Antepfıstığı
Antepfıstığı ilk olarak Eti’lerin yerleştikleri Güney Anadolu’da kültüre alınmış, buradan Afrika, Avrupa ülkelerine yayılmış ve daha o çağlarda kral sofralarına girmiştir. Ülkemizde yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında milattan 7 bin yıl öncesine ait antepfıstığı fosillerine rastlanmıştır. Antepfıstığının anavatanı, kültür çeşitlerinin oluşum ve gelişim merkezi ve en önemli gen kaynağı, Küçük Asya, Kafkasya, İran ve Türkmenistan’ın yüksek kısımlarını içine alan Yakın Doğu bölgesidir. Ülkemizin değişik bölgelerinde Pistacia türlerinin asırlık ağaçlarına rastlamak mümkündür. Gaziantep’in Yavuzeli ilçesi Göbek köyünde bulunan buttum ağacının 650 yaşında olduğu belirlenmiştir. Bu bölge sahip olduğu kendine özgü ekolojik özellikleri nedeniyle, bu meyve türünün başarılı bir şekilde yetişmesine olanak sağlamıştır.[1]
Ülkemizin değişik bölgelerinde Pistacia türlerinin asırlık ağaçlarına rastlamak mümkündür. İzmir’in Urla ve Çeşme ilçelerinde taç genişliği 15 metreye varan atlantik sakızı (Pistacia atlantica) ağaçlarına rastlandığı gibi, Mersin’in Mut ilçesi, Adana’nın Karaisalı ilçesi, Denizli ve Muğla’da 100 yıllık atlantik sakızlarına da rastlanmaktadır. Gaziantep’in Yavuzeli ilçesi Göbek köyünde bulunan buttum ağacının (Pistacia khinjuk) 650 yaşında olduğu belirlenmiştir (Arpacı ve Açar, 2012) [1]
Eğimli ve kıraç topraklarda ekonomik bitkisel üretimin yapılmadığı alanlarda sabırla, almadan vererek çalışan üreticilerin ödülünün adıdır antepfıstığı meyvesi. Geçmişte halka yasaklanan; sadece kralların tükettiği meyvedir antepfıstığı. Günümüzde karışık çerez tabaklarında özenle seçilen, kabuğundan inatla çıkarılmaya çalışılan meyvedir antepfıstığı.
Antepfıstığı üreticileri en az 7-8 yıl hiç meyve almadan fidanların bakımını yaparlar. Bu süre sonunda meyveleri görmeye, 10-15 yıl sonra da gelir elde etmeye başlarlar. Bir şeftali ağacı 25-30 yaşına gelince ekonomik ömrünü doldururken 25-30 yaşındaki antepfıstığı ağacı en verimli çağındadır. Antepfıstığının doğru bakım şartlarında 100 yıldan fazla ekonomik ömrü vardır. Gaziantep’te yaşının 700 yıldan fazla olduğu bilinen antepfıstığı ağaçları vardır.
Antepfıstığı kurutulduktan sonra uygun şartlarda iki yıla kadar bekletilebilmektedir. Antepfıstığı bu özelliği ile bir bakıma da “akakçe”dir.
Küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin etkisini arttırdığı, yağış dağılımında sapmaların olduğu, kuraklığın sıklıkla yaşandığı günleri yaşamaya başladık. Diğer taraftan ülkemizde antepfıstığı yetiştiriciliği yapılan alanlar da artmakta. Antepfıstığının kurağa dayanıklılığı, çok farklı yağış rejimine sahip alanlarda antepfıstığı yetiştiriciliğinin sürdürülebilir olmasından rahatlıkla görebilmekteyiz. Örneğin yıllık yağış ortalamasının 200mm’ye kadar düştüğü alanlarda antepfıstığının üretiminin sürdüğünü görebilmekteyiz. Yine bölgede yaşının 700 yıldan fazla olduğu ağaçlar bulunmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı (USDA) verilerine göre Dünya antepfıstığı üretiminde ilk beş sırayı, ABD, İran, Türkiye, Suriye ve Avrupa Birliği almaktadır. (USDA, 2015) Son yılın verileri Türkiye için TÜİK’ten diğerleri için basından alınmıştır. ABD’de 2015 yılında meyvelerin soğuklanma ihtiyacını karşılayamadığından meyvelerin iç doldurmadığı ve bu nedenle rekoltenin düşük olduğu iddia edilmektedir.[2]
Antepfıstığı, dünyada kuzey ve güney yarı kürelerinin 30-45° paralellerinin uygun mikro klimalarında yetişmektedir. Ülkemiz, kuzey yarı küresinde ve antepfıstığının gen merkezi üzerindedir. Özellikle, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin antepfıstığı yetiştiriciliğinde önemli bir yeri vardır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, antepfıstığının gen merkezlerinden biri ve ilk kez kültüre alınan yer olması yanında, sahip olduğu kendine özgü ekolojik özellikleri nedeniyle, bu meyve türünün başarılı bir şekilde yetişmesine ve yayılmasına olanak sağlamıştır (Tekin ve ark., 2001)[3]. Antepfıstığı her bakımdan kanaatkâr bir bitkidir. Fakir koşullara ve kurağa dayanıklıdır. Bu özelliği nedeniyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin kayalık, taşlık, besin elementlerince fakir ve kireçli topraklarında yetiştirilmektedir (Ayfer ve ark., 1986). Hiçbir kültür bitkisi tarafından ekonomik olarak değerlendirilemeyen bu toprakların antepfıstığı tarımına açılması, ülke ve çiftçi ekonomisi için bir kaynak olmaktadır (Tekin, 2002)[3]. Sulama yapılmadan taşlık kayalık alanlarda ve fakir topraklarda bile ekonomik anlamda yetiştirilebilen bu lezzetli ve besin değeri yüksek meyve “altın ağacı”, “yeşil altın” ve “meyvelerin kralı ve kralların meyvesi” olarak da tanınmaktadır (Ayfer, 1990).[4]
Dünya antepfıstığı üretiminde, ülkemiz İran ve A.B.D.’den sonra üçüncü sırada yer almakta ve bizden sonra Suriye gelmektedir (FAO, 2010). İran ve A.B.D.'de sulu koşullarda ve çoğunlukla birinci sınıf tarım arazilerinde üretim yapılırken, Türkiye ve Suriye'de tamamen kuru koşullarda ve çoğunlukla kıraç arazilerde üretim yapılmaktadır. İran, A.B.D., Türkiye ve Suriye, dünya antepfıstığı üretiminin %90’ından fazlasını karşılamaktadır.
Antepfıstığı | ||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||
Bilimsel sınıflandırma | ||||||||||||||
| ||||||||||||||
| ||||||||||||||
Pistacia vera L. | ||||||||||||||
Antepfıstığı[5][6] (Pistacia vera), sakız ağacıgiller (Anacardiaceae) familyasından yenebilen kabuklu bir meyve ve bu meyvenin ağacı. Bazı yörelerde Şam fıstığı olarak da bilinir. Antepfıstığı denilmesinin sebebi ilk fıstık işletmelerinin Gaziantep'te kurulması, Türkiye'ye buradan dağıtılması ve Türkiye'deki üretimin çoğunluğunun burada gerçekleşmesidir. Verilere göre yaklaşık %40'ı Gaziantep'te, %33'ü Şanlıurfa'da ve geriye kalan kısımda çevre illerde yetişmektedir. .Antepfıstığı ağacından yetişir, yağlı, ince kabukludur. Tatlıcılıkta, ayrıca eczacılıkta öksürük şurubu yapımında kullanılır.
Toplama: Çok narin bir ağaç olup elle toplanmaktadır.
Köken
Antepfıstığının ana vatanı Türkiye, İran ve Türkmenistan'dır. Dünya'da Antep fıstığının en çok yetiştiği ülkeler, sırasıyla İran, ABD ve Türkiye'dir.
Türkiye'de ise en çok Gaziantep(Barak Ovası-Nizip), Şanlıurfa, Siirt, Kahramanmaraş, Adıyaman, Diyarbakır {Karaman]] Göksu kenarındaki hemen hemen her köyde yetişir. Fıstık ağacı sıcak havayı çok sever.
Türleri
Yabani antepfıstığı diye adlandırılan Pistacia türleri, ülkemizin her yanına dağılmış durumdadır. Sayı bakımından bunların içerisinde en fazla melengiçler (Pistacia terebinthus L.) bulunmaktadır. Melengiçleri buttum (Pistacia khinjuk Stock) ve atlantik sakızı (Pistacia atlantica Desf.) izlemektedir. Buttum, daha çok Güneydoğu ve Doğu Anadolu'nun bazı bölgelerinde, atlantik sakızı ise Akdeniz, İç Anadolu ve Ege Bölgelerinde yaygın olarak bulunmaktadır (Bilgen, 1968; Kaşka ve Bilgen, 1988).[7]
Antep fıstığının 4 çeşidi vardır. Bunlardan "İran fıstığı" denilen tür, en çok yetiştirilenidir. İran fıstığının meyveleri diğer hepsinden daha iridir. Ancak yağ oranı oldukça düşüktür.
Kaynakça
- 1 2 Arpacı, S., İ. Açar, 2012. Antepfıstığı Alanlarında Anıt Ağaçlar. Antepfıstığı Araştırma Dergisi, 1: 24-26, Gaziantep.
- ↑ Aslan, N., 2016. Antepfıstığı Araştırma Dergisi. Gaziantep
- 1 2 Tekin, H., S. Arpacı, H.S. Atlı, İ. Açar, S. Karadağ, Y. Yükçeken ve A. Yaman, 2001. Antepfıstığı Yetiştiriciliği (Kitap). Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Yayın No: 13, Gaziantep, 132 s.
- ↑ Ayfer, M., 1990. Antepfıstığının Dünü Bugünü Geleceği. Türkiye 1. Antepfıstığı Simpozyumu. 11-12 Eylül 1990, Gaziantep, 14-23.
- ↑ "antepfıstığı." Dil Derneği
- ↑ Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Dergisi
- ↑ Bilgen, A.M., 1968. Memleketimizde Bulunan Antepfıstığı Anaçları ve Aşılama Tekniği. Tarım Bakanlığı, Ziraat İşleri Genel Müd. Yayınları. Ankara, 35 s. Kaşka, N., A.M. Bilgen, 1988. Top-working of Wild Pistachios in Turkey. Programme de Recherche Agrimed. Rapport EUR 11557, 317-325.
Dış bağlantılar
- http://arastirma.tarim.gov.tr/afistik
- http://arastirma.tarim.gov.tr/afistik/Menu/51/Sonuclanan-Projelerimiz-Ve-Yayinlarimiz
Wikimedia Commons'ta Antepfıstığı ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur. |
Wikispecies'te Antepfıstığı ile ilgili detaylı taksonomi bilgileri bulunur. |