İbn Tağrıberdî
İbn Tağrıberdî | |
---|---|
Doğum |
Yûsuf bin Tagrîberdî bin Abdullah ez-Zâhirî 1410 Kahire |
Ölüm |
1470 (60 Yaşında) Kahire Kulunç hastalığı |
Vatandaşlığı | Memluk Devleti |
Din | İslam |
Dalı | Mısır tarihi |
Etkilendikleri | Makrîzî, El-Aynî |
İbn Tağrıberdî (Yûsuf bin Tagrîberdî bin Abdullah ez-Zâhirî) (d. 1410, Kahire- ö. 5 Haziran 1470- Kahire), Memlûk Sultanlığı'nda yaşamış Mısırlı tarihçi, şair, müzisyen.
Mısır tarihçiliğinin altın devri sayılan XV. yüzyılın en başarılı tarihçilerinden biridir. Aynı zamanda Arapça ve Türkçe şiirler yazan bir şair ve zamanın meşhur müzisyenlerinden birisidir.[1]
Yaşamı
1410 yılında Kahire’de dünyaya geldi. Babası, Memluk Sultanı Berkuk’un ilk yıllarında onun Anadolu memlukü olan ve daha sonra azad edilerek Sultanın en güvendiği emirler arasına giren Emîr Seyfeddin Tağrıberdî’dir. Milliyeti kesin olarak bilinmemekle birlikte isminin Türkçe olması (Tanrıberdi/Tanrıbirdi, “Tanrıverdi”) Türkçe’yi ve Türk tarihini çok iyi bilmesinden ötürü Türk asıllı olduğu ileri sürülmüş ancak kesinlik kazanmamıştır.[1] Kimi kaynaklara göre annesi ise Sultan Berkuk’un Türk cariyelerinden birisidir.[2] Sultan Berkuk devrinde Halep Naibi olan babası, onun ölümünden sonra tahta geçen oğlu Farac döneminde ise Şam Naibi olmuş; kızı Hond Fatima’yı Sultan Farac ile evlendirmişti.
1412’de babasını kaybeden İbn Tağrıberdi, Kahire’de ablası Hacer’in eşi olan alim İbnü’l-Adîm’in ve onun ölümü üzerine ablasının yeni eşi Şâfiî başkadısı Celâleddin Abdurrahman b. Ömer el-Bulkīnî’nin himayesinde yetişti. El-bukini, tahsilini yönlendirmesine rağmen mezhebini değiştirmesini istemedi[1]; devrin Hanefi alimlerinden dersler alarak yetişti. Dinî ilimlerin yanı sıra tasavvuf, astronomi, tıp, matematik ve musikiyle ilgilendi. Farsça ve Türkçe öğrendi. Aldığı dersler içinde en çok tarihi seven Tağrıberdi, bu alana yöneldi.[2] Dönemin meşhur tarihçileri Makrîzî ve El-Aynî’nin öğrencisi oldu. Onların ölümünden sonra sonra Mısır tarihçilerinin lideri durumuna geldi.[1]
Memlûk sultanları ve büyük devlet ricaliyle iyi ilişkiler kurması sayesinde maddi bakımdan rahat bir yaşamı oldu. Hayatı boyunca Barsbay, Çakmak, İnal ve Hoşkadem gibi sultanlarla sık sık görüştüğü, sarayda düzenlenen çeşitli etkinliklere, av partilerine, bilim adamı ve sanatçıların toplantılarına katıldığı bilinir.[2] Kimi kaynaklarda sefirlik ve hâs nâzırlık gib görevlerde bulunduğu belirtilir ancak bu konuda fazla bilgi yoktur.[2] Bir rivayete göre, Mısır Sultanının Fatih Sultan Mehmed’e yazdığı mektupları kaleme almıştır.
Ömrünün son yıllarında Kahire’de Melik Eşref İnal türbesinin yakınına büyük bir türbe yaptırıp, kitaplarını ve yazdığı eserleri oraya vakfetti. 5 Haziran 1470’te kulunç hastalığından Kahire’de hayatını kaybetti. Eşref İnal türbesi yakınındaki kendi türbesine defnedildi.
Bazı Eserleri
- en-Nücûmü'z-Zâhire fî Mülûki Mısr ve'l-Kâhire, Mısır tarihini, 641 yılındaki fetihten itibaren sekizbuçuk asırlık dönemini anlatır. Yazar, bizzat şahit olduğu şahit olduğu Sultan Ferec ve Sultan Kayıtbay zamanının âdeta günlüğünü tutmuştur. Tağırberdi bu eserde fetihten itibaren her yılın olaylarının sonunda Nil sularının kabarma ve çekilme durumunu verdiği için “Nil nehri tarihçisi” unvanını kazanmıştır. Eser, Mısır’ın Osmanlılar tarafından fethinden sonra bu eser Yavuz Sultan Selim’in emriyle İstanbul'a götürülmüş ve Kemal Paşazâde tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Eserin bir yazması Ayasofya Kütüphanesi'ndedir.
- Havâdisü'd-Duhûr fî Mede'l-Eyyâm ve'ş-Şuhûr,1436 yılından sonraki olayları kapsayan eserdir. Bu eserde de Nil’in akış rejimi ve gündelik hayata dair bazı bilgilere yer verilmiştir. İstanbul kütüphanelerindeki tek yazması Ayasofya Kütüpahnesi’ndedir.
- el-Menhelü's-Sâfî ve'l-Müstevfî Ba‘de'l-Vâfî, Safedî'nin “el-Vâfî bi'l-Vefeyât”ına zeyl olarak yazılmış yedi ciltlik eserdir; son cildi “Kitabü’l-Künâ” adıyla bilinir. 1252’den 1458 yılına kadar yaşayan 3000'e yakın sultan, emîr,âlim, şair ve sahalarında meşhur olan kişinin hal tercümeleri alfabetik olarak yer alır. Biyografisi verilenler arasında bazı kadınlar da vardır. Eserin bir nüshası, Topkapı Sarayı Kütüphanesi’ndedir.
- Mevridü'l-Letâfe fî men Veliye's-Saltana ve'l-Hilâfe, halifelik ve sultanlık yapmış olan 143 şahsın hal tercümesini içine alır. İstanbul kütüphanelerinde çeşitli yazmaları bulunur.
- ed-Delîlü'ş-Şâfî ‘ale’l-Menheli's-Sâfî, okuyucuya kolaylık sağlamak üzere yazarın ” el-Menhelü's-Sâfî ve'l-Müstevfî Ba‘de'l-Vâfî”eserine fihrist olarak hazırlanmıştır.
- el-Bahrü'z-Zâhir fî ‘Đlmi'l-Evâ'il ve'l-Evâhir, Adem peygamber'den Tağrıberdi’nin zamanına kadar gelen bir genel tarihtir; yıllara göre düzenlenmiştir. Eserin bazı kısımları günümüze gelebilmiştir. 652-690 yılları arasını konu alan kısmının yazma nüshası Paris Milli Kütüphanesi’ndedir.
- Nüzhetü'r-Re‘y fi't-Târîh, Yıl, ay, gün tertibine göre hazırlanmış bir eserdir. On ciltten fazla olduğu bilinir ancak günümüze IX. Cildi ulaşabilbilmiştir. Bir nüshası Oxford’daki Bodleian Kütüphanesi’ndedir.