Cihat
Cihat[1][2] (Arapça: جهاد "cihad" ), İslami bir terim. Arapça "mücadele" kökünden gelir ve güncel Türkçede çoğunlukla "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılır.
Arapçada cihad sözcüğü c-h-d kökünden türemiştir. Cehd, "gayret etme", "bütün gücünü kullanma" mânâsında, cihad ise geleneksel anlamda silah ve savaşları da kapsayan "mücadele" anlamında Kur'an ayetlerinde de kullanılan Arapça bir kelimedir.[3]
İslam'a göre cihat dört şekilde gerçekleştirilir: kalp ile, dil ile, el ile ve kılıç ile.[3] Bunlardan ilki insanın Şeytan ile mücadele ederek kalbini temizlemesi anlamına gelir.[3] İkincisi İslam'ın dil ile yayılmasıdır.[3] Üçüncüsü insanın doğru şeyleri yapması anlamına gelir.[3] Dördüncüsü ise inançsızlarla ve İslam düşmanları ile fiziksel savaş anlamına gelir.[3]
İslam'da İbrahimî dinlerin mensupları kabul edilen Hristiyan ve Yahudilerin cihat konusunda özel bir durumu vardır.[3] Bunlar ya İslam'a geçmek ya da İslami yönetim (şeriat) altında kendi dinlerini yaşayarak baş vergisi (cizye) ve toprak vergisi vermek zorundadır.[3] Eğer her iki seçeneği de reddederlerse bu gruplara karşı da cihat ilan edilir.[3]
Çağdaş İslam'da insanın kendisi ile olan cihadı özellikle vurgulanır.[3] Diğer milletlerle savaşa, sadece inancın tehlikede olduğu durumlarda ve savunma amaçlı olmak kaydıyla izin verilir.[3]
Tarihçe
İslam tarihi boyunca Müslümanların gayrimüslimlerle savaşları -ağırlıklı olarak politik nedenlerle olsa dahi- sıklıkla, dini boyutunu vurgulamak için cihat olarak adlandırılmıştır.[3] Bu duruma özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda Sahraaltı Afrika'nın Müslüman bölgelerinde rastlanırdı. Örneğin Osman dan Fodio, 1804 yılında bugünkü Nijerya'nın kuzeyinde kurduğu Sokoto Halifeliği için mücadelesini cihat olarak tanımlamıştı.[3] 20. ve 21. yüzyıllarda önce SSCB ve sonrasında da Amerika Birleşik Devletleri ile savaşan Afgan savaşçılar da genellikle kendilerini mücahit olarak tanımlamıştır.[3] Bu savaşlar esnasında İslamcı aşırı uçlar, "mürted" olarak gördükleri diğer Müslümanlara karşı düzenledikleri saldırıları da cihat kapsamında değerlendirmişlerdir.[3]
Fıkıhta
Cihat bazı fıkıhçılar tarafından bazı hadislere dayanılarak iki kısma ayrılmıştır; büyük cihat, küçük cihat. Büyük cihat, insanın benliğinde barındırdığı kötülüğe ve dünyevi zevke olan yakınlığına karşı verdiği mücadele olarak tanımlanmıştır. Küçük Cihad ise; islamı savunma, hakim kılma ve fiili savaş anlamda dini mücadeledir.
Kaynakça
Ayrıca bakınız
Okuma listesi
- Abdullah Azzam, Tevbe Suresi Tefsiri (Cihad Dersleri), Buruc Yayınları, İstanbul, 2007, 3. baskı, ISBN 9780174325000.
- Seyyid Ebu'l-A'la El-Mevdudi, Cihad İslam'da Savaş Hukuku, Şafak Yayınları.
- Ahmet Kalkan; Editör: Hasan Lütfi Ramazanoğlu, Müslamanın Müslümanlaşması: Tevhid ve Uzlaşma; Cihad ve Terör; İbadet ve Adet, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2005, ISBN 9756373342.
- Ahmed Çelebi, İslam Düşüncesinde Cihad ve Savaş Siyaseti, İz Yayıncılık, İstanbul, 1994, ISBN 9753550855.
- Nicola Melis, “A Hanafi treatise on rebellion and ğihād in the Ottoman age (XVII c.)”,Eurasian Studies, Volume II; Number 2 (December 2003), pp. 215–226.