu olay halk arasında köpek tehcirinin laneti ve cezası olarak değerlendirildi ve adaya götürülen köpekler şehre geri getirildi.[2]

Şark Ekspresi ilk yolcularıyla İstanbul'a geldiğinde, seçkin konuklar ve o tarihlerde yeni yeni artmaya başlayan araç trafiği köpek sürgünlerinin yine gerekli kıldı. Çünkü tramvay yollarında ve caddelerde gelişigüzel yatan köpekler kazalara neden oluyorlardı.[2] Bu sürgünlerden en sonuncusu 1911 yılında yapıldı. Adaya hapsedilen köpekler hiçbir yardım bırakılmaksızın terk edilmişlerdi. Açlıktan birbirlerini yedikleri rivayet edilen köpeklerin adadaki ulumalarının geceleri İstanbul'dan duyulduğu söylenir.[2][3]

Derneğin kuruluşu

Devlet eliyle yürütülen bu köpek kıyımına karşı harekete geçen bir grup nüfuzlu Osmanlılı, 1912 yılında Himaye-i Hayvanat Cemiyeti'ni kurdu. Derneğin başkanı Ayan Meclisi üyesi ve eski sadrazamlardan Hüseyin Hilmi Paşa; ikinci başkanları Şura-yı Devlet Reisi Said Halim Paşa ile Teşrifat-ı Umumiye Nazırı İsmail Cenani Bey; kâtipleri Ayan Meclisi üyesi Baserya Efendi ile Şura-yı Devlet üyesi Yusuf Razi Bey, veznedarı Türkiye Millî Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Sir H. Babington'dur. Köpek sürgünlerinin yapıldığı dönemde İstanbul valisi olan İbrahim Bey ile daha iki yıl önce binlerce köpeğin Sivriada'da birbirini yemesiyle biten facianın yaşandığı dönemde (Şehremini) İstanbul Belediye Başkanı olan Tevfik Bey de bu derneğin üyeleridendir.[2]

Dernek, o dönemde Beyoğlu Belediyesi'nin bünyesinde hayvanlara uygulanan zulmü bitirmek, iyi muameleyi özendirmek ve özellikle çocuklar arasında iyilikseverlik ve yardımlaşmayı yaymak gibi amaçlarla kurulmuş ve köpek itlafına karşı büyük kampanyalar yürütmüştür. 1911 yılından sonra kayıtlarda hiçbir köpek itlafı ya da sürgününe rastlanmaması bu derneğin başarıya ulaştığını gösterir. Himaye-i Hayvanat Cemiyeti 1914'yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'na girmesinden dolayı faaliyetine zorunlu olarak son vermek durumunda kalmıştır.[2]

Yazında köpekler ve dernek

Fransız yazar Catherine Pinguet'nin Türkiye'de Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan İstanbul'un Köpekleri adlı kitapta yazar İstanbul'un eski gündelik yaşamında sokak köpeklerinin yerini, başıboş bu köpeklerin İstanbul halkıyla ilişkilerini, köpeklere yönelik başlatılan itlaf ve tehcir kampanyasını, buna karşı olarak ortaya çıkan Himaye-i Hayvanat Cemiyeti'nin çalışmalarını belgelerle anlatmaktadır.

Kaynaklar

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 7/27/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.