Sağduyu

"Sağduyu" kavramını ele aldığı bilinen ilk kişi Aristo'dur.

Sağduyu, insanın kişisel günlük yaşantısından edindiği görüş, duyuş, davranış ve düşünüş biçimlerininin tümü.[1]

Bir yanıyla maddecilikle uyuşan sağduyu, diğer yanıyla metafizik bir özellik taşır. Çünkü, doğrudan gündelik pratikte sınırlandığından, nesnelerin ve süreçlerin özüne inmez. Böylece de, bir bakıma, bilimsel düşünceye aykırı düşer. Bertrand Russell, Batı Felsefesi Tarihi adlı yapıtında, Aristotales'in öğretisini, bir ölçüde bir sağduyu öğretisi olarak değerlendirdi; “Aristotales'in yargıları, çoğunlukla sudan ayrıntılar üzerinde bile özenle duran ve öğretici bir hava içinde öne sürülen sağduyu ön yargılarıdır.”[2] Einstein ise, “sağduyunun on sekiz yaşından önce zihinde yerleşen önyargılardan başka bir şey olmadığını” ileri sürdü. Lincoln Barnett, Einstein'in başarısını, tartışmasız benimseyen sağduyu önyargılarına karşı çıkışında bulur.

Sağduyu Felsefesi'ni (Philosophy of Common Sense) öne süren İskoçya Okulu'nun öncüsü Thomas Reid, sağduyuyu, “doğuştan gelen ve herkesçe aynı biçimde duyulanı dile getiren ortakduyuş (Common Sense)” diye tanımladı. Thomas Ferguson (1723-1796) izleyen Adam Ferguson (1723-1816) ve Dugald Stewart (1753-1828) gibi düşünürler de, Hume, Berkeley, Descartes ve Locke'a bağlanabilecek metafizik bir sağduyu anlayışı geliştirdiler.[3] Ancak sağduyu yalnızca bu yanıyla ele alma, kimi düşünürlere göre, doğru değildir. Çünkü sağduyu, doğru ve bilimsel muhakeme yapma yeteneğini de içerir. Bu açıdan, bilimsel bilgiye yaklaşan sağduyu ile bilimsel düşünüş arasındaki karşıtlık görelidir.

Zorunlu olarak günlük pratiğin bilgileriyle sınırlı olan sağduyu, yine ve ancak günlük pratiğin bilimselleşmesiyle serpilip gelişebilir. Bilim ile üretim arasındaki bağlar sıkılaşıp bilimsel görüşler yaygınlaştıkça, kişinin günlük pratiğinin niteliği de değişikliğe uğrar. Bu nedenle sağduyuyu bir süreç içinde ele almak gerektiğini ileri süren bu düşünürler şu tanımı yapmaktadır: “İnsanın günlük yaşamı içinde bulunan görüşlerin, alışkanlıkların ve düşünme biçimlerinin toplamı sağduyudur.”[4][5]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. For example, Thomas Reid contrasted common sense and good sense to some extent. See Wierzbicka (2010), page 340.
  2. Gregorić (2007), page 12.
  3. See for example Rosenfeld (2011), page 282; Wierzbicka (2010); and van Kessel (1987): "today the Anglo-Saxon concept prevails almost everywhere".
  4. Bugter (1987), ss. 90.
  5. De Oratore, I, 3, 12
This article is issued from Vikipedi - version of the 7/8/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.