4 Ağustos Kararları

4 Ağustos Kararları (1958 Devalüasyonu olarak da bilinir), Demokrat Parti (DP) iktidarınca 4 Ağustos 1958'de uygulamaya konan ekonomik istikrar programı. Türkiye’nin dış borçlanma süreci içerisinde 1951-1960 döneminde de borçları daha önce görülmemiş bir hızla artmaya başlamış ve dönem sonunda yüksek bir seviyeye çıkmıştır. Bunda, 1950’de iktidara gelen DP’nin serbest ithalat politikası gütmesi önemli bir faktör olmuştur. Cumhuriyet tarihinde ilk moratoryum ilanına bu dönemde mecbur kalınmış ve buna bağlı olarak mali düzenlemeye gidilmesi ve istikrar kararlarının alınması zorunlu olmuştur.[1]

Arka Plan

Türkiye, II. Dünya Savaşı sonrasında dünya sistemiyle bütünleşme amacıyla geçmiş dönemde geçerli olan devletçi politikayı bir ölçüde gevşeterek görece liberalleşme sürecine girmişti. 1946 yılında yaşanan Türkiye tarihinin ilk devalüasyonunun ardından Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ilişkiler kurulmuş ve diğer yandan da dış ticarette de nispi bir serbestleşme dönemi başlamıştır. Yeni koşullarda uluslararası kapitalist sistemdeki iş bölümüne paralel olarak Türkiye, tarım ve madenler başta olmak üzere geleneksel ürünler ve hammadde ihraç eden, buna karşılık da sanayi ürünleri ithal eden bir ekonomik yapıya sahip olacaktı.[2]

1950'de iktidara gelen DP'nin yönetimiyle birlikte bu politika daha da yoğun olarak uygulandı. DP'nin ekonomi politikası uygulamalarında ithalat sürükleyici bir ağırlığa sahip oldu fakat ihracat dış ticaret açığını kapayacak bir güçle gelişemedi. Dış açık ve ardından krizlerin yaşanması Türkiye ekonomisinin temel önlenemez sorunları haline bu dönemde geldi.[3]

1948'den beridir Marshall Planı başta olmak üzere ABD ve uluslararası kuruluşlardan alınan kredi ve hibeler, karayolu ve enerji yatırımlarına ayrılarak, yeni ekonomik modelin alt yapısı oluşturulmaya çalışıldı. Diğer taraftan da tarımda makineleşmenin artmasıyla kırsal alanda işgücü açığı ortaya çıktı, dolayısıyla kentlere göç yoğunlaştı.

Nispi olarak dışa açık model, Demokrat Parti yönetiminin ilk dönemlerinde Kore Savaşı'nın etkisiyle de (Savaşın tarım ürünlerinin ihracatını hızlandırması.) kırsal ve kentsel gelirlerde nispi bir artışa neden olmuş ve bu gelişme Demokrat Parti'ye 1954 genel seçimlerinde %57,7 gibi çok yüksek bir oy oranıyla seçim başarısı getirmiştir.

1954 yılından itibaren oluşmaya başlayan iç ve dış dengesizlik ekonomiyi olumsuz şekilde etkilemeye başladı. 1950-53 yılları arasında ekonominin dinamizmini artıran genişletici politikalar, bu dönemden sonra ihracatın duraklaması, yeterli finans kaynaklarının bulunamaması nedeniyle enflasyonu hızlandırdı ve kamu kesiminin yükünü artırdı. Daralan ithalatla birlikte kapasite kullanım oranlarının düşmesi toplam mal arzını azalttı. 1954'ten itibaren dış kaynaklardaki azalmaya rağmen hızlı büyüme hedefinden vazgeçilmeyerek kamu yatırımları arttırıldı. Bu şartlarda genişletici para ve kredi politikaları, enflasyonist talep baskısını artırdı. Artan talep hacmine paralel olarak mal ve hizmet arzını artırmayı hedeflendiyse de, ithalat güçlükleri buna olanak vermedi ve genişlemeci bir para politikası enflasyonu hızlandırdı.[4] 1954'ten sonra hızlanan enflasyon 1957'de yüzde 18'e yükselmişti.

Kararlar

Türkiye döviz rezervlerinin çok azalması nedeniyle 1958 başlarında dış ödeme yükümlülüklerini yerine getiremeyecek duruma gelmişti. ABD yönetimi ve Uluslararası Para Fonu (IMF), bir süreden beri, Türkiye'nin yurtdışındaki ekonomik saygınlığını artıracak ve yurtiçindeki enflasyonu azaltacak önlemler alınmasını istiyordu. Bunun üzerine Adnan Menderes hükümeti dış ödemeler darboğazını aşmak için gerekli dış kaynakların sağlanması karşılığında, önerilen önlemleri almayı kabul etti. Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü (OEEC) Konseyi'nin 29 Temmuz 1958'de Paris'te yaptığı toplantıda, Türkiye'ye yapılacak yardım miktarı belirlendi. Ertesi gün Washington D.C.'de Uluslararası Para Fonu Yönetim Kurulu toplantısında Türkiye raporu görüşüldü ve 31 Temmuz'da Paris'te Türkiye ile ABD arasında ayrı bir yardım antlaşması imzalandı. Türkiye'ye toplam 359 milyon ABD Doları dış yardım sağlandı; ayrıca vadesi gelmiş 256 milyon ABD Doları tutarındaki anapara ve faiz ödemesi ertelendi. Ardından 4 Ağustos'ta iç ve dış dengenin yeniden sağlanmasını amaçlayan ve 4 Ağustos Kararları olarak anılan istikrar programı açıklandı.

Uygulamaya konan kararların en önemlisi, resmen bir devalüasyon yapılmamakla birlikte, katlı kur uygulaması yoluyla Türk Lirası'nın ABD Doları karşısındaki değerinin fiilen düşürülmesiydi. Önceden 2,8 TL olan ABD Doları'nın döviz kuru, 4 Ağustos Kararları ile tütün, bakır ve krom gibi malların ihracından sağlanan dövizler için 4,9 TL; üzüm, incir ve fındık gibi mallar için 5,6 TL; pamuk ve turunçgiller ile öbür mallar için 9 TL olarak yeniden belirlendi. İthalatçılar ise kullanacakları her ABD Doları için 2,8 TL'lik resmi fiyat dışında 6,2 TL de prim ödemekle yükümlü tutulduğundan, ithalatta döviz kuru 9 TL olarak saptanmış oldu. İstikrar programının bir parçası olarak ihracatın ve ithalatın serbestleştirilmesi yönünde adımlar atılmakla birlikte, dış ticaretteki kota sistemi ile fiyat denetimi büyük ölçüde sürdürülmekteydi. Dış ticarette takas yerine çok yönlü ticari ilişkilere ağırlık verilmesi ve yabancı yatırımlar üzerindeki denetimin artırılmasına yönelik önlemler de alınan kararlar arasındaydı.

Enflasyonu yavaşlatmak amacıyla bir yandan fiyat denetimi sona erdirilirken, bir yandan da Merkez Bankası ile ticari bankaların kredilerine sınırlamalar getirildi. Kamu kuruluşlarının ürettiği malların fiyatların artırılarak bunların kendi kaynaklarını yaratmasını ve Merkez Bankası kaynaklarına daha az başvurmasını sağlama yoluna gidildi. Genel olarak, 4 Ağustos Kararları'nın enflasyonu önlemede, dış ödemeler darboğazını aşmaya oranla daha başarılı olduğu ileri sürülmüştür.[5] Devalüasyon sonrasında ülke içinde ekonominin giderek daralması ve geri dönmeyen krediler nedeniyle pek çok küçük özel şirket iflas etmiş ve Türkiye en ciddi krizlerinden ilkini yaşamıştır.[6]

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 10/11/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.