Manisa davası

Manisa davası ya da Manisalı gençler davası, Manisa'da, çoğu lise öğrencisi olan 16 gence 26 Aralık 1995'te gözaltına alınmalarının ardından yasa dışı örgüt üyesi oldukları iddiasıyla açılan dava ile bu gençlere gözaltında işkence yaptıkları iddiasıyla polislere karşı açılan davalara, basında ve halk arasında verilen addır. Davalar Türkiye'de insan hakları alanında verilen mücadelenin simgesi oldu ve uzun süre devam etti.

Gözaltına alınan gençler hakkında yasa dışı örgüte üye olmak ve izinsiz yazı yazmak gibi suçlardan dava açılırken, polisler hakkında da gençlere işkence yaptıkları gerekçesiyle dava açıldı. Uzun yıllar süren yargı süreci sonucunda Manisalı gençler suçsuz oldukları anlaşılarak beraat ederken, polisler işkence yapmak suçundan toplam 85 yıl ceza aldı.

İşkence gören gençlerden olan ve üç buçuk ay tutuklu kalan Hüseyin Korkut, geçirdiği travmanın tedavi sürecinde yaşadıklarını romanlaştırdı. Romandan parçalar Radikal gazetesinde 25 Kasım-1 Aralık 2007 tarihleri arasında yazı dizisi olarak yayımlandı.

Olayların başlangıcı

Olaylar, Manisalı 16 gencin 26 Aralık 1995'te bir vagona "Paralı eğitime hayır" yazdığı gerekçesiyle evleri basılarak gözaltına alınmasıyla başladı. Ailelerine ve kendilerine herhangi bir açıklama yapılmaksızın yapılan operasyonla Manisa Emniyet Müdürlüğünde gözaltına alınan gençler, duvarlara yazı yazmak, bildiri dağıtmak, molotof kokteyli atmak, gizli bir örgüte üye olmakla suçlanıyordu. Gençlerin aileleri, çocuklarını savcılık izniyle gördükten sonra işkenceye maruz kaldıklarını anlayarak kamuoyunu harekete geçirdi. Dönemin CHP milletvekili Sabri Ergül ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek, görevli polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine Manisa Cumhuriyet Savcılığı, söz konusu polislere, işkence yaptıkları gerekçesiyle dava açtı.[1]

Manisalı gençlerin yargılanması

Gençler gözaltında bir süre tutulduktan sonra mahkemeye çıkarıldı. Uzun yıllar devam eden yargılama süreci sırasında, gençlerin annelerinden birinin, kızı cezaevi aracına bindirilirken söylediği "Götürmeyin kızımı, o daha çok küçük!" sözü, davanın sembollerinden biri haline geldi.[2] Manisa Sulh Ceza Mahkemesi'nde süren dava, gençlerin 14 Mart 1997'de izinsiz yazı yazmak suçundan beraatiyle sonuçlandı. Ayrıca,[28 Ekim 2000'de İzmir DGM, gençlerin ifadelerinin işkence altında alınması ve başka bir kanıt bulunmaması gerekçesiyle, beraatlerine karar verdi.[1]

Polislerin yargılanması

Gençlerin aileleriyle Sabri Ergül'in yaptığı suç duyurusunun ardından, 14 Haziran 1996'da Manisa Cumhuriyet Savcılığı, gençlerin soruşturmasını yürüten 10 polis hakkında işkence yapmaktan dava açtı. Polisler, duruşmaların çoğuna katılmadı. Yargılama sürecinde basının ve kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla Sabri Ergül, Manisa Emniyet Müdürlüğü'nün kapısına "Bu işyerinde işkence var" yazılı bir döviz astı.[3]

Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonucunda 10 sanık polis beraat etti. Bunun üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesi, "Tüm mağdurların fiziki ve psikolojik işkenceye maruz kaldıkları" gerekçesiyle beraat kararını bozdu. Tekrar görülen davada yerel mahkeme, ikinci kez beraat kararı verdi.[4] Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından bozulan davada İzmir DGM, 16 Ocak 1997'de dokuzuncu duruşmada, beş sanık hakkında beraat, 10 sanık hakkında ise 2,5 yıl ile 12,5 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi ise, yaptığı inceleme sonucunda 20 Ocak 1998'de İzmir DGM'nin kararını, polislere karşı açılan davanın sonucuyla sulh ve ağır ceza mahkemelerinde eylemlere ilişkin açılan davaların sonuçlarını beklemeden ve göz önüne almadan eksik inceleme yaparak karar verdiği için bozdu. 15 Ekim 2000'de sanık polisler, toplam 85 yıl hapis cezasına çarptırıldı.[1] Yargıtay 8. Ceza Dairesinin, yaptığı temyiz incelemesi sonucunda 4 Nisan 2003 tarihinde onamasıyla, karar kesinleşti.[5]

Kronolojik olarak gözaltı ve yargı süreci

Sabri Ergül, Manisalı gençlerden biriyle.

Hüseyin Korkut'un romanı

Manisalı gençlerden biri olan ve gözaltına alındığı sırada Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektronik Bölümü 2. sınıf öğrencisi olan Hüseyin Korkut, üç buçuk ay süresince Buca E-Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu kaldı. Okulunu bitiremedi ve gördüğü işkenceler nedeniyle yaşadığı travmayı atlatmak için, 10 yıl boyunca depresyon tedavisi gördü. Tedavi sürecinin bir parçası olarak, o dönem yaşadıklarını romanında yazdı. Romanı yazma sürecinde, Manisa davasını yakından izleyen gazetecilerden Can Dündar'dan destek gördü.[5] Radikal Gazetesi, 25 Kasım - 1 Aralık 2007 tarihleri arasında, Korkut'un romanından parçaları "Ateş Manisa'ya Düştü" başlığıyla yazı dizisi olarak yayımladı.

Kaynaklar

  1. 1 2 3 Ateş Manisa'ya düştü (1) Radikal Gazetesi, 25.11.2007. Erişim tarihi: 28.11.2007.
  2. İşkenceye tanıklık... Radikal Gazetesi, 29.11.2007. Erişim tarihi: 12.12.2007.
  3. Manisa Davası: Avukat ve Gazeteci Başarısı Bianet, 17.10.2002. Erişim tarihi: 12.12.2007.
  4. Manisa davasında mektup komplosu Evrensel Gazetesi, 19.9.2002. Erişim tarihi: 28.11.2007.
  5. 1 2 3 Ateş Manisa'ya düştü (7) Radikal Gazetesi, 1.12.2007. Erişim tarihi: 3.12.2007.

Dış bağlantılar

Hüseyin Korkut'un romanından bölümler

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/25/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.