Dolce Stil Novo
Dolce Stil Novo ya da Dolce Stil Nuovo (Tatlı Yeni Üslup), 13. yüzyılın sonları ile 14. yüzyılın başları arasında gelişme gösteren önemli bir İtalyan şiiri akımıdır.
Akımın kökeni
Dolce Stil Novo nitelemesi Dante’ye aittir. Araf’ın 24. Kantosunda, Sicilya Okulu şiirinin Orta İtalya’ya aktarılmasında önemli bir rol üstlenmiş olan şair Bonagiunta’nın Dante’ye yönelttiği:
“Söyle bana, burada gördüğüm kişi, /
‘Siz aşkı bilen kadınlar’ dizesiyle başlayan / yeni şiirleri yazan kişi midir?” sorusuna; Dante:
“Ben, Aşk bana esin verdiğinde / not alıp, onun dikte ettirdiğince / dizeler yazan birisiyim” yanıtını verir.
Bunun üzerine Bonagiunta’nın söyledikleri, Dante'nin yanı sıra Guido Guinizelli, Guido Cavalcanti, Lapo Gianni, Gianni Alfani, Dino Frescobaldi ve Cino da Pistoia’nın oluşturduğu bir şairler grubunun adı olarak edebiyat tarihine geçecektir:
- “O frate, issa vegg’io”, diss’ elli, “il nodo
che ’l Notaro e Guittone e me ritenne
di qua dal dolce stil novo ch’i odo!
- Io veggio ben come le vostre penne
di retro al dittator sen vanno strette,
che delle nostre certo non avenne...”
- “Kardeş şimdi görüyorum” dedi o, “düğümü,
Noter, Guittone ve beni alıkoyan
şu duyduğum tatlı yeni üsluptan!
- Apaçık görüyorum nasıl kalemlerinizin
dikte ettireni yakından izlediğini,
bizimkilerin elbette izleyemediği...”
"Tatlı" ve "Yeni" kavramlarının açıklaması
Dante’nin en seçkin temsilcilerinden olduğu bu yeni lirik hareket:
- Aşktan söz ettiği için tatlı,
- Aşkı Sicilya Okulu şairlerine ve onların izleyicisi Toscanalı şairlere oranla yeni bir duyarlık ve yeni teknik denemelerle işlediği için yenidir.
Guido Guinizelli'nin akımdaki yeri
Dante, Araf’ın 26. Kantosunda “tatlı ve zarif aşk dizeleri yazan ben ve benden daha iyi öteki şairlerin babası” dizeleriyle, Guido Guinizelli’yi bir anlamda bu yeni hareketin kurucusu olarak nitelendirecektir. Gerçekten de, Guinizelli’nin Al cor gentil rempaira sempre amore şiiri, edebiyat tarihçileri tarafından da Tatlı Yeni Üslup’un manifestosu olarak görülür.
Bu şiirde grubun poetikasının bazı temel öğeleri yer alır:
- Kibarlık, yani ruh soyluluğu, aşk olmadan var olamaz, aşk da ancak soylu bir ruhta var olabilir.
- Aşk, insanın en iyi niteliklerini açığa çıkarıp, en üst düzeye taşıyan güçtür.
- Kadın, seven insanda soylu duygular yaratabilen, meleği andıran bir varlıktır.
Provans şiiri ile Sicilya Okulu şairlerinin şiirlerinde de rastlayabileceğimiz bu öğelere Guinizelli’nin şiiri farklı bir yoğunluk kazandırır. Dante’nin sert bir dille eleştirdiği ve yeni akımın öncüleri arasında görmek istemediği Guittone d’Arezzo’nun da yeni şiir oluşumunda etkisi olduğu kesindir. En azından Guinizelli bir şiirinde ona “sevgili babam ve ustam” diye seslenmiştir.
Akımın ayırt edici özellikleri
Tatlı Yeni Üslup’un önceki şiir hareketlerine göre bazı ayırt edici özellikleri vardır.
- Öncelikle, Provans ve Sicilya şiirinin saray ortamı yerini büyük bir siyasal ve ekonomik hareketliliğin egemen olduğu şehir ortamına bırakır.
- Dante’nin sözünü ettiği esin, kişisel değildir; insanı aşan bir düzene özgüdür, nesnel ve mutlaktır.
- Bu yüzden, şiirin temel konusunu oluşturan aşk titizlikle çözümlenir ve bu çözümleme, empirik bir bireye değil, gene nesnel ve mutlak bir bireye gönderme yapar.
- Şairin kimliği yerine şairlerin oluşturduğu bir arkadaşlar topluluğunun öne çıkarılmasının nedeni budur. Söz konusu arkadaşlık, hem şiirin varlık nedenini, hem çıkış noktasını oluşturur.
- Şairin bütünleştiği erkek arkadaşlar topluluğunun izdüşümü, kadınlar topluluğudur: Şiirin seslendiği sevgili, bu grubun kraliçesi, onur ve güzellik kaynağı, şiirin melek-kadınıdır. Şair gibi, şiirin seslendiği kadın da, her tür tarihsel niteliğini yitirir, idealleştirilmiş mutlak bir bireye dönüşür.
- Özellikle Dante’nin anladığı biçimiyle Tatlı Yeni Üslup şiiri:
- Temel olarak “dikte ettiren aşk”a bağlı kalmak,
- Dolayısıyla, duyguları nesnelleştirerek yansıtmak demektir.
- Kadın-melek kavrayışı, mutluluk arayışının bir ürünüdür. Tatlı Yeni Üslup şiirlerinde sık sık karşılaştığımız İtalyanca salute sözcüğü, hem dinsel anlamda kurtuluş, hem esenlik anlamına gelir.
- Bu şiirde gerek Aristotelesçi-Tommasocu, gerek İbn Rüştçü felsefenin varlığı da bir başka ayırt edici özelliktir; ama bu felsefî söylem, kuramsal olmaktan çok, şiir için imgesel ve dilsel bir kaynaktır.