Ordu kadısı
Ordu kadısı, Osmanlı Devleti'nde 19. yüzyılda, sefer sırasında ortaya çıkan hukuki ve şer'i sorunların ve uyuşmazlıkların çözümlenmesiyle görevli olan ulemaya verilen ad.
Ordu mensuplarının hukuksal sorunlarına ve davalarına kazaskerler bakardı. İlmiye sınıfının bozulması sürecinde kazaskerliğe atananlar çeşitli gerekçelerle seferlere katılmamayı ve İstanbul'da kalmayı yeğlemeye başladılar. Aynı anda birçok cephede savaşların sürmesi de sayıları iki (Anadolu ve Rumeli) olan kazaskerlerin göreve gitmelerini güçleştiriyordu. 1807'de III. Selim'in bir fermanıyla cephedeki orduda çıkacak uyuşmazlıkları gidermek ve davalara bakmak için ilmiye sınıfından ordu kadısı atanması öngörüldü. Buna göre cepheye giden orduda, rütbesi Mekke payesi ve daha yüksek olan bir kadı görevlendiriliyordu. 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması ve yeni orduların kurulmasından sonra ordu kadısı görevlendirme uygulamasına son verildi.
Ordu kadılığı, hem vazifesi ve hem de meşakkat ve mahrumiyeti bakımından ağır bir iş olduğundan bu hizmette bulunanlar değiştirildikleri zaman derecelerinden daha yükseğine tayin edilirler ve Haremeyn, yani Mekke-Medine kadısı olurlardı. Kara ordusu kadısından başka, donanmaya (deniz kuvvetlerine) tayin edilen kadıya da “ordu kadısı” denilirdi. Bu tayini Rumeli kazaskeri yapardı.[1]