Polonezköy Mezarlığı
Polonezkoy mezarlığı ya da Lehçedaki adıyla Adampol mezarlığı İstanbul'un Beykoz ilçesinde yer alan Polonezköy'ün Polonya kökenli kurucularının ve bugünkü Polonyalı sakinlerinin ebedi dinlenme yeridir.
Polonezköy mezarlığı köy yolunun çatallandığı yerde, etrafı çevrili, hafifçe aşağıya süzülen eğilimli bir alanda kurulmuştur. Etrafı yerel geleneğe gore taçtan duvarı üzerine işlemeli demirle çevrelenmiştir ve ortasında uzun bir çam ağacı bulunmaktadır. İsmen kimlere ait olunduğu halen bilinmese de, tahminen Fransız lazaryenleri tarafından defnedilmiş olan Adampol Mezarlığı köyün günümüze kalan mezarıdır. Adampol'un ilk kolonistlerinin mezarları mezarlık toprağına karışmış, sahibi meçhul, ufak toprak tepecikleri halinde günümüze kadar gelmiştir. Üzerlerinde yazan "Hürriyet için savaştı" yazılı haçlar, eskilikten çürümüştür.
Ludwika Sniadecka, Wladyslaw Jelenski, Antoni Wieruski gibi ünlü pek çok kişinin yanı sıra, bazıları tarafından İmparator Franz Jozef'in oğlu olarak kabul edilen Adampol'un en esrarlı sakini Heinrich Albertall ya da "Büyük Prens Halicz Halicka" gibi giz dolu ve adları az duyulmuş kişiler fırtınalı yaşantılarından sonra ebedi huzuru Adampol Mezarlığı'nda bulmuşlardır.
Michal Czajkowski İstanbul'da 22 Şubat 1866 tarihinde ölen eşi Ludwika Sniadecka'yı buraya defnetti. Bu Adampol Mezarlığı'nda üzerinde yazılı bir kitabenin bulunduğu en eski mezardır. Sniadecka'nın mermerden lahdi üzerine Polonya Cumhuriyeti'nin (Polonya-Letonya-Rus) ve Sniadecki ile Czajkowski ailelerinin armaları işlenmiştir. Mezarın üzerindeki ince sütun yarım kalmış bir ömrü sembolize etmektedir.
Ancak en önemlisi, burada üzerleri güzel ve belki biraz arkaik bir Lehçe ile yazılmış mezar taşlarının altında yatan Polonyalılara, ulusal ayaklanmaların ve vatanlarının özgürlüğü için başka sancaklar altında yapılan savaşların askerlerine ait 270 mezar bulunuyor olmasıdır. Adampol'deki en eski mezarlar, girişten itibaren, mezarlığın orta ve sol bölümünde kümelenmişlerdir. Çoğunluğu isimsiz ve topraktan yapılma mezarlardır. Ancak ayaklanmalarda ve Türkiye'de oluşturulan Polonya birliklerinde savaşmış Polonyalı subaylara ait birkaç ilginç mezar, anıt mezar şeklinde, günümüze kadar gelmiştir. Mezar taşlarının hemen hepsi Polonyaca ile yazılmıştır.