Nuh'un gemisi

Nuh'un gemisi, Tevrat'ın Tekvin (Yaratılış) bölümünde ölçüleri, yapımı tufan ve sonrası ayrıntıları ile anlatılan, insanların kötülüklere dalması dolayısıyla Tanrının büyük bir tufanla "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım", "Çünkü onlar gaflete düştü" diye geçiren ancak Nuh'un sahsında insanoğlu ve diğer canlılara bir şans daha verme amacıyla yapmasını emrettiği efsanevi bir gemidir.

Gemi Nuh'un ailesi ve dünyada bulunan diğer hayvanların korumaya alınması amacıyla hazırlanmıştır. Bu hikâye Tevrat'ın Tekvin bölümü ve Kuran’da anlatılmaktadır. 27 Nisan 2010 günü Ağrı Dağı'nda bulunduğu iddia edildi.

Doğubayazıt yakınlarında Nuh'un gemisinin kalıntısı olduğuna inanılan alan

Hikayelerin orijini

Sümer efsanelerinden olan Gılgamış destanında benzer anlatımlar, Sümer tanrıları ve Ziusudra arasında yaşanır. Bu öykünün küçük değişimlerle üç büyük dinin kutsal kitaplarında aynen yer aldığı düşünülmektedir."[1] Örneğin Gılgamış, ölümsüzlük otunu bulan Ziusudra’yı (Utnapiştim) bulmak için yola çıkar ve Tilmun adasına ulaşır. Ziusudra burada Tevrat ve Kur'an'a göre Nuh'un yaşı konusunda tekrarlanan bir ifadeyle kendisinin 550 yaş sene yaşamış ve çocuk yapmıştır.[2][3]

Tevrat anlatımları

Yaratılış efsanesine göre Tanrı, insanoğlunun sapkınlığına bir ceza vermek adına, yeryüzündeki tüm canlıları yok edeceğini söyler.

Rab baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım" dedi, "Çünkü onları yarattığıma pişman oldum." Ama Nuh Rab’in gözünde lütuf buldu. (Yaradılış 6: 5-8)

ABD'li ressam Edward Hicks'den bir tablo... (1780–1849), Nuh'un gemisine ikişer ikişer hayvanların alınışını gösteriyor.

Ancak Nuh inanmış biridir ve bu durum Tanrı’nın ona bir şans vermesine sebep olur. Tanrı, Nuh'a bir gemi yapmasını, yaşayan bütün hayvanlardan birer (ve bazılarından yedişer) çift almasını emreder.

Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap. Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak. Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap. Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek. Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin. Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al. Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler. Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola." (Yaradılış 6: 14-21)

Adige dilinde, adını muhtemelen "Gofer" ağacından alan "Khuafe", suda yüzen araçlara verilen isimdir.

Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al. (Yaradılış 7: 2)

Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı. Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı. (Yaradılış 7: 11-12)

Büyük Tufan'dan sonra, geminin Ağrı Dağı'na oturduğuna dair Tevrat'ta geçen bölüm şudur:

Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ağrı dağına oturdu. (Yaradılış 8: 4)

Sözü geçen geminin Ağrı'da bulunduğu konusunda söylentiler vardır. Austen Henry Layard ve L. King, bu dağın dolaylarında çivi yazısıyla hazırlanmış Asur yazıtlarına rastladılar.

Kur'andaki anlatıma göre

Kuran'a göre Nuh Tufanı, tüm dünyada olmuş bir olaydır. Genellikle Hüd süresinde bahsi geçer : “Nuh’a şöyle vahyolundu: “Toplumundan, daha önce inanmış olanlar dışında hiç kimse iman etmeyecektir. Artık onların yaptıkları yüzünden tasalanıp durma. Vahyimize bağlı olarak gözlerimizin önünde gemiyi yap. Ve zulmedenler hakkında benimle karşılıklı laf edip durma. Onlar, mutlaka boğulacaklardır.” (HÛD 36-37). Bu ayete göre İnanmayan tüm insanlar ölecektir.[4]

“Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca şöyle seslendik: “Yükle içine her birinden ikişer çift ve aleyhinde hüküm verilen hariç olmak üzere aileni, bir de iman etmiş olanları.” Ama Nuh’la birlikte çok az bir kısmı iman etmişti. Nuh dedi: “Binin içine! Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah’ın adıyladır. Benim Rabbim elbette ki Gafur’dur, Rahim’dir”. (HÛD 40-41)[Kuran'ı Kerim 1] Yukarıda ki Kuran ayetinde gemiye her hayvandan iki adet bindirildiği yazılmaktadır. Tufan başladıktan sonra ise olanlar şu şekilde ifade edilir:

“Gemi onları, dağlar gibi dalgalar üstünden yürütüp götürüyordu. Nuh onlardan ayrı bir yerde duran oğluna seslendi: “Oğulcuğum, bizimle beraber bin, kafirlerle beraber olma. Oğlu cevap verdi: “Bir dağa sığınacağım, beni sudan korur.” Nuh dedi: “Allah’ın merhamet ettiği dışında hiç kimse için Allah’ın kararından kurtaracak yoktur.” Ve ikisi arasına dalga girdi de o, boğulanlar arasına katıldı.” HÛD42- 43.[Kuran'ı Kerim 1]

Kuran'a göre, inanan insanlar dışındakiler helak edilmiş, helak edilenler arasında ise Nuh'un Oğlu da mevcuttur.

Aşağıda ki ayette ise Nuh Tufanı adlı olaydan sonra geminin oturduğu yer bilgisi yer almaktadır. “Ve denildi: “Ey yer! Suyunu yut ve ey gök, sen de tut.”Ve su çekildi. İş bitirilmişti. Gemi, Cudi üzerine oturdu ve haykırıldı: “O zalimler topluluğu geri gelmez olsun!” HÛD 44.[Kuran'ı Kerim 1]

Bununla birlikte bazı araştırmacılar tarafından, Nuh'un Gemisi'nin indiği söylenen Cudi Dağı'nın, da alfabe farkından ötürü "Gudi" isminin Arapça'da "G" harfinin olmamasından kaynaklanarak (Ğudi) "C" harfine dönüşmesinden ötürü Hud suresinde geçmekte olan; "Gemi de Cûdi dağının üzerine yerleşti." 44. ayetinin bilimsel olarak etimolojik çevirisinde "Gemi de Gudi dağının üzerine yerleşti" şeklinde olduğu ifade edilmiştir.[5]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. http://www.denizlerden.com/?action=contents&page=content&catno=10&no=198
  2. http://www.ntvmsnbc.com/id/25074419/
  3. http://tr.wikipedia.org/wiki/Nuh
  4. Kuran'ı Kerim Hud Süresi
  5. Ilya Gershevitch, William Bayne Fisher, The Cambridge History of Iran: The Median and Achamenian Periods, Cambridge Üniversitesi Yayınları, 1985, ISBN 0-521-20091-1

Dış bağlantılar

Kaynakça

    1. 1 2 3
    This article is issued from Vikipedi - version of the 1/11/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.