Gladyatör
Gladyatör (Latince: gladiator: kılıç ustası silahşör, gladius: kılıç), Eski Roma'da genellikle savaş esirleri ve kölelerden oluşturulan, Romalı insanları eğlendirmek, Roma halkını askerliğe, dövüşlere ve olası savaşlara hazırlamak amacı ile halkın seyirciliği refakatinde birbirleri veya vahşi hayvanlarla dövüşmek zorunda bırakılan insanlardır.
Gladyatörlerin her biri farklı silahlara sahiptir. Hemen her gladyatör elinde bir kılıç veya mızrak, başında ağır metalden siperli miğferle ve üstü çıplak olarak dövüşürdü. Altta bir kasık örttüğü ve onu tutan bir kemer bulunurdu. Arenanın kumlu zemininde ayakkabı ya da sandalet giyilmez, ayak bileklerini destekleyici kısa tozluk kullanılırdı.
Teçhizatları hangi sınıftan veya milletten olduklarını ele verirdi. Thraex küçük köşeli kalkan Eques ise küçük yuvarlak kalkan taşır, Retiarius ağ ve mızrak ile dövüşmeyi yeğler, çoğunlukla görüş ve işitmeyi zorlaştırdığından miğfer kullanmazdı. Büyük dikdörtgen Lejyon kalkanlarına benzer kalkan kullananlar Murmillo, Secutor ve Provocator adıyla anılırdı. Kalkan kullanan gruplar kılıç boyutlarına ve kullanım şekillerine göre değişirdi. Çiftlerin oluşturulmasında kesin, net ve değiştirilemez kurallar vardı. Equites, Provocatores ve Essedari sadece kendi sınıfından bir rakiple dövüşebilen sınıflardı. Bunun sebebi, bazı ekipmanların diğer ekipmanlardan üstün olması ve gladyatörlerin bu silahlarla eğitim almamasından kaynaklanırdı. Murmillo olan Thraex ya da Hoplomachus sınıfından olanlarla, Retiarius ise Secutor ya da nadiren Scissor'a karşı dövüşürdü.
Bir gladyatörün azat edilmesi için bir devlet yetkilisinin onu tahta kılıçla kutsaması gerekirdi. Önceleri sadece aşağı tabakadan seçilen gladyatörlük, daha sonra bir meslek haline geldi ve gladyatör yetiştirmek amacı ile akademiler açıldı. Bu akademilerin genel adı da Ludus'dur. Ayrıca Roma imparatorlarından Commodus'un da gladyatör oyunlarından hoşlandığı ve bu dövüşlere katıldığı bilinmektedir. Gladyatör filmi, gladyatörlüğün tarihine ve Marcus Aurelius devrine ışık tutmaktadır.
Gladyatör dövüşleri
Yıl içinde Nisan, Temmuz, Eylül ve Kasım aylarındaki dört hafta içinde gerçekleştirilen gladyatör oyunları, Büyük Sirk (Circus Maximus) ve Kolezyum'un neredeyse sürekli olarak açık kaldığı bir boyuta ulaşmıştır. MÖ 264'teki tarihi kanıtlara geçmiş ilk oyunlarda üç çift köle, öldüresiye dövüşmüştür. Dört yüzyıl sonra İmparator Trajan, 10.000 insan ve 11.000 hayvanın öldürüldüğü abartılı bir festival düzenlemiştir.
Profesyonel gladyatörler, öldürücü dövüş gösterileri sunarlar. Düzenli sıralar halinde yürüyerek Yaşam Kapısı'ndan geçip arenaya girerler ve şu geleneksel sözlerle imparatorluk podyumuna seslenirler: "Ave Caesar! Morituri Salutamus" ("Selam Ceasar! Ölmek üzere olanlar seni selamlarlar"). Ağ ve üç dişli mızrakla donanmış Rhetariler, kılıç ve kalkanla ağır silahlanmış Seuctorelerle karşılaşır. Bazen tutsaklar veya egzotik barbarlar takımına karşı bu iki grup güçlerini birleştirir. Karşılaşmada kaybedenlerin cesetleri, et çengelleriyle sürüklenerek Ölüm Kapısı'ndan dışarı atılır. Bir gladyatör yaralanırsa, imparator veya oyunlara başkanlık eden bir başkası, "başparmak yukarı" veya "başparmak aşağı" işaretiyle cezanın tecil edilmesine veya öldürülmesine karar verir.
Oyunları düzenleyenler, gladyatör okulları arasındaki rekabeti kullanmış ve ünlü oyuncuların kazandığı karşılaşmaların reklamını yapmıştır. Günümüze kalan bir Oyun programı, T.v Pugnax Ner III ve M.p Murranus Ner III, yani Capua'daki Neron gladyatör okulundan üçer galibiyeti olan, biri Trakya silahlarıyla, yani küçük kalkan ve eğri kılıç (rhomphaia), öteki Galyalılara özgü Mirmillo stili Pugnax kullanan iki dövüşçü arasındaki mücadelenin ayrıntısını vermektedir. Pugnax muzaffer olurken, Murranus'un sonu ölüm olmuştur.
Müthiş manzaralar görme isteği, gladyatör gösterilerinin, gerçek boyutlarına eş bir askeri çarpışmayla, hatta su basmış arenalarda deniz mücadeleleriyle, vahşi hayvan avına (venationes) dönüşmesine yol açmıştır. Nihayet büyük müstehcenlik, vahşilik, kitlesel zalimlik eylemleri istenmiştir. Popüler öyküler, Hıristiyan tutsakların diri diri kızartıldığı, çarmıha gerildiği, aslanlara bindirildiği veya aslanların önüne atıldığı, timsahlarla dolu sularda yarı batmış sandallarla gezmeye zorlandığı örnekler ince ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Bunlar sadece sonsuz bir kurban ve işkence çeşitliliği içinde geçen örneklerdir. Hıristiyan İmparator Honorius, Senatoyu lağvedip MS 404 yılında oyunlara son verinceye kadar devam etmiştir.[1]
Gladyatör oyunları sadece Roma İmparatorluğu'na özgü değildir. Benzer oyunlar ve karşılaşmalar barbar Avrupa kavimleri, İspanyollar ve bazı Asya kavimleri tarafından da yapılmaktadır.
Kaynakça
- ↑ Norman Davies, Avrupa Tarihi s.205, 206.