Yigal Amir

Yigal Amir (d. 23 Mayıs 1971), İsrailli suikastçı.

Yemen asıllı, Ortodoks Yahudi bir ailenin çocuğudur. Babası Schlomo bir din adamı, annesi Geula anaokulu öğretmenidir. Annesi dindar olmasına rağmen laik İsraillilerle sıcak ilişkileri vardır. Yigal Amir ilkokuldan sonra dini eğitimle askeri eğitimin karma olarak verildiği bir okula kaydoldu. Kerem De-Yavneh yüksek okulundan mezun olduktan sonra, Golani Piyade Tugayında askerliğini yaptı. Daha sonra Bar İlan Üniversitesi'nde hukuk okudu. Göçmen Yahudilere İbranice dersleri verdi.

Okul yıllarında ilgilendiği Hava Holtzman, 5 aylık bir birlikteliğin sonunda, Yigal'den ayrılıp onun en yakın arkadaşıyla evlendi. Bu olaydan sonra psikolojik sorunlar yaşadı. Hatta kardeşi Hagai'nin ifadesine göre: " Yigal öyle yıkılmıştı ki kendisini feda etmekten söz etmeye başlamıştı."

Suikastın gelişimi

4 Kasım 1995'te Tel Aviv'deki barış mitinginde İzak Rabin'de vardı. Bu barış mitinginde Rabin yüzbinlerce kişiyle birlikte hep bir ağızdan Shir Ha-Shalom'u (Barış Şarkısı) söylemişti. O sırada Amir 274 numaralı otobüsle Tel Aviv'e gelip, park alanında bekledi. Miting sona erdikten sonra Rabin kürsüden inerek kendisini bekleyen zırhlı Cadillac marka arabasına yürüdü. Şimon Peres ile aynı anda yürümesine güvenlik sebebiyle izin verilmemişti. Çünkü miting sırasında Hamas'ın bombalı eylem yapacağı ihbarı alınmıştı. Peres arabaya bindikten sonra, Rabin miting alanını selamlayıp, teşekkürlerini sundu. Arabasına binmesine birkaç adım kala saat 21:40'ta 25 yaşındaki Yigal Amir silahını ateşledi. Silah 22 kalibrelikti, 3 el ateş etti. İlki dalağına, ikincisi ise göğsüne, ana atardamarlardan birine saplandı. Omuriliği ve cebindeki barış şarkısı yazılı kâğıt parçalanmıştı. Güvenlik güçleri hemen üzerine atlayarak Amir'i etkisiz hale getirdiler. Otoparkın karşısındaki alışveriş merkezinin duvarına yaslayıp çembere aldılar. Rabin İchilov Hastanesi'ne kaldırıldı. Saat 23:14'te Rabin'in sağ kolu Eytan Haber öldüğünü medyaya açıkladı. İsrailliler için bu ülke tarihinin ilk siyasi suikastidir. Öldürülen kişiden daha çok bir Yahudi'nin bir başka Yahudi'yi öldürmesi yüzünden dikkat çekicidir.

Suikasttan sonra

6 Kasım 1995'te Tel Aviv bölge mahkemesine çıkmadan önce Amir suikastin nedenlerini ve duygularını anlattı. Neler hissettiği sorulduğunda: "Bu emri Tanrı'dan aldım, bir Arap teröristi vurmuş gibiyim" dedi. Mahkemeler boyunca beyaz, bisiklet yaka tişörtünün üzerine giydiği mavi süveter ve siyah kipasıyla Yahudi imajı çizmeye çalıştı. Aleyhindeki tanıkları sakız çiğneyerek dinledi. Rabin'i öldürmekten çekinip çekinmediği sorulduğunda ise: "Onu zeki bir insanın öldürmesini istiyordum, bir Arabın onu öldürmesinden korkuyordum. Tanrının bunu bizlerden birinin yaptığını görmesini istedim" dedi.

Mahkeme sürerken polis soruşturmaya devam etti, Amir'in evinin yakınlarında toprağa gömülü bol miktarda patlayıcı bulundu ama olayla ilgisi olmadığına kanaat getirildi. Soruşturma sürdükçe hangi arkadaşlarının suikastten haberleri olduğu ortaya çıkarıldı. Ama arkadaşlarından biri Yigal'in söylediklerinin arkadaşları arasında ciddiye alınmadığını belirtti. Amir ifadelerinde ısrarla suikasti tek başına planladığı ve uyguladığını söylese de 5 arkadaşı ile 2 kardeşi tutuklandı. Suikast ile ilgileri olmadığı ortaya çıkınca salıverildiler. Hakkındaki dava yaklaşık 1 yıl sürdü. Hüküm okunmadan önce bir açıklama yapılması istendi. Bu açıklama şöyleydi:

"Yaptığım şey kendim için değildir. Tam aksine kendime ve aileme zorluk verdim. Bunu nefret, kıskançlık, öfke ya da intikam adına yapmadım. Bunu sadece liderleri tarafından yanlış yönlendirilen İsrail halkının iyiliği için yaptım. Rabin'i İsrail topraklarını Araplara veren ilk lider olduğu için; Tanrı, Tevrat, İsrail halkı için öldürdüm. Benim doğama, yetiştirme tarzıma aykırı olduğu halde Rabin'i vurdum. Ülkem uğruna hapse girdiğim için kendimi iyi hissediyorum." Bu Amir'in kamu önünde yaptığı son siyasi açıklamaydı. Mahkeme başkanı Edmond Levy Rabin'i öldürmenin Amir'in alnında uzun bir süre leke olarak kalacağını söyledi ve ömür boyu hapse mahkûm etti. Kararı dinlerken Amir esniyordu.

Bu suikast ile barış süreci ortadan kalkıp, yerini Oslo Barışı'dan El Aksa intifadası'na ve günümüze değin süren savaş ortamı hakim oldu. İfadelerinde Rabin'i Oslo Barışı'nın imza töreninden sonra hedef aldığını söyledi. Kişisel olarak Rabin'e değil, İsrail Başbakanlığı'nı hedef aldığını belirtti. Suikastten sonra Amir'in psikolojik durumunu inceleyen İsrail Devleti doktoru Gabriel Weil; onun duygularını anlatmakta zorluk yaşayan, mahkeme sırasındaki tavırları, donuk bakışları ve gülüşleri nedeniyle narsisizm belirtisi gösteren biri olduğunu belirtti.

Mahkemenin kararından sonra Rabin suikastini Amir'in yapamayacağına inanan, büyük bir komplonun parçası olduğunu öne süren savcı Gabi Şahar bu iddialarını mahkemeye taşıdı. Soruşturma komisyonu 72 tanık, 6390 sayfalık tutanak ve birçok sorgulamadan sonra iddiaların temelsiz olduğu sonucuna varıldı. Suikastte İsrail Güvenlik Teşkilatının kastı değil, ihmali bulunduğuna kanaat getirildi.

Hapishane dönemi

Üst düzey güvenlik önlemlerinin altında bulunan Necef Çölündeki Barşeba Hapisanesi'nde mahkûm olan Amir, 2003 yılında Ayalon Hapisanesi'ne gönderildi. Diğer mahkûmlarla görüşmesi kendi güvenliği için yasaklandı. Tevrat okuyabiliyor, televizyon izleyebiliyor, bilgisayar kullanabiliyor ve her gün bir gazete okumasına izin veriliyor. Evlenmesi ve eşiyle başbaşa kalmasına izin verilen Amir'e bazı dini gruplar kampanyalar açtılar. Adayların 18-23 yaş arasında olması ve ideolojik yeterlilik istediklerini belirttiler. Fakat Yigal Amir 2004 yılında vekaletle 40 yaşındaki Larissa Trimboler ile evlendi. Amir'in ailesi, iki haham tarafından yönetilen törene katılamayan Amir'i vekalet gönderdiği babası temsil etti. SSCB kökenli Yahudi Trimboler, Kudüs Üniversitesi'nde felsefe doktorudur ve önceki evliliğinden 4 çocuğu var.

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 9/13/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.