Serdar-ı ekrem
Serdar-ı Ekrem, Osmanlı Devleti'nde, sefere katılmayan veya seferi terk eden Padişah'ın yerine, başkomutan vekili olan sadrazama verilen unvan.[1]
Yetkileri serdarlarınkinden çok daha genişti. Darphane ve Tersane'dekilerin dışındaki üst düzey tüm devlet görevlileri kendisi ile birlikte sefere katılır, hükümet merkezinde vekillerini bırakırlardı. Ordu ile birlikte Dîvân-ı Hümâyun kayıtları ile atamaların ve görevden alınmaların yazıldığı defterler de götürülür, sefer sırasında gerekli tüm atamalar, görevden alınmalar, verilen sürgün ve idam cezaları serdar-ı ekrem'in buyruğu ile ve padişaha sorulmadan yapılıp uygulanırdı. Sefer sırasında bütün eyalet valileri serdar-ı ekremin buyruğuna verilirlerdi.
II. Mahmut’un sadrazamı Reşid Mehmed Paşa’nın 1832’de Konya Muharebesi’nde Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa ordusuna esir düşmesi neticesinde serdâr-ı ekrem unvanı asker paşalara verilmeye başlamıştır. Tanzimat'tan sonra serdar-ı ekrem unvanı asker sınıfından başkomutanlar için kullanıldı.
Kaynakça
- ↑ İhsan Satış, Sadaret’ten Başvekalet’a Sadrazamlık.