Selef-i Salihin
Selef (Arapça: سلف) veya Türkçe'de yaygın kullanımıyla Selef-i Salihin, İslam literatüründe kullanılan bir terimdir.
Selef, Arapça'da 'önce gelmek, geçmek, geçmişte kalmak' anlamlarına gelir. İslami bir terim olarak ise; ilim ve yaşayış bakımından önder olan İslam peygamberi Muhammed'in sahabeleri ve tâbiîni de içine alan ilk dönem müslümanlarını ifade eder.[1]
Bazı İslam alimleri ise selef terimini daha geniş tutarak sahabeler ve tâbiîn yanında tebei tabiini ve onlara uyanları da bu terimin içine alırlar.[2]
İslam dininde selef kavramının oluşmasına ve onların üstünlüklerine delil olarak şu hadis zikredilir: İnsanların en hayırlısı benim asrım(daki ashâbım)dır. Sonra onları takib edenler(tâbiun), sonra onları takib edenler(etbâu’t-tâbiin)dir. Daha sonra birtakım topluluklar gelir ki onlardan kiminin tanıklığı yeminin önüne geçer, kiminin de yemini tanıklığının önüne geçer.[3]
İkinci nesil
|
|
Üçüncü nesil
|
Ayrıca bakınız
- Peygamberin devrinde Müslümanlar ile temas kuran gayri müslimler
- Şeyh’ûl-İslâm Takiy’ûd-Dîn İbn-i Teymiyyet’ûl-Harrânî (Selef’îyye)
- İbn Abd’el-Vehhâb (Vehhâb’îyye)
Dış bağlantılar
Kaynakça
- ↑ TDV İslam Ansiklopedisi, cilt 36, sayfa 399
- ↑ bknz: Ehl-i Sünnet vel-Cemaat Selef-i Sâlihîn Akîdesi, Abdullah b. Abdulhamîd el-Eserî, çev. Beşir Eryarsoy
- ↑ Buhâri, Fedâilu’l-ashâb 1, Şehâdât 9
- ↑ Al bidaya wan Nahaya