Beydere, Fındıklı

Koordinatlar: 41°13′52″K 41°14′10″D / 41.23111°K 41.23611°D / 41.23111; 41.23611

Beydere/Supe
  Köy  
Rize
Koordinatlar: 41°13′52″K 41°14′10″D / 41.23111°K 41.23611°D / 41.23111; 41.23611
Ülke Türkiye Türkiye
İl Rize
İlçe Fındıklı
Coğrafi bölge Karadeniz Bölgesi
Rakım [1] 400 m (1.312 ft)
Nüfus (2015)Adrese Dayalı Nufus Kayıt Sistemi Veri Tabanı(ADNKS)
 - Toplam 398
Zaman dilimi UDAZD (+3)
İl alan kodu 0464
İl plaka kodu 53
Posta kodu 53740
İnternet sitesi:
YerelNET sayfası

Beydere, Rize ilinin Fındıklı ilçesine bağlı bir köydür.

Tarihçe

Köyümüzün tarihi ve köyümüze ilk kimin gelip yerleştiği tam olarak bilinmemektedir. Rivayetlere göre 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethinden sonraki döneme rastladığı bilinmektedir. Orta Asya’dan Göç edip Anadolu’ya yerleşmiş Türk boylarının Kaçkar Dağları’nı aşıp Rize dolaylarında çeşitli bölgeleri kendilerine yurt edinmişlerdir. Köyümüzün tarihide bu fetihten sonra çeşitli bölgelerden gelen insanların kendilerine yurt edinip yerleşmeleriyle başlamıştır.Köyümüze yerleşen insanların Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden geldiklerini farklı soyadlarından ya da eskiden beri anıla gelmiş ata isimlerinden anlıyoruz. Köyümüze yerleşim sebeplerinin başında tamamen hayvancılıkla geçinmekte olup kendilerine yeni meralar ve otlaklar bulmak istediklerindendir. Diğer bir sebep de o devrin zengin ve tanınmış ailelerinin yanında çalışıp yıllarını o aileye hizmet etmekle geçirmiş kişilerin emeğinin karşılığını nakit olarak değil de kendilerine o zaman boş olan geniş arazileri tahsis ederek karşılığını ödemek istemelerindendir.Bu şekilde yer sahibi olanlardan biride Ahmet Kaptan’dır. Ahmet Kaptan aslen Trabzon’lu olup devrin en iyi mesleği olan gemi kaptanlığı ile uğraşıyormuş. Kaptanlık yaparken kendini Fındıklı’nın Çağlayan (Abu) köyünde ikamet eden devrin varlıklı aileler sınıfında olan İnceoğlu ailesinin ticaret amaçlı işlettiği geminin kaptanı olur. Yıllarca çalışır fakat çalıştığının karşılığını tam olarak alamaz. Ve kendisine emeğinin karşılığı olarak Beydere Köyü’nün kuzeydoğusuna bakan o zaman hayvancılığa elverişli geniş araziyi kendisine alacağına karşılık olarak tahsis ederler. Bu aynı zamanda Ahmet Kaptanın macerası bu tarihten sonra başlar. Ahmet kaptan kendisine ilk yerleşim yeri olarak şu anki Memişler denen yeri seçmiştir. Bu yerleşimden sonra Ali ve Emin ismini koyduğu iki çocuğu dünyaya gelmiştir. Yıllar geçtikçe sürekli çoğaldıklarından orası da kendilerine yetmez olur. Ve daha yukarılara doğru gitme mecburiyeti doğar. Şu anda torunlarının ikamet ettiği Beydere Köyü’nün en güzel yeri olan Karşıyaka Mahallesi’nin Bekirler semtine yerleşir. Bu tarihten sonra Ahmet Kaptan’ın sülalesi çocuklar torunlar derken o kadar çoğalır ki Bekirler de yetmez olur. Buralardan büyük şehirlere göç başlar.

-I.DÜNYA SAVAŞI RUS İŞGALİ VE KURTULUŞU

I. Dünya savaşında Ruslara karşı açılan Doğu Cephesindeki yenilgi Rus Ordu-larının Fındıklı'ya kadar ulaşmasına neden oldu. Arhavi’deki direnişi kıran Rus Ordusu muhtemelen Şubat 1916 da Fındıklı Rus ordusu işgaline girmişti. Yöre insanı büyük ölçüde “muhacirlik” adı verilen göç hareketine katıldı. Fındıklı ve Karadeniz sahilini 3. Orduya bağlı 53. alay müdafaa ediyordu. Ordu kumandanı Haci Hamdi Paşa idi. 53.alay kumandanı ise Yarbay Ali Rıza bey idi. Fındıklı müdafaa hattı iken merkez komutanlığı binası olarak Tahiroğlu Hafız’ın evi kullanılıyordu. Merkez kumandanlığın da teğmen rütbesinde Kadıoğlu Salim Efendi görev yapmaktaydı.   Fındıklı'daki büyük direnişe rağmen Şubat 1916 da Fındıklı Rus işgali altına girmiş oldu. Fındıklı’nın müdafaasında görev alan yedek subaylardan Mustafa Şahinler, Salim Kadıoğlu ve Rifat Kalpak büyük yararlıklar gösterdiler. Salim Kadıoğlu'ndan Hamdi YAZICI'nın naklettiği bilgilere göre. "Düşman büyük bir kuvvetle 1916 Şubat ayının bir gecesinde Türk kuvvetlerini kuşatma hareketine geçti. Kuşatma haberi sabaha yakın bir saatte birliklerimize ulaştı. Onadi ve Kamaşane ile Hara bayırındaki birliklerimizi yok etmek istiyorlardı. Bu sırada bir Rus torpidosu Mekiskir de demirlemiş ve mütemadiyen buraları bombalıyordu. Giderek daralan düşman çemberi birliklerimiz arasındaki haberleşmeyi de kesti. Kurtuluşu geri çekilmekte bulan subaylarımız bu emri birliklerine ulaştıramıyorlardı. Kamaşane deki birliklere geri çekilme emrini ulaştırmak isteyen er ve çavuş şehit edildi. Karargahta bulunan genç teğmen Salim efendi bu görevi gönüllü olarak üstlendi. Kamaşane ye geri çekilme emrini ulaştırarak buradaki birliklerimizin imha olmasını önledi. Geri çekilen birliklerimiz küçük bir kuvveti burada bırakarak kurtuldular. Burada kalanlardan İstanbullu Doktor Teğmen ve arkadaşlarının tamamı şehit oldu." 

    Fındıklı’yı geçen Rus'lar 5 Mart 1916 da Pazar'ı, 9 Mart

1916 da da Rize’yi işgal ettiler. İlerleyişlerine devam eden Ruslar 18 Nisan 1916 da Trabzon'a girdiler. Rusya da başlayan Bolşevik ihtilali Rus ordusunun bölgemizden çekilmesi kararındaki en önemli etken olmuştur. Yaklaşık iki yıl boyunca Rus işgali altında kalan Fındıklı 11 Mart 1918 yılında Rus işgalinden kurtularak tekrar hürriyetine kavuşmuş oldu. İşgal yıllarında “saltat” diye adlandırılan Rus askerleri Fındıklı da “Naçalık” adı verilen mülki idare birimi kurdular. İşgal bölgelerinde geçerli olan “manat” adlı paralarını da buralarda kullanmak üzere bastılar.

-RİZE İLİNE BAĞLANMA

01.06.1933 tarihinde Artvin vilayeti Çoruh adı ile Rize iline bağlanmıştır. Üç yıl Rize ye bağlı olan Artvin Çoruh 1936 da Rize’den ayrılmıştır. Artvin ayrılırken Rize’ye bağlı olarak sadece Pazar ilçesi kalmıştır. Viçe  (Fındıklı) o tarihlerde bucak durumunda olduğu için Çoruh-Artvin iline bağlı bir ilçe olan Hopa'nın bir bucağı durumunda Artvin'e bağlı idi. Bu yüzden bu tarihlerde doğan Fındıklı'lıların nüfus kağıtlarında Vilayeti Çoruh, Kazası Hopa, Nahiyesi-bucağı Viçe yazılıdır. 11 Haziran 1947 tarihinde çıkarılan 5071 sayılı yasa ile Viçe bucak olmaktan çıkarılıp İlçe haline geldi. 27 Kasım 1953 yılında çıkan 6190 sayılı kanun ile Artvin ilinden alınıp Rize iline bağlandı. Fındıklı’nın ilçe olmasında Mareşal Fevzi Çakmak tarafından ilçeye yapılan bir ziyaretin etkili olduğu anlatılmaktadır.

Kültür

Köyümüz, Karadeniz Bölgesi’nin genel karakteristik kültürel özelliklerini içinde barındırır. İklimi ve doğal yapısı gereği değişik ağaç türlerinin yetiştiği köyde, el sanatlarında da kuşkusuz ağaç işleri ilk akla gelen ve en bol ürün veren alandır. Bölgede arazi engebeli olduğu için taşımacılığın sırtta yapılması nedeniyle, sepet örücülüğü sanatı da gelişmiştir.Yörenin yemek kültürü de Karadeniz kültürüyle paralel ve zengindir. Mısır yetiştirilen yörede “mısır ekmeği” ve “muhlama” mısır unuyla yapılan yöresel yemeklerimizin başında gelir. “Turşu kavurması”, “karalahana sarması” ve karalahana yemekleri farklı damak tatlarına hitap eder. “Hamsili ekmek”, “sebzeli hamsi tavası”, “hamsili pilav”; hamsi ile yapılan yemeklerimizden bazılarıdır. Köyümüzde yetiştirilen meyvelerin birçoğundan eşine az rastlanır lezzete ve kıvama sahip pekmezler üretilmektedir.  Tatlı çeşitlerinden kokulu siyah üzümle yapılan pekmez ve Laz Böreği köyümüzün vazgeçilmez tatları arasında yer alır.Son olarak kültürel değerlerimiz arasında tulum ve insanın kanını kaynatarak buz tutmuş gönülleri ısıtan horon vardır. Yürekleri dolduran coşkular, sevinçler değişik etkinliklerde horona dönüşür.

TÜRKÜLER
Karadeniz türküleri kendine has özellikleri sayesinde hemen fark edilirler.İkinci mısra ile dördüncü mısra kafiyelidir. İlk iki mısra ile son iki mısra anlam bakımından ilgisiz olabileceği gibi ilgili olanlarıda vardır.Sevdaluk türküleri, gurbet türküleri ençok görülenlerdendir.Türkülerine atma türküler damgasını vurmuştur. Atma türküler belli bir konu etrafında doğaçlama olarak söylenir. Konu ve ezgi bütünlüğüne dikkat edilir. Genelde mizahi bir üslup kullanılır. Türküler beyitler (ikili) halinde olduğu gibi 4'lü kıtalar halinde de söylenir. Günlük hayatın akışı içinde herkes atma türkü söyleyebilir.Tulum eşliğinde söylenen atma türkülerde tulum ezgiyi yinelerken sonraki dizeler düşünülür. Atma türküler iki dize şeklinde ve son heceleri kafiyelidir. Atma türküler tek taraflı veya iki taraflı olarak söylenir. İki taraflı atma türkülere “karşı beri atma türkü” denir(Kız-Erkek, Kadın-Kız, Baba-Evlât, Gelin-Kaynana, Gelin-Kayınbaba, Karı-Koca, arasında söylenen atma türküler yaygındır.)

KÖY MUTFAĞI

-Hamsi Tava

-Hamsili Pilav

-Hamsi Turşusu(Tuzlama)

-Hamsili Yumurta

-Lahana Sarması

-Pirinçli Lahana

-Dogme Lahana

-Turşu Kavurması

-Taze Fasulye Yemeği

-Ğaviz

-Muhlama

-Mısır Ekmeği

-Laz Böreği

-Bulme Tatlısı

-Kabak Tatlısı

-Üzüm Pekmezi

-Armut Pekmezi

-Balbaşi

-Ğeğ Peyniri

-Minci Peyniri

-Başli Peynir

-Karakovan Balı

-Yayla Tereyağı

****************************

KÖY TAKVİMİ
Ayların yöre dilinde isimleri :

Ocak-------Kalandar

Şubat------Gücükay

Mart--------Mart

Nisan------April

Mayıs------Mayis

Haziran----Kirezayı

Temmuz---Çürüğayı

Ağustos---Ağustos

Eylül--------Üzüm

Ekim--------Oktavri

Kasım------Tromina

Aralık-------Husreyna

GÜNLERLE İLGİLİ İNANIŞLAR;

- Pazartesi: Yolculuk yapmakta sakınca olmadığı, ekilecek şeyler için iyi bir gün olduğu belirtilir.

- Salı: Bu gün için çeşitli rivayetler vardır; kimine göre iyi kimine göre kötü olarak sayılır. İyi ve uğurlu olarak sayılması Fatih Sultan Mehmet’in 1453 tarihinde Salı günü İstanbul’u fethetmesidir. Kimilerine göre de uğursuz ve kötü bir sayılır. Bu günde bina yapılması, temel atılması, çamaşır yıkanması, tırnak kesilmez, yıkanılmaz, yorgan yüzlenmez, tohum ekilmez.

- Çarşamba: Yeni elbise giyilmez fakat çamaşır yıkamak iyidir.

- Perşembe: İyi ve uğurlu bir gün olarak belirtirler, tohum atılır ve özellikle bugün yolculuğa çıkılması gerekildiği söylenir.

- Cuma: Hürmetin bol olduğu Kur’an ve duaların okunduğu mübarek bir gün olduğu belirtilir. Müslümanların bayramıdır. Cuma namazından sonra yolculuk yapılması gerektildiğine inanır

- Cumartesi: İyi bir gün olarak değerlendirilir.

- Pazar: Yaylalara göç edilir.

BATIL İNANÇLARLA İLGİLİ ÖRNEKLER;

- Çocuklar eğilip bacakları arasından bakarlarsa, o eve misafir geleceğine inanılır.

Yeni evliler dışarı çıkarsa cin çarpar.

Arazisine kamış fidanı dikenin erkek çocuğu olmaz.

Evin hayvanı bağırıp ağlarsa, ev halkından biri ölür.

Eskiden 14 ocak günü yılbaşı sayılıyordu. Bazı yerlerde buna “kocakarı yılbaşısı” deniyordu. Bu günde ip satın alırsan bütün yıl yılan göreceğine inanılır.

Kurban bayramında et ev içine alınacağı zaman loğusa ve bebek ayağa kaldırılır. Yoksa kurban etinin lohusayı ve bebeği basacağına inanılır.

Yürüyemeyen çocuklar ocağın üzerine asılı olan zincirden yedi kez geçirilir.

Süpürgeyi üzerine süpürmek, erkek kardeşe kötülük getirir.

Elçiliğe giderken iç çamaşırını ters giyenin işi olur.

Düğünlerde lahana dolması içine para konur. Para kime çıkarsa o zengin olur.

Yürüyemeyen, geç yürüyen çocuklara “basılmış” denir. Çocuğu yürütmek için ayaklarına ip bağlanır ve caminin kapısına getirilir. Namazdan çıkan ilk kişiye bu ip kestirilir. böylelikle çocuğun yürümesini engelleyen bağın çözüldüğüne inanılır.

Yeni gelin koca evine geldiği zaman kucağına, anne ve babası sağ olan erkek çocuk oturtulur. Gelinin erkek çocuğu olsun diye.

Kulak çınlaması, birinin öleceğine işarettir.

Coğrafya

Rize iline 70 km, Fındıklı ilçesine 8 km uzaklıktadır. Köy beş mahalleden oluşur bunlar;

A-Merkez Mahallesi (Alicanoğlu-Karaosmanoğlu-Şahinoğlu-Selimoğlu-Davutoğlu-Kamburoğlu-Mollamehmetoğlu-Memişoğlu-Çolakoğlu)

B-Şenyurt Mahallesi (BAUPE) (Kabahasanoğlu-Mollaibrahimoğlu-Kamburoğlu-Keloğlu-Çolakoğlu)

C-Bulutlu Mahallesi (KAMPARA) (Çolakoğlu-Davutoğlu-Beşliler)

D-Esentepe Mahallesi (TİTEYİN) (Memişoğlu)

E-Karşıyaka Mahallesi (BEKİRLER) (Bekiroğlu-Çolakoğlu)

Bağlı bulunan İlçe temelde üç vadiden oluşmakta olup, bu vadiler doğal güzellikleri ve kaynakları ile özellikle el değmemiş olması bakımından, bölgedeki diğer yörelerden oldukça farklı bir yapıya sahiptir. Doğal güzelliğine tarihi güzelliğin eşlik ettiği yöre adeta açık hava müzesi şeklinde olup, fotoğraflarından daha güzel olan ender yerlerden biridir. Fındıklı ilçesi sınırları içerisindeki vadilerden en çok bilineni Çağlayan Vadisi’dir. İlçe merkezinden güneye doğru Çağlayan Deresi takip edildiğinde 8 km sonra eşsiz güzellikteki Beydere Köyü sizi karşılar. Rivayet odur ki: Yavuz Sultan Selim Şehzadeliği döneminde Çağlayan Vadisi deresine gelmiş ve dereden su içerek “Abu hayat burda" demiştir. Bu nedenle vadinin adı uzun yıllar “Abu” olarak kalmıştır. Köyde geleneksel mimarimizin tipik örnekleri yaşatılmaya çalışılmaktadır:Dolma Taş Evler, Serenderler, Su Değirmenleri.

Yaylalarımıza araçla ulaşılabileceği gibi patika yollar vasıtasıyla da ulaşılabilir. Sizleri dağların doruklarına taşıyacak bu patika yollar dağ yürüyüşü tutkunlarının vazgeçilmezleri arasındadır. Bu patika yollarından en bilineni ve oldukça eski olanı Çağlayan Köyünden başlayıp Kaçkarların doruklarına kadar uzanan ve  “Kırk Merdiven” olarak bilinen patika yoldur. Bu yolu kullanarak vadiyi gezenler hiçbir yerde göremeyeceği zengin bitki örtüsü ve renk tonu ile karşılaşır. Bu yolu kullananlar, beyaz köpüklü Çağlayan Deresi’nin yer yer homurdayan, yer yer okşayan sesi eşliğinde ıhlamur, kestane, kumar, şimşir ve yosun kokuları arasında ilerleyerek zamanın durduğu bakir yaylalarımıza ulaşır. Mütevazı bir yayla evinde biraz soluklanıp buz gibi pınarlardan içtikten sonra Marsis’in eteklerine çıkar sonsuz bir bulut denizi ile karşılaşır. Eğer zirveye doğru tırmanmaya devam ederseniz. Öküzboğan Buzul Gölü’ne ulaşır, zorlu doğa koşullarında harcadığınız emek karşılığında nefis bir panoramik manzara sizin olur.

Köyümüze ait yaylalar Pashalar, Çatak, Taş, Çor, Öküzboğan, Çamlık, Horhat yaylalarıdır. En yakını Pashalar araba yolundan sonra 2 saatte yaya yürümekle en uzağı Öküzboğan ve Horhat araba yolundan sonra 7 saatte yaya gidilen yaylalardır. 2014 yılında Çamlık yaylasına kadar araba yolu yapılmıştır ve Artvin Yusufeli bağlantı yolu ile bu bölgeden de araç ile ulaşım sağlanabilmektedir

-Köyümüze diğer yerleşim yerlerinin uzaklığı;

***************************************

YER UZAKLIK

Fındıklı

8 km

Arhavi

25 km

Ardeşen

26 km

Pazar

34 km

Hopa

37 km

Çamlıhemşin

49 km

Hemşin

51 km

Çayeli

52 km

Sarp

55 km

Rize

70 km

Batum

74 km

Güneysu

75 km

Derepazarı

80 km

İyidere

86 km

Kalkandere

103 km

Artvin

106 km

İkizdere

126 km

Trabzon

150 km

************************************************

-Diğer köyler,eski isimleri ve uzaklıkları;

Beydere Supe -
Arılı Pishala 5,0 KM
Aslandere Çukulit 7,0 KM
Avcılar Andravat -
Cennet - -
Çağlayan Abu 4,0 KM
Çınarlı Çurçava 4,5 KM
Derbent Trevent -
Doğanay Mzuğu 3,0 KM
Gürsu Başköy -
Hara - 7,0 KM
Ihlamurlu Ğayna 3,0 KM
Karaali Canpet 8,0 KM
Kıyıcık Moçhore -
Meyvalı - -
Saatköy Payi 6,0 KM
Sulak Zuğu 3,5 KM
Sümer Sermeni 5,0 KM
Tepecik Peteskir 6,5 KM
Yaylacılar - -
Yeniköy Gurupit -
Yenişehitlik Zenemoş 2,0 KM

İklim

Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.Tipik Karadeniz arazi yapısı ve iklimine sahip olan köyde, yılın 6 ayı kapalı, 4 ayı çok bulutlu, 1,5 ayı bulutlu, 19 gün açık hava bulunmakta ve 365 günün yarısı yağışlı geçmektedir. Yıllık yağış miktarı 2500 mm'den 3000 mm'ye çıkmakta olup, en yüksek nem oranı % 95, en düşük nem oranı % 40 civarıdır. En yüksek sıcaklık 30 °C, en düşüğü ise –4 °C civarındadır.

Nüfus

TÜİK ADRES DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) VERİ TABANI
YILLAR TOPLAM ERKEK KADIN
2015 398 185 213
2014 390 184 206
2013 390 185 205
2012 438 210 228
2011 474 218 256
2010 482 218 264
2009 486 221 265
2008 489 220 269
2007 483 219 264
2000 478 214 264
1990 630 297 333
1985 674 305 369
1980 756 364 392
1975 701 332 369
1970 573 301 272
1965 602 295 307

Ekonomi

Yöre halkının bölge şartlarına göre geçim kaynağı, başta çay ve fındık olmak üzere kısmen,meyvecilik,su ürünleri,arıcılık ve hayvancılıktır.Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.Son yıllarda yeni bir ürün olan KİVİ'nin üretimi alternatif ürün olarak yaygınlaşmaktadır.Genç nüfusun büyük birçoğunluğu işsiz olduğundan köyümüz sürekli göç vermektedir. Köyde ilk açılan çay alımyeri 1975 yılında açılan Beydere Merkez çay alımyeridir.Köyümüzde 1975 yılı öncesi çay tarımı ile çok az kişinin uğraşması dolayısıyla alımyeri ihtiyacı duyulmuyordu. Çay üreten üreticilerde çaylarını Taşköprü-Çağlayan gibi alımyerlerine götürüp satmakta idiler. 1970'li yıllarda devlet teşvikiyle üretimin artması sebebiyle halkın köyde alımyeri ihtiyacını karşılamak üzere halk tarafından 1975 yılında 400 m² büyüklünde bir alımyeri yapılmıştır. Günümüzde ise 6 adet Çaykur'a, 7 adette Özel Şirketlere ait yaşçay alımyerleri köyümüzde hizmet vermektedir.

Altyapı bilgileri

Köyümüze ilk olarak araba yolu 1938 yılında köy halkının İmece usulü olarak çapa ile yapılmıştır. Köyümüze ilk olarak araba 1955 yılında gelmiştir.Köy okulunun inşa edilme tarihi 1948 yılıdır. Köy okulu halkın okul yapımı için bütün malzeme tedarikini sağlayarak o dönemin köy inşaat ustası Osman ŞAHİN tarafından yapılarak ilkokul olarak Milli Eğitimin hizmetine sunulmuştur. 1996 yılından sonra taşımalı eğitim dolayısıyla köyümüzdeki ilkokul kapatılmış ve muhtarlık tarafından çeşitli amaçlarla kullanılmaya başlanmıştır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Ancak, yaklaşık 390 nüfuslu köyde 600 kişilik bir cami vardır!!! Köy yolunun bugünkü durumu köy merkezine kadar 1995 yılında yapılmış olan beton yoldur. Köyde elektrik ve sabit telefon vardır.

-Önemli Telefonlar

*Fındıklı Kaymakamlığı

Kaymakam:Arif KARAMAN

ADRES:Fındıklı Hükümet Konağı Kat:2 Fındıklı

TLF: 0(464)511 3004

FAKS: 0(464)511 3305

E-POSTA:[email protected]

*Fındıklı Belediyesi

Belediye Başkanı:Adnan ÖZBALABAN

ADRES:Merkez Mah. Belediye Cad. Belediye İşhanı No:32 Fındıklı

TLF: 0(464)511 3010

FAX: 0(464)511 3961

E-POSTA:[email protected]

*Fındıklı Jandarma Komutanlığı

ADRES:Fındıklı İlçe Jandarma Komutanlığı

TLF: 0(464) 511 3100

FAX: 0(464) 511 2620

 

Dış bağlantılar

Yerelnet

This article is issued from Vikipedi - version of the 10/20/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.