İslam'da kurban
İslâm |
---|
|
|
Ayrıca bakınız
|
İslam portali |
Kurban, (Arapça: قُرْبَان) İslami bir terim olarak Arapça'dan Farsça’ya oradan da Türkçe'ye geçmiş bir sözcük olup, her türlü adağa kurban dense de İslamda özellikle Kurban Bayramı'nda Allah adına kurban kesme eylemini tanımlar. Kurban bayramında kurbanın geçerli olması için kurbanı kestiren kişi veya kişiler, bakmasa bile kesilirken kurbanın yanında olmalıdır. Eğer kesilen bölgede herkesin maddi durumu iyi ise kurban kabul olmaz, gereksiz tüketimden dolayı israf ve günaha girer. Kurban bayramında kesilen kurban üçe taksim edilir. Üçte biri yoksullara, diğer üçte biri ziyarete gelen eşe, dosta ikram edilir, geriye kalan kısmı ise kişinin ailesine bırakılır. Kesilen bölgede çok yoksul varsa tamamı fakirlere dağıtılmalıdır. Eğer bölgede kurban eti dağıtılacak yoksullar yoksa kurban kesimi günahtır.[1]
Etimoloji
Kurban kelimesinin Türkçe'ye Farsça'dan, Farsça'ya ise Arapça k-r-b (kökünden türemiş olup, sözlükte "yaklaşmak")[2] kelimesinden türetilerek geçtiği düşünülmekle birlikte Arapçada -an eki olmayışı sebebiyle, kurban sözcüğünün İbranice korban (קרבן) sözcüğü ile ilişkili olduğu düşünülebilir.[3]
İbranice korban sözcüğü de "yakınlaşmak" anlamına sahiptir. Farsçadaki anlamı ise yaklaşan demektir. Kurban kelimesinin Arapçası ذِبْح (zibh; boğazlama) veya hedy (hediye) dir. Dini terim olarak Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir. Kur'an'da da anlatılan İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramına adanmışlık ve Allah'a teslimiyet anlamları da yüklenmiştir.
Tarihçe
Değişik dünya dinlerinde ve toplumlarında farklı şekillerde icra edilen kurban veya sunu törenleri icra edilmiştir. İslam'da ise bu törenlerin Adem'in oğulları olan Habil ve Kabil veya İbrahim'le başladığına inanılır.
- İbrahimi dinlerde
İbrahimi dinlerde kurban kavramı İslamdan farklı şekilde algılanır. Eski Ahit'te Habil ve Kayin ikisi de Âdem’in oğlu olup Tanrı’ya ikisi de kurban sunar; 1. “Âdem karısı Havva ile yattı. Havva hamile kaldı ve Kayin'i doğurdu. "RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim" dedi. 2. Daha sonra Kayin'in kardeşi Habil'i doğurdu. Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi. 3. Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi. 4. Habil de sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını, özellikle de yağlarını getirdi. RAB Habil'i ve sunusunu kabul etti. 5. Kayin'le sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı.” [4]
İbranice korban sözcüğü de "yakınlaşmak" anlamına sahiptir ve dinî bağlamda, şeklî uygulama açısından İslam'dakine benzer bir tür kurban etmeyi öngörür. Bugün Musevilerin büyük bir kısmı hayvan kurban etmeyi kesmişlerdir, bunun en büyük sebebi Tapınak'ın var olmayışıdır;[8] bununla birlikte hayvan kurban etmenin özellikle Tapınak mevcutken düzenli bir şekilde yapılan bir ibadet olduğu bilinmektedir.[3] Musevilerin en kutsal metni sayılan Tora'nın (Tevrat olarak da bilinir) Tekvin bölümünde İbrahim'in oğlu İsmail'i değil de İshak'ı kurban etmeye kalkışmasından bahsedilir[9]. Bununla birlikte Musevilikte kurbanların günahtan arınmayla bir ilişkisi vardır ki bu ilişki İslam'da genel kabul görmüş bir ilişki değildir. Ayrıca günahtan arınmak için kurban kesme Musevilerin bugün hayvan kurban etmemelerinin sebeplerinden biri olarak da öne sürülmüştür; tanınmış hahamlardan Abraham Isaac Kook Mesih Dönemi'nin vejetaryen bir dönem olacağını zira insanların günahları için hayvan kurban etmeye gerek duymayacak kadar ilerlemiş bir durumda olacağını, hayvan kurbanı içermeyen çeşitli kurbanların şükür amacıyla ifa edilebileceğini belirtmiştir[8].
Hristiyanlıkta genel olarak uygulanan bir hayvan kurban etme ibadeti veya eylemi mevcut değildir. Hristiyan din bilginleri, Tanrının biricik oğlu kabul ettikleri İsa'nın Tanrı'ya kurban edilişinin, insanın asli günahının bağışlanmasında yetersiz kabul ettikleri eylemlere karşılık, kurban etme fiilini doruğa ulaştırdığına, böylece asli günahtan arınma işleminin gerçekleştiğine inanırlar. Bununla birlikte İsa'nın kurban oluşu bu şekilde hayvan kurban etme ile her zaman ilişkilendirilmez.
İslami kaynaklarda
- Kur'anda
Kurban sözcüğü Kur'an'da birkaç kez geçer: Maide Suresi 27. ayetinde Habil ile Kabil’in hikâyesinde iki kardeşin sunduğu kurbanlardan bahsedilirken kurban sözcüğü kullanılır.[10] Hikâyeye göre bu sunuda kardeşlerden biri hayvan kurban ederken diğeri topladığı veya yetiştirdiği sebze ve meyvelerden sunu yapmıştır ve buradan kurbanda boğazlama yapma anlamı çıkarılmaz. İslamda bugün anlaşılan kurban kavramının temelini İbrahim ile İsmail'e atfedilen, içinde boğazlama eylemiyle birlikte adanmışlık duygularını ifade eden kıssa oluşturur.
- "(Oğlu) yanında koşma çağına gelince: "Yavrum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak ne düşünürsün?" dedi. "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap. Beni inşaallah sabredenlerden bulacaksın." dedi. Ne zaman ki ikisi de bu şekilde teslim oldular, (İbrahim) onu tuttu şakağı üzerine yıktı."(Saffat Suresi: 102,103)
Fakat Allah'ın bu manevi adanmışlığı kabul edip, bunun bir sınama olduğunu onlara belirtmesi ve onlara bir kurbanlık hayvan göndermesiyle anlatı sonlanır:
- "Ve ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükâfatlandırırız." "Şüphesiz ki bu apaçık ve kesin bir imtihandı." dedik. Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik."(Saffat Suresi, 104-107)
Kur’andaki anlatımlarda hangi hayvanların kurban olarak sunulabileceği, bu hayvanların hangi şartları taşıması gerektiği, kurbanın sadece hayvanlardan olması gerektiği gibi konularda bir açıklık yoktur.
- Sâffât Suresi,107; İbrahim’in oğlu İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye olarak verildiğinin anlatılması.
Hac suresinde kurban hac ile bağlantılı olarak anlatılır; "İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler. Kendileri için birtakım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde Allah'ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. (Hac: 27-28) Beden (dipnot)leri size Allah'ın işaretlerinden kıldık, sizler için onlarda bir hayır vardır. Öyleyse onlar bir dizi halinde boğazlanırken Allah'ın adını anın; yanları üzerine yattıkları zaman da onlardan yiyin, kanaatkâra ve isteyene yedirin. Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır…..(Hac: 36-37)
Sahabeden Enes kanalıyla Muhammed’in kurban olarak Mekke’de kendi eliyle yedi deveyi, Medine’de ise, boynuzlu ve alacalı iki koyunu kestiği rivayet edilmiştir.[11]
Fıkıhta
Kur'ban hanefi anlayışta vacip, diğer sünni mezheplerde ise sünnet olarak algılanır. Alevi anlayışı ise Kur'banı belirli zamanlarda yapılması gereken dini bir yükümlülük olarak değil bir "adak adama" şeklinde algılamış, ve kansız kurban tavsiye edilmiştir.[12][13]
Prof. Dr. Zekeriya Beyaz İslam toplumlarında gelenekselleşmiş kurban anlayışından farklı olarak Kur’anda kurban kelimesinin kullanım şeklinden ve amacından yola çıkarak, kurbanın hayvan boğazlama şeklinde kısıtlanamıyacağını, kurban kesme eyleminin fıkıhçılar tarafınden isimleri belirtilen hayvanlarla sınırlandırılamıyacağını, ayrıca bu kapsamda Tanrıya yakınlaşma amacıyla fakirlere verilen bağışların da İslami kurban olarak yeterli olduğunu belirtir.[14]
Tartışmalar
Kurban kesimi zaman zaman hayvanseverlerin tepkileri ile karşılanmaktadır. Hayvanseverler kurbanların çocukların önünde değil, kapalı ortamlarda profesyonel kasaplar tarafından kesilmesi gerektiğini savunur, gereksiz yere o bölgede etrafta ihtiyaç yokken çok fazla hayvanın kesilmesini istemezler. Çok fazla hayvan kesilerek dinin satın alınamayacağını ya da cennete gidiş yolunun bu olmadığını savunurlar. Kurbanın sadece ihiyaç sahipleri için kesilmesi gerektiği görüşündedirler.
Dipnotlar
Ayette geçen bedenler kelimesinin iri cüsseli develer veya büyükbaş hayvanları anlatmak için kullanıldığı düşünülmüş ve tercümeler bu eklemeler yapılarak yapılmıştır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça ve notlar
- ↑ http://www.milliyet.com.tr/kurban-bayrami-ne-zaman-kurbanlik-gundem-2284157/
- ↑ Hughes, Thomas Patrick. A Dictionary of Islam. W.H. ALLEN & CO., 13 WATERLOO PLACE, PALL MALL S.W. Londra, orijinal basım tarihi: 1895. URL erişim tarihi: 12 Aralık 2007.
- 1 2 "Korban" The Concise Oxford Dictionary of World Religions. Ed. John Bowker. Oxford University Press, 2000. Oxford Reference Online. Oxford University Press. URL erişim tarihi: 12 Aralık 2007.
- ↑ http://tr.wikisource.org/wiki/Eski_Ahit/Tekvin/BAP_4
- ↑ http://www.sunypress.edu/pdf/61866.pdf
- ↑ http://www.diyanet.gov.tr/kuran/meal.asp?page_id=448
- ↑ http://www.diyanet.gov.tr/kuran/meal.asp?page_id=449
- 1 2 FAQ About Animal Sacrifices and the Messianic Period (URL erişim tarihi 12 Aralık 2007): "Without the Temple, these requirements are not applicable today. And, as indicated, Rav Kook felt, based on the prophecy of Isaiah, that there will only be sacrifices involving vegetarian foods during the Messianic Period"
- ↑ Örneğin, Tekvin 22:9 (çoklu meal), Tekvin 22:10 (çoklu meal) bağlantılarından alıntılanabileceği gibi Tekvin 22:9 ve 22:10'da şunlar yazar: "Tanrının kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshakı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı.
Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı" - ↑ Maide Suresi Arapça ve İngilizce çeviri metinleri URL erişim tarihi:12 Aralık 2007. Yazır, E. Hamdi. Türkçe Kur'an'ı Kerim Meâli. Maide Suresi. "kuran.gen.tr": "Bir de onlara Adem'in iki oğlunun başından geçen olayı hakkıyla oku. Hani ikisi, birer “kurban” sunmuşlardı da birininki kabul edildi, diğerininki edilmedi. Bu: "Ben seni kesinlikle öldüreceğim." dedi. Diğeri: "Allah, ancak kendisinden korkanlarınkini kabul buyurur." URL erişim tarihi: 12 Aralık 2007.
- ↑ Buhârî, Hacc 117, 119; Müslim, Edâhî 17
- ↑ http://www.abkyol.nl/alevilik/aleviliktekurbanbayrami/index.html
- ↑ http://www.alevi.web.tr/2013/03/aleviler-ve-kurban-bayram.html
- ↑ http://nediyor.com/2012/10/420009/