Yahya Efendi Tekkesi
Yahya Efendi Tekkesi, İstanbul'da Yahya Efendi tarafından kurulmuş tekkedir. Beşiktaş'ta, Yıldız mahallesi, Yahya Efendi Çıkmazı'nda yer alır. Tekkenin çeşmesinin kitabesinden yola çıkarak kuruluş tarihinin 1538 olduğu tahmin edilir. Tekkelerin 1925 yılında kapatılmasından beri cami olarak hizmet vermektedir.
Tekke, mescid, tevhidhane, medrese, hamam, mezarlık ve çeşitli evlerden oluşan bir külliye niteliğindedir. Tekkeye zaman içinde farklı mekanlar eklenmiştir. Bu durum yapıyı girift ve aynı zamanda organik bir hale getirmiştir. Tekkenin bir diğer özelliği ise mimari yapıların doğal çevre ile kurduğu yakın ilişkidir. Yahya Efendi Tekkesi, postnişin olan Yahya Efendi zamanında Üveysilik olarak adlandırılan tasavvuf ekolüne bağlanmıştır. Daha sonra tekke Kadiriliğe ve Nakşibendiliğe intisap etmiş ancak Üveysiliğin etkisi de devam etmiştir.
Tekkenin Gelişimi
Yahya Efendi, mescid-tevhidhâne, medrese, hamam, çesme ve çesitli evlerden olusan bir külliye niteliğindeki ilk tekkeyi kurarak, çevresini bağlar ve çiçek bahçeleri ile donatmıştı[1]. Daha sonra bu mescid-tevhidhâne, Velizâde Ahmed adında bir hayırseverin minber ilavesiyle cami-tevhidhâneye dönüştü. Yahya Efendi öldüğünde tekkenin bahçesine defnedildi. II. Selim, Mimar Sinan’a tekkeyi genişlettirerek yeni baştan inşa ettirdi ve Şeyh için türbe yaptırdı.
1777’de Kaptan-ı Derya ve Vezir-i azam Cezayirli Hasan Paşa tekkenin içine bir çeşme yaptırdı. Tekke II. Mahmut (1839) ve Abdülmecit (1861) dönemlerinde onarım gördü. 1873’te Pertevniyal Valide Sultan’ın yaptırdığı büyük onarım sonucu tekke bugünkü halini aldı.
II. Abdülhamid tarafından 1906’da tekke girişinin sağ tarafına Hamidiye Çeşmesi yaptırıldı. 1925 yılında tekkelerin kapatılmasından sonra cami olarak işlev görmüştür.
Tekke mensubu Hacı Mahmut Efendi 1901’de tekkenin bitişiğinde kütüphane inşa ettirdi. Kütüphanenin kitapları 1940’ta Süleymaniye Kütüphanesi’ne nakledildi.
Mezarlık
Yahya Efendi'nin ölümünden sonra tekkenin etrafına pek çok kişinin cenazesi defnedilmiş ve zamanla büyük bir mezarlık oluşmuştur. Mezarlık, külliyenin büyük bir bölümünü kaplar. 16. yüzyıldan itibaren pek çok tarikat üyesi, devlet büyüğü, ulema ve hanedan mensubu defnedildiği bu alan 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı üst tabakasının mezarlığına sonra da padişahın aile mezarlığına dönüşmüştür.[1]