Nalan Barbarosoğlu

Nalan Barbarosoğlu, (d. 1961, Adapazarı), Türk öykü yazarı.

İlk ve ortaöğrenimini devlet okullarında tamamladı. 1982'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sistematik Felsefe ve Mantık bölümünü bitirdi. Meslek yaşamını metin yazarı ve editör olarak sürdürmektedir. Thomas Kuhn'un paradigma kavramını tartışan kitabını tanıtan ilk yazısı Yazko Felsefe Yazıları'nda yayımlandı. Yazko Somut'ta yazdı. Öykü yazmaya 1980'li yıllarda başladı. İlk öyküsü Argos'ta yayınlandı. Nar ve Adam Öykü dergilerinde yayınlanan öykülerinden sonra on öykünün yer aldığı ilk kitabı çıktı (Ne Kadar da Güzeldir Gitmek, Oğlak Yayıncılık, 1996). Adam Öykü dergisi ve Radikal gazetesinde öykü kitapları üzerine yazılar yazdı. Halen Eşik Cini öykü kültürü dergisinin genel yayın yönetmenliğini sürdürmektedir.

4 tane yayınlanmış öykü kitabı bulunmaktadır.

Kitapları

Ne Kadar da Güzeldir Gitmek

Barbarosoğlu, ilk öykü kitabı Ne Kadar da Güzeldir Gitmek'te, herhangi bir zamanda, bir yerinden yaralanmış yaşamların kırılma noktasına eğiliyor. Küçük kırgınlıkların, sevinçlerin, yıkım ve düşlerin, yüzeyin altındaki, alt yaşantılardaki dönüşümlerini anlatıyor. Ayrıntıların, sözcüklerin ötesinde o yaşamlardan kalan tortuyu derinlemesine sezdiyor okura ve kitap boyunca bir hüzün iklimi yaratıyor. Yazar için 'gitmek, özgürlüktür'. Gidebilmek, özgürlüğe açılan kapıdır. Onun öykü kişileri -kadınları- hep bir yerlere giden, gidecek olan kişilerdir. İnci Aral kitap için şöyle demişti: "Bu ilk kitabındaki öykülerinin olgunlukları, taşıdıkları duygu yükü, yapısal sağlamlıkları ve imgelerle zenginleşmiş bir dili kullanmadaki üstün başarısı ile ustalık çizgisinde duruyor ve bize doğuştan öykücü olduğunu kanıtlıyor."

Ayçiçekleri

Farklılıklarını sindirememiş bir kültürün insanları... Kendinden başkasını tanımak istemeyen, kaygılı, gergin, huzursuz.. Her şeyi aynılaştırmaya çalışan, kendinden olmayanı, kendine benzemeyeni anlatmaktansa dışlamayı yeğleyen bir yaşama biçiminin kuklaları.. Bireysel yüz ölçümünü genişletmek isteyen, hoşgörü ve anlayıştan uzak yaşama alışkanlıklarıyla pencerelerini sıkı sıkıya kapatanlar.. Arka odalarda, açıkta ya da kuytuda varlığını duyuran şiddet.. Savrulan, kopan yaşamlar.... Ayçiçekleri'ndeki öyküler, saygısız, sevgisiz ve unutulmuş yaşamların içinden çıkıp var olmaya çalışanları anlatıyor.

Her Ses Bir Ezgi

Beton kentlerde yaşayan yalnızlıklar, içlerindeki sesleri dinleyen insanlar, çoğu öykünün ortak öğesi olan içsel konuşmalar, kendilerini arayan insanlar. Yazarın ikinci kitabı Her Ses Bir Ezgi'de de İnci Aral'ın övgülerini hak ettiğini kanıtlıyor.

Gümüş Gece

Gecedir. Fısıltılarla konuşulur, alınyazıları kırılgan harflerle dökülür hayata. Kuytularda günün sesleri ve renkleri çoğalarak büyür. Gün ay ışığını saklar; tül gibi örter üstümüzü. Biçilmiş hayatlara gecede karşı konur; kaderler gecede değiştirilir. Başlangıçlar, sonlar gecede yeniden biçimlenir. Gecenin aynasında hayat farklı okunur: Gümüştür.

This article is issued from Vikipedi - version of the 9/13/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.