Zayed bin Sultan Al Nahyan

Bu maddenin adı Vikipedi için uygun olmayabilir.
Vikipedi kalite standartlarına uygun olan bir adın verilmesine ihtiyaç duyulabilir. Şimdiki adı Vikipedi adlandırma kurallarına uygun olmalıdır, aksi takdirde kabul görmeyebilir. Lütfen tartışma sayfasında devam ediniz.
Şeyh Zayed bin Sultan Al Nahayan

Zayed bin Sultan El Nahyan (Arapça: زايد بن سلطان آل نهيان‎)‎, (1918 - 2 Kasım 2004), Birleşik Arap Emirlikleri’nin kurucusu ve 1971-2004 yılları arasında devlet başkanı, Abu Dhabi hükümdarı. Zayed, 1922-1926 yılları arasında Abu Dhabi hükümdarı olan Şeyh Sultan bin Zayed Bin Khalifa Al Nahyan’ın en genç oğludur. İsmini emirliği 1855-1909 yılları arasında yöneten büyükbabasından alır. 6 Ağustos 1966 günü kardeşi Abu Dhabi Emiri Şeyh Shakhbut Bin-Sultan Al-Nahyan’ı kansız bir saray darbesiyle devirerek başa geçer. Zayed daha sonra diğer altı şeyhin onayıyla 1971 yılında Birleşik Arap Emirliği devlet başkanlığına seçilir. Bundan sonra ise 1976, 1981, 1986 ve 1991 yıllarında yeniden seçilecektir.

İktidara gelişi

Kardeşi hükümdarken de dönemin Abu Dhabi Emirliğinde etkili bir kişidir. Arap Yarımadasında petrolün bulunup çıkartılmasından sonra bölgede Suudi Arabistan’da Amerikan şirketleri yoğunlaşırken Emirliklerde İngiliz egemenliği bulunmaktadır. Ancak baştaki Emir Şeyh Shakhbut İngiliz şirketleriyle geçinememekte ve petrol sanayisinin gerektirdiği altyapı çalışmalarını başlatmamakta ısrar etmektedir. Şirket yetkilileri istedikleri izinleri çok zorlukla alabilmekte, farklı bölge ülkelerinden getirilen petrol sanayisi işgücünün ihtiyaç duyduğu hiçbir hizmet bölgede sağlanamamaktadır. Petrol gelirleri sadece emir ve ailesine aktarılmakta, yerel Abu Dhabi halkına yeni mali kaynak yansıtılmamaktadır. Bu durum İngilizler için artık dayanılmaz hale gelince gerçekleştirilen saray darbesi sonucu daha liberal olan Şeyh Zayed başa getirilir.

Politikaları

Zayed petrolün yarattığı kalkınma döneminde başa geçerek gelişen sanayinin önünü açar. 1800’lü yıllardan beri İngiliz egemenliği altındaki bölge sürekli olarak geri kalmış, düşük nüfus yoğunluklu, sanayisi ve doğal kaynakları bulunmayan bir bölge olagelmiştir. Denizde gerçekleştirilen inci avcılığı ise 1900’lü yılların başından itibaren kârlı olmaktan çıktığı için yapılmamaktadır. Ancak 1960’lı yıllarla beraber bölgede petrol çıkartılması emirliğin çehresini değiştirir. Zayed uluslararası petrol şirketlerinin ve bu sanayiye hizmet eden uluslararası şirketlerin önünü açacak ve bölgeye yatırım yapmalarını sağlayacaktır. Bölge halkı ilk başta vasıfsız işgücü olarak ancak değerlendirilirken Zayed yönetiminin çabalarıyla eğitim alanına verilen önemle birlikte kıpırdanma başlar. Emirin ve zengin ailelerin çocukları İngiltere’ye eğitime gönderilecek, okullar ve hastaneler açılacak, yabancı şirket yöneticileri için uluslararası otel zincirleriyle anlaşmalı oteller inşa edilecektir. Olağanüstü petrol geliri çok sayıda olmayan yerel nüfusa dağıtılacak, toprak reformuna gidilerek Bedevilerin yerleşmeleri sağlanacak, yabancı şirketlerin yerel ortaklık olmaksızın ticaret yapmasına izin verilmeyecektir. Özellikle bu son uygulama sayesinde hem Batılı şirketlerin teknik uzmanlığı alınmış olacak hem de yerel bir burjuvazi yaratılmış olacaktır.[1] Devlet bankalarının tam desteğine sahip yerel girişimciler görülmemiş derecede devlet tarafından desteklenecektir.Bu durum bazı dolandırıcılıklara ve ünlü BCCI skandalına yolaçacaktır.[2]

Çalışma koşulları

Bir anda patlak veren petrol üretimi Abu Dhabi’yi hazırlıksız yakalar. Yurtdışından ve bölge ülkelerden gelen binlerce petrol işçisinin kalacak yerleri, iaşeleri ve sosyal ortamlarının her birisi sıkıntı yaratır. Özellikle vasıfsız Abu Dhabi işçileri en kötü koşullarda en düşük ücretlere çalışmaktaydı. Kalacak yerleri bulunmayan bu insanlar iş koşullarına veya sosyal haklarına dair herhangi bir itiraz halinde ağır şekilde cezalandırılıyor ve hapse atılıyordu. Bu duruma karşı ilk direniş 1963 yılındaki büyük grevde yaşanacaktır. Abu Dhabi Emirliğinin petrol tekeli olan ADNOC grubuna bağlı işçilerin direnişi bastırılacak ve talepleri ancak yıllar sonra karşılanacaktır.

Bağımsızlık

1968 yılında İngiltere içine girdiği ekonomik kriz ve bölgedeki askeri varlığının yarattığı ağır mali yükün altında ezilerek Süveyş Kanalının doğusundaki bölgeden çekileceğini açıkladı. Bu kararın ardında Mısır’da yükselen Cemal Abdülnasır hükümetinin uyguladığı Arap milliyetçiliği, Bağlantısızlar Hareketi, 1956 Süveyş Krizi ve İngiliz işçilerinin yoğun şekilde içine girdiği eylemliliklerin payı büyüktür. Bu açıklamadan sonra Abu Dhabi’de o zamana kadar tekel olan çeşitli alanlardaki İngiliz şirketlerine karşı artık ABD, Batı Almanya, Japonya şirketlerinin önü açılmış olacaktır. Bu zamana kadar İngiliz Ordusunun güvenlik şemsiyesi altında olan bölgede savunma ile ilgili olarak öne çıkan kaygılar, Zayed tarafından bölgedeki diğer Emirliklere önerilen bağımsızlık fikrinin öne çıkmasını sağlar. İlk başta Katar ve Bahreyn’i de içine alacak şekilde düşünülen bağımsız bir Emirlik yapısı bu ülkelerin bağımsızlıklarını ilan etmesiyle değişecek ve yedi emirliği alacak şekilde 2 Aralık 1971 tarihinde ilan edilecektir. O zamana kadar Abu Dhabi Emiri olan Zayed bundan sonra Birleşik Arap Emirliklerinin de ilk devlet başkanı olur.

Devlet başkanlığı

Devlet başkanlığı sırasında özellikle dini hoşgörü ve Batıya yakınlaşmayla anılacaktır. Ayrıca diğer Arap uluslarına Mısır, Ürdün, Somali, Filistin, İran, Irak gibi bölge ülkelerine karşılıksız yardım edecektir. Bağımsız olmanın ardından uluslararası kamuoyunda saygın bir yer alabilmek ve diplomatik ilişkilerde tanınabilmek için petrol gelirleri kullanılacak ve karşılıksız yardım kampanyaları düzenlenecektir.[3] Suudi Arabistan ile olan sınır anlaşmazlıkları ise 1977’de çözüleeck ve Emirlikler Suudiler tarafından tanınacaktır.

Uluslararası arenada konumlanma

Zayed ve başa gelen hükümet bölgesel savaşlarda çoğunlukla tarafsız kalacak veya genel eğilimden yana olacaktır. 1973 Yom Kippur Savaşı sırasında petrol ambargosuna dahil olunacaktır. İran-Irak Savaşı sırasında iki ülke için de tarafsız bir ülke olarak kalacak ve petrol talebinin bu dönemde artasıyla beraber canlanma yaşanacaktır. Ayrıca 1990 yılındaki Körfez Savaşından sonra Iraklılara yardım kampanyaları düzenlenecektir.

İç siyaset

Petrol sanayisinin getirdiği kaynaklarla halk için okullar, hastaneler inşa edilip iş güvencesi yaratılmış olsa da emirlik ve özellikle Zayed siyasi alandaki yasaklardan ve ifade özgrülüğünün bulunmayışından dolayı eleştirilmiştir. Bu durumu savunan Zayed verdiği röportajda parlamenter demokrasiye karşı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca özellikle basın alanında sansür uygulanmış ve Zayed ve ailesi hakkında basın organlarına otosansür zorunluluğu getirilmiştir. Emirlikte sendikalar, siyasi partiler yasaklı bulunmaktadır.

BCCI skandalı

Ağa Hasan Abedi isimli Pakistanlı bir banker kurmuş olduğu Uluslararası Kredi ve Ticaret Bankası (Bank of Credit and Commerce International, BCCI) için yatırım yapması için Zayed ile 1972 yılında görüşür. Abedi’nin daha önce 1959 yılında kurmuş olduğu Pakistan Birleşik Bankası 1971 yılında kamulaştırılmıştır. Zayed teklifi kabul ederek BCCI çoğunluk hisselerini alır. Bankaya Bank of America ve CIA de ortak olacaktır. yapılan yorumlara göre CIA o dönemde Afganistan’daki mücahitlere para aktarmak için bankayı kullanmıştır.[4] 1977 yılına gelindiğinde banka borçlarını ödeyemez hale gelmiştir. Çözüm olarak ise operasyon giderlerini yatırımlarının kârlarından ödemektense, Ponzi yolsuzluğu olarak adlandırılan şekilde ödenmiş sermayeden karşılamaya başlamıştır. 1990 yılında Price Waterhouse tarafından yapılan bağımsız denetimde BCCI kapsamında kayıt dışı yüzmilyonlarca dolar saptanmıştır. Banka Zayed’den yardım isteyince, şeyh kayıpları tazmini karşılığında bankadaki hissesini %78’e çıkartmıştır. Aralık 1991’de yapılan soruşturmalarda bankada suç işlendiğine karar verilmiş, ABD tarafından BCCI örgütlü suç için paravan şirket olarak tanımlanmıştır. Zayed şahsen suçlanmasa da emirlik ailesinden birçok kişi bankayla ilişkili olarak suçlanmıştır. Soruşturma kapsamında rüşvet, kara para aklama, silah kaçakçılığı, kadın ticareti ve terörizmin desteklenmesi suçları isnat olmuştur.[5]

Zayed Center

Abu Dhabi’de 1999 yılında kurulan Zayed Center amacını Şeyh Zayed’in vizyonunu yerine getirmek olarak tanımlamıştı. Merkez yayınladığı raporda II. Dünya Savaşı sırasındaki Yahudi katliamının Siyonistler yüzünden olduğunu belirtince büyük bir altüst oluş yaşandı. Sonrasında ise Merkez Yahudileri insanlığın düşmanları ilan edecektir. Bu iddialı çıkıştan sonra Harvard yönetimi okula Zayed tarafından yapılan 2.5 milyon dolarlık yardımın iade edilmesini gündeme getirdi.[6] Bunun üzerine Zayed Center kapatılacaktır.

Ölümü

Zayed dünyanın en zengin insanlarından birisi olmasına rağmen[7] görece basit bir şekilde yaşamıştı. Geleneksel Arap adetlerine bağlıydı ve halkı tarafından çok sevilirdi. 2 Kasım 2004 günü Abu Dhabi Televizyonu tarafından hayatını kaybettiği ilan edildi. Ölüm sebei belirtilmese de yakın zamanda Londra’da tedavi görmüştü. Cenazesi Abu Dhabi’deki Şeyh Zayed Büyük Camisi'ne gömüldü. Arap Emirliklerinin yönetimi en büyük oğlu olan 1948 doğumlu Şeyh Khalifa bin Zayed Al Nahyan’a geçmiştir.

Kaynakça

  1. Al-Fahim s.142
  2. Al-Fahim s.162
  3. Al-Fahim s.163
  4. Benzer bir olay 1960'lı yıllarda Nugen Hand Bankasında yaşanmıştır.
  5. fas.org sitesindeki BCCI değerlendirme
  6. Abu Dhabi’den yardım alan kuruluşların bunu reddetmesiyle ilgili Boston Globe başyazısı 31.08.2003
  7. Servetinin 24 milyar USD olduğu sanılmaktadır

Konuyla ilgili yazılan eser

Ayrıca bakınız

This article is issued from Vikipedi - version of the 11/4/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.