Alem (alet)
Kelime anlamı "yol gösteren, işaret ve bayrak" demektir (İslam Ansiklopedisi). Türkçesi belgidir. Aynı zamanda Alem, toplulukların altında birleştikleri alametler, sancaklar olarak da nitelendirilmektedir. Türk Dil Kurumu sözlüğünde Minare, kubbe, sancak direği gibi yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lâle olarak tanımlanmaktadır.
Türk ansiklopedisinde, yapı kubbeleri ve minare külahları üzerine kaplanan kurşun levhaların tepede birleşen kısımlarındaki açıklığı örtmek ve bu suretle rüzgarın kurşunları kaldırmasına engel olmak için ağızlarına, kapak gibi ağırca bir şey koymak ve aynı zamanda o kubbe külahın şekline bir güzellik vermek için konulan ay şeklinde sivri tepeliktir. tanımıyle yer bulmaktadır.
Türkler alemi 15'nci yüzyılın sonlarına kadar sancak ve tuğların tepelerinde taşımışlar, aynı zamanda silah olarak da kullanmışlardır. Zamanla alemler sadece sancak ve silah anlamında kullanılmayıp padişah ve komutanların yanında taşınan, altında askerin toplanması için de kullanılmaya başlanmış, bu sembolleri taşıyan kimselere de alemdar denmiştir.
Türk Mimarisinde Alem
Türk sanatında kubbe, minare ve sancak olmak üzere 3 grupta toplanmaktadır. Camilerin kubbe ve minarelerinin en tepe noktasına konulan taştan veya madenden yapılmış hilalli tepeliktir. En üstten itibaren hilal,küçük küp, boyun, armud, bilezik, büyük küp, kova diye adlandırılır. Hilalin ekseni kıbleye diktir. Bu alemlerin bakır ve üstü altın yaldızlı olanları vardır. Boğaziçi'ndeki son dönem camilerinin alemlerinin en ucundaki hilalin ortasında sekizgen yıldız bulunmaktadır.