Fikir Sahibi Damaklar

Fikir Sahibi Damaklar

"Al eline büyüteci, etiket hafiyeliği yap! Gerçek gıdayı ara ve paranı sadece gerçek olana yatır"
Resmî site fikirsahibidamaklar.org

Fikir Sahibi Damaklar, yüzbini aşkın üyesiyle 130 ülkede yer sahibi olan Slow Food hareketinin Türkiye’deki aktif topluluğudur. Türkiye'de Defne Koryürek tarafından kurulan Fikir Sahibi Damaklar, gerçek gıda, doğasına saygılı tarım ve sürdürülebilir tüketim konularında kampanyalar düzenleyerek şehirli tüketiciye alışkanlıklarını sorgulatmayı hedeflemektedir.[1]

Biliyorlar ki bugün markette satılan lezzetsiz domates ancak “satın aldıkları sürece” reyondaki yerini muhafaza edebilir. Eğer “mevsiminde” almaya karar verirlerse, üretici de mevsiminde üretecektir.

—Fikir Sahibi Damaklar

Fikir Sahibi Damaklar, şehirli bireylerin, geceye kadar açık kalan hipermarketlerin insanı tembelliğe iten konforu karşısında, satılan yoğurdun “gerçekten” yoğurt, ekmeğin “gerçekten” ekmek olup olmadığını düşünmeyi bıraktığını ve nihayetinde, gıda yerine gıdaymış gibi yapan, büyük üreticilerin kârını arttırma odaklı Ar-Ge çalışmalarının karşılığı olarak, pek çok endüstriyel ürünü tükettiğini ileri sürerek, bu gerçek gıdadan ayrı düşme haline çözümler üreten çalışmalar yürütmektedir.

Yürütülen kampanyalar

İstanbul Lüfer'e Hasret Kalmasın

İstanbul'un balıklarından olan lüferin yokolmasına karşı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı'nın katkılarıyla bir kampanya düzenlenmiştir.[2][3]

Aynı kapsamda kısa ve uzun metrajlı filmlerden oluşan bir fösteri yapılmıştır.[4]

Etiket Hafiyesi

Etiket Hafiyesi Kampanyası kapsamında, raflardaki gıdaların içeriğini anlamak, GDO içerin ürünleri ve zararlı katkı maddelerini tespit etmek hedeflenmektedir. Etiketleri önce okuyup, anlaşılmayan, içe sinmeyen ürünlere dokunmamayı öneriyor. Yerel üretimi destekliyor ve meyvasını, sebzesini tercih etmeyi öneriyor. Her şeyin mevsiminde yenilmesini, işlenmiş gıdalar yerine organik, katkısız ya da GDO'suz olan gıdaların tüketilmesini öneriyor. Gerçek gıdanın tespit edilmesini sağlayan bu kampanya ile zararlı katkı maddelerinin bir listesi kamuoyuna sunulmuştur.[5] [6]

Yemiyorsak Sebebi Var

Çinliler'in 5000 yıldır hem gıda hem de tıbbi manada yararlandığı ve aslında iyi bir protein ve aminoasit kaynağı olan soya, bugün Batılılar tarafından bakliyattan ziyade yem ve yağ bitkisi olarak tanımlanıyor ve özellikle genetiği değiştirilmiş versiyonu ile ABD, Arjantin ve Brezilya'da çok miktarlarda üretiliyor.

Türkiye'nin bir yıllık soya üretimi 60-70 bin ton civarında ve her yıl 1 buçuk milyon ton soya ithal ediliyor. Ticaret Odası raporları bu ithal edilen soyanın yağ ve hayvan yemi amaçlı kullanıldığını söylüyor.[7]

Soya küspesi ithalatında ABD, Arjantin ve Brezilya'nın payı %90'ın üzerinde. Yani satın aldığınız her çiflik balığının, kümes hayvanının, sığırın eti ile süt ve süt ürünlerinin arkasında ABD, Arjantin ya da Brezilya'dan alınmış soya olabilir, bu soya da pekala GDO'lu olabilir. İneğin yeminin nereden geldiği süt kutusunda yazmadığına ya da kızınıza çorba yapmak için aldığınız tavuğun neyle beslendiğini markette kimse söyleyemez.

Soya aynı zamanda lesitini ile de hazır gıda sektörünün çok kullandığı bir gıda. Bebek mamalarından krem peynire, gofretten ekmeğe, sakızdan margarine pek çok ürünün içeriğinde bulunan E 322 yani soya lesitini, aynı soya küspesi gibi ithal ediliyor. Türkiye'de bu durum kontrol edilemiyor. Bulunan üç laboratuvar bu konuda çalışıyor ancak hiçbiri gümrüklerde değil.[8]

Üzerinde "GDO'suz" ya da "organik" yazmadığı sürece çikolatadan ete, sütten ekmeğe her şeyin içerisinde GDO'lu soya olabilir. Dolayısıyla, etiket okuyacaksınız ve göreceksiniz ki her yerdeler: Soya unu, soya lesitini, soya proteini, isolate ve isoflavone, bitkisel yağ ve bitkisel protein (ve mısır unu, mısır nişastası, mısır yağı, mısır şurubu, fruktoz, dekstroz ve glukoz, modifye nişasta, kanola yağı ve pamuk yağı) bulunabiliyor.

GDO'lar Yasaklansın

Alınan her türlü ürünün etiketinin okunmasını, içeriğin sorgulanmasını hedefliyor. Endüstriyel, hazır, paketlenmiş gıdalardan uzak durulması tavsiye edilip, organik ürünler öneriliyor. Sertifikasyon sistemi yeterli olmasa da, bu ürünler diğerlerinden pahalı görünse de, gerçek gıda tüketilmesi gerektiği hatırlatılıyor.[9]

Gerçek Ekmek

Endüstriyel değirmenlerde öğütülüp paketlenen unun kepek ve ruşeym içermediği için daha açık renkli olduğunu, çünkü özel bir işlemle beyazlatıldığını söyleyen Fikir sahibi damaklar, ekmeğin gereken buğdayı katkı ilave etmeden, kepek ve ruşeymini ayırmadan öğütülmeye devam etmesi hâlinde bugün, pek çok vitamin ve mineralin takviye edilmesine ihtiyaç duyulmayacağını söylüyor.[10]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dış bağlantılar

-- Web Sitesi
-- Facebook Sayfası
-- Twitter Adresi
This article is issued from Vikipedi - version of the 12/21/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.