Küçük Dev Adam (film)
Küçük Dev Adam | |
---|---|
Little Big Man | |
"Küçük Dev Adam" (Little Big Man) filminin özgün sinema afişi | |
Yönetmen | Arthur Penn |
Yapımcı |
Stuart Millar Gene Lasko |
Senarist |
Calder Willingham Thomas Berger (roman) |
Oyuncular |
Dustin Hoffman Faye Dunaway Chief Dan George Martin Balsam |
Müzik | John Paul Hammond |
Görüntü yönetmeni | Harry Stradling Jr. |
Kurgu | Dede Allen |
Stüdyo | Cinema Center Films |
Dağıtıcı |
National General Pictures Paramount Home Video (DVD) |
Cinsi | Sinema filmi |
Türü | Macera, dram, savaş, western |
Renk | Renkli (Technicolor) |
Yapım yılı | 1970 |
Çıkış tarih(ler)i |
14 Aralık 1970, New York Kasım 1972, İstanbul |
Süre | 147 dakika |
Ülke | ABD |
Dil | İngilizce |
Bütçe | $15,000,000 |
Hasılat | $31,559,552 |
Diğer adları |
Küçük Dev Adam (Türkiye) Les extravagantes aventures d'un visage pâle (Fransa) Piccolo grande uomo (İtalya) Pequeño gran hombre (İspanya) |
Küçük Dev Adam 1970 ABD yapımı western komedi filmdir. Özgün adı Little Big Man olan film Kasım 1972'de Türkiye'de de sinemalarda gösterildi. Sinemalarda biraz kısaltılarak gösterilen film yıllar sonra TRT televizyonunda tam uzunluğuyla gösterilmiştir.
Senaryosunu Calder Willingham'in Thomas Berger'in 1964'te yazdığı aynı adlı satirik romanından uyarlayıp yazdığı filmi Arthur Penn yönetmiş, başlıca rollerinde Dustin Hoffman, Faye Dunaway, (Şef) Chief Dan George, Martin Balsam, Richard Mulligan ve Jeff Corey oynamışlardır. Filmin geniş perde Technicolor görüntülerini Harry Stradling Jr. çekmiştir.
Vahşi Batı efsanesine farklı ve komik bir gözle bakan bu filmde, 121 yaşındaki Jack Crabb (Dustin Hoffman)'in, bir tarihçinin kendisinden anılarını anlatmasını istemesi üzerine, beyaz bir çocuk olarak kızılderililer tarafından kaçırılmasından ve büyütülmesinden başlayarak, bir silahşör oluşunu ve ünlü silahşör Wild Bill Hickok'la karşılaşmasını, defalarca kızılderililer tarafından yakalanışını, kızılderili bir kadınla evliliğini, sonra karısının General Custer tarafından öldürülmesini ve nihayet Custer için Little Bighorn savaşında izcilik yapmasının uzun, abartılı ve komik öyküsünü geriye dönüşlerle anlatır.[1]
Filmin tanıtım sloganı şuydu: "Küçük Dev Adam ya tarihin en gözden kaçmış kahramanıydı, ya da muazzam bir yalancıydı!"[2]
"Küçük Dev Adam" da Vahşi Batı, özellikle de büyük kızlderili kıyımları ve bir kereliğine de olsa kızılderililerin galip geldiği Little Bighorn savaşı bilinenden farklı bir bakış açısıyla yansıtılır, keza tarihi kişilikler de farklı tanıtılır. Kızılderililer sevecen ve sempatik, Amerikan askerleri ise olumsuz gösterilmişlerdir. Bu açıdan düzen karşıtı bir revizyonist western sayılan bu filmin çekildiği tarihlerde Vietnam Savaşı tüm vahşetiyle sürüyordu ve My Lai katliamı'nın Amerikan toplumu üzerindeki travması henüz tazeliğini korumaktaydı.[3]
Film çeşitli yarışma ve festivallerde beş ödül almış, yedi ayrı ödüle de aday gösterilmişti. Bu ödüllerin büyük çoğunluğu gerçek bir kızılderili olan (Şef) Chief Dan George'a verilmiştir. Chief Dan George bunlardan Altın Defne, "New York Film Eleştirmenleri Ödülü", "Amerikan Ulusal Film Eleştirmenleri Ödülü" nü kazanmış, "en iyi yardımcı erkek oyuncu" dalında Oscar'a ve Altın Küre ödüllerine de aday gösterilmişti. Arthur Penn'e de Moskova Film Festivali'nde FIPRESCI ödülü verilmiştir.[4]
Konusu
Film 1970 yılında bir huzurevi koğuşunda başlar. Konuşmalarından antropolog olduğu tahmin edilen bir adam, 121 yaşında olduğunu söyleyen çok yaşlı bir huzurevi sakiniyle söyleşi yapmaktadır. Sigarasından derin bir nefes çeken yaşlı adam açık olan makara teybe inanılmaz hayat öyküsünü anlatmaya başlar: Adı Jack Crabb (Dustin Hoffman) olan bu adam 111 yıl önce 10 yaşındayken ailesiyle birlikte Vahşi Batı düzlüklerinde Pawnee kızılderilerinin saldırısına uğrarlar. Kervandan tek sağ kalanlar ablası ve kendisidir. Daha sonra atıyla gelen bir başka kızılderili (sonradan adının "Gözüken Gölge" olduğunu öğrenecektir) onları kamplarına götürür. Bu kamp iyi kızılderiler olan Cheyenne'lere aittir. Kabilenin şefi "Yaşlı Çadır Derisi" (Chief Dan George) onu evlat edinir. Bu arada kızkardeşi çoktan kamptan kaçmıştır. Kızılderililerin arasında tıpkı onlar gibi yetişen Crabb hayatından çok memnundur. Yaşıtı "Genç Ayı" nın hayatını kurtarınca büyükbaba dediği kabile şefi ona "Küçük Dev Adam" adını takar.
Amerikan süvarileriyle girdikleri bir çatışma sırasında kızılderili olmadığı anlaşılınca askerler tarafından alıkonan Jack, kasabada bir din adamının, Rahip Pendrake (Thayer David)'in himayesine verilir ve onun evinde kalmaya başlar. Burada dindar bir genç olarak eğitilmeye başlayan Crabb yaşlı din adamının genç ve ateşli karısı Louise (Faye Dunaway)'in cinsel sataşmaları ile göstermelik sofu konuşmaları arasında şaşkınlığa uğrar. Bayan Pendrake'in marketçiyle zina yaptığına şahit olunca dinden soğur ve alelacele evi terkeder.
Sonra Merriweather (Martin Balsam) adlı şarlatan bir iksir satıcısının çırağı olur. Burada da üçkağıtçılığın inceliklerini öğrenmeye başlar. Hasta ve sakat numarası yaparak kalabalığın arasından tezgaha yanaşan Crabb, sözde satın aldığı iksirden içerek iyileşmiş numarası yapar ve iksirin satışını teşvik eder. Kasabanın birinde foyaları meydana çıkınca katran ve tüye bulanarak oradan kovulurlar. Linç grubunun içinde erkeksi bir kadın olan kızkardeşi Caroline (Carole Androsky) de vardır. Jack'i tanıyan kızkardeşi onu yanına alır ve onu bu kez de bir silahşör gibi eğitmeye başlar. Çok iyi bir silahşör haline gelen Crabb'in adı favori içkisinden dolayı "Gazozcu Çocuk"tur artık. Ünlü silahşör Wild Bill Hickok (Jeff Corey)'la tanışır ve dost olurlar. Ancak Hickok'un bir adamı öldürdüğünü görünce silahşörlükten soğur. Bu duruma çok bozulan kızkardeşi de onu terkeder.
Jack bu kez de Olga (Kelly Jean Peters) adlı İsveçli bir kadınla evlenir ve mağaza işletmeye başlar. Ortağı hırsız çıkınca mağaza batar. Eşyaları kasaba meydanında mezatta satılmaktayken tesadüfen oraya gelen General Custer (Richard Mulligan)'ın tavsiyesiyle batıya giderler. Yolda bindikleri posta arabası saldırıya uğrar ve karısı Olga kızılderililer tarafından kaçırılır. Her yerde karısını ararken tekrar Cheyenne'lerle karşılaşır ve eski kabilesine yeniden kabul edilir. Bir süre sonra tekrar Olgayı aramak için kabileden ayrılan Jack Custer'in süvarilerine katılırsa onu daha çabuk bulacağına inancıyla 'katırcı' olarak askerlere katılır. Ancak süvari birliğinin kadın ve çocuklardan oluşan bir kızılderili topluluğunu acımasızca katlettiğini görünce çileden çıkar. Çalıların arasında bir kızılderili kadının doğum yaptığına şahit olur. "Gözüken Gölge" nin kızı olan ve kocası öldürülmüş "Güneş Işığı" (Aimée Eccles) adındaki bu kadını askerlerden korur ve "Yaşlı Çadır Derisi" nin kabilesine getirir. Kadınla evlenirler ve bir çocukları daha olur. Diğer kızılderililerle birlikte zorunlu iskan edildikleri bölgede yeni karısının isteği üzerine kocaları ölmüş üç kızkardeşiyle daha evlenir. Şimdi dört karılı olmuştur. Bu arada eski arkadaşı "Genç Ayı" nın Olga'yla evlenmiş olduğunu hayretle öğrenir. Eski karısı Olga Jack'i tanımamıştır.
General Custer'ın süvari birliği onları burada da rahat bırakmaz ve yaptıkları ani bir baskınla hükümetle aralarında varılan anlaşmaya güvenerek rahat ve silahsız yaşayan kızılderileri çoluk çocuk demeden katlederler. Jack'in karısı ve bebekleri de öldürülür. Jack de tam öldürülecekken Custer'a onun eski 'katırcısı' olduğunu söyler ve kurtulur. Gece Custer'ın çadırına sokulur ama onu öldüremez. Custer onu aşağılar. Jack de beyazların arasına döner, artık kendine olan saygısını kaybetmiş ve bir ayyaş olmuştur. Burada eski dostlarıyla teker teker tekrar karşılaşır. Wild Bill Hickok ona yardım eder ama sırtından vurularak öldürülür. Hickok'un bir fahişeyle ilişkisi vardır ve son nefesinde Jack'le ona para gönderir. Jack parayı vermeye geneleve gittiğinde kadının rahibin eski karısı Bayan Pendrake olduğunu hayretle görür. Sonra Bay Merriweather'a rastlar ama onun buffalo derisi işinine girme teklifini geri çevirir. Tekrar umutsuzluğa kapılarak inzivaya çekilir. Bir süre avcılık yaptıktan sonra tam intihara etmeye karar vermişken uzaktan Custer'ın süvarilerini görür. Bu kez onlara izci olarak katılır. Aslında Jack'e güvenmeyen Custer onu kendi deyimiyle bir "ters barometre" olarak, yani 'ne önerirse tersini yapmak' üzere işe almıştır. Bunu bilen Jack de bu fırsattan yararlanarak Custer'ı hata yapmaya yönlendirir. Little Bighorn denen yerde Jack'in önerisin aksini yaparak vadiye hücum eden Custer'ın süvarileri burada kendilerini bekleyen büyük bir kızılderili kuvveti tarafından tamamen imha edilirler. Sağ olarak kurtulan tek kişi "Küçük Dev Adam" dır ve tekrar kabilesiyle birlikte yaşamaya başlar.
Oyuncu kadrosu
Oyuncu | Rolü |
---|---|
Dustin Hoffman | Jack Crabb |
Faye Dunaway | Mrs. Pendrake |
(Şef) Chief Dan George | Old Lodge Skins (Yaşlı Çadır Derisi) |
Martin Balsam | Mr. Merriweather |
Richard Mulligan | General George Armstrong Custer |
Jeff Corey | Wild Bill Hickok |
Aimée Eccles | Sunshine (Güneş Işığı) |
Kelly Jean Peters | Olga Crabb |
Carole Androsky | Caroline Crabb |
Robert Little Star | Little Horse (Küçük At) |
Cal Bellini | Younger Bear (Genç Ayı) |
Ruben Moreno | Shadow That Comes in Sight (Gözüken Gölge) |
Steve Shemayne | Burns Red in the Sun (Güneşte Kızaran) |
William Hickey | Tarihçi, Antropolog |
James Anderson | Çavuş |
Film hakkında notlar
- Dustin Hoffman, "Little Big Man" filminde tek bir karakterin 17 yaşından 121 yaşına kadar geçen evrelerini başarıyla canlandırdığı için Guinness Rekorlar Kitabı'na geçmişti. Bu şimdiye kadar herhangi bir filmde canlandırılmış en geniş yaş aralığıydı.[5]
- Filmde kızılderili şefi 'Old Lodge Skins' (Yaşlı Çadır Derisi)'i canlandıran (Şef) Chief Dan George (1899-1981), gerçek bir kızılderili şefiydi. Kanada'nın Vancouver adasında bir kabilenin şefiydi.[6] 'Old Lodge Skins' rolü ise şeften önce Marlon Brando'ya teklif edilmişti (Brando o yıllarda kızılderili haklarıyla yakından ilgileniyordu). Ama Marlon Brando bu rolü geri çevirmişti.
- Oscar Ödülleri dağıtım töreni sırasında, "en iyi yardımcı erkek oyuncu" ödülüne aday gösterilen filmin oyuncularından ve aynı zamanda gerçek bir kızılderili şefi olan Kanadalı Chief Dan George'u orada hazır bulunanlara tanıtırken, programın sunucusu olan Bob Hope ırkçı bir şaka yapmıştı. Bu ırkçı şaka yüzünden Bob Hope kalabalık tarafından yuhalanmıştı.[5]