Ogier Ghislain de Busbecq
Ogier Ghiselin de Busbecq (d. Comines (bugün Belçika ve Fransa) 1522 - ö. 1591-92), Avusturya Monarşisi için görev alan Flemenk diplomat. Aynı zamanda, 16. yüzyıl İstanbul'u hakkında en yetkin kaynaklardan biri olan Türk Mektupları adlı eseri yazmış ve bu suretle, edebiyatta gezi mektupları türünün öncülerinden biri olmuştur. Ayrıca Türk lalesini Avrupa'ya tanıtan insan olarak da bilinir.
Hayatı
Günümüzde Kuzey Fransa topraklarında olan Bousbecque kenti şatosunda doğdu. Babası Georges Ghislain, annesi Catherina Hespiel'di. Günümüzde Güney Belçika'da olan Wervik ve Comines kentlerindeki okullarda ve Leuven kentindeki üniversitede eğitim gördü. Daha sonra o dönemin en üst eğitim kurumlarının bulunduğu İtalya'da Venedik başta olmak üzere birkaç farklı üniversitede eğitimini tamamladı ve kamu hizmetine girdi.
1552 yılında Avusturya arşidükü I. Ferdinand emrinde görevlendirildi. İki yıl sonra Avusturya adına İngiltere'ye gönderilerek İngiltere kraliçesi Mary Tudor ile İspanya prensi II. Felipe'nin evlilik törenine katıldı.
Busbecq'in bir sonraki görevi Avusturya'nın Osmanlı elçiliğiydi. 1547 yılında iki ülke arasında barış yapılmış, fakat Avusturya tarafı barışı tanımamıştı. Ancak yapılan savaşlarda 1551 de Erdel'in, 1552 Banat'ın Türkler tarafından fethi üzerine Ferdinand, Busbecq'i barışı yenilemek göreviyle İstanbul'a gönderdi.
1555 yılında İstanbul'a gelen Busbecq daha sonra Amasya'ya giderek burada bulunan I. Süleyman'ın huzuruna çıkmıştır. 6 ayla sınırlı bir barış antlaşması yapmayı başaran Busbuecq, Viyana'ya döndükten sonra 1556 yılında Ferdinand'ın daimi elçisi olarak İstanbul'a geldi ve 1562 yılına kadar görevini sürdürdü.[1]
Rüstem Paşa'nın sadrazamlığı sırasında başarılı olamayan Busbecq, Rüstem Paşa'dan sonra Semiz Ali Paşa'nın sadrazamlığı sırasında 1562 yılında barışı yenilemeyi başardı.[2]
Avusturya'ya dönen Busbecq 1563 yılında II. Maximilian tarafından şövalye edilmiştir. 1567 yılında saray baş mareşalliğine ve Maximilian'ın oğullarının kahyalığına atanmıştır. Aynı zamanda imparatorluk saray kütüphanesinin denetlenmesi görevini de üstlenmiştir. 1574-1591 yılları arasında Avusturya'nın Paris elçiliği görevinde bulundu. Fransa’da devam eden mezhep çatışmaları konusunda hükümetine gözlem raporları hazırladı.[1]
Emekliliğini isteyerek doğduğu topraklara dönüş yolundaki Rouen sınırlarında Katolik Birliği çetelerince esir alınarak mallarına el konulmuş ancak malları iade edilerek serbest bırakılmıştır. Serbest bırakıldıktan bir süre sonra bazı kaynaklara göre 1591[1] ya da 1592 yılında vefat etmiştir.
Türk Mektupları
Busbecq Osmanlı İmparatorluğu' nda bulunduğu süre içinde dikkatli gözlemler yaptı ve gözlemlerini dostu olan Macar diplomat Nicholas Michault'a yazdığı (üçü İstanbul'dayken yazılmış) dört mektupta topladı.
Busbuecq'in din ayrılığının çok önemli olduğu ve savaş tedirginliğinin hüküm sürdüğü bir dönemde Osmanlı hakkındaki gözlemlerin çok adilane olması beklenemez. Mesela, Busbecq İran savaşlarından bahsederek, Avrupa'yı Osmanlı ile İran arasındaki savaşların kurtardığını öne sürmektedir. Buna rağmen mektuplar o dönemin ölçüleri içerisinde hayli tarafsızdır. Busbecq bazı eleştiriler yapmakla birlikte, beğendiklerini de ifade etmekten kaçınmamıştır. Ordunun disiplini, Türk hamamları ve Türklerin beden temizliğine verdiği önem Busbecq’i etkilemiştir. Busbuecq ayrıca Osmanlı' da kadının hukuki statüsünden de takdirle bahsetmektedir. Mesela, Busbecq Türk kadınının boşanma talebinde bulunabildiğini, bu yönüyle, Osmanlı' nın Avrupa'dan ileri olduğunu belirtmektedir.
Bu açıdan Türk Mektupları hem gezi edebiyatının ilk örneklerinden biri, hem de o dönem Osmanlı'sını anlatan önemli bir tarih belgesi niteliğindedir.
Türk lalesi
Busbecq ayni zamanda Anadolu topraklarındaki bitki yaşamını da incelemiştir. O dönemde Avrupalıların tanımadığı lale Busbecq'in ilgisini çekmiş ve Busbecq bu bitkinin soğanlarını dönemin önemli bir botanik uzmanı olan arkadaşı Charles de l'Ecluse'ye göndermiştir. Daha sonra Leiden üniversitesinde botanik profesörü olan de l'Ecluse de laleyi geliştirerek Hollandalılara tanıtmıştır.
Hollanda’da yaklaşık olarak 40 yıl içinde lale büyük beğeni toplamış ve 1636-1637 yıllarında lale soğanları astronomik fiyatlarla alıcı bulur hale gelmiştir. Bunu bir bakıma Hollanda'nın lale devri saymak mümkündür. Alexandre Dumas'ın Siyah Lale adlı romanı da Hollanda'daki lale devrine ilişkindir. (Ancak romanın konusu 1672 yılında geçmektedir.) Bizim lale devrimiz ise bundan hayli sonra 1718-1730 yılları arasındadır. Bu suretle, 16. yüzyılda Avrupa’ya giden lale 18. yüzyılda bu kez Avrupa’dan ithal edilmiş oldu.