Çaylak Tevfik
Çaylak Tevfik (d. 1843, İstanbul – ö. 1893), Türk yazar, gazeteci.
Yaşadığı dönemde geniş halk kitlelerinin okuduğu bir halk muharriri idi. Türk mizah gazeteciliğinin ortaya çıkışında ve gelişmesinde önemli katkılarda bulundu. 1876-1877’de çıkardığı “Çaylak’’ adlı mizah gazetesi nedeniyle Çaylak lakabını almıştır.
Çaylak Tevfik, gazeteciliğinin yanı sıra biyografi, mizah, tarih alanında eserler verdi. Türk folkloruna ilişkin derleme çalışmaları ile bu alanın öncüsü oldu. Derlediği folklorik malzemeyi sergilemek niyetiyle roman ve hikayeler kaleme aldı. Nasrettin Hoca fıkralarını kendi imzasıyla derleyen ilk yazardır.
Yaşamı
1843’de İstanbul'da doğdu. Asıl adı Mehmed Tevfik'tir. Babası yeniçerilik, gümrük tahsildarlığı, berberlik, kahvecilik yapmış Mustafa Ağa; annesi müşir şehid Ali Rızâ Paşa’nın okuma yazması olan âzatlı câriyesi idi.[1] Mehmed Tevfik’in ileride eserlerinin özünü teşkil edecek olan halk kültürü ile eski örf ve âdetlere dair birçok bilgiyi ailesinden edindiği düşünülür.
Düzenli bir eğitim görmedi. 1853’te girdiği Beyazıt Rüşdiyesi’nde dört sene okuduktan sonra memurluk hayatına başladı. Bir yandan da Arapça, Farsça ve divan şiiri kültürü alanında kendini yetiştirdi. Tarih tarzında yazılar ve şiirler yazdı.
1867 yılından itibaren gazetelerde musahhihlik ve muhabirlik yaptı. 1867’de yayımlanan Muhbir ve İstanbul gazetelerinde yazıları çıktı. İlk eseri olan Letâif-i İnşâ’nın ilk iki cildini bu dönemde ortaya koydu.
Bursa ve İzmit'te bazı memuriyetlerde bulundu. 1869’da Bursa valisi Elhaç Ahmet İzzet Paşa tarafından vilâyet resmî gazetesi Hüdâvendigâr’ı kurmakla görevlendirildi ve bir süre onun muharrirliğini yaptı.
Memuriyetten istifa edip İstanbul’a dönen Mehmet Tevfik, bazı adlî kuruluşlarda kâtiplik yaparken Bursa’daki deneyiminden cesaret alarak basın hayatına devam etmeye karar verdi. 1870’te Asır adında bir siyasi gazete çıkardı. Yayın hayatı 3 ay kadar devam edebilen Asır gazetesinde yayımladığı haftalık eğlence nüshaları ile Türk mizah basınının öncüsü ve kurucusu oldu. Asır kapandıktan sonra yayın hayatına Terakkî gazetesinde devam etti. Bu gazete, Terakkî-Eğlence adı altında ayrıca bir mizahi yayın organı çıkardı.
1871 yılında Bosna'ya giderek vali Akif Paşa’nın yanında Saray Sancağı Tahrirat müdürlüğünü yürüttü, Boşnakça öğrendi. Ardından Bihać Tahrirat müdürü oldu; Hırvatistan, Macaristan ve Avusturya’da seyahat etme imkanı buldu.
İstanbul'a döndüğünde Şehremaneti Tanzîfat (Temizlik İşler) müdürlüğü yaptı. Terakki-i Eğlence gazetesinin devamı olarak yayımlanmakta olan mizahî Letâif-i Âsâr gazetesinin idaresini üzerine aldı. Memuriyet işlerinin elvermemesinden ötürü birkaç ay sonra gazeteciliği bıraktı; vaktini tasarladığı eserleri yazmaya ayırdı.
Önce fıkra derlemeleri olan Letâif-i Hikâyât ve Garâib-i Rivâyât dizisini ardından antolojili bir şairler ansiklopedisi olan Kafile-i Şuarâ’yı yayımlamaya başladı. Kafile-i Şuarâ, “Derviş” maddesine kadar gelebildi.
1875’te Geveze adlı mizah dergisini çıkardı. Geveze, on sayı yayılandı. 1 Şubat 1876'da Çaylak adlı mizah gazetesini kurdu. Kendisi de Çaylak Tevfik adıyla anılır oldu. Ayrıca geçirdiği çiçek hastalığından kalma cilt bozukluğu nedeniyle de “Çopur” lakabıyla tanınmaktaydı.[2] Çaylak, Kırım Harbi nedeniyle 25 Haziran 1877’de kapatılınca Osmanlı gazetesini çıkardı (10 Ağustos 1877-14 Ocak 1878). Vakit, Basiret ve Tarîk gazetelerine yazdı. Tarîk gazetesindeki fıkra ve yazıları nedeniyle “Letâif-nüvîs-i Tarîk” diye de şöhrete erişti.[1]
1881’den sonraki yıllar hayatının en verimli devresi oldu. Fıkra derlemelerinin yanı sıra değişik edebi türlerde eserler yayımladı. Günlük hayatta kaybolan yahut kaybolmaya yüz tutmuş gelenekleri yazıya geçirip tamamıyla unutulmaktan kurtarmayı, sonraki nesillere aktarmayı amaç edindi. Türk folklor derlemelerinin öncüsü oldu. Derlediği folklorik malzemeyi sergilemek niyetiyle roman ve hikayeler kaleme aldı. Herhangi bir edebiyat zümresine dahil olmadı. “İstanbul'da Bir Sene” adlı kitap dizisi en kalıcı eseri oldu. Dizi, İstanbul’daki yaşayışı, örf ve adetlerini her cildinde belli bir ayı belli bir konu üzerinden anlatmak üzere kurgulanmıştır. Yılın ilk beş ayı için beş kitap yayımlanabilmiştir (Birinci ay: Tandırbaşı, İkinci ay: Helva Sohbeti, Üçüncü ay: Kağıthane, Dördüncü ay: Ramazan Geceleri, Beşinci ay: Meyhane yahut İstanbul Akşamcıları).
Hayatının son yıllarında Mekteb-i Mülkiye-i İdadiye'de kitabet ve inşâ hocalığı ile Mekteb-i Mülkiyye-i Tıbbiyye başkâtipliği görevlerinde bulundu.
1893’te hayatını kaybetti. Vasiyeti üzerine Çamlıca Çakaltepe'de Tek Servi mezarlığına defnedildi.
Eserleri
- Letâif-i İnşâ (1867–68–1868–69)
- NizâmülÂlem li-cenâbiAkhisâri (1870–71)
- Kafüe-i Şuarâ (tezkire, d harfinde kalmıştır, 1873–74–1876–77)
- Meşâhir-i Osmâniyye (biyografiler, 1873)
- Letâif-i Hikâyât ve Garâib-i Riuâyât (1871–72–1872–73
- Terâdm-i Ahvâl-i Kapu-dân-ı Derya Meşhur Gazi Hayreddin Paşa Barbaros (1876-77)
- İstanbul'da Bir Sene (1881–82–1882–83)
- Âsâr-ı Perişan (1880–81)
- Nevâdirû 'z-zarâif (1881–82)
- Letâif-i Nasreddin (1881–82)
- Bu Âdem (1881–82–1883–84)
- İki Gelin Odası (1883),
- Tahric-i Hârâbat (1882–83)
- Hazine-i Letâif (1884–85–1885–86)
- Târih veya Sene 1171 Cinayetleri (1884–85)
- Yâdigâr-ı Macaristan-Asr-ı Abdülhamid Han (1877–78)
- Levâmiu 'n-nûr (1890–91)
- Kompozisyon ve Edebiyat Bilgileri (ders kitabı)