Muhacir
Muhacir, Osmanlı İmparatorluğu dönemi sonlarından itibaren Balkanlar’dan mecburi göç yaşayıp Anadolu’ya gelenlerin genel adıdır. Türkçeye "Mekke'den Medine'ye göç eden" anlamındaki Arapça sözcükten geçmiştir.[1]
Kullanımlar
Trakya bölgesinde günlük konuşma dilinde "Mâcır" olarak telaffuz edilen bu kelime, 93 Harbi'nden itibaren 1930'lara kadar Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk ve Yugoslavya gibi Balkan ülkeleriyle Türkiye arasında mübadele ile veya tek yönde göçenler için kullanılmaktadır. Bu göçmenler öncelikle Trakya olmak üzere, çoğunlukla Marmara Bölgesi'ne yerleştirilmişlerdir. Yunanistan'dan göçenler genellikle Girit, Midilli ve Selanik civarından göç etmişlerdir. Girit ve diğer Ege Adaları'ndan göçenler kendilerini Muhacir olarak değil, Adalı olarak tanımlarlar.
Balkanlar’dan gelen göçmenler devletten toprak almışlar, ancak varlıklarını ve evlerini geldikleri ülkelerde bırakmışlar, çok büyük emek vererek Türkiye'de yeni düzen kurmaya çalışmışlardır. Balkan halklarında yüzyıllardan beri yerleşmiş olan köy düzeni, ev inşaatı, bahçe düzeni (çiçek) ve tarımsal faaliyetlerde (meyve ve sebze yetiştirme gibi) geleneksel anlayışı Türkiye'ye ilk defa getirmişler ve çalışkanlıkları ile büyük takdir toplamış, önemli bir kısmı birçok alanda ülkenin öncüleri olmuştur.
Osmanlı-Rus Savaşı ve Kafkasya Savaşı (19. yüzyıl) sırasında Kafkasya'dan göçenler de Muhacir olarak adlandırılır.
1923 yılında yapılan Lozan Antlaşması gereği Türkiye'deki Hristiyan halklar ileYunanistan'daki Müslüman halkların değiş tokuşu yapılmış, mallarına karşılık mal verilerek mübadele edilmişlerdir.
Kaynakça
- ↑ “Muhacir.” TDK Büyük Türkçe Sözlük