Gülek, Tarsus

Koordinatlar: 41°44′14″K 27°38′16″D / 41.73722°K 27.63778°D / 41.73722; 27.63778

Gülek
  Mahalle  
Mersin
Tarsus
Koordinatlar: 41°44′14″K 27°38′16″D / 41.73722°K 27.63778°D / 41.73722; 27.63778
Ülke Türkiye Türkiye
İl Mersin
İlçe Tarsus
Coğrafi bölge Akdeniz
Rakım 950-1.100 m (-2.659 ft)
Nüfus (2008 )Tuik
 - Toplam 1.785 [(2.015)
Zaman dilimi UDAZD (+3)
İl alan kodu 0324
İl plaka kodu
İnternet sitesi:

Gülek, Mersin ilinin Tarsus ilçesine bağlı bir mahalledir.

Tarihçe

"Boğaz yeri, güzel geçit" manasına gelen Gülek’in içinde bulunduğu bölgeye ilk çağlarda "Kilikya" denilmekte idi. Gülek boğazı, Kilikya’ya iç bölgelerden girilen bir geçit olarak kullanıldığında ilk çağ ile ilgili hemen hemen bütün eserlerde "Kilikya kapıları" olarak kaydedilmiştir.

Makedonya Kralı İskender, MÖ 333 Yılında Anadolu’ya girmiş ve hızlı ilerleyerek Toroslara kadar gelmiştir. İskender’in ölümünden sonra bölge Selevkoslar ve Mısırlılar arasında sık sık el değiştirdi. Daha sonra bölgeye Romalılar hakim oldu. Romalılar Kilikya eyaleti olarak bölgeyi kendilerine bağladılar. Bu eyaletin merkezini de Tarsus yaptılar. Romalılar M.S. 395’te 2’ye ayrılınca Gülek ve çevresi Doğu Roma’nın yani Bizans’ın hakimiyeti altına girdi. Bizanslılar burada Hins Bwls adlı bir yerleşim yeri meydana getirdi.

652-653 yıllarında, İslam halifelerinden Muaviye zamanında Gülek Boğazı ve çevresi Müslümanların eline geçti. Muaviye, Boğaz üzerine küçük bir kale yaptırdı. Ancak bu kalenin 12. yüzyıl ortalarında yapılmış olabileceğini yazan kaynaklar da mevcuttur. Abbasi Halifesi Harun Reşid zamanında bölgeye akınlar devam etmiş ve Horasandan getirilen 3000 kişilik ,ilk Türk kafilesi Çukurova’da ki müstahkem kalelere yerleştirilmiş olabilir.

861 yılında Bizanslılar bölgeye tekrar hakim oldular. Bizans Kralı Nikephor zamanında Çukurova Ermenilerin eline geçince Ermeniler Kilikya kelelerine yerleşmeye başladılar.

1083 yılında Kutalmışoğlu Süleyman Şah Çukurova’daki Ermenileri itaat altına aldı. Bu tarihten itibaren bölgeye Türkmen akını hız kazandı. Bölgeye gelen bu Türkmenlerin yardımıyla da 1375 yılında Meklüklüler tarafından Ermeni prensliklerine tamamen son verildi.

1516 Mercidabık ve 1517 Ridaniye savaşlarında Memlüklüler yenilerek yıkıldı ve Çukurova ile birlikte Gülek ile çevresi de Osmanlıların eline geçti. Bu tarihten sonra bölge Osmanlıların hakimiyetinde kaldı.

Gülek (Külek) Osmanlıların bölgeyi fethettiği sırada Kusun’a bağlı bir kale durumunda idi. 1519 yılında yapılan bir tahrire göre Gülek Kalesinde 183 evli 39 bekar gayri müslim nüfusu olduğu belirtilir.

1832 yılında Gülek ve çevresi Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa tarafından ele geçirildi. Adana’nın önde gelen bazı aileleri de İbrahim Paşa’ya destek verdiler. İbrahim Paşa, Gülek Boğazını korumak için Tekir’de tabyalar yaptırdı. Gülek Boğazını toplarla patlatarak genişletti. 1838’den sonra İbrahim Paşa ordusuyla birlikte bölgeden çekilmeye başladı. Bölgeye Osmanlılar yeniden hakim oldular. 1848-1849 yıllarında aşiretleri merkezi otoritenin kontrolü altına almak için bir takım iskan çalışmaları yapıldı. Bu çerçevede Tecirli aşiretine mensup 50 tane Ankara ve çevresinden alınarak Gülek’e yerleştirildi. 1870 salnamesinde Tarsus’a bağlı bir nahiye olarak görülen Gülek, bu durumunu 20. yüzyılın başlarına kadar korudu.[1]

Kültür

YÖRÜK TÜRKMENLERİ Aşireti kültür gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır. Geleneklerine sahiptirler.Akrabalık bağları oldukça güçlüdür.Genellikle Aydın tarafından gelmiş Yörük Aşiretleri olduğu varsayılmaktadır.

Coğrafya

Gülek mahallesi, Tarsus - Ankara yolu üzerinde Toros Dağları'nın Gülek Boğazı(1250m) mevkiinde kurulmuştur.

Gülek mahallesi'nin Tarsus tarafından girişi

İklim

Gülek, Akdeniz iklimi'nden Karasal İklime geçiş noktasında bulunmaktadır.

Nüfus

mahallenin Yıllara Göre Nüfusu
2015 1785
2014 3988
2007 9831
1990 6114
1975 5795
1980 6352

Mahalleler

gülek mahallesi

Kültür ve sanat

Torosların en önemli geçidi olan Gülek bölgesi Yörük- Türkmenleri de işgalden kısa süre sonra silahlanarak mücadeleye başladı. Dağları mekân tutan köylüler ellerinde var olan her şeyi vatan topraklarının işgalden kurtarılması için feda etmeye başladılar. Bu kutsal mücadelede Gülekliler ve Gülekli Kemal yerini aldı. Gülekli Kemal, köylülerinden oluşturduğu çetesi ile baskınlar düzenlemeye başladı. Demiryollarına saldırılar düzenleyerek Fransızlara zayiat verdirdi. Civar köylülerinde çeteler oluşturmasıyla mücadele daha da hızlandı. Özellikle de Karaisalı'da 1920 Nisan'ın ilk günlerinde Mustafa Kemal'in emri ile Milli Kuvvetler Komutanlığı'nın kurulmasıyla Türk milleti kurtuluş meşalesini yaktı. Gülekli Kemal Milli Kuvvetlere katılarak Gazi Süvari Müfrezesi Kumandanı oldu. Pozantı - Tarsus- Adana arasında yaşayan konar-göçer Yörük aşiretleri de bu müfrezelere katıldılar. Pozantı kısa süre içinde sarıldı. Pozantı'da bulunan Fransız taburu bir gece yarısı burayı terk etmek zorunda kaldı. Bu kaçışla birlikte Karboğazı Destanı yazıldı. Gülekli Kemal ve müfrezesine Menil taburunun yerini söyleyen Gülekli Hatice, yaptığı kahramanlıkla Çukurova'da kurtuluş mücadelesinin kader noktası oldu. Menil taburunun esir edilmesinde çok büyük bir paya sahip olan bu yörük kadını Panzıkçukuru mahallesindendi. Hasan Ağa'nın karısıydı. Milli kuvvetleri elinden geldiği kadar desteklemeyi hiç ihmal etmeyen Hatice kadınının yaptığı fedakârlıklar Karboğazı baskınından sonra da devam etti. Tarsus cephesinde Derviş Ağa ve Emin Ağa müfrezelerinde mücadele etti. Sinan Tekelioğlu ile görüştü. Sinan Tekelioğlu kazanılan zaferi Mustafa Kemal Paşa'ya bildirdi. Hatice kadının yaptığı kahramanlıktan bahsetti. Mustafa Kemal'in ağzından şu sözler döküldü :" Bir Türk dünyaya bedeldir"

Ekonomi

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 8/29/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.