Akılcı duygusal davranışçı terapi

Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi, Albert Ellis tarafından geliştirilmiş br psikoterapi yöntemidir.

Terapi; "Bilişsel", "Davranışsal" ve "Emosyonel" süreçler üzerinden açıklamalar ve tedavi sunmaktadır.

Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi (ADDT)

Ellis bilişsel terapilerden kabul edilen kuramının adını ilk olarak 1955'te Akılcı Terapi olarak koymuştur [1] ve sonradan sadece “Akılcı Terapi” isminin eksik olduğunu düşünerek 1961'de Akılcı Duygusal Terapi olarak değiştirmiştir. Ancak kullandığı bilişsel yöntemler ve bilişe yaptığı vurgu nedeniyle kuramının adında “bilişsel” isminin geçmesini istemiş fakat Beck ve Meichenbaum'un Bilişsel Davranışçı Terapisinin bu isimlerle anılmış olmasından dolayı çok geç kaldığını düşünmüştür. Davranışçı perspektif üzerinden yaptığı uygulamalar nedeniyle de son olarak 1993'te Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi olarak değiştirmiştir .[2]

Ellis ilk olarak cinsel terapi, evlilik ve aile konularıyla ilgilenmiştir. Bu konularda danışanlarına bilgi vermeye başlamıştır. Ancak danışanlarının problemlerinin bilgi eksikliğinden olduğunu düşünüp psikanaliz eğitimi almıştır. Bir süre psikanaliz terapi uyguladıktan sonra bu yöntemin de eksik olduğunu düşünmeye başlamıştır. Ardından eklektik terapileri de deneyen Ellis bu yöntemleri de yeterli bulmamıştır. Bu denemeler boyunca Stoacı felsefenin “İnsanların psikolojik rahatsızlıklarının nedeni olaylar değil, insanların olaylara bakışıdır.” görüşünden etkilenmiş ve kendi kuramını oluşturmuştur (Doğan, 1995). Sharf (2008) tarafından ADDT’nin felsefi temellerinin altında sorumluluk taşıyan hedonizm, temel insancıl inançları ve rasyonalizme bakış açısı ögelerinin yattığı belirtilmiştir.[3]

ABC Kişilik Kuramı

ADDT, psikopatolojinin temelinde insanların akılcı olmayan inançlarının olduğunu söyler, bu görüşü de ABC Kişilik Modeli’yle açıklar. ABC kuramında A noktasında kişiyi rahatsız eden bir durum vardır. B noktasında A durumuna dair olan inançlar yer alır. C ise sonucu ifade eder. Eğer kişinin A durumu için akılcı olmayan inançları varsa C noktasında kişi için hoş olmayan kaygı, stres, depresyon gibi durumlar yaşar. Terapideki amaç B noktasındaki A ’ya dair olan akılcı olmayan inançları, akılcı olan inançlar ile değiştirmektir[4]. Örneğin: Bir sunum yapmak (A) kişi için gergin bir durumsa, kişi muhtemelen sunum esnasında komik duruma düşmekten korkmaktadır (B). Bu durum da kişide kaygı yaratabilir (C). İşte terapist bu kişinin B noktasında yer alan akılcı olmayan inancını değiştirmeye çalışır. Böylece kaygı (C) azalacaktır.

Akılcı Olmayan İnançlar

ADDT’de, inanç sistemi, akılcı ve akılcı olmayan inançlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Akılcı olan inançlar genel itibariyle gerçeklikle tutarlı, mantıklı ve esnektir. Akılcı olmayanlar ise mantık dışı, katı ve aşırı genellemelere neden olmaktadır [5].

Shepherd (1995)’e göre 15 çeşit akılcı olmayan inanç vardır [6]:

Sağlıklı ve Sağlıksız Duygular

Kurama göre duygular için sağlıklı ve sağlıksız olmak bir ayrım yapılmaktadır. Yine bu duygular olumlu ve olumsuz olmak üzere tekrar ikiye ayrılmaktadır.

ADDT’de bireyin ulaşması beklenen amaçları şunlardır:

1. Kişisel sorumluluk (Personal responsibility)

2. Kendine ilgi gösterme (Self-interest)

3. Sosyal ilgi (Social interest)

4. Kendini yönetme (Self-direction)

5. Hoşgörü (Tolerance)

6. Esneklik (Flexibility)

7. Kesinliğin olmadığını kabul etme (Acceptance of uncertainty)

8. İlgi-duyarlılık (Commitment)

9. Bilimsel düşünme (Scientific thinking)

10. Kendini kabul etme (Self-acceptance)

11. Risk alma (Risk taking)

12. Ütopyacı olmama (Nonutopianism)

13. Uzun dönemli haz elde etme (Long-range hedonism) [2].

ADDT’nin Temel İlkeleri

İnsan doğuştan hem akılcı hem de akılcı olmayan bir potansiyele sahiptir ve içinde yaşadığı kültür akılcı olmayan eğilimlerinin artmasında önemli rol oynamaktadır. Bireyin psikolojik rahatsızlığının nedeni karşılaştığı olaylar değil, olaylara ilişkin sahip olduğu akılcı olmayan inançlardır. Tercihler ve isteklerden çok katı talepleri, zorunlulukları, “meli, malıları” içeren akılcı olmayan inançlar genellikle bireyin kendisine, başkalarına ve içinde yaşadığı dünyaya yöneliktir. Birey bu inançları kendi kendine telkin ve tekrar ederek sürekliliğini sağlamaktadır. Akılcı olmayan inançlardan kaynaklanan tutumlar ise talepkarlık, felaketleştirme, tahammülsüzlük ve suçlamadır. Birey, kendi akılcı olmayan inançlarını farkederek onlarla mücadele edebilirse psikolojik rahatsızlıklarını azaltabilir ve daha sağlıklı duygu durumları yaşayabilir. ADDT, bireyin yaşadığı olumsuz duyguları sağlıklı olan ve olmayan olumsuz duygular olarak ayırmaktadır. Buna göre kaygı, öfke, umutsuzluk, değersizlik gibi duygular sağlıksız olumsuz duygulardır ve akılcı olmayan inançlardan kaynaklanırlar. Bireyin daha akılcı inançlarıyla ilişkili olan pişmanlık, üzüntü, can sıkıntısı, hayal kırıklığı gibi duyguları ise sağlıklı olumsuz duygulardır ve psikolojik sağlığın bir göstergesidir. ADDT, bireyin akılcı olmayan inançlarıyla mücadele etmesine yardım ederek psikolojik rahatsızlığın belirtileri olan sağlıksız olumsuz duygular yerine, daha sağlıklı olumsuz duygular yaşamalarını kolaylaştırmaya çalışır. Bilişsel-davranışçı bir yaklaşım olarak kabul edilen ADDT, bireyin psikolojik rahatsızlıklarının üstesinden gelebilme potansiyeline sahip olduğunu ileri sürmesiyle ve esnekliği, hoşgörüyü, kendini ve çevresini kabul etmesini vurgulayan psikolojik sağlık ölçütleriyle aynı zamanda hümanist bir bakışa da sahiptir.[2].

Terapistin İşlevi ve Rolü

ADDT terapistlerinin ilk adımı kişinin akılcı olmayan düşünme biçimlerinin farkına varmasını sağlamak ve bunlar yerine olumlu gerçekçi düşünceler geliştirmeyi öğretmektir. Bunu sağlamak için terapist danışana sorgulamayı, tıpkı bir bilim adamı gibi düşünmeyi öğretir. Terapide kullanılan 2. adımda amaç, kişinin düşüncelerinin farkına varmasını daha da ileri götürmektir. Terapist danışana bu düşüncelerin rahatsızlıklarının nedeni olduğunu anlatmaya çalışır. 3. adımda akılcı olmayan düşünceleri fark eden danışan bu noktada düşüncelerini değiştirmekte zorlanır. Kendisini bu düşüncelere sahip olduğu için suçlamaya başlar. Bu noktada terapist danışanının kendini suçlamasını engellemeye çalışır. 4. adımda terapist gelecekte danışanın kapılabileceği akılcı olmayan düşünceler için danışana akılcı felsefeyi benimsetmeye çalışır [8].

Kaynaklar

  1. Türküm, S.A. (1974). Akılcı-Duygusal Terapide yansımalar. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 27(2), 969-974.
  2. 1 2 3 Çivitci, A., Türküm, S.A., Duy, B., ve Hamamcı, Z. (2014). Akılcı-duygusal davranış terapisi. Okullarda Akılcı-Duygusal Davranış Terapisine dayalı uygulamalar (2. Baskı) içinde (1-13). Ankara: Pegem Akademi.
  3. Ulaş, Ö., Voltan-Acar, N. (2013). Türkülerin Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi açısından değerlendirilmesi. Akademik Bakış Dergisi, 37.
  4. Burger, J, M. (2006). Kişilik:Psikoloji biliminin insan doğasına dair söyledikleri (1. Baskı). İstanbul:Kaknüs Yayıncılık.
  5. Gençtanırım, D. ve Voltan-Acar, N. (2007). Akılcı‐Duygusal Davranışçı Yaklaşım ve Sezen Aksu şarkıları. Eğitim ve Bilim, 32(143), 27-40.
  6. 1 2 Ortakale, M.Y. (2008). Akılcı davranış eğitimi (Doktora tezi). Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilimdalı.
  7. Çivitci, A. (2006). Ergenlerde mantıkdışı inançlar: Sosyodemografik değişkenlere göre bir inceleme. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 19, 9-19.
  8. Kaya, S.N. (7 Mart 2014). Akılcı Duygusal Terapi ve diğer bilişsel davranışsal yaklaşımlar.http://www.sanalpsikolog.com/docs/AkilciDuygusalTerapi.doc
This article is issued from Vikipedi - version of the 12/23/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.