Sabit kur
Sabit kur, yerel para biriminin değerinin, başka bir para biriminin veya para birimleri sepetinin değerine veya altın gibi başka bir değere bağlandigi kur düzenidir. Ölçü alınan bu değerler yükselip düştükçe, bunlara bağlanmış olan yerel para biriminin de değeri değişir. Kur değeri alt ya da üst limit çizgisini geçerse kura müdahale edilir. Sabit kur uygulaması için ülke döviz rezevlerinin yeterli düzeyde ve sürekli dış finans kaynaklı olması gerekir.
Serbestçe başka para birimlerine çevrilebilir (konvertibl) para birim değerinin başka değerlere sabitlenmesi, merkez bankasının alım ve satım işlemleri ile sağlanır. Buna göre merkez bankası yerel para birimiyle ilgili olası arz veya talep kaymalarını, bunları karşılayacak işlemler yaparak dengeler ve yerel para biriminin hedeflenen seviyede (veya aralıkta) kalmasını sağlar.
Sabit kur düzeninin tersi dalgalı kur düzenidir.
Sabit Kur düzeninin faydaları
Sabit kur düzeninin kullanılmasının başlıca nedeni, genellikle enflasyonu kontrol altına almak için uygulanan, sıkı para politikalarının güvenirliğini artırmaktır. Enflasyon hakkındaki beklentiler, gerçekleşecek enflasyonun üzerinde etkili olduğu için bu güvenirliği sağlamak önemlidir. Sabit kur düzenini uygulayan ülkeler aynı zamanda imkansız üçlü gereği bağımsız para politikası da uygulamaktadırlar.Ayrıca otoritelerin yukarıda bahsi geçen riskler nedeniyle enflasyona yol açacak tüm politikalardan kaçınacağı ve sıkı para politikasını titizlikle uygulayacağı beklentisi ağırlık kazanır. Başka bir deyişle sabit kur düzeni, sıkı para politikalarına bağlılık mesajı verir.
Sabit kur düzeninin bir başka faydası da, kur belirsizliğine (düzenin aniden bırakılması ihtimali dışında) son vererek, ülkeler arası ticaret için uygun bir ortam oluşturmasıdır.
Sabit kur düzeninin sakıncaları
Sabit kur düzeni, hükümetlerin ekonomideki iç dengeleri sağlamak için zaman zaman başvurabilecekleri para politikalarını, bağımsız olarak uygulamalarını olanaksız kılar. Ayrıca bu düzen, kurun sabitlendiği para biriminin kullanıldığı ülkede gerçekleşebilecek enflasyonun, düzeni uygulayan ülkeye de yansımasına neden olur. Bu nedenlerle birçok iktisatçı değişken kur düzeninin, çoğu durumda, sabit kur düzenine tercih edilmesi gerektiği görüşünde birleşir.
Buna ilave olarak, sabit kur düzeninin para birimlerinin gerçek piyasa değerlerini yansıtmalarına engel olduğu, bu nedenle de krizlere yol açabilecek bazı önemli riskler yarattığı öne sürülmektedir. Bu risklerin bir yönü, merkez bankasının alım satım işlemleri için gerekli olan döviz birikimi ile ilgilidir. Eğer kurun sabitlendiği değer, bu para biriminin uzun vade ortalama piyasa değerine eşit veya yakınsa, kısa vadeli arz veya talep değişiklikleri merkez bankası birikimleri için bir sorun oluşturmayacaktır. Zaman zaman artan, zaman zaman ise azalan talep (veya arz) uzun vadede merkez bankası birikimlerinin aynı seviyelerde kalmasına imkân tanır. Öte yandan eğer belirlenen kur, olması gereken uzun vade ortalama kurdan çok farklıysa, merkez bankası tekrar tekrar aynı yönde işlem yaptığı için, bir süre sonra birikimlerinde erime başlayacaktır. Bu durum sabit kur düzeninin sürdürülebilirliği açısından bir tehlike oluşturur.
Bununla yakından ilgili bir başka konu da, sabit kur düzeni süresince yaşanabilecek yüksek enflasyonun yarattığı risklerdir. Ülkede, kurun bağlandığı para birimlerinin kullanıldığı ülkelere göre daha yüksek oranlarda enflasyon yaşanması, diğer değişkenler sabit varsayıldığında, yerel para biriminin gerçek piyasa değerinin, sabitlenen kurun altına düşmesine yol açacak, bu aralık açıldıkca yukarıda anlatılan sorun için zemin hazırlanacaktır. Bu nedenle sabit kur düzeni uygulayan ülkelerin yüksek enflasyona yol açacak politikalardan kaçınması gerekir.
Sabit kur düzeniyle ilgili bir başka risk de spekülatif saldırılardır. Genellikle bu saldırılar yatırımcıların, özellikle de yukarıda anlatılan nedenlerle devalüasyon beklentileri yaşanan dönemlerde, yerel para birimi üzerinden büyük tutarlarda borç alıp bu kaynakları başka para birimlerine çevirmeleri şeklinde olur. Yatırımcıların bu ikinci işlemleri yerel para birimi açısından ani ve yoğun bir arz olusturur. Merkez bankasının sabit kur politikasını sürdürebilmek için çok miktarda döviz satarak karşılığında piyasadan yerel para birimini alması gerekecektir. Eğer spekülatif saldırı büyük tutarlarda olduysa; veya bu hareketlenme giderek daha çok yatırımcının benzer işlemler yapmasına neden olarak toplamda büyük bir tutarda arz yaratmışsa, merkez bankası bu arzı karşılayacak döviz satışı yapmak konusunda zorluk çekebilir; veya bu saldırı karşılansa bile yeni saldırılar olması ihtimalinin yüksek olduğunu, bu nedenle de sonuçta kurun istenen seviyede tutulamayacağını öngörerek bu arzı karşılamamaya karar verebilir. Böyle bir durumda devalüasyon kararı alınır. Bu da zaten spekülatif saldırıyı gerçekleştiren yatırımcıların ümit ettiği sonuçtur. Almış oldukları dövizleri yeni kur üzerinden yerli para birimine çevirerek borçlarını ödeyebilir, iki kur arasındaki farkı da kar olarak kazanmış olurlar.
Dış bağlantılar
Boğaziçi Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Kulübü