Gündelik dil felsefesi
Gündelik dil felsefesi, bir felsefe yapma tarzı olarak, mantıkçı pozitivizmin ideal dil anlayışını eleştiren Austin, Searle, Grice gibi filozofların çalışmalarını nitelendirmektedir. Bu filozoflar, mantıkçı pozitivistlerin ideal dil anlayışının, doğal dillerin olağan kullanımı olan gündelik konuşma formlarını ihmâl ettiğini düşünerek bu formları temel alan bir anlam teorisi geliştirmiştir. Onlar, mantıkçı pozitivistlerin aksine, gündelik dilin bayağı ve göz ardı edilebilir olduğunu düşünmemektedir.[1]
Felsefenin ancak ve ancak gündelik dilde geçen sözcüklerin anlamlarının, yapı ve kökenlerinin analiz edilmesi suretiyle gelişebileceğini, felsefenin anlamsız ve sonuçsuz spekülasyonlardan, yalnızca gündelik dilin felsefi çerçevesinin ve gerçeklikle ilgili önkabülleri araştırılması yoluyla kurtarılarak, problemlerinin çözülebileceğini savunan bu felsefe anlayışı, geleneksel felsefe anlayışına ve metafiziğe karşı çıkmaktadır. Buna göre gündelik dilin felsefesi amaçlar için fazlasıyla uygundur ve bu dil özü itibariyle doğru olan bir gerçeklik görüşüne dayanmaktadır. Gündelik dil felsefesi, çözülemez felsefi problemlerin, gündelik dilden uzaklaşıp, temeli olmayan metafiziksel bir dil yaratmaktan, gündelik dilde geçen sözcükleri yanlış kullanıp anlamlarını çarpıtmaktan kaynaklandığını savunmaktadır.[2]
Dipnotlar
- ↑ Atakan Altınörs, Dil Felsefesine Giriş, İnkılap Yayınevi, 2003, S. 47.
- ↑ Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Sözlüğü, İstanbul 1999, S. 390.