Mustafa Satı Bey
Mustafa Satı Bey, Mustafa Satı-el Husri, Sāti` al-Husrī, Arapça: ساطع الحصري (d. 1880, San'a-ö. 1969, Bağdat), Osmanlı eğitimci, teorisyen ve siyasetçi.
II. Meşrutiyet döneminin ünlü eğitimcisi olan Satı Bey, I. Dünya Savaşı'ndan sonra Arap milliyetçiliği ideolojisini geliştiren kişidir ve bu özelliği ile 20. yy. Arap dünyasında etkili bir isimdir.
Eğitim tarihimizde genellikle Emrullah Efendi’nin Tuba Ağacı Nazariyesine karşı çıkmakla tanınmıştır[1]. Darülmuallimin (Erkek Öğretmen Okulu)’de öğretmenlik yaptığı yıllarda batı pedagojisine dayanan bilimsel bir eğitim anlayışının Türkiye’de yerleşmesinde etkili oldu[2]. Öğretmen yetiştirme konusundaki çabaları devrin tüm Türk aydınları tarafından takdir edildi ve kendisine pedagojide devrim yaratmış kişiliklerden Friedrich Fröbel’e ithafla “Türk Frobeli” adı takıldı.
Başlangıçta Osmanlıcılık fikrine taraftar olan Satı Bey, Osmanlı Devleti yıkılma sürecine girmesinden sonra Türkiye'den ayrıldı ve geliştirdiği tutarlı, sistematik bir teori ile Arap milliyetçiliğinin gelişmesine katkıda bulundu. I. Dünya Savaşı’ndan sonra Suriye, Irak ve Mısır’da eğitim alanında önemli hizmetler verdi.
Yaşamı
1880 yılında San'a’da dünyaya geldi. 15 çocuklu Halepli bir ailenin oğlu idi. Babası, Yemen’de mahkeme reisliği yapmaktaydı. Küçük yaşta matematiğe duyduğu ilgi nedeniyle kendisine “Arşimet” lakabı takıldı.
Mülkiye Mektebi’nde (Siyasal Bilgiler Okulu) öğrenim gördü. 1900 yılında mezun oldu. Yanya İdadisi’nde Tarih-i Tabii dersleri vererek başladığı öğretmenlikten 1905 yılında ayrıldı. Yanya yıllarında Avrupa’da gelişmekte olan ulusalcılık akımlarına ilgi duydu. 1908’e kadar kaymakamlık yaptı. Radoviş ve Florina kaymakamlıkları görevinde bulundu. 1908’de istifa edip İstanbul’a gitti. Manastır’da çıkan bir gazetenin yazarlığını yaptı ve "Envar-ı Ulum" adlı dergiyi çıkardı[1]. Çeşitli konularda yazıları yayınlandı.
Darülmuallimin Müdürlüğü
Satı Bey’in, dönemin ders programlarını eleştiren yazıları çeşitli yayın organlarında yer almıştı.[2] Yazıları dikkat çekince Mülkiye Mektebi’nde öğretmeni olan Maarif Nazırı Mustafa Nail Bey’in önerisiyle 1909’da İstanbul Darülmuallimini (Erkek Öğretmen Okulu) Müdürü oldu. Kendisine geniş yetkiler verildi; programı istediği gibi düzenledi ve öğretmenleri istediği gibi seçti. Okulun yeni programına göre pedagojik makale ve kitalar yazdı. Türkiye’deki en eski ve en ciddi eğitim dergisi olan “Tedrisat-ı İptidaiyye Mecmuası"nı (1912'den itibaren: "Tedrisat Mecmuası") 1910 yılında, Maarif Nezareti adına İstanbul Darülmuallimini öğretim görevlileri (heyet-i talimiyye) ile birlikte çıkarmaya başladı ve bütün okullara gönderilmesine gayret gösterdi.[3]
1910 yılı başında bir eğitim araştırma gezisine çıkarak 2 ay süreyle İtalya, Fransa, İsviçre, Almanya, Belçika, İngiltere ve Romanya’da bulundu. 1911’de eski mezunların yaptıkları işleri ve karşılaştıkları sorunları tespit için vilayetleri gezdi; Şam, Beyrut, Adana, Konya, İzmir, Selanik, Drama’da bulundu. Dönemin Maarif Nazırı (Milli Eğitim Bakanı) Emrullah Efendi ile anlaşamadığı için 1912 yılında istifa etti. Aşağı yukarı Tevfik Fikret’in Mekteb-i Sultani’den istifası ile aynı günlere rastlayan bu istifa, ikinci bir Mekteb-i Sultani Meselesigibi sonuçlar doğmuş; öğrenciler protestolarda bulunmuşlardı ama olaylar Mekteb-i Sultani’de olduğu kadar büyümeden yatıştırıldı[1].
Nazır Emrullah Bey'le Satı Bey arasındaki anlaşmazlıkların başında, Satı Bey'in eğitimin tabandan başlaması gerektiği konusundaki görüşü gelmekteydi. Emrullah Efendi'nin geliştirdiği "Tuba Ağacı Nazariyesi" ise tersine, eğitimin öğretmen yetiştirmekten başlaması gerektiğini savunuyordu. Genelde Emrullah Efendi ve Satı Bey arasında olan bu tartışmalara daha sonra Ziya Gökalp, Prens Sabahattin, İsmail Hakkı, Halide Edip gibi düşünürler da katılmıştır[4]
Darüşşafaka Müdürlüğü
Satı Bey, Darülmuallimin Müdürlüğü’nden istifasının ardından kısa bir süre Darüşşafaka müdürlüğü yaptı. Çok geniş yetkililerle bu göreve getirilmişti ancak harcamalar konusunda uygulamalar yüzünden dernek ile anlaşamayınca görevi bıraktı.
Darüşşafaka’dan ayrıldıktan sonra bir Avrupa gezisine çıktı. Dört ay süren bu gezi, ertesi yıl kuracağı Yeni Mektep’in esaslarını belirlemede ona yardımcı oldu.
Yeni Mektep
Tevfik Fikret’in yeni okul kurma hayallerinden etkilenen Satı Bey, 1915’te Şişli'de “Yeni Mektep” adlı özel bir anaokulu ve ilkokul açtı. Fikret’ten bu anaokulu için şiir yazmasını istedi. Edebiyatımızın ilk eğitsel çocuk kitabı Şermin, bu okul vesilesiyle yaratılmış oldu[5]. Anaokulu öğretmenleri yetiştirmek içinse “Da-rülmürebbiyat” adlı bir okul açtı.
Arap Ulusalcılığı
1919’da kendisine müsteşarlık teklif edildiyse de teklifi reddederek Türkiye’yi terk etti, Suriye’ye gitti. Eskiden taraftar olduğu Osmanlıcılık fikrini Osmanlı Devleti yıkılma sürecine girmesinden sonra terk etmişti; hayatının geri kalanında mezhepsel ve dinsel farkları dışlayacak bir Arap ulusçuluğunun gelişmesine katkıda bulunacaktır. Suriye’de Faysal bin Hüseyin önderliğinde kurulan bağımsız Arap Devleti’nde Milli Eğitim Bakanı olarak görev yaptı. Ülke Fransız işgaline uğrayınca İtalya’ya geçti, Faysal’ın Irak Kralı ilan edilmesi üzerine Irak’a gitti. Irak’ta milli eğitimin kurucularından oldu. Arap milliyetçiliğinin eğitim sistemi yoluyla yaygınlaşması için çalıştı. Onun görüşlerinin etkisindeki askerlerden oluşan ordu, 1941’de mandacı İngilizleri destekleyen kraliyet ailesine karşı bir darbe yapıp Raşid Ali Geylani’yi başa geçirdi. Ne var ki İngilizler kısa süre sonra kontrolü yeniden sağladığnda Satı Bey ve onun diğer Arap ülkelerinden getirdiği öğretmenler Irak’tan kovuldu.
Satı Bey, 1943’te Suriye Cumhurbaşkanı seçilen Şükrü el Kuvvetli’nin daveti üzerine Suriye’ye gidip Maarif Müsteşarı oldu. Halen Fransız mandası altında olan ülkenin ortaöğrenim müfredatını Fransız etkisinden kurtaracak şekilde yeniden düzenlendiyse de 1944 sonunda uygulamaya konan müfredat kabul görmedi. Ani değişikliğin yarattığı karışıklılar ve yeni okul kitaplarının yetersizlikleri yüzünden ertesi yıl eski siteme dönüldü.
1946’da Kahire’ye giderek Eğitim Enstitüsü’nde pedagoji ve sosyoloji okuttu. Arap Kültür Dairesi’ne bilim danışmanı oldu. 1957’de inzivaya çekildi. 18 yıl Kahire’de yaşadıktan sonra 1965’te Bağdat’a gitti ve 1969’da bu şehirde hayatını kaybetti.
Bazı Eserleri
- Fenn-i Terbiye. İstanbul 1325;
- Layihalarım. İstanbul 1326;
- Ümit ve Azim. İstanbul 1329;
- Vatan İçin. İstanbul 1329;
- Ara wa ahadis fi at-tarbiya wa’t-talim. Kahire 1944;
- Ara wa ahadis fi al-vataniya wa’l-kavmiya. Kahire 1944;
- Yewm Maysalun. Beyrut 1947;
- Havliyat as-sakafah al-arabiya. Kahire 1949;
- Al-muhadaratı al iftitahiya. Kahire 1954; Al–‘uruba bayn du’atiba wa mu’aidiha. Bağdad 1954;
- Al-urubah awwalan. Beyrut 1955; Muhadarat fi nushü al- fıtırah al-kavmiya. Beyrut 1956;
- Al-bilad al-arabiya wa’d-dawla al-osmaniya. Kahire 1957;
Kaynakça
- 1 2 3 Mustafa Ergün, Satı Bey: Hayatı ve Türk Eğitimine Hizmetleri, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 1,1987. 4-19.
- 1 2 İbrahim Caner Türk, II. Meşrutiyet Dönemi Eğitimcisi Satı Bey ve Coğrafya Öğretimi, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı 40, Erzurum 2009
- ↑ Kara, s. 264-293.
- ↑ "Prens" Sabahattin Bey’in Eğitim Üzerine Düşünceleri, Kuramsal Eğitimbilim Dergisi, 2008, Cilt 1, Sayı 2
- ↑ Sedat Sever, Tevfik Fikret ve Çocuk Şiirleri, A.ü Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt 29, Sayı 1
- Cleveland, William L., The making of an Arab nationalist. Ottomanism and Arabism in the life and thought of Sati' al-Husri. Princeton, N.J. 1971
- Ergün, Mustafa, "Satı Bey: Hayatı ve Türk Eğitimine Hizmetleri", İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 1, 1987. 4-19.
- Kara, Cevat, "Sâtı Bey Yönetiminde İstanbul Dârülmuallimîn’i ve Osmanlı Devleti’nde Çağdaş Eğitim Bilimlerinin Gelişiminde Etkisi”, Yavuz Köse (hz.): İstanbul: İmparatorluk Merkezinden Megakente. Toplum, Kurumlar ve Mekânlar Üzerine Tarih Yazınsal Görüşler, terc. Ayşe Dağlı, Istanbul: Kitap Yayınevi, 2011, 331-365.
- Türk, İbrahim Caner, "II. Meşrutiyet Dönemi Eğitimcisi Satı Bey ve Coğrafya Öğretimi", A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı 40, Erzurum 2009