Lidar Höyük
Arkeolojik Höyük | |
Adı: | Lidar Höyük |
il: | Şanlıurfa |
İlçe: | Bozova |
Köy: | Dikili |
Türü: | Höyük |
Tahribat: | Atatürk Baraj Gölü suları altında kaldı.[1] |
Tescil durumu: | Tescilli[1] |
Tescil No ve derece: | 388 |
Tescil tarihi: | 10.02.1990 |
Araştırma yönemi: | Kazı |
Lidar Höyük, Şanlıurfa linin kuzeybatısında, Bozova ilçesinin 23 km kuzeyinde yer alan bir höyüktür. Atatürk Baraj Gölü suları altında kalan Lidar Köyü'nün kısmen altında, kısmen güneybatısında bulunmaktaydı. Adının Bizans belgelerinde görülen Ltar Kalesi'nden geldiği düşünülmektedir.[1]
Su altında kalmadan önce 200 x 240 metrelik bir tepe olup, oldukça geniş bir yerleşme alanına sahipti, tepenin teraslarına yayılarak 650 metre çapında bir yayılma göstermişti.[1]
Fırat üzerinde bir geçitte bulunması, Gritille Höyük'e ve Samsat Höyük'e yakınlığıyla kervan ve ticaret hattı üzerindeydi. Doğal olarak önemli bir yerleşme görünümündedir.[1]
Kazılar
Höyük, Aşağı Fırat Havzası Yüzey Araştırması Projesi kapsamındaki çalışmalar sırasında 1979 yılında saptanmıştır. Aynı yıl başlayan kazılar, Alman Arkeoloji Enstitüsü İstanbul Şubesi ve Heidelberg Üniversitesi adına Prof. Dr. Harald Hauptmann başkanlığında, höyüğün Atatürk Barajı Gölü altında kalacağı 1987 yılına kadar sürdürülmüştür. Kazı sonuçlarına göre höyük Erken Tunç Çağı ortalarından Ortaçağ, MS 13. yüzyıla kadar kesintisiz olarak iskan edilmiştir.[2] Türkiye'de yapılan çok önemli kazılarda bile bir "final yayını" olmadığı gerçeği bir yana[3] bu kazıyla ilgili olarak Kazı Sonuçları Toplantıları'nda sunulmuş bir bildiri bile yoktur.
Tabakalanma
Höyükte iskanın Kalkolitik Çağ (MÖ 5500 – 3200) yerleşimiyle başladığı düşünülmektedir.[4]
Buluntular
Kazılarda ele geçen buluntular arasında Asur oturan keçi heykeli, Geç Demir Çağı bronz küvet, sikkeler, takılar, çeşitli devrelere ait çanak çömlekler sayılabilir. Buluntular Şanlıurfa Müzesi'nde sergilenmektedir.[5]
Değerlendirme
Bölgenin en önemli ve büyük höyüklerinden biri olan Lidar Höyük, Erken Tunç Çağı'nda ve özellikle MÖ 2. binde önem kazanmıştır. Ortaçağ'da giderek küçülmüş, bir köy haline dönüşmüştür.[2]
İlgili kitaplar
- Harald Hauptmann, Kayıp Zamanların Peşide. Alman Arkeoloji Enstitüsü Anadolu Kazıları (1999) Yapı Kredi Yayınları