Zincirler Muharebesi
Zincirler Savaşı | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Şimdiki Kazima, Uballa ve Hufeir yerini gösteren harita Kuveyt ve Irak sırasıyla. | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Dört Halife (Raşidun Arapları) |
Sasani İmparatorluğu Lahmiler | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Halid Bin Velid Müsenna Bin Harise (merkez kuvvet) Ka'ka Bin Amr (sağ cenah) Mazhur Bin Adi (sol cenah) |
Hürmüz (merkez kuvvet) † Qubaz (sağ cenah) Anushjan (sol cenah) | ||||||
Güçler | |||||||
18,000 (Hafif Süvari)[1] 2.000 (Piyade) | 20,000(birincil kaynaklar) 17,000 (modern kaynaklar) | ||||||
Kayıplar | |||||||
çok az | 10.000 |
Zincirler Muharebesi, Müslüman Arap kumandanı Halid Bin Velid'in Kuveytte bulunan Kâzımiyye bölgesinde, Sasani İmparatorluğuna karşı yapmış olduğu ilk muharebedir. Ebu Bekir'den gelen bu emirle, İslamiyet'in Arap Yarımadasının dışına taşınması ve kurulan İslam Devletinin sınırlarının genişletilmesi hedeflenmiştir. Savaşı Müslüman ordusu kazanmış ve İslam Orduları Kuveyt'i fethederek Irak yönünde ilerlemeye başlamışlardır.
Muharebe öncesi durum
Müsenna Bin Harise, Arabistan'ın kuzeydoğu bölgesinde yaşayan, Muhammed zamanında Müslümanlaşmış olan Arap kabilelerinin şefi ve ilk sahabelerdendi. Ridde savaşları sırasında Fars kasabalarına başarılı akınlar yapmış ve değerli ganimetler elde etmiştir. Fakat sürdürmekte olduğu baskınları devam ettirmek için yeterli askeri birliğe sahip olmadığını Ebu Bekir'e bir mektupla bildirmiş ve ondan takviye birlik talep etmiştir. Muhammed'in, Sasani denetimi altındaki Irak'da kazanılacak zaferlerin Arapları birleştireceği fikrini benimseyen Ebu Bekir, o sıralar Yemame Savaşında sahte peygamber Müseylime ve ordusunu imha ederek Demetü'l-Cendel bölgesinde bulunan Halid Bin Velid'in Irak üzerine yürümesi emrini vermiştir. Halid Bin Velid'i Irak cephesine baş komutan atamış ve Müsenna Bin Harise, Mazhur bin Adi gibi aşiret reislerini de onun emri altında birleşmelerini buyurmuştur. Ayrıca Halid Bin Velid'in ordusuna takviye olarak, "O, bin adama bedeldir.” diyerek övdüğü Ka'ka Bin Amr'ın Hafif Süvari alayını göndermiştir. 18.000 kişilik orduyla Halid Bin Velid Irak Seferi için yola çıktığında hicri 12. yılının Muharrem ayıydı (Mart 633).
Bu sırada iç karışıklıklarla boğuşmakta olan Sasani İmparatoru III. Yezdigirt, Arap Yarımadasında başarıdan başarıya koşmuş ve namı Fars ülkesine kadar gelmiş olan Halid Bin Velid'in, ordusuyla topraklarına doğru ilerlemekte olduğu haberini alır. Halid'in yaklaştığını duyan bazı kasabaların İslamiyeti kabul ettiklerini veya Cizye ödemeye razı olduklarını öğrenince Hristiyan Araplarla takviyelendirilmiş yaklaşık 20.000 kişilik bir ordu toplamıştır. Bu orduya komuta etmesi için de ülkesinin en başarılı generallerinden biri olan Hürmüz'ü seçmiştir.
Halid Bin Velid adet üzere savaşa girmeden önce Hürmüz'e Farsça bir mektup göndererek şöyle der:
“ | Sizin kadını ve içkiyi sevdiğiniz kadar; ölümü ve şehitliği seven bir orduyla geldim karşınıza. İslam'a gir ve güvende ol ya da cizye ödemeyi kabul et ve bizim komutamız altına gir. Aksi takdirde kötü sonuçların suçlusu sadece kendiniz olacaksınız[2] | ” |
Hürmüz, bu mektubu Şah'ına göndererek Halid Bin Velid'le karşılaşmak için son hazırlıklarını tamamlar. Halid ise, Müsenna Bin Harise komutasındaki yaklaşık 2.000 savaşçının ordusuna ilave olmasıyla birlikte Sasani ordusuyla karşılaşmak üzere yoluna devam eder.[3]
Halid Bin Velid'in Stratejisi
Sasani ordusu, zamanın en güçlü ve en iyi donanımlı ordularından biriydi. Karşılıklı bir çatışma için en ideal savaş gücünü kendi elinde bulunduruyordu. Fakat uzun süreli harekatlar, ağır zırhlarla donatılmış bu ordunun hareket kabiliyetini zayıflatıyordu. Öte yandan Halid komutasındaki ordu, deve ve atlı süvarilerden oluşan mobilize, saldırıya her an hazır birliklerden oluşmaktaydı. Bu savaşta uygulamış olduğu stratejide, ordusunun hareket kabilini çok iyi kullanmış ve sürekli yer değiştirme manevraları yaparak, Sasani ordusunun kendisine yetişmesi için yol katetmesini sağlamıştır. Takip sırasında yorulup yıpranan düşman ordusuna fırsat vermeden saldırmayı hedeflemiştir. Savaşın yapılacağı bölgenin de bu stratejiye uygun oluşu Halid'in başarıya ulaşmasına yardımcı olmuştur.
Halid, Yemame üzerinden gelip, Hufeir'e vardığı sırada, Hürmüz Uballa yönünden geldiği Kazimiye'de bulunuyordu. Halid de, Hürmüz'e bir mektup yollayarak kendisini Hufeir'de beklediğini haber vermiştir. Ordusunu hiç dinlendirmeden 50 km. uzaklıkdaki Hufeir üzerine hareket ettiren Hürmüz, oraya vardığı sırada Halid'in hızla Kazimiye'ye geçtiğini öğrenmiştir. Hürmüz, 2. defa hataya düşerek ağır silahlı ordusuna harekat emrini vermiştir. Sasani ordusu, çöl sıcağı altında yapmış olduğu bu yürüyüşü, Kazimiye'ye yorgun ve yıpranmış olarak varmakla tamamlamıştır.
Savaş
Geneli ağır zırlı piyadelerden oluşan Sasani ordusunun Kazimiyedeki savaş düzeni şöyledir; zırlı piyadelerin yerleştirildiği merkeze Hürmüz komuta etmekteydi. Ordunun sağ cenahına yerleştirilen süvarilere Qubaz, sol cenahta bulunan süvarilere ise Anushjan komuta etmekteydi. Ayrıca Müslüman ordusuna gözdağı vermek ve askerlerinin düzenli bir saf oluşturmasını sağlayabilmek için Hürmüz, piyadelerini ayaklarından zincirlerle birbirlerine bağlamıştır. Bu savaşın adı da buradan gelmektedir.[4] Bu düzenin avantajı, düşman süvarilerinin saldırısı karşısında piyadelerin, tek bir set halinde kaya gibi ayakta durmalarını sağlamaktadır. Dezavantajıysa olası bi geri çekilmede tamammen safların bozulmasına ve askerlerin hareket imkanının kısıtlanmasına neden olmaktadır.
Hafif süvarilerden oluşan Müslüman ordusunun savaş düzeni ise şöyledir; okçuların yerleştirildiği merkez birliklerine Müsenna Bin Harise komuta etmektedir. Sağ cenahta bulunan süvari alayına Ka'ka Bin Amr, sol cenaha yerleştirilmiş olan süvari alayına ise Mazhur Bin Adi komuta etmektedir. Halid ise düşman ordusunu arkadan çevirip kıskaca alabilmek için, en seçkin 2.000 atlı süvariyle merkez birliklerinin gerisinde konuşlanmıştır.
Savaş öncesinde Halid ordusuna, su kuyularının düşman safında olduğunu belirterek suyu elde etmek için tek çıkar yolun düşmanın yok edilmesinde olduğunu bildirmiştir. Her savaşta olduğu gibi Hürmüz, Halid'i aralarında yapacakları ölümüne bir düelloya davet etmiştir. İlk başlarda at sırtında çarpışan 2 komutan, Hürmüz'ün aldığı ağır bir darbeyle yere düşmesiyle devam etmiştir. En sonunda da Halid, Hürmüz'ün kafasını kesmek suretiyle hayatına son vermiştir. Bu da savaşın başlamasına neden olmuştur. Halid'in galip gelmesiyle, artan bir heyecan ve cesaretle düşman ordusu üzerine saldıran Müslüman askerleri, moralman çökmüş ve bitkin Sasani ordusu üzerine ok yağdırmaya başlar. Kanatlardan ağır darbeler alarak dağılmaya başlayan Sasani askerleri, Qubaz ve Anushjan'ın emirleriyle geri çekilmeye başlar. Zincirlenmemiş olan askerler kurtulurken, zincirli olan askerler ise Halid Bin Velid'in de arkadan kıskaca almasıyla birlikte tamamen imha edilir.
Sonuçları
Zincirler savaşında elde ettiği galibiyetten sonra Halid Bin Velid, ordusuyla birlikte Irak içlerine kadar akınlarda bulunarak bölgedeki Sasani varlığını büyük ölçüde yok etmiştir. 4 ay gibi bir sürede Irak'da faaliyet göstererek elde ettiği ganimetleri Medine'ye gönderdikten sonra, Ebu Bekir'in emriyle Suriye üzerine yürümüştür.
Kaynakça
- ↑ Morony, Michael G. (2005), Iraq After the Muslim Conquest, Gorgias Press LLC, ISBN 1-59333-315-3
- ↑ Ebu Cafer Taberî:Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa, s. 554">Ebu Cafer Taberî:Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa, s. 554.
- ↑ Ebu Cafer Taberî:Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa, s. 554"
- ↑ Ebu Cafer Taberî:Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa, s. 555.