Mehmet Sadık Bey
Bu madde güvenilebilir bir yayında çıkmış alıntı/referanslar içermiyor. Burada belirtilen kaynakların, konuyla ilgili güvenilir internet siteleri ve basılı yayınlar gibi birincil kaynaklar olması gerekmektedir. Uygun alıntıları ekleyerek Vikipedi'ye yardımcı olabilirsiniz. |
(Miralay) Mehmet Sadık Bey (1860, İstanbul - 23 Şubat 1941, İstanbul), Osmanlı asker ve siyaset adamı.
Mekteb-i Harbiye'yi süvari mülazımı olarak bitirdi (1882). Aynı okulda bir süre öğretmen olarak görev aldı, daha sonra Trablusgarp, Suriye ve Makedonya'da bulundu. Manastır'da görevliyken Halvetiye tarikatına girdi. Aynı dönemde miralay rütbesiyle Süvari alay komutanıyken gizli İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katıldı (1906) ve Manastır şubesinin başkanı oldu. II. Meşrutiyet'in ilanı (1908) sırasında üstlendiği önemli rol nedeniyle büyük ün kazandı ve örgütte hızla yükseldi; II. Meşrutiyet'in ilanı üzerine Selanik'te toplanan İttihat ve Terakki kongresi'ne Manastır delegesi olarak katıldı. Debre mutasarrıflığı görevinde bulundu, daha sonra Harbiye Nezareti Süvari Dairesi ikinci başkanı oldu.
1911 başlarında kendisi gibi İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin takip ettiği sosyal ve siyasi politikaları beğenmeyen Abdülaziz Mecid Efendi ile birlikte Hizb-i Cedid adıyla muhafazakâr özellikler taşıyan cemiyet içi bir muhalif hizip oluşturdu. Bunun üzerine Cemiyet, uzlaşmacı bir tavır sergileyip, cemiyet içi muhalefeti yatıştırmaya çalıştı. Ancak Sadık Bey değerinin yeterince anlaşılmadığı gerekçesiyle 1911 Kongresi'nden sonra İttihat ve Terakki yönetimiyle anlaşmazlığa düşerek miralay rütbesindeyken askerlikten emekliye ayrıldı. Muhalefet saflarında politikaya atılarak Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın kurucuları arasında yer aldı (1911). Bir süre sonra Şaban Efendi ve Gümülcineli İsmail Bey ile birlikte örgütün yönetimini ele geçirdi. 1912 seçimlerinde (sopalı seçim) İttihat ve Terakki'nin başarısı üzerine kendisine bağlı Halâskâr Zâbitân adlı askeri komiteyi yönlendirerek 1912'de Bâb-ı Âli'yi basıp bir hükümet darbesiyle iktidarı ele geçirmeyi planladıysa da baş gösteren Balkan Savaşı buna olanak bırakmadan İttihat ve Terakki iktidardan düştü. 23 Ocak 1913'te, İttihat ve Terakki Bâb-ı Âli Baskını'yla yönetime yeniden el koydu. Balkan Savaşı'nın sonuna doğru sadrazam olan Mahmut Şevket Paşa'ya karşı girişilen suikastten (11 Haziran 1913) sonra İttihatçılar muhaliflerini sürerlerken Paris'e, oradan da Mısır'a kaçtı.
İngilizler'le yakın ilişki içinde oldu. Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) sonrasında yeniden ülkeye döndü (25 Nisan 1919). Heyet-i Ayan üyeliğine getirildi, Yeniden canlandırılan Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın başkanlığına seçildi (1920). Bir kongre darbesiyle İngiliz Muhipleri Cemiyeti yönetimini de ele geçirdi (1921). Ancak bir süre sonra bu cemiyetin yönetimini Sait Molla'ya kaptırdı. Damat Ferit Paşa hükümetinde istediği bakanlık koltuğu kendisine verilmedi; ayan üyeliğine atanmayı da kabul etmedi. Böylece hem İstanbul'daki Damat Ferit hükümetine hem de Anadolu'daki Kurtuluş Savaşı veren Ankara Hükûmetine muhalif bir tutum takındı. Kurtuluş Savaşı'nın (1919-22) başarıya ulaşması ve Refet Paşa komutasındaki Türk öncü kuvvetlerinin İstanbul'a girmesi üzerine 5 Kasım 1922'de İngiliz Yüksek Komiserliğine sığındı. İngilizlerin sağladığı bir gemiyle Romanya'ya gitti.
Lozan Antlaşması'ndan sonra, Milli Mücadele'ye karşı olduğu iddiasıyla, 1924'te TBMM'nin çıkardığı 150'likler listesine alındı; 1927'de de vatandaşlıktan çıkarıldı. 1938 affında ülkeye dönmedi. 1940'ta yeğeni İbrahim Alaattin Gövsa'nın aracılığı ile dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye başvurarak, vatan haini sayılmaması ve emeklilik hakkının tanınması koşuluyla Türkiye'ye dönmek istediğini bildirdi. İnönü'nün girişimiyle uzun süre sürgünde yaşadığı Romanya'dan İstanbul'a döndüyse de, döndüğü günün gecesi kalp yetmezliği nedeniyle kaldırıldığı Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.
Kaynaklar
- Bu maddenin yazılmasında Encyclopædia Britannica Fifteenth Edition ve Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi'ndeki Sadık Bey maddelerinden yararlanılmıştır.